ARTICLE
2 October 2025

Küresel Gıda Sistemlerinin Geleceği

KP
KPMG Türkiye

Contributor

KPMG is a global network of independent member firms offering audit, tax and advisory services. The firms work closely with clients, helping them to mitigate risks and grasp opportunities. KPMG member firms can be found in 143 countries and territories. Collectively they employ more than 270,000 people across a range of disciplines. KPMG Türkiye, founded in 1982, operates across 5 cities including Istanbul, Ankara, Izmir, Bursa and Adana, with more than 1,700 professionals. With over four decades of expertise, KPMG Türkiye provides Tax, Audit, Consulting and Deal Advisory services to over 6000 clients.
Küresel gıda sistemleri, yalnızca tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin toplamı değildir. Bu sistemler, insan sağlığı, toplumsal refah, ekonomik büyüme...
Turkey Food, Drugs, Healthcare, Life Sciences

Giriş: Gıda Sistemlerini Yeniden Düşünmenin Zamanı

Küresel gıda sistemleri, yalnızca tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin toplamı değildir. Bu sistemler, insan sağlığı, toplumsal refah, ekonomik büyüme, çevresel sürdürülebilirlik ve küresel istikrar gibi birçok temel alanla doğrudan ilişkilidir. Gıda güvenliğini sağlamak, yalnızca gelişmekte olan ülkelerin değil, tüm dünyanın ortak sorumluluğu haline gelmiştir.

Nüfusun artması, iklim krizinin etkilerinin derinleşmesi, ekosistem hizmetlerindeki zayıflama, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve pandemi sonrası ortaya çıkan yapısal dengesizlikler, mevcut gıda sistemlerinin sınırlarını açıkça ortaya koymuştur. Bu yeni gerçeklik, gıda sistemlerini yeniden düşünme ve dönüştürme çağrısıdır.

Artık yalnızca gıda üretiminin artırılmasından ibaret bir yaklaşım yeterli değildir. Enerji, finans, sağlık, teknoloji ve altyapı gibi çok çeşitli sektörlerin katkısıyla oluşturulacak geniş tabanlı ve çok paydaşlı işbirliği modelleri, daha kapsayıcı ve dirençli bir gıda geleceğinin temelini oluşturmalıdır.

Bu belge, bu dönüşüm sürecine ışık tutmak, öncelikli alanları belirlemek ve ortak bir stratejik vizyon ortaya koymak amacıyla KPMG Global tarafından hazırlanan detaylı rapor baz alınarak hazırlanmıştır.

KPMG Global tarafından hazırlanan raporun orijinaline (İngilizce) bu belgenin ekinde ulaşabilirsiniz.

1 Gıda Sistemlerinin Toplumsal ve Stratejik Rolü

Gıda sistemleri, yalnızca fiziksel beslenmeyi sağlayan bir yapı değil; aynı zamanda toplumsal bağların kurulmasını, ekonomik faaliyetin sürdürülmesini ve çevresel dengeyi korumayı sağlayan kritik bir ekosistemdir. Gıdaya erişim, bir toplumun refah düzeyinin ve sosyal istikrarının doğrudan göstergesidir.

Toplumların sağlıklı işleyişi, güvenli ve besleyici gıdanın herkes için erişilebilir olmasıyla mümkündür. Bununla birlikte, tarih boyunca gıda krizleri, toplumsal huzursuzlukları tetiklemiş; adil olmayan gıda dağılımları siyasi kutuplaşmaları derinleştirmiştir. Gıda sistemleri bu yönüyle yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyopolitik bir öneme sahiptir.

Ancak ne yazık ki bugüne kadar gıda sistemlerine yönelik yaklaşım çoğunlukla yalnızca tarımsal üretim, lojistik ve perakende zinciri çerçevesinde şekillenmiştir.

Gıdanın sosyal, kültürel ve ekolojik etkileri sistemsel analizlerde arka planda kalmıştır. Oysa ki sağlıklı, adil ve sürdürülebilir gıda sistemleri, yalnızca kırsalda değil, şehirde de yaşam kalitesinin anahtarıdır.

2 Pandemi Sonrası Dönemde Gıda Sistemlerinde Yeni Farkındalık

COVID-19 pandemisi, modern gıda sistemlerinin kırılganlığını çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Birçok ülke sınırlarını kapatmış, tedarik zincirleri sekteye uğramış, gıda lojistiği ciddi aksamalar yaşamış ve özellikle düşük gelirli kesimler temel besin maddelerine erişmekte zorlanmıştır.

Bu süreç, gıda güvenliğinin yalnızca gıda üretiminden ibaret olmadığını; depolama, ulaşım, ithalat/ihracat politikaları, dijital altyapı ve kriz yönetimi gibi çok sayıda bileşenin bir arada değerlendirilmesi gerektiğini açıkça göstermiştir. Ayrıca pandemi, dayanıklı yerel üretim ve bölgesel dayanışma sistemlerinin önemini ön plana çıkarmıştır.

Bir diğer önemli çıkarım ise, gıda sistemlerinin küresel bir bütünlük içinde ele alınması gerektiğidir. Zira bir bölgede yaşanan tedarik sorunu, kısa sürede küresel bir fiyat krizine veya gıda kıtlığına dönüşebilmektedir. Bu bağlamda, pandemi sonrası dönem, gıda sistemlerine yönelik bütüncül politika yapımını teşvik eden bir dönüm noktası olmuştur.

3 Gıda Sistemlerini Tehdit Eden Küresel Riskler

3.1 Çevresel Baskılar

  • Tarım kaynaklı sera gazı emisyonları, küresel ısınmaya doğrudan katkı sağlamaktadır. Sera gazı salınımının azaltılmaması halinde, tarımsal üretimi tehdit eden kuraklık, çölleşme ve deniz seviyesi yükselmesi gibi etkiler yaygınlaşacaktır.
  • Ormansızlaşma, yalnızca karbon dengesini bozmakla kalmamakta, aynı zamanda biyoçeşitliliğin kaybına yol açmakta, toprak verimliliğini düşürmekte ve doğal afetlerin şiddetini artırmaktadır.
  • Su kaynaklarının tükenmesi, özellikle kurak bölgelerde sulama temelli tarımı sürdürülemez hale getirmekte ve tarımsal verimliliği düşürmektedir.

3.2 Jeopolitik Gerilimler

  • Küresel ticaretin politize edilmesi, gıda ürünlerinin akışını zorlaştırmakta; ülkelerin gıda stoklama politikaları, piyasalarda belirsizlik yaratmaktadır.
  • Gıda maddeleri, uluslararası ilişkilerde stratejik araç olarak kullanılmakta; bu da arz güvenliğini risk altına sokmaktadır.

3.3 Enerji Krizi ve Girdi Maliyetleri

  • Gıda üretimi, taşımacılığı ve işlenmesi enerji yoğun süreçlerdir. Enerji maliyetlerindeki artış, nihai gıda fiyatlarını doğrudan etkilemekte ve özellikle kırılgan kesimlerin alım gücünü zayıflatmaktadır.
  • Fosil yakıt bağımlılığı, tarım sisteminin iklim krizine olan katkısını artırmakta, enerji ile gıda arasında yapısal bir bağımlılık oluşturmaktadır.

3.4Sağlık  Riskleri

  • Küresel ölçekte obezite, diyabet, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıkların yaygınlaşmasında sağlıksız beslenmenin payı büyüktür.
  • Aynı zamanda 800 milyonun üzerinde insan açlık sınırında yaşamakta, çocuklarda gelişim geriliği ve mikronutrient eksikliği yaygın görülmektedir.

4 Güncel Gıda Sisteminin Anatomisi: Sorunlar ve Kırılganlıklar

4.1 Çiftçi Refahı

Küresel ölçekte çiftçiler; dalgalanan fiyatlar, artan maliyetler, düşük alım garantileri, iklim riskleri ve regülasyon baskısı altında üretim yapmaktadır. Tarımın ekonomik olarak cazibesini kaybetmesi, gençlerin sektörden uzaklaşmasına ve kırsal alanların yaşlanmasına neden olmaktadır.

4.2 Gıda Fiyatları ve Enflasyon

Gıda fiyatlarındaki artış, özellikle gelişmekte olan ülkelerde hane halkı harcamalarının büyük kısmını etkilemekte, sosyal yardımlara olan ihtiyacı artırmaktadır. Gıda enflasyonu aynı zamanda politik istikrar açısından da risk oluşturmaktadır.

4.3 Açlık ve İsraf İkilemi

Üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri çeşitli aşamalarda israf edilmektedir. Bu israf, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda etik bir sorundur. İsraf edilen kaynaklar (su, enerji, iş gücü, arazi) sürdürülebilirlik hedeflerine doğrudan zarar vermektedir.

4.4 Ekolojik Etkiler

Yoğun tarım uygulamaları, doğal kaynakların tükenmesine, habitat kaybına ve ekosistem tahribatına neden olmaktadır. Biyoçeşitliliğin kaybı, uzun vadeli gıda güvenliğini tehlikeye sokan bir diğer yapısal risktir.

To view the full article, click here.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More