ÖZET

İşveren ile işçi arasındaki mevcut iş ilişkisi, tarafların birbirleri ile uyumlu irade beyanları ile ikale sözleşmesi imzalanarak da sona erdirilebilmektedir. İş sözleşmesinin tarafları olan işçi ve işverenin karşılıklı anlaşma usulü ile ilgili yapmış olduğu anlaşmalar, genel itibarıyla ikale (bozma) sözleşmesi adı altında yapılmaktadır.

İkale sözleşmelerine bağlı olarak işçiye işveren tarafından ödenen tutarlar üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatının iadesi ve bu sözleşmelerin damga vergisi boyutu güncel yargı kararı ışığında makale içeriğinde değerlendirilecektir.

Anahtar Kelimeler: 7162 Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, İkale Sözleşmesi, İkale Sözleşmeleri Uyarınca Ödenen Tazminat, Vergi Kesintisi, Vergi İadesi, Damga Vergisi.

GİRİŞ

İşçi ve işveren arasında bulunan mevcut iş ilişkisi ve iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yolu ile sona ermesini sağlayan ikale uygulaması, sözleşme sonucunda işçiye makul yarar sağlaması koşulu ile Yargıtay dairelerince geçerli kılınmaktadır.

Günümüz vergi ve iş hukuku gündem konularını oluşturan önemli konulardan biri haline gelen ikale sözleşmelerine istinaden işveren tarafından işçiye ödenecek olan tazminatlara ilişkin olarak gelir vergisi tevkifatına tabii tutma karmaşıklığını gidermek adına 2018 yılı itibarıyla düzenleme getirilmiştir.

Hizmet erbabının ikale sözleşmeleri sonucunda elde edeceği tazminatların vergilendirilmesi boyutu bahsedilen tarihten itibaren geçerli olmak üzere genişletilerek 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ("GVK")'nda belirtilen hususlar çerçevesinde vergi kesintisi yapılması 7103 sayılı Kanun ile kararlaştırılmıştır.

7103 sayılı Kanun ile 27.03.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere GVK'nın 61. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler doğrultusunda, söz konusu tarih öncesinde yapılan ikale sözleşmeleri kapsamındaki bazı tür kalemlere ilişkin ödemeler üzerinden yapılan gelir vergisi kesintilerine ilişkin iade yolu açılarak iade yolu kolaylaştırılmıştır.

İade yolu kolaylaştırılmakla birlikte idare konuyu farklı bir boyutta sorgulamaya başlamıştır. Son dönemlerde iade başvurusunda bulunan kişinin çalıştığı kuruma, düzenlenmiş ikale sözleşmesine istinaden damga vergisi ödenip ödenmediği yönünde bağlı oldukları vergi dairesinden bilgi talepleri gelmeye başlamıştır.

1. 7103 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DEĞİŞİKLİK ÖNCESİNDEKİ GELİR VERGİSİ KESİNTİSİ UYGULAMASI

GVK'ya göre ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı ödenen para ya da para ile ifade olunabilen diğer menfaatler olarak tanımlanmış, aynı Kanun'un 25. maddesinde bahsedilen tazminatların işçiye ödenen ücretlerin bu kanun kapsamında kesintiye (tevkifat) tabi tutulacağı belirtilmiştir.

GVK'nın 61. maddesinde ücretin tanımına yer verilmiş olup, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak yapılmış ve ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 94. maddesinde, kimlerin hangi ödemelerden tevkifat yapacakları sayılmış olup, 1. bendinde hizmet erbabına ödenen ücretlerden 103 ve 104. maddelere göre tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

7103 sayılı Kanun öncesinde mevcut bulunan yargı kararlarında işçi ve işveren arasında imzalanan ikale sözleşmeleri doğrultusunda işçilere ödenen iş güvencesi, iş kaybı tazminatı, prim ödemesi vb. adlar altında yapılan ödemelerin bir hizmet karşılığı olmadığı ve bu sebeple ücret sayılamayacağı hakkında ifadeler yer almakla birlikte yargı müessesesi, Kanun'da söz konusu ödemelerin ücret sayılacağına ilişkin bir hüküm de bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda işçiye bu adlar altında yapılan ödemelerden gelir vergisi kesilmesinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmiştir.

Bu kapsamda, 7103 sayılı Kanun ile gelen düzenlemelerden önce, ikale sözleşmesi doğrultusunda işçiye yapılan ödemelerden gelir vergisi kesilmesinin hukuka aykırı olduğunun kabul edildiği ve vergi tevkifatının mükellefe iadesinin gerektiğinin yargı kararlarıyla da ortaya konulduğu görülmüştür.

2. 7103 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DEĞİŞİKLİK SONRASI GÜNCEL DURUM

7103 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile GVK'nın 61. maddesine 7 numaralı bent eklenmiş ve hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra ikale sözleşmesi ile iş sözleşmesinin sona erdirilmesi sonucu işçiye ödenen iş güvencesi, iş kaybı, iş sonu vb. adlar altında yapılan ödemelerin ücret sayılacağı ve gelir vergisine tabi tutulacağı ifade edilmiştir.

7103 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile GVK'nın 25. maddesinde değişiklik yapılmış ve maddeye (b) alt bendi eklenmiştir. Maddeye yeni eklenen (b) alt bendinde hizmet sözleşmesinin ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi sonrası işçiye iş güvencesi, iş kaybı, iş sonu vb. adlar altında yapılan ödemelerden (a) alt bendinde ifade edilen istisna tutarlar sınırında gelir vergisi kesintisi yapılmayacağı belirtilmiştir.

Söz konusu düzenlemeler 28.03.2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe konulmuş olup, ikale sözleşmesi kapsamında işveren tarafından işçiye ödenecek tutarların, bu bağlamda GVK'nın 25. maddesinde belirtilen istisna tutarlarını (25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları) aşması halinde aşan kısmı için gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekecektir.

30.01.2019 tarihinde 7162 sayılı Kanun ile GVK'ya eklenen Geçici 89. madde ile, 27.03.2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla Vergi Usul Kanunu'nun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Mezkur düzenlemeye ilişkin olarak yapılan 15.02.2019 tarihli duyuruda, iade başvurularının dilekçe ile vergi dairesine yapılabileceği belirtilmiş olup, vergi iade yolu kolaylaştırılmıştır. Söz konusu duyuruda iade taleplerinin ne şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir.

İkale sözleşmesi neticesinde yapılan ödemeler nedeniyle gelir vergisi kesintisi yapılan kişilerin söz konusu vergi tutarlarının iadesine yönelik gerçekleştirdiği başvurular vergi daireleri tarafından kabul edilmekte ve esasen kıdem tazminatı niteliğinde değerlendirmiş olduğumuz ikale sözleşmesi tazminatı nedeniyle kesilen gelir vergisi tutarlarının vergi daireleri tarafından işçilere iade edildiği görülmektedir.

3. İKALE SÖZLEŞMELERİNİN DAMGA VERGİSİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGI KARARI

Dava konusu uyuşmazlıkta ilk olarak, 7162 sayılı Kanun kapsamında yapılan iade başvurularının akabinde, bağlı olunan vergi dairesi müdürlüğünce işverene gönderilen yazıda, iadenin dayanağı olan ikale sözleşmesinin damga vergisinin ödenip ödenmediği konusunda bilgi-belge talep edilmiş; damga vergilerinin ödenmediğinin tespit edilmesinin akabinde ise vergi ziyaı cezalı damga vergisi tarhiyatları işveren adına düzenlenmiştir.

İşveren tarafından açılan davada inceleme gerçekleştiren İzmir 1. Vergi Mahkemesi, ikale sözleşmelerinin 4857 sayılı Kanun uyarınca iş sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu hükümleri değerlendirildiğinde, damga vergisine tabi olması bakımından işveren tarafından davacıya yapılan ödemenin ücret niteliğinde bir ödeme olmasının gerekmediği gerekçeleriyle dava konusu tarhiyatı onamıştır.

GVK'da değişiklik yapan ve eklenen hükümlerin geçerli olduğu 27.03.2018 tarihi esas alınmak itibarıyla bu tarih sonrasında yapılan ikale sözleşmeleri için damga vergisi beyanında bulunulmadı ve konuya ilişkin olarak vergi dairesi müdürlüğünce işverenden henüz bilgibelge talep edilmedi ise mükelleflerin Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden faydalanarak damga vergisi beyanında bulunmalarının uygun olacağını düşünmekteyiz.

SONUÇ

İkale sözleşmeleri, işçi ve işveren arasında mevcut olan iş ilişkisinin sona ermesine yönelik olarak imzalanan sözleşmeler olup, bu sözleşmeler tarafların karşılıklı anlaşmalarına ve işçinin elde edeceği makul yarara dayanmaktadır. Bu nedenle, işçi ve işveren arasında düzenlenen ikale sözleşmelerinde karşılıklı anlaşma bulunması sebebiyle fesih söz konusu olmayacaktır.

Günümüz ikale uygulamalarında sıklıkla karşılaşılan bir durum olarak işveren tarafından ikale sözleşmesine istinaden işçiye ödeme yapılması durumu ortaya çıkmaktadır. İşçiye makul yarar sağlamak amacıyla yapılan ödemenin kıdem tazminatı niteliği taşıdığı olgusu, 27.03.2018 tarihinden itibaren imzalanan sözleşmeler dolayısıyla yapılan ödemeler için geçerli olmak üzere 7103 sayılı Kanun ile desteklenmiştir. Bu nedenle, belirtilen tarih sonrasında yapılan ikale sözleşmeleri dolayısıyla ödenen tutarlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu'nda belirlenen hadler çerçevesinde gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bununla birlikte, belirtilen tarih öncesinde imzalanan ikale sözleşmeleri doğrultusunda işveren tarafından gerçekleştirilen ödemeler üzerinden gelir vergisi kesintilerinin iade edilmesi, dava yolu yerine, hizmet erbabının bağlı bulunduğu vergi dairesine veya interaktif vergi dairesine başvuru yapılmak suretiyle iade talebi şeklinde uygulanarak kolaylaştırılmıştır.

Vergi daireleri son zamanlarda aldığı taleplerdeki artış ve konu hakkında meydana gelebilecek suistimalleri önlemek adına 27.03.2018 tarihinden önceki sözleşmeler için damga vergisi beyanını sorgulamaktadır. Konuyla ilgili tesis edilmiş mahkeme kararı uyarınca ikale sözleşmelerinin iş sözleşmeleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, ilerleyen dönemlerde vergi dairelerinin, benzeri bilgi-belge talepleri doğrultusunda damga vergisi ödemesini işverenler nezdinde sorgulayacakları düşünülmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.