- in Turkey
- within Criminal Law and Energy and Natural Resources topic(s)
A. GİRİŞ
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ("Kanun") özel hukuk alanında yargılama usulüne ilişkin temel düzenlemeleri içermektedir. Bu düzenlemelerden biri de görülmekte olan davaya taraf olmayan üçüncü kişilerin katılımına imkân tanıyan davaya müdahale kurumudur.
Kanun, davaya müdahale mekanizmasına yer vererek görülmekte olan davanın üçüncü kişiyi ilgilendirdiği hallerde yargılamanın adil, çelişkisiz ve usul ekonomisine uygun şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Davaya müdahale kurumu, Kanun'da asli ve fer'î müdahale olmak üzere iki türde ele alınmaktadır. İşbu yazımızda üçüncü kişilerin yargılamaya katılımına imkân tanıyan söz konusu kurumlar; hukuki nitelikleri, şartları ve yargılamaya etkileri bakımından ayrı ayrı incelenecektir.
B. ASLİ MÜDAHALE
Kanun m. 65 uyarınca asli müdahale, üçüncü kişinin görülmekte olan dava veya çekişmesiz yargı işinde, yargılamanın konusunu oluşturan hak veya şey üzerinde tarafların menfaatiyle çatışan bir hak iddiasında bulunarak aynı mahkemede bağımsız bir dava açması şeklinde tanımlanabilir.
Asli müdahale davasının taraflarını, asli müdahil ile ilk davanın davacı ve davalısı oluşturur. Bu yapı nedeniyle, çekişmeli hakkın taraflara karşı birlikte ileri sürülmesi ve hepsi hakkında tek hüküm verilmesi zorunluluğu, uygulamada mecburi dava arkadaşlığı olarak nitelendirilmektedir.
Asli müdahale yoluna başvurulabilmesi için bazı koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Görülmekte olan bir davanın varlığı,
- Müdahilin bu davanın tarafı olmaması,
- Müdahilin çekişmeli hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddiasında bulunması,
- Müdahale talebinin, asıl yargılamada hüküm verilinceye kadar yapılması.
İstinaf ve temyiz aşamalarında asli müdahale talebinde bulunulamayacağı gerek öğretide gerek Yargıtay içtihadında ağırlıklı görüş olarak kabul edilmektedir.
Asli müdahale davası ile asıl yargılama beraber yürütülür ve karara bağlanır. Asli müdahil taraf sıfatıyla, her türlü usul işlemini gerçekleştirebilir. Dolayısıyla müdahilin usul işlemleri, asıl davadaki kararı doğrudan etkileyebilecektir.
C. FER'İ MÜDAHALE
Kanun m. 66 uyarınca fer'î müdahale, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan bir taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla tahkikat sona erinceye kadar davada yer almasını ifade etmektedir. Böylece fer'î müdahil, yanında bulunduğu tarafın davayı kazanmasına katkı sağlayarak kendisine yöneltilebilecek olası bir davayı önlemeye çalışır. Bu özelliğiyle feri müdahale hem usul ekonomisine hem de çelişkili kararların önlenmesine hizmet eder.
Fer'î müdahil, davaya taraf değildir ve bu nedenle davayı ancak bulunduğu noktadan, lehine katkı sağladığı tarafın takip yetkisi altında usul işlemleri gerçekleştirebilir. Dolayısıyla fer'î müdahilin, davaya taraf kişinin yararına olmayacak veya dava üzerinde feragat, sulh gibi tasarruf sonucunu doğurabilecek işlemler yapması mümkün olmayacaktır. Yine fer'î müdahilin taraf sıfatı bulunmadığından herhangi bir dava arkadaşlığından da bahsedilemeyecektir.
Fer'î müdahale yoluna başvurulabilmesi için şu koşulların bir arada bulunması gerekir:
- Görülmekte olan bir dava bulunması,
- Müdahalenin, tahkikat aşaması bitmeden önce yapılması,
- Müdahilin davanın tarafı olmaması,
- Müdahilin desteklediği tarafın davayı kazanmasında hukuki yararının bulunması,
- Müdahilin taraf ve dava ehliyetine sahip olması.
Bir diğer önemli nokta ise, fer'î müdahalenin istinafta ve temyiz aşamasında mümkün olmamasıdır.
Fer'î müdahale, taraflardan birinin ileride aleyhine rücu davası açmayı düşündüğü üçüncü kişiye davayı ihbar etmesi üzerine olabileceği gibi herhangi bir ihbar olmaksızın da mümkündür. Ancak, zamanında yapılan ihbar, ileride açılacak rücu davası bakımından sonuç doğurur; ihbara rağmen davaya katılmayan üçüncü kişi, verilen hükmün sonuçlarından kaçınamaz.
Fer'î müdahil, asıl davada taraf sıfatı taşımadığından hüküm yalnızca taraflar bakımından sonuç doğurur. Ancak verilen hükmün, olası bir rücu davasında kesin delil etkisi olacağından, fer'î müdahil açısından da dolaylı sonuçlar doğurur. Örneğin fer'î müdahil, ilk davadaki hükmün yanlış olduğunu ileri süremez; bu hüküm, ileride açacağı veya aleyhine açılacak rücu davasında hem rücu hakkını sınırlayabilir hem de rücu miktarını etkileyebilir.
D. ASLİ VE FER'Î MÜDAHALENİN KARŞILAŞTIRILMASI
Asli müdahale: Üçüncü kişi, görülmekte olan bir davada çekişmeli hak üzerinde kendi adına bağımsız bir hak ileri sürerek davaya katılır ve bağımsız taraf sıfatı kazanır. Bu nedenle dava sürecinde tek başına işlem yapabilir, delil sunabilir, iddia ve savunmalarını genişletebilir ve dava konusu üzerinde tasarruf yetkisine sahip olur. Talep, hüküm verilmeden önce yapılmalıdır ve hem çekişmeli hem çekişmesiz yargıda uygulanabilir.
Fer'î müdahale: Üçüncü kişi, taraf sıfatı kazanmadan, yalnızca davayı kazanmasında hukuki yararı olan tarafın yanında destekleyici olarak sürece katılır. Bağımsız işlem yapma yetkisi yoktur; yaptığı işlemler desteklediği tarafın onayına bağlıdır. Dava konusu üzerinde tasarruf yetkisi bulunmaz ve kendisi hakkında ayrıca hüküm kurulmaz; ancak verilen karar, ileride açılabilecek bir rücu davasında kesin delil niteliği taşıyabilir. Talep, tahkikat tamamlanmadan önce ileri sürülmelidir ve yalnızca çekişmeli yargıda uygulanabilir.
E. SONUÇ
Kanun'da düzenlenen davaya müdahale kurumu, üçüncü kişilerin hukuki menfaatlerini korurken yargılamanın etkinliğini sağlamayı amaçlar. Somut olaya göre asli müdahale veya fer'î müdahale yoluna gidilebilir ve bu iki tür, taraf sıfatı, usulî yetkiler ve kararın etkileri bakımından birbirinden farklıdır.
Açıklanan sebeplerle, üçüncü kişilerin davaya katılımına ilişkin talepler incelenirken, müdahalenin türü ve hukuki sonuçları nazara alınmalıdır. Uygun müdahale türünün belirlenmesi hem üçüncü kişilerin haklarının korunması hem de yargılamanın adil ve usule uygun şekilde yürütülmesi bakımından büyük önem taşır.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.