PPK") ile çizilmiştir.
PPK'nin "Amaç ve Kapsam"
başlıklı 1 inci maddesinde kanunun
amacı, yurt içi ve yurt dışı
kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya
işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı
içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin
piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve
istikrarlı biçimde sürdürülmesi
için yönlendirme, gözetim ve denetim
faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olarak
belirtilmiştir. Genel olarak PPK kapsamında petrol
piyasası faaliyetleri olan; işleme, depolama, iletim,
rafinaj, madeni yağ üretimi, serbest kullanıcı
ve ihrakiye faaliyetlerinin yapılması, bu faaliyetlerin
yapılması amacıyla tesis kurulması ve/veya
işletilmesi, akaryakıtın taşınması,
dağıtımı ve bayilik faaliyetlerinin
yapılması için Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu'ndan ("EPDK") lisans
alınması gerekmektedir.
PPK, petrol piyasasındaki faaliyetlerin şeffaf,
eşitlikçi ve istikrarlı biçimde
sürdürülebilmesi için bazı tedbir ve
yaptırımlar da öngörmektedir. PPK'nın
19 ile 21 inci maddeleri arasında uygulanacak idari para
cezaları ile diğer tedbir ve yaptırımlara
ilişkin hükümler yer almaktadır. İşbu
yazımızın konusunu oluşturan hüküm,
PPK'nın 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının
(g) bendi kapsamında idari yaptırıma tabi
kılınan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
("VUK")
"Kaçakçılık
Suçları ve Cezaları"
başlıklı 359 uncu maddesinin (a), (b) ve (ç)
fıkralarında yer alan vergi
suçlarıdır.
PPK'nın 20 nci maddesine ikinci
fıkrasına 14/2/2019 tarihli ve 7164 ayılı
Kanun'un 33 üncü maddesiyle eklenen (g)
bendinin ilk halinde, PPK kapsamında yukarıda
sayılan lisansa tabi faaliyetlerle ilgili olarak;
- VUK'un 359 uncu maddesinin (a) ve (b) fıkraları
kapsamında; muhteviyatı itibarıyla
yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri
kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya
kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma
suçları ile
- VUK'un 359 uncu maddesinin (ç) fıkrasında
yazılı suçların
işlendiğinin VUK'un 367 nci maddesi uyarınca
Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ile
birlikte; durumun, EPDK'ya da iletileceği, EPDK
tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç)
lisansa tabi tüm faaliyetler geçici olarak
durdurulacağı ve bu süre içerisinde söz
konusu tesis için başka bir gerçek veya
tüzel kişiye de lisans verilmeyeceği; EPDK
tarafından geçici durdurma işleminin
kaldırılıp kaldırılmayacağı bu
fıkrada yer verilen suçlarla sınırlı
olmak üzere Cumhuriyet başsavcılığı
veya mahkemelerden temin edilecek bilgilere göre altı
ayda bir değerlendirileceği; ancak kovuşturmaya yer
olmadığına dair kararın kesinleşmesi
üzerine ya da mahkûmiyet dışında bir
hüküm veya hükmün
açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmesi halinde
kesinleşmesi beklenmeksizin EPDK'ya yargı merciince
bildirilmesiyle veya sair suretlerle EPDK tarafından
ıttıla edilmesi durumunda geçici durdurma
işleminin EPDK tarafından
kaldırılacağı; kesinleşmiş mahkeme
kararına göre lisans sahiplerinin lisansının
iptal edileceği; bu bent kapsamında kalan fiillere
ilişkin olarak verilen idari para cezaları
ödenmediği müddetçe lisansa konu tesis
için lisans verilmeyeceği ve bu bent kapsamındaki
suçlara ilişkin vergi incelemesi
sonuçlanıncaya kadar söz konusu tesis için
başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans
verilmeyeceği öngörülmekteydi.
Yukarıda kırmızı tonla vurgulanan
PPK'nın 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının
(g) bendinin son cümlesindeki düzenlemeye
karşı, Anayasa'nın 2, 13, 35 ve 48 inci
maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla
Danıştay 13. Dairesi tarafından Anayasa
Mahkemesi'ne itiraz yoluyla başvuru
yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesi, anılan madde hükmündeki "Bu
bent kapsamındaki suçlara ilişkin vergi incelemesi
sonuçlanıncaya kadar söz konusu tesis için
başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans
verilmez." cümlesinin iptali için yapılan
başvuruyu, teşebbüs
özgürlüğü kapsamında
değerlendirmiştir.
Anayasa Mahkemesi'ne göre teşebbüs
özgürlüğü, her gerçek veya
özel hukuk tüzel kişisinin tercih ettiği alanda
ekonomik-ticari faaliyette bulunmak üzere teşebbüs
kurabilmesini, dilediği mesleki faaliyete girebilmesini ve
faaliyeti ile mesleğini devletin veya
üçüncü kişilerin müdahalesi
olmaksızın dilediği biçimde
yürütebilmesi anlamına gelmekte olup
Anayasa'nın 48 inci maddesinde yer alan
çalışma özgürlüğünün
bir parçasıdır.
Anayasa Mahkemesi, PPK'nın 20 nci maddesinin ikinci
fıkrasının (g) bendinin son cümlesini,
teşebbüs özgürlüğü ile birlikte
incelemiş ve şu değerlendirmeleri
yapmıştır:
(i) Teşebbüs
Özgürlüğünün
Sınırlanması: Kural, petrol
piyasası faaliyetlerinin icra edildiği tesisi
işleten kişi hakkında vergi
kaçakçılığına ilişkin olarak
başlatılan inceleme sonuçlanıncaya kadar
aynı tesis için başka bir kişiye lisans
verilemeyeceğini öngörmek suretiyle, söz konusu
tesisin petrol piyasası faaliyetlerinde
kullanılmasını bir süre
kısıtladığından teşebbüs
özgürlüğüne yönelik bir
sınırlama getirmektedir.
(ii) Sınırlamanın Kanunla
Yapılması, Kanunun Belirli ve
Öngörülebilir
Olması: PPK'nın 20 nci maddesinin
ikinci fıkrasının (g) bendinin son cümlesindeki
kuralda, lisans vermeme tedbirini gerektiren durum, hangi
koşullarda ve hangi idare tarafından
uygulanacağı ve devam edeceği süre herhangi bir
tereddüde yer vermeyecek şekilde açık ve net
olarak düzenlenmiş olduğundan kural, belirli ve
öngörülebilirdir.
(iii) Kuralın Meşru Amaca Hizmet Edip
Etmediği: PPK'nın 20 nci maddesinin
ikinci fıkrasının (g) bendinin son cümlesindeki
kural ile vergi incelemesinin sağlıklı bir
biçimde yürütülmesi suretiyle vergi
kaybının ve suç işlenmesinin önlenmesi
amaçlanmaktadır. Bu itibarla teşebbüs
özgürlüğüne müdahalede
bulunulmasının Anayasa'nın 48 inci maddesi
kapsamında anayasal açıdan meşru bir amaca
dayanmaktadır.
(iv) Ölçülülük:
Teşebbüs özgürlüğüne
yapılan müdahalenin meşru bir amacının
bulunduğu anlaşılmakta ise de bu tek
başına yeterli olmayıp ölçülü
olması da gerekir. Anayasa'nın 13 üncü
maddesinde güvence altına alınan
ölçülülük ilkesi; elverişlilik,
gereklilik ve orantılılık olmak üzere
üç alt ilkeden oluşmaktadır.
a) Elverişlilik: Kural ile vergi
incelemesinin sağlıklı bir şekilde
yürütülmesi suretiyle suç işlenmesi ve
vergi kaybının önlenmesi amacına
ulaşıldığından kuralın elverişli
olmadığı söylenemez.
b) Gereklilik: Söz konusu tedbir ile
vergi incelemesi yapılan tesiste ekonomik faaliyetler bir
süreliğine duracağından ağır bir
sınırlama söz konusudur. Bununla birlikte vergi
incelemesine konu edilen kaçakçılık
suçlarının niteliği ve konuyla ilgili
yapılacak incelemenin uzmanlık gerektiren teknik bir
boyutunun olduğu da gözetildiğinde vergi
kaybını ve suç işlenmesinin önlenmesi
amacını daha hafif tedbirle gerçekleştirmenin
mümkün olmayabilir. Bu sebeple dava konusu kuralda
öngörülen tedbire başvurulması kanun
koyucunun takdir yetkisi kapsamında
kalmaktadır.
c) Orantılılık: Kurala
göre, aynı tesiste başka bir kişiye lisans
verilmemesi tedbiri vergi incelemesi sonuna kadar kategorik olarak
devam edecektir. PPK'da bu kuralla öngörülen
tedbirin vergi incelemesi aşamasında gözden
geçirilmesine imkân tanıyan herhangi bir
düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir deyişle,
vergi incelemesi aşamasında değişen
şartlara göre bu tedbirin devam etmesinin gerekli olup
olmadığı yönünde yetkili makamlara bir
değerlendirme yapmanı imkânı
tanınmadığı gibi tedbire muhatap olan taraflara
da tedbirin gözden geçirilmesi hususunda talepte
bulunma hakkı sağlanmamaktadır.
Anayasa Mahkemesince yukarıda yapılan incelemeler
neticesinde söz konusu kuralın kişilere
aşırı bir külfet yüklediği ve bu
kural ile kamu zararının önlenmesi
yönündeki amaç ile teşebbüs
özgürlüğüne getirilen
sınırlamalar arasındaki makul dengenin
bozulmasına neden olunduğu gerekçesiyle
kuralı Anayasa'nın 13 ve 48 inci maddelerine
aykırı görüp -kararın Resmi Gazetede
yayımlanmasını takiben dokuz ay sonra
yürürlüğe girmek üzere -iptaline oy
çokluğuyla karar vermiştir (AYM, 27/06/2024 tarih,
2023/136 E., 2024/127 K.). Anayasa Mahkemesi'nin anılan
kararı 02/10/2024 tarih ve 32680 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanmıştır. Buna göre
söz konusu iptal kararı 02/07/2024 tarihi itibariyle
yürürlüğe girecektir.
Ne var ki, Anayasa Mahkemesi'nin iptal hükmü
yürürlüğe girmeden önce 30/03/2025 tarih
ve 32857 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
7546 Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ("7546 sayılı
Kanun") ile PPK'nın 20 nci maddesinin ikinci
fıkrasının (g) bendinin son cümlesinde Anayasa
Mahkemesi'nin iptal kararına uygun olarak,
aşağıda karşılaştırmalı
şekilde belirtilen ve 01/07/2025 tarihi itibariyle
yürürlüğe girmiş olan
değişiklikler yapılmıştır:
Yapılan değişiklikle bundan böyle söz
konusu lisans verilmemesi tedbirinin kaldırılıp
kaldırılmayacağı Vergi Denetim Kurulu'ndan
alınacak bilgilere göre üç ayda bir
değerlendirilecek olup tedbirin süresi azami olarak
EPDK'ya yapılan bildirimden itibaren bir yıl
olacaktır.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.