ARTICLE
29 May 2025

Azınlığın Genel Kurulu Toplantıya Davet Etme Ve Gündeme Madde Ekletme Hakkı

U
Urey Law Firm

Contributor

Ürey Law Firm, founded by Ali Ürey with 40 years of experience, provides comprehensive legal services across various industries. With a team of 15+ experts, we offer tailored, result-oriented solutions in consultancy and litigation. Our client-focused, dynamic approach ensures effective legal and commercial support both nationally and internationally.
Genel kurul, pay sahiplerinin şirket işlerine ilişkin haklarını kullandıkları bir yer olduğundan ve şirket için önemli kararlar genel kurulda alınmakta olduğundan genel kurulun toplanması...
Turkey Corporate/Commercial Law

GİRİŞ

Genel kurul, pay sahiplerinin şirket işlerine ilişkin haklarını kullandıkları bir yer olduğundan ve şirket için önemli kararlar genel kurulda alınmakta olduğundan genel kurulun toplanması ve gündeminde yer alan hususlar hiç şüphesiz ki pay sahipleri için oldukça önemlidir. 

Esasen çoğunluğun seçmesi ile göreve gelen yönetim kurulu tarafından yapılan çağrı ve hazırlanan gündem maddeleri ile toplanan genel kurulda azınlık oranında paya sahip olan pay sahipleri, hazırlık sürecinde genel olarak aktif olamadığından Kanun, şirkette azınlık durumda bulunan pay sahiplerine gündeme madde ekletme ve genel kurulu toplantıya davet etme hakkı tanımıştır. Esasen ilgili hususta düzenleme eTTK'da düzenlenmişse de yürürlükte olan TTK m. 411 ve m. 412'de mülga kanundaki aksaklıklar ve tartışmalar giderilerek konuyla ilgili azınlıklar lehine daha rahat ve hızlı uygulama alanı bulabilecek düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

Çalışmanın ilk bölümünde azınlık kavramından kastedilen unsurun ne olduğu, azınlık haklarının neler olduğu aktarılmaya çalışılacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde genel kurulun toplanma usulü ve toplantıya davet etmeye yetkili kişiler hakkında bahsedilecek ve nihayetinde ise azınlığın TTK m. 411 ve 412 uyarınca genel kurulu toplantıya davet etmeyi ve gündeme madde ekletmeyi talep hakkı detaylı bir biçimde aktarılacaktır.

I-TİCARET HUKUKUNDA AZINLIK KAVRAMI VE AZINLIK HAKLARI

A. Azınlık Kavramı

Sermaye şirketlerinde azınlık kavramı, çoğunluk kavramının zıttı olarak geliştiği için öncelikle sermaye şirketlerinin ve çoğunluk teriminin ne şekilde tanımlandığını incelememiz gerekmektedir.

Bilindiği üzere TMK m. 47/1 uyarınca “Başlıbaşına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar.”. 

Madde metninden de anlaşıldığı üzere bir tüzel kişiden bahsedebilmek için; kendine özgü bir malvarlığı ve amaç birliğinden de söz etmek gerekmektedir. Tüzel kişiliklerin mallarının ve kişiliklerinin kendilerini oluşturan kişiler, üyeler ve ortakların malvarlığından bağımsız olması prensibi doktrinde mal varlığının bağımsızlığı veya mal ayrılığı ilkesi olarak adlandırılmaktadır1. Özellikle konumuzu ilgilendiren ticaret şirketleri açısından mevzuat hükümleri irdelendiğinde ise ticari şirketlerin, ticaret siciline tescil edilmesi ile tüzel kişilik kazanacakları ifade edilebilecektir2. Ancak tüzel kişiler TMK m. 50'de de belirtildiği üzere iradelerini organları aracılığıyla açıklamaktadırlar. Nitekim bir şirketin karar organı da genel kuruludur ve genel kurulda pay sahipleri, şirket işlerine ilişkin haklarını kullanmaktadırlar3

Anonim şirketlerde genel kurulda pay sahiplerinin oy kullanıyor olması, şirketlerin işleyişinin de oy çoğunluğunu elinde bulunduranlar tarafından yürütülmesi neticesini doğurmaktadır4. Dolayısıyla pay sahiplerinden şirkette egemen çoğunluğu sağlayanlar, kendi menfaatleri ve ticari takdirleri doğrultusunda karar alabilmekte, aksini belirten bir sözleşme olmadığı müddetçe şirketi yöneten organ olan yönetim kurulu üyelerini belirlemekte ve bu suretle şirketin yönetimi yüksek oranda kendilerince yönetilmesi sağlamaktadırlar5. Bu sayede aksine sözleşme bulunmadığı müddetçe pay sahipliği diğerlerine oranla yüksek olan pay sahiplerinin iradesi, şirketin iradesini de oluşturmaktadır6.

Ancak şirketler hukukundaki çeşitli esneklikler nedeniyle çoğunluk her zaman şirketi yönetme gücüne sahip olamayacağı için azınlık kavramı her zaman çoğunluğun zıttı da değildir. Bu kapsamda anonim şirkette azınlık, şirkette egemen pay sahipleri dışında kalan ve alınan kararlara katılma ve bilgi alma hakkının kısıtlı olmaları gibi riskler yüzden maruz kaldıkları hukuki ve iktisadi riskler sebebiyle korunması gereken pay sahipleridir şeklinde tanımlanabilecektir7. Ancak kanunda azınlık için sağlanan bazı hakların kullanımı belli oranda hisselere sahip pay sahipleri için tanınmış olup teknik olarak genel kurulun toplantıya çağrılması ve gündeme madde ekletme hakkı için azınlık kavramı, hakim pay sahibi olmayan ve halka açık olmayan anonim şirketlerde sermayenin en az onda birine (%10), halka açık anonim şirketlerde ise sermayenin en az yirmide birine (%5) sahip olan pay sahipleri anlamına gelmektedir.

B. Azınlık Hakları

Azınlık hakları, şirkette oluşabilecek çıkar çatışmalarında hakim ortakların elinde bulundurduğu güç karşısında azınlığın menfaatlerini korumaları bakımından bir denge sağlaması amacıyla verilen, kimi zaman yalnızca belli oranda pay sahibi olan ortaklara tanınan, aksi düzenlenmediği takdirde tek taraflı irade açıklamaları ile yöneltildiği organın onayına bağlı bulunmaksızın kullanılmakta olan haklar şeklinde tanımlanabilecektir8.

Azınlık haklarını, olumsuz ve olumlu azınlık hakları olmak üzere iki grupta tasnif etmek mümkündür. Azınlığın olumsuz oy kullanmak suretiyle genel kurul kararının oluşmamasını sağlayan haklarını olumsuz azınlık hakları olarak nitelemek mümkündür9. Kanunda yer alan olumsuz azınlık hakkını kuruluştan dolayı sorumlu olanların sulh ve ibrasına engel olma olarak ifade edebileceğimiz gibi kanunda açıkça düzenlenmemiş olsa da ağırlaştırılmış yetersayı halleri de genel kurul kararının oluşumunu engelleme noktasındaki azınlığın rolü nedeniyle doktrinde olumsuz azınlık hakkı olarak ifade edilmektedir10.

Azınlığın kanunda kendisine tanınan haklar çerçevesinde taleplerini öne sürerek şirket yönetimine etki edebilmesini, kendi istekleri doğrultusunda işlem yaptırmasını ya da bilgi almasını sağlayan haklar ise olumlu azınlık hakları olarak adlandırılmaktadır11. TTK'da azınlığa tanınmış olan olumlu azınlık hakları; TTK'nın 411 ve 412'nci maddelerinde kendine düzenleme alanı bulan genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep etme ve gündeme madde ekletme hakkı, TTK m. 420'de düzenlenen bilanço görüşmelerini ertelenmesini talep etme hakkı, TTK m. 439'da düzenlenen özel denetçi atanmasını sağlama hakkı, TTK m. 486'da düzenlenen pay senedi bastırılmasını talep etme hakkı ve TTK m. 531'de düzenlenen ortaklığın feshini isteme hakkıdır.

II- ANONİM ŞİRKETLERDE GENEL KURULUNUN TOPLANMASI USULÜ

A. Genel Olarak Genel Kurul Ve Türleri

İlk başlıkta da değindiğimiz üzere genel kurul bir tüzel kişilik olan şirketin karar organıdır. Zorunlu olan, sürekli çalışmayan, olağan yahut olağanüstü toplanabileceği gibi çağrılı yahut çağrısız toplanabilen bir kuruldur. Ancak tabii bu ifadelerimiz genel olarak usulleri belirtöekte olup hangi koşullarda hangi şekilde toplanabileceğine değinilecektir.

TTK m. 409/1 uyarınca, olağan genel kurul toplantısı, her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Olağan toplantılarda, organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları, faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakereler yapılır ve neticesinde gündemde belirtilen bu hususlarda karar alınır.

Olağanüstü genel kurul toplantısı ise, herhangi bir sürede yapılması zorunluluğu yahut sınırlaması bulunmayan, gündemi ve zamanı davette bulunanlarca belirlenen, gereksinim halinde yapılan toplantılardır12.

B. Genel Kurulun Toplantıya Çağrılması Ve Çağırmaya Yetkili Olanlar

 1- Çağrılı Genel Kurul

Kural olarak anonim şirketlerde genel kurul çağrı üzerine toplanır. Söz konusu çağrının usulü TTK m. 414'te düzenlenmiş olup ilgili hüküm uyarınca, “Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.”.  Ancak hemen ifade etmek gerekir ki HAAO'lar için ayrıca Kamuyu Aydınlatma Platformu ile Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen diğer yerlerde yayınlama zorunluluğu da vardır. Ayrıca ilan iki değil üç hafta önceden yapılır. 

Kural olarak olağan veya olağanüstü her türlü genel kurul toplantısı usulüne uygun davet üzerinde yapılmalıdır13. TTK m. 414'te yer alan çağrıya ilişkin temel olarak ifade edilen koşullara uyulmaması, genel kurul kararlarının yok hükmünde olmasına neden olacakken, temel nitelikte olmayan ancak daha basit derecedeki usule aykırılıklar ve ortaklık esas sözleşmesinde yer alan ek olarak belirtilen çağrı usullerine uyulmaksızın yapılan genel kurul kararları hakkında ise iptali yönünde dava açılması mümkün olacaktır14

Ayrıca çağrının belirtilen şekilde yapılması yeterli olmayıp çağrıyı yapanın da buna yetkili olması gerekmektedir15 TTK m. 410/1 ve TTK m. 375/1-f uyarınca asıl olarak yönetim kurulu, genel kurulu davet etmeye görevli ve yetkili olan organ konumundadır15. TTK m. 410 ve TTK m. 535 uyarınca ise tasfiye işlerinin gereklerinden olan hususlar hakkında karar vermek üzere genel kurul tasfiye memurları tarafından da toplantıya çağırılabilecektir. Yine iflas halinde de İİK m. 226 uyarınca müflis ortaklığın yasal temsilcisi iflas idaresi olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu sebeple genel kurul toplantıya iflas idaresi tarafından da davet edilebilecektir. Ancak tasfiye hallerinde yönetim kurulu halen genel kurulu toplantıya davet etme yetkisine sahip olacaktır16.

Yukarıda sayılan haller haricinde TTK m. 410/2 uyarınca yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi de genel kurulu toplantıya çağırabilecektir. Son olarak azınlığın TTK m. 411 ve 412 uyarınca çağrı yetkisine sahip olduğundan söz edilebilecek olup işbu husus zaten çalışmanın ana konusunu oluşturduğundan sonraki sayalarda anlatılacaktır.

2- Çağrısız Genel Kurul 

TTK m. 416 uyarınca genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla tüm pay sahiplerinin veya temsilcilerinin, itirazda bulunmaksızın, çağrıya ilişkin usule uymaksızın genel kurul olarak toplanması ve bu toplantı nisabını koruduğu müddetçe genel kurul kararı alabilmesi17 mümkün olacaktır. Toplanan genel kurulun çağrısız olması durumunda gündeme oybirliği ile madde eklenebilmesi de mümkün olacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki karar alınabilmesi için gündem maddeleri hakkında oybirliği ile bir karar alınması şart olmadığından katılanların olumsuz yönde oy kullanması mümkündür17. Ayrıca yetkisiz kişiler tarafından genel kurulun toplantıya davet edilmesi halinde de, tüm pay sahipleri yahut temsilcilerinin bu toplantıya katılım sağlamış olmaları ihtimalinde, toplantı çağrısız genel kurul gibi kabul edileceğinden geçerli sayılabilecektir18.

 III-AZINLIĞIN GENEL KURULU TOPLANTIYA DAVET ETMEYİ VE GÜNDEME MADDE EKLETMEYİ TALEP HAKKI

A. Genel Olarak

TTK m. 411 uyarınca, azınlık, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi noter aracılığıyla bildirmek kaydıyla, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Bu taleplerin kullanımı öncelikle yönetim kuruluna iletilecek taleple sağlanacak olmakla birlikte işbu talepten bir netice alınamaması halinde azınlığın mahkemeye başvuru yapabileceği yönünde kademeli bir düzenlenme söz konusudur19.

B. Koşulları

1-Talebin Azınlık Pay Sahiplerince Yapılması Gerekliliği

İlk koşul talebin azınlık tarafından sunulması gerekmesi olup azınlık kavramına ilk başlıkta detaylı bir biçimde değinilmiştir. Her ne kadar ilgili hükümde azınlığın daha da düşük bir oran olarak esas sözleşmeyle belirlenebileceğine dair düzenleme mevcutsa da esas sözleşmede aksi yönde daha düşük bir oran belirlenmediği müddetçe azınlık ile kast edilen oran halka açık olmayan şirketler için %10 iken HAAO için ise %5'tir. 

Azınlığın sermaye borcunu ödeyip ödememesi önemli değildir20. Ayrıca azınlık tek bir ortakla oluşabileceği gibi, birden fazla pay sahibinin azınlık oranı olarak belirlenen oranı birlikte sağlaması suretiyle teknik anlamda azınlığı oluşturması da mümkündür21. Ancak bu kişiler taleplerini birlikte sunmalıdır. Aynı talebi sunmalarına karşın ayrı ayrı gönderilirse talepleri gönderen pay sahiplerinin toplam oranı teknik anlamda azınlık oranında olsa da kanunun aradığı koşul sağlanamamış sayılacaktır22.

2-Talebin Usulüne Uygun Yapılması Gerekliliği

İlk olarak azınlık söz konusu talebi yönetim kuruluna yöneltmesi gerekir. Ayrıca söz konusu talebin noter aracılığıyla yapılması gerekir. Bu şart bir geçerlilik şartı olduğundan talebin noter aracılığıyla yapılmaması halinde talep hiç yapılmamış sayılacaktır . Nitekim bu talebin genel kurulun toplanmasını gerektiren sebepleri belirtmeksizin yahut genel kurul gündemini göstermeksizin sunulması da mümkün değildir. Ayrıca TTK m. 411/2 uyarınca, “Gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşmış olmalıdır.”.

Ancak azınlık söz konusu koşulları gerçekleştirerek bir başvuruda bulunsa dahi yönetim kurulunun bu başvuruyu kabul etme gibi bir zorunluluğu yoktur. Dolayısıyla ilgili talep şekli anlamda koşulları sağlasa dahi, toplantı yapılması yahut gündeme madde eklenmesine ilişkin gerektirici sebeplerin varlığına kanaat getirmesi halinde kabul edip etmemek yönetim kurulunun takdirine bağlıdır23.

Bu halde talebin yönetim kuruluna ulaşması akabinde yönetim kurulunun yapabileceği üç şey vardır. Ya kabul edecek ve kanunda belirlenen süre içerisinde genel kurul çağrısı yapacaktır ya kabul etmesine rağmen çağrıyı süresinde yapmayacaktır, ya tamamen reddedecek ya da hiçbir işlem yapmayacaktır. Çalışmanın devamında yönetim kurulunun bu sayılan yolları seçmesi halinde ne gibi sonuçlar doğacağı açıklanacaktır.

C. Azınlığın Talebinin Yönetim Kurulunca Kabul Edilmesi

1- Kabul Edilmesi ve Süresinde Genel Kurul Çağrısı Yapılması ya da Gündeme Maddenin Eklenmesi

Yönetim kurulu, kanunda da açıkça izah edildiği üzere azınlıktan gelen çağrı talebi hakkında en geç yedi işgünü içinde bir karar vermek zorundadır. TTK m. 411/4 hükmüne göre yönetim kurulunun azınlık tarafından yapılan çağrıyı kabul etmesi halinde, genel kurulu en geç kırk beş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağırmalıdır. Gerekçe metninde de ifade edildiği üzere kırk beş günlük sürenin başlangıcı yönetim kurulunun çağrının kabulüne ilişkin aldığı karar tarihidir. Bu nedenle yönetim kurulu, azınlığın talebini kabul ettiği tarihten başlamak üzere kırk beş gün içerisinde genel kurul toplantısını yapacak şekilde başta çağrıları gerçekleştirmek olmak üzere gerekli olan her türlü hazırlığı tamamlamakla yükümlüdür24.

Doktrinde davet talebini kabul eden yönetim kurulunun hazırlıkları gerçekleştirirken ilk toplantıda toplantı nisabını sağlayamama olasılığını düşünerek hareket etmesi gerektiğini, imkânlarının olması halinde TTK m. 418 uyarınca nisap aranmaksızın yapılabilecek ikinci toplantının da 45 günlük süreye sığacak biçimde planlanarak hazırlanılması gerektiği vurgulanmıştır25. Ancak özellikle HAAO'lar için bu durum yönetim kuruluna hazırlıklarını tamamlaması için oldukça kısa zaman tanımaktadır.

Yapılması halihazırda planlanan bir genel kurul toplantısına ilişkin azınlık tarafından sunulan gündeme madde eklenmesine ilişkin talep de yönetim kurulunca kabul edilmesi halinde ilan edilen gündem içeriğine eklenecektir.

2-Kabul Edilmesine Karşın Süresinde Genel Kurul Çağrısı Yapılmaması ya da Gündeme Maddenin Eklenmemesi

Yukarıda da belirtildiği üzere yönetim kurulu, azınlığın talebini kabul ettiği tarihten başlamak üzere kırk beş gün içerisinde genel kurul toplantısını yapacak şekilde başta çağrıları gerçekleştirmek olmak üzere gerekli olan her türlü hazırlığı tamamlamakla yükümlüdür. Bu nedenle çağrı yapılmasına karşın ilk toplantıda genel kurul nisabının oluşmaması ve ikinci toplantının 45 günlük süre içerisinde yetişemeyecek olması ya da henüz çağrıların hiç yapılmamış olması nedeniyle genel kurul toplantısının 45 gün içerisinde gerçekleşemeyeceğinin anlaşılması halinde genel kurulu toplantıya çağrı yetkisi de talepte bulunan azınlık pay sahibine/sahiplerine geçecektir26.

Ancak azınlık pay sahiplerinin kendisine geçen bu yetkiyi ne şekilde kullanacağı kanunda düzenlenmemiştir. Kendigelen'e göre mahkemece verilen bir yetkilendirme olmayan, kanuna dayalı bir davet yetkisi uyarınca azınlık tarafından yapılan çağrının diğer pay sahipleri ve katılması zorunlu ise Bakanlık temsilcisi tarafından dikkate alınmaması ihtimali vardır27.

Aksini savunan diğer bir görüşe göre ise, azınlığın söz konusu çağrı yetkisinin kanuni bir yetki olduğundan süreci kanıtlayan belgelerle birlikte başvurunun yapılmasının Bakanlık temsilcisi için yeterli olacağını, diğer pay sahiplerinin bu konudaki tutumları toplantıya katılmamaları sonucunu doğurabilecekse ve nihayetinde bir toplantı yeter sayısı sorunu ortaya çıkabilecekse de TTK m. 418/1 uyarınca nisap aranmayan ikinci toplantıda ilgili sorunun çözüleceği belirtilmiştir28.

Bunun yanı sıra azınlığın bu süreçte şirket yönetiminden yardım alması zor görünse de yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerinin sayıldığı TTK m. 375/1-f uyarınca “Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi”  yönetim kurulunun görevi olduğu için azınlığa gerekli desteği sağlaması gerektiği doktrinde de haklı bir şekilde ifade edilmiştir29

Bu konuda ayrıca genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi kendisine geçen azınlığın TTK m. 412 hükmünün kıyasen uygulanmasını sağlayarak, gündemi düzenlemek ve Kanun çağrıyı yapmak üzere Mahkemeden bir kayyım atmasını da talep edebileceği ifade edilmektedir30.

Gündeme madde ekletme talebi bakımından da ilgili konuyu incelememiz gerekmektedir. Yönetim kurulu, azınlığın gündeme madde ekletme talebine olumlu cevap vermiş olmasına karşın maddeleri gündeme eklememişse, azınlık Mahkemeye başvurmak suretiyle söz konusu maddelerin gündeme eklenmesi yönünde karar kurulmasını sağlayabilecek ve sonrasında cebri icra yoluyla uygulatabilecektir31. Nitekim genel kurulun Mahkeme kararını uygulamaması halinde genel kurulun aldığı tüm kararların iptal edilmesi söz konusu olabilecektir32. Ayrıca Mahkeme tarafından verilen karara rağmen söz konusu hususun gündeme alınmaması yönetim kurulunun da hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektireceği doktrinde ifade edilmektedir33.

D. Azınlığın Talebinin Yönetim Kurulunca Reddi ya da Talebe Yedi Günlük Süre İçerisinde OlumluCevap Verilmemesi

TTK m. 412'de belirtildiği üzere azınlığın çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından açık ya da örtülü biçimde reddedildiği veyahut isteme yedi iş günü içinde olumlu yanıt verilmediği hallerde, yönetim kurulundan talepte bulunan azınlık pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına ya da gündeme madde ekletilmesine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilmektedir.

Mahkeme ilk olarak davacıların, Kanun'da azınlık hakkı verilen oranda paya sahip olup olmadıklarını ve talebin şekli şartları sağlayıp sağlamadığını inceleyecektir34. Kanunda Mahkeme'nin gerek görmesi halinde, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atayabileceğini, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini kararında göstermesi gerektiğini ve aksi yönde bir zorunluluk olmadıkça mahkemenin dosya üzerinde inceleme yaparak karar vereceğini ve bu kararın kesin olduğu düzenlenmiştir. Doktrinde Mahkeme'nin duruşma yapmayı gerek görmesi halinde bu kararın gerekçelerini açıklamalı ve duruşmayı mümkün olan en yakın tarihe koymalıdır35.

SONUÇ

Genel kurul, pay sahiplerinin şirket işlerine ilişkin haklarını kullandıkları bir yer olduğundan ve şirket için önemli kararlar genel kurulda alınmakta olduğundan genel kurulun toplanması ve gündeminde yer alan hususlar hiç şüphesiz ki pay sahipleri için oldukça önemlidir.

Esasen çoğunluğun seçmesi ile göreve gelen yönetim kurulu tarafından yapılan çağrı ve gündem maddeleri ile toplanan genel kurulda azınlık oranında paya sahip olan pay sahipleri, hazırlık sürecinde genel olarak aktif olamadığından Kanun, şirkette azınlık durumda bulunan pay sahiplerine gündeme madde ekletme ve genel kurulu toplantıya davet etme hakkı tanımıştır. Esasen ilgili hususta düzenleme eTTK'da düzenlenmişse de yürürlükte olan TTK m. 411 ve m. 412'de mülga kanundaki aksaklıklar ve tartışmalar giderilerek konuyla ilgili azınlıklar lehine daha rahat ve hızlı uygulama alanı bulabilecek düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

TTK m. 411 uyarınca, azınlık, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi noter aracılığıyla bildirmek kaydıyla, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Bu taleplerin kullanımı öncelikle yönetim kuruluna iletilecek taleple sağlanacak olmakla birlikte işbu talepten bir netice alınamaması halinde azınlığın mahkemeye başvuru yapabileceği yönünde kademeli bir düzenlenme kanunlarımızda mevcuttur.

Ayrıca yönetim kurulunun talebi kabul etmesine karşın kırk beş gün içerisinde genel kurul toplantısını gerçekleştirmeyi sağlayamadığı müddetçe genel kurulu davet yetkisinin azınlığa geçeceği düzenlenmiştir. TTK m. 412'de ise azınlığın çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından açık ya da örtülü biçimde reddedilmesi veyahut isteme yedi iş günü içinde olumlu yanıt verilmediği halde, yönetim kurulundan talepte bulunan azınlık pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına ya da gündeme madde ekletilmesine Mahkemece karar verilebileceğini hatırlatmak gerekir. 

KAYNAKÇA

Antalya, Gökhan  :Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması Teorisi, I. Uluslararası Ticaret Hukuku 
Sempozyumu “Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması”, Marmara Üniversitesi Hukuk 
Fakültesi, İstanbul, 2008. 
Dolar, Neyzen Fehmi  :Anonim Şirketlerde Azınlığın Genel Kurulun Toplantıya Çağrılmasını Talep Hakkı, 
Adalet Dergisi, sy. 65, 2020, ss. 585-605.
Helvacı, Mehmet :Anonim Ortaklıkta Ticaret Kanunundan Kaynaklanan Azınlık Haklarının Hukuki 
Niteliği, Prof. Dr. Oğuz İmregün'e Armağan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 
Yayını, İstanbul, 1998, ss. 297-310.
Kendigelen, Abuzer :Türk Ticaret Kanunu, Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, 3. Baskı, Oniki Levha 
Yayıncılık, İstanbul, 2016.
Moroğlu, Erdoğan :Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 8. Baskı, Oniki Levha 
Yayıncılık, İstanbul, 2017.
Paslı, Ali :Anonim Ortaklıkta Kontrol Sahibinin Özel Durumu, İstanbul Üniversitesi Hukuk 
Fakültesi Mecmuası, C.LXVI, S.2, 2008.
Poroy, Reha :Ortaklıklar Hukuku I, 13. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2014.
Ünal, Tekinalp
Çamoğlu, Ersin
Pulaşlı Hasan :Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 6. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2020.
Şener, Oruç Hami :Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, 3. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2017.
Zorluer Onur :Anonim Şirketlerde Azınlık Haklarının Kötüye Kullanılmasına Karşı :Çoğunluğun Korunması, Doktora Tezi, İstanbul, 2020.

Footnotes

1. Gökhan Antalya, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması Teorisi, I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu “Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2008, s. 146.

2. Bkz. TTK m. 232, m. 317, m. 355, m. 588.

3. Erdoğan Moroğlu, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 8. Baskı, Oniki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2017, s. 77-78 ; Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku I, 13.

Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2014, s. 326

4. Onur Zorluer, Anonim Şirketlerde Azınlık Haklarının Kötüye Kullanılmasına Karşı Çoğunluğun Korunması, Doktora Tezi, İstanbul, 2020, s. 7-8.

5. Ali Paslı, Anonim Ortaklıkta Kontrol Sahibinin Özel Durumu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C.LXVI, S.2, 2008, s.347.

6. Zorluer, a.g.e., s. 8.

7. Abdurrahman Kayıklık, “Anonim Şirkette Azınlığın Korunması: Kim Için, Neden Ve Nasıl Bir Koruma?”. İstanbul Hukuk Mecmuası 80(2), 2022, 407-453, s. 417. 

8. Mehmet Helvacı, Anonim Ortaklıkta Ticaret Kanunundan Kaynaklanan Azınlık Haklarının Hukuki Niteliği, Prof. Dr. Oğuz İmregün'e Armağan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını, İstanbul, 1998, ss. 297-310, s. 302. 

9. Neyzen Fehmi Dolar, Anonim Şirketlerde Azınlığın Genel Kurulun Toplantıya Çağrılmasını Talep Hakkı, Adalet Dergisi, sy. 65, 2020, ss. 585-605, s. 588-589.

10. Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e, s. 579 ; Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 6. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2020, s. 246.

11. Neyzen Fehmi Dolar, a.g.e., s. 589.

12. Oruç Hami Şener, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, 3. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2017, s. 462; Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e, s. 477.

13. Şener, a.g.e., s. 474.

14. Şener, a.g.e., s. 478-479.

15. Şener, a.g.e., s. 462 – 467 ; Aynı yönde bkz. Yargıtay 11. HD., 20.02.2003 T., 8562 E., 1358 K. ve Yargıtay 11. HD.'nin 20.12.1983 T., 6304 E., 6409 K. sayılı kararları. 15 Dolar, a.g.m, s. 590.

16. TTK m. 410'un gerekesinde bu husus, “Tasfiye halinde de yetki yönetim kurulundadır. Tasfiye memurları sadece görevleri ile ilgili konular dolayısıyla genel kurulu toplantıya çağırabilirler.” şeklinde ifade edilmiştir. Bkz. https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/gerekceler/turk-ticaret-kanunu-madde-gerekceleri/ (E.T.: 31.12.2023) 17 Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e, s. 477.

17. Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e, s. 478.

18. Şener, a.g.e., s. 480. 

19. Zorluer, a.g.e., s. 53.

20. Dolar, a.g.m., s. 595.

21. Şener, a.g.e.,  s. 468 ; Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e, s. 483.

22. Şener, a.g.e., s. 469.

23. Zorluer, a.g.e., s. 56.

24. Şener, a.g.e., s. 470.

25. a.g.e, s. 484. 

26. Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 484.

27. Abuzer Kendigelen, Türk Ticaret Kanunu, Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, 3. Baskı, Oniki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2016, s. 312.

28. Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 484.

29. a.g.e., s. 484.

30. Kendigelen, a.g.e., s. 312 : Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e., s. 485; Şener, a.g.e., s. 471.

31. Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, a.g.e, s. 502.

32. Bkz. Yargıtay 11. H.D.'nin 01.11.2010 T., 2010/4807, 2010/10992 K. sayılı kararı.

33. a.g.e., s. 502. 

34. Dolar, a.g.m., s. 601.

35. a.g.e., s.485-486.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More