ÖZET
Her geçen gün küreselleşen ve birbirine bağlı hale gelen ekonomik düzen(ler), bir bakıma, İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen yeni düzenin kabataslak özetidir. Her ne kadar bu düzen, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında başlayan ve diğer uluslararası meselelere de sirayet eden korumacı politikalar ile halihazırda neredeyse 1. yılını arkamızda bırakacağımız pandemi dolayısıyla sorunlarla baş başa kalmışsa da, hâlâ "dünya düzeni" olma niteliğini muhafaza etmektedir. İşte bu düzenin en büyük yansımaları da girişim özgürlüğü alanında kendini göstermekte, ülke sınırları şirketleşme kavramı açısından sadece harita üzerinde anlam ifade etmektedir. Şirket kurmanın kolaylaştırılması, sınır ötesi iş birlikleri, şirketlerin piyasadaki değişimlere yönelik hızlı pozisyon almak istemeleri gibi faktörler şirketlerin yapısal değişikliklerini de kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu amaçla ihdas edilen maddeler arasında, yapısal değişikliklerde iş ilişkilerinin geçişini düzenleyen Türk Ticaret Kanunu'nun 178. maddesi önem arz etmektedir. Ticaret hukukçuları tarafından kanunlaştırılan söz konusu madde ile birlikte, yapısal değişikliklerin mevcudiyeti halinde iş ilişkilerinin geçişi iş hukuku mevzuatında düzenlenen hükümlere göre ayrıksı olarak düzenlenmiş ve bu durum doktrinde pek çok tartışmanın yanında uygulamada da pek çok kafa karışıklığına sebebiyet vermiştir.
Anahtar Kelimeler: İş Yeri Devri, Şirketle[1]rin Yapısal Değişiklikleri, Birleşme, Bölünme, Tür Değiştirme, TTK Madde 178.
GİRİŞ
Şirketler, zaman zaman işletme ya da bağ[1]lı iş yerinin daha verimli çalışması için mevcut teknolojik ve teknik yapının değiştirilmesini gerektiren yapısal değişiklikler yapma ihtiyacı duyabilmektedirler. Yapısal değişiklikler; mali durumun iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ya da rekabet edebilirliğin artırılması gibi sebeplere dayanabileceği gibi daha az masraflı, tasarruf sağlayıcı ve sinerjiden yararlanılacak şekilde organizasyon değişikliklerine olan ihtiyaca bağlı olarak da hayata geçirilebilmektedir. Ba[1]zen de büyüme ve ekonomik gücü artırmanın yanı sıra piyasada kalabilmek ve sürdürüle[1]bilirliği sağlamak için de yapısal değişiklikler tercih edilebilmektedir. İşletmelerin büyüye[1]bilmesi ve sanayileşmenin karşılanabilmesi, kapalı tiplerden açık tiplere geçmenin gerek[1]mesi, holdingleşme, halka açılma, kredi limit[1]lerinin artırılması veya menkul kıymet çıkara[1]bilme olanağının elde edilmesi gibi sebepler1 olarak da cisimleşebilen yapısal değişiklikler, bir bakıma, ekonomik hayatın yaratıcılığını ve hızlı aksiyon alabilme yeteneğini göstermek[1]tedir. Şüphesiz ki pek çok yapısal değişiklikle beraber iş ilişkileri de devredilmektedir. İşte bu noktada, konuyu düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'nun 178. maddesinin getirdiği hükümler önem arz etmekte olup bu makalede, TTK madde 178'in ilk iki fıkrası in[1]celeme konusu yapılacak ve pek çok tartışmayı içinde barındıran işçinin iş ilişkisinin devrine itiraz hakkı masaya yatırılacaktır.
- TÜRK TİCARET KANUNU'NUN 178. MADDESİ VE ÖNGÖRDÜĞÜ DÜZENLEMELER
TTK, ticaret şirketlerinin sadece birleşme, bölünme ve tür değiştirme (TTK 134-194) yo[1]luyla gerçekleşen devirlerine özgü olmak üzere iş ilişkilerini düzenleyen hükümler getirmiştir (TTK 158/4, 178, 190)2 . TTK madde 158/4 ve l90'da yollama yapılan ve bu konuyu düzenleyen "İş İlişkisinin Geçmesi" başlığını taşıyan m.178'de şu hükümler yer almıştır: "Tam veya kısmi bölünme[1]de, işçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi itiraz et[1]mediği takdirde, devir gününe kadar bu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçlarla devralana geçer. İşçi iti[1]raz ederse, hizmet sözleşmesi kanuni işten çıkarma sü[1]resinin sonunda sona erer; devralan ve işçi o tarihe ka[1]dar sözleşmeyi sona erdirmekle yükümlüdür. (...)" Altı fıkradan oluşan maddenin sonraki dört fıkrası işçilerin alacaklarının korunmasına ilişkin dü[1]zenlemeler içermekte, yukarıda belirtilen ilk iki fıkrası ise şirketlerin yapısal değişiklerine özgü olmak ve iş ilişkisinin devriyle sınırlı olmak üzere işçilere itiraz hakkı tanımaktadır.
Şüphesiz, iş ilişkilerinin devri kavramı, iş yerinin devrini de kapsayacak şekilde anlaşıl[1]malıdır. Bu itibarla, Türk iş hukuku mevzuatın[1]da iş yeri devrinin genel esaslarını düzenleyen ve iş yeri devrinde iş ilişkisinin devralan işve[1]rene geçişi konusunda işçiye itiraz hakkı tanı[1]mayan 4857 sayılı İş Kanunu("İK")'nun 6. mad[1]desi karşısında İK madde 6'nın mı yoksa TTK madde 178'in mi öncelikli olarak uygulanması gerektiğinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, doktrindeki baskın görüş, bu durumda kanunlar çatışmasına ilişkin ilkelere başvurmak suretiyle TTK'nin İK'ye göre son[1]raki tarihli kanun olduğunu ve TTK m.178'in iş ilişkisinin geçmesine bağlı sonuçları sadece ti[1]caret şirketlerinin birleşme, bölünme ve tür de[1]ğiştirme hallerine özgü olarak düzenlediği için tüm iş yeri devirlerini ve bundan doğan hukuki sonuçları kapsayan İK m.6'ya göre özel hüküm niteliğinde olduğunu belirtmiş ve dolayısıyla TTK m.178'in öncelikli olarak uygulanması ge[1]rektiğini savunmuştur3 . Nitekim, TTK'ye ilişkin TBMM Adalet Komisyonu raporunda yer alan "Tasarının 178 inci maddesi ise, sadece bölünme, birleş[1]me (Tasarı m.158, f.4) ve tür değiştirme (Tasarı m.191) hallerinde uygulanan -İş Kanununun 6'ıncı maddesine nazaran- özel bir hükümdür" şeklindeki ifade de bu değerlendirmeyi desteklemektedir.
Her ne kadar doktrinde iş ilişkilerini dü[1]zenleyen özel kanunun İK olduğu, TTK madde 178'in şirketlerin yapısal değişiklikleri halinde iş ilişkilerinin akıbetine ilişkin özel bir kanun olduğunun iddia edilemeyeceği ve İK madde 6 hükmünün her ne kadar sonraki düzenleme olsa da TTK madde 178 hükmü karşısında önce[1]likli olarak uygulanması gerektiği belirtilmişse de4, bu görüş taraftar bulamamış ve azınlıkta kalmıştır5 . Sonuç olarak, ticaret şirketlerinin yapısal değişiklikleri iş yeri devri sonucunu do[1]ğuruyorsa iş ilişkileri bakımından öncelikle TTK madde 178 hükmünün uygulanması gerekeceği, TTK'de düzenlenmeyen hususlarda boşluk dol[1]durucu olarak İK madde 6 hükmünden yararla[1]nılması gerektiği söylenebilecektir6 .
1.1. İşçinin İtiraz Hakkı
TTK madde 178'in birinci fıkrası ile işçiye devre itiraz hakkı tanınmakta ve ancak "işçi itiraz etmediği takdirde" iş sözleşmelerinin devralana geçeceği öngörülmektedir. Bu kap[1]samda, TTK madde 178 ile ticaret şirketlerinin, birleşme, bölünme ve tür değiştirme hallerinin bir iş yeri devri niteliğinde olduğu durumlarda, devirden etkilenen işçilere, iş ilişkilerinin dev[1]ralan işverene geçişine itiraz hakkı tanınmıştır. Diğer bir ifadeyle, iş yeri devrinin birleşme, bö[1]lünme veya tür değiştirme hallerinden biri ile gerçekleşmesi durumunda artık iş sözleşmele[1]rinin otomatik olarak devri söz konusu olma[1]yacak, işçinin devre itiraz etmemesi halinde iş sözleşmeleri devralana geçecektir7 . Ancak, işçi[1]nin itirazı ile birleşme, bölünme veya tür değiş[1]tirme işlemleri hukuki varlığını koruyacak olup söz konusu itiraz ile sadece iş sözleşmesinin devralana geçmesi engellenecektir8 .
Download >> Ticaret Hukukçularinin İş Hukukuna Hediyesi: Türk Ticaret Kanunu'nun 178. Maddesi
Footnotes
1 Şeyma AKKAŞOĞLU, "Şirketlerde Birleşme, Bölünme veya Tür Değiştirmenin İş Sözleşmelerine Etkisi", Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2017, s. 69-71
2 Bu makalenin başlığına esin kaynağı olan ve Türk Ticaret Kanunu'nda iş hukukuna ilişkin düzenlemelere yer verilmesini eleştiren görüşlerin haklılık payı bulunmaktadır; "(...) Ülkemizde iş ilişkilerini düzenleyen ayrı bir iş mevzuatı bulunmaktadır. Bu nedenle şirketlerin bölünmesi, birleşmesi, tür değiştirmesi halinde bunun iş ilişkilerine etkisi Türk Ticaret Kanunu'nun konusu ve görevi değildir. Tıpkı İş Kanunu'nda örneğin; şirketlerin kuruluşuna ve kıymetli evraka ilişkin hükümlere yer verilemeyeceği gibi. (...)" (Bakınız: Ömer EKMEKÇİ/Esra YİĞİT, Bireysel İş Hukuku Dersleri, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2020, s. 198).
3 Sarper SÜZEK, "İşyerinin Devri ve Hukuki Sonuçları", Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 15, Özel S., 2013, s. 326-327; Nuri ÇELİK/ Nurşen CANİKLİOĞLU/Talat CANBOLAT, İş Hukuku Dersleri, Beta Yayıncılık, İstanbul 2018, s. 143-144.
4 EKMEKÇİ, a.g.e., s. 202
5 Bu noktada, Prof. Dr. Nurullah Kunter'in son ders konuşmasında ifade ettiği düşünceler önem arz etmektedir; "(...) Dün azınlıkta kaldığı için doğru sayılmayan bir görüşün bugün çoğunluk sağlayarak doğru kabul edildiğine de rastlayabilirsiniz. Bu nedenle, esaslı hazırlıktan sonra, iyice düşünüp taşınarak vardığınız görüşün azınlıkta olması, onun gerçekten doğru olmadığı anlamına gelmez. Çoğunlukta olan görüşün, pratik zorunluklarla doğru sayılıp ona göre hareket edilmesi başka şey, bir görüşün gerçekten doğru olması yine başka şeydir.(...)" (Bakınız: Nurullah KUNTER, "'Hukuk', 'Muhakeme Hukuku' ve 'Ceza Muhakemesi Hukuku'", İstanbul Üniversi[1]tesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 45, Sayı 1-4, 1981, s. 807).
6 SÜZEK, a.g.m., s. 327
7 a.g.m., s. 327
8 Recep ÇAKRAK, "Ticari Şirketlerin Yapı Değişikliği Sonucunda İş İlişkisinin Geçmesi: 'İşçinin İtiraz Hakkı'", Karatahta İş Yazıları Dergisi, Sayı 7, Nisan 2017, s. 150
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.