Reklam Kurulu (“Kurul”) hedefli reklamcılık ve aldatıcı ticari tasarım uygulamaları hakkında farkındalığın artırılması, dijital reklam ve uygulamalar ile kişisel verilerin kullanımına ilişkin ortak alanlarda uluslararası düzenlemelerin ve uygulamaların takip edilmesi ve mevcut ya da olası ihlallere karşı gerekli önlemlerin alınması için çalışmakta; bu konuda Kişisel Verileri Koruma Kurumu ile işbirliği yapmaktadır. Kurul kişisel verilerin toplanarak hedefli reklamcılık ve aldatıcı ticari uygulamalar kapsamında kullanılması konusunda da reklamları ve ticari uygulamaları sıkı şekilde denetlemektedir. Bu kapsamda Kurul tüketicilere satın alma aşamasında üyelik koşulu sunan internet sitelerini daha önceden incelemiş; tüketicilerden satın alma işlemi için zorunlu ve gerekli bilgiler dışında ek kişisel veri talep edilip edilmediği, üyelikten çıkma işlemlerinin, üyeliğe girişte belirlenen yöntemlere kıyasla daha zor koşullara bağlanıp bağlanmadığı, üyelik sözleşmesiyle birlikte çerez ve ticari ileti onaylarının tüketici tercihine bırakılıp bırakılmadığı ve kişisel verilerin hedefli reklamcılık veya pazarlama amacıyla üçüncü taraflarla paylaşılıp paylaşılmadığı gibi hususları değerlendirilmiştir. Kurul'un kararlarında ele aldığı bu değerlendirmelerini “Reklamlarda Kişisel Verilen Korunması”1 başlıklı yazımızda incelemiştik.
Kurul 16 Ocak 2025 tarihinde gerçekleşen 353 sayılı toplantısında reklam verenlerin tüketici verilerini toplama, kullanma ve pazarlama stratejilerini inceleyerek şeffaflık, açık rıza, kişisel verilerin korunması ve tüketicilere tercih hakkı tanınması gibi hususlar çerçevesinde hukuka uygunluklarını değerlendirmiştir. Aşağıdaki kararlarında Kurul'un kişisel veri temelli pazarlama stratejilerine karşı daha sıkı bir denetim anlayışı benimsediği görülmektedir. İncelediğimiz kararlarında, hedefli reklamcılık uygulamalarının hangi durumlarda haksız ticari uygulama olarak değerlendirildiği analiz edilmektedir.
- Kurul 2025/7775 sayılı kararında, ev eşyaları satan bir firmanın internet sitesi üzerinden yürüttüğü ticari uygulamaları açık rıza sorunu ve otomatik onay mekanizmaları çerçevesinde değerlendirmiştir. Kurulun değerlendirmesine göre; şirketin “Kullanıcı ve Gizlilik Sözleşmesi” metninde yer alan “Kullanıcı, paylaşmış olduğu bilgilerin kendisine özel avantajların sunulabilmesi, satış, pazarlama ve benzer amaçlı her türlü iletişim faaliyetinin bildirimi maksatlarıyla firma ile paylaşımına izin vermektedir.” ifadesi, tüketici rızasının açık, özgür ve bilgilendirilmiş şekilde alınmadığı bir yapı sunmaktadır.
Kurul, bu ifadenin, tüketicilerin aktif bir eylemi olmaksızın ticari elektronik ileti onayı veriyormuş gibi kabul edilmesine yol açtığını değerlendirmiştir. Ayrıca, tüketicilere bu onayı geri alma imkânı tanınmadığı gibi, gönderilecek pazarlama içerikleri hakkında da yeterli bilgi verilmediği tespit edilmiştir. Kararda özellikle, tüketicilerin hedefli reklamcılık ve pazarlama uygulamalarını kabul edip etmeme konusunda bir tercih hakkına sahip olmamaları ve bu tercihin sözleşme metni içine gizlenmiş olması, haksız ticari uygulama olarak değerlendirilmiştir.
Kurul bu nedenle, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 62. maddesi ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'nin 28. ve 32. maddelerine aykırılık bulunduğu ve Haksız Ticari Uygulama Olarak Kabul Edilen Örnek Uygulamalar Eki'nde yer alan Aldatıcı Ticari Uygulamalar'ın 22. maddesindeki "İnternet ortamında bir mal veya hizmete ilişkin yönlendirici ara yüz tasarımları, seçenekler ya da ifadeler gibi araçlarla tüketicilerin karar verme veya seçim yapma iradesini olumsuz etkileyen ya da normal şartlar altında vereceği kararda satıcı veya sağlayıcı lehine değişikliklere yol açmayı hedefleyen yöntemler kullanmak" şeklindeki aldatıcı ticari uygulamalar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiş ve inceleme konusu ticari uygulama hakkında durdurma cezası uygulanmasına karar vermiştir.
- 2024/4840 sayılı kararda, bir başka ev tekstil mağazasının fiziki mağazalarında uyguladığı veri toplama yöntemleri incelenmiştir. Kurul, tüketicilere indirimlerden yararlanabilmeleri için kişisel verilerini (isim, soy isim, telefon numarası) paylaşma zorunluluğu getirildiğini tespit etmiştir. Bu durum, tüketicilerin bir indirim kampanyasından yararlanmak amacıyla normal şartlarda vermeyeceği kişisel bilgileri vermeye yönlendirilmesi ve tüketicilerin şirket tarafından düzenlenen indirim kampanyalarından faydalanabilmeleri için kişisel verilerini paylaşmaya mecbur bırakılması anlamına gelmektedir.
Ayrıca, indirimin üyelik şartına bağlanmasına rağmen, bu uygulamaya dair bilgilendirmelerin afişlerde yer almadığı ve tüketicilerin bu koşullar hakkında şeffaf bir şekilde bilgilendirilmediği belirlenmiştir. Kurul bu uygulamanın, tüketicilerin ekonomik çıkarları üzerinde yanıltıcı bir etki yaratarak, onları normalde taraf olmayacakları bir işleme taraf olmaya zorladığını değerlendirmiştir.
Kararda, söz konusu ticari uygulamanın Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'nin 28. ve 32. maddeleri ile 6502 sayılı Kanun'un 62. maddesine aykırı olduğu belirtilmiş ve şirket hakkında durdurma cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
Kurul'un her iki kararda da kişisel veri temelli ticari uygulamalara yaklaşımı, yalnızca veri koruma değil, aynı zamanda tüketici hakları perspektifinden şekillenmektedir. İncelemeler göstermektedir ki Kurul, açık rıza alınmasını ve bu rızanın özgür iradeye dayanmasını bir ön koşul olarak görmekte; ticari menfaat ile tüketici özgürlüğü arasındaki dengeyi bozan uygulamalara karşı yaptırım uygulamaktadır.
Özellikle 2025/7775 sayılı kararında dijital platformlardaki otomatik onay mekanizmalarının tüketici davranışını manipüle edici etkisi ön plana çıkarken, 2024/4840 sayılı kararında ise tüketiciye fiziksel satış noktalarında yapılan yönlendirme ve bilgilendirme eksiklikleri dikkat çekmiştir. Her iki kararda da ortak olan yaklaşım, tüketicinin tercihte bulunma özgürlüğünü engelleyen her türlü yapının “haksız ticari uygulama” olarak değerlendirilmesidir.
Bu yaklaşım, Kurul'un yalnızca reklam içeriğini değil, reklamın sunuluş biçimi, verinin elde ediliş yöntemi ve tüketiciye sunulan seçeneklerin niteliğini de değerlendirdiğini göstermektedir. Bu yönüyle Kurul'un kararları, Avrupa Birliği'nin “dark pattern” ("karanlık ticari tasarım") olarak nitelendirdiği manipülatif tasarım unsurlarına karşı benzer bir hassasiyetin Türk hukukunda da gelişmekte olduğunu ortaya koymaktadır.
Sonuç ve Öneriler
Reklam Kurulu'nun son dönemdeki kararları, kişisel verilerin pazarlama faaliyetlerinde kullanımına ilişkin daha sıkı bir denetim sürecinin benimsendiğini ve bu bağlamda tüketici tercihlerini manipüle eden uygulamaların haksız ticari uygulama olarak değerlendirildiğini ortaya koymaktadır. Hem çevrimiçi hem de fiziksel satış noktalarında, açık ve bilgilendirilmiş rızanın alınmaması, veri işleme faaliyetlerinin pazarlama amacıyla zorunlu koşul haline getirilmesi ve tüketicilerin yanıltıcı şekilde yönlendirilmesi, idari yaptırımla sonuçlanmaktadır.
Bu kararlar ışığında, reklam verenlere:
- Açık rıza ilkesi çerçevesinde, kişisel veri toplama süreçlerini şeffaf ve tercihe dayalı hale getirmesi,
- Tüketiciye tercih hakkı tanıyan mekanizmalar oluşturması ve bu tercihlerin kolayca geri alınabilir olmasını sağlaması,
- Ticari ileti ve üyelik süreçlerini ayrı ayrı değerlendirmesi ve birinin diğerine ön koşul yapılmaması,
- Çerez, ileti onayı ve üyelik sözleşmelerinin bir bütün olarak değil, bağımsız ve açık tercih kutucukları ile yapılandırılması,
- Fiziksel satış noktalarında uygulanan veri temelli kampanyalar için açık bilgilendirme yapılması ve kampanya koşullarının görünür şekilde sunulması
önerilmektedir.
Bu yaklaşım yalnızca Reklam Kurulu kararlarına uyum sağlamak açısından değil, aynı zamanda tüketici güveninin kazanılması ve sürdürülebilir dijital pazarlama stratejileri açısından da önemlidir. Bu sayede Avrupa Birliği düzenlemelerinde olduğu gibi, Türkiye'de de tüketici tercihlerine saygılı, şeffaf ve hesap verebilir bir dijital reklamcılık ekosisteminin gelişmesi yönünde önemli bir adım atılmaktadır.
Footnote
1. https://gun.av.tr/tr/goruslerimiz/makaleler/reklamlarda-kisisel-verilen-korunmasi
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.