ARTICLE
7 April 2025

Türk Hukukunda Hakem Bilirkişilik Sözleşmesi ve Hukuki Niteliği

GP
Guleryuz Partners

Contributor

We are Güleryüz Partners, an Istanbul based law firm, offering high-quality legal services to domestic and multinational clients. Our team consists of energetic young professionals led by talented partners with strong academic backgrounds at prestigious universities in the USA, UK, and Germany, coupled with vast market experience exceeding a decade at top tier Turkish law firms. Our practice ranges from complex disputes to sophisticated M&A and finance transactions. We provide niche legal services in a wide range of legal areas such as litigation and dispute resolution, local and cross border M&As, banking, finance and capital markets, venture capital investments and start-ups, and compliance and corporate governance. We heavily invest in our pro bono projects in Turkiye and work together with institutions, foundations, and other organizations to provide legal advice to the persons in need of help. We also pride ourselves on fostering and promoting a diverse, equitable and inclusive work environment.
Hakem bilirkişilik sözleşmesi, tarafların belirli bir uyuşmazlık konusundaki teknik veya uzmanlık gerektiren hususların...
Turkey Litigation, Mediation & Arbitration

Giriş

Hakem bilirkişilik sözleşmesi, tarafların belirli bir uyuşmazlık konusundaki teknik veya uzmanlık gerektiren hususların tespiti için belirlenen kişi veya kurulun değerlendirmesini kabul etmeyi taahhüt ettiği bir sözleşme türüdür. Bu sözleşme, özellikle teknik uzmanlık gerektiren alanlarda delil sözleşmesi niteliğinde olup, tarafları bağlayıcı sonuçlar doğurmaktadır.

Hakem Bilirkişilik Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

Hakem bilirkişilik sözleşmesi, münhasır delil sözleşmesi kapsamında değerlendirilmekte olup, taraflar bu sözleşme ile uyuşmazlığın belirlenen bilirkişiler tarafından çözümlenmesini kabul ederler.1 Türk Hukuku'nda delil sözleşmeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (“HMK”) 193. maddesi kapsamında düzenlenmiş olup, tarafların delillerin belirlenmesine ilişkin özgür iradelerine dayanmaktadır.

Bununla birlikte hakem bilirkişilik sözleşmesi sonucu ortaya koyulan raporlar, HMK 287/2. maddesi kapsamında münhasır delil sözleşmesi niteliğinde olup, mahkemeler açısından bağlayıcıdır. Bu bağlamda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 30.04.2001 tarihli ve 1654/3738 sayılı kararında, sigorta poliçesinde öngörülen hakem bilirkişilik şartının bir tahkim şartı değil, münhasır delil sözleşmesi olduğunu açıkça ifade etmiştir.

Tarafları ve mahkemeyi bağlamayan değerlendirmelerin hakem bilirkişilik kapsamında değil, erken vakıa değerlendirmesi (early neutral evaluation) veya uzlaşma süreci olarak nitelendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bununla birlikte, örneğin, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 03.06.2014 tarihli ve 20147/8921 sayılı kararında, poliçede yer alan hakem bilirkişiye müracaat yolunun bir dava koşulu olmadığı, ancak geçerli bir delil anlaşması niteliğinde olduğu da yine ifade edilen hususlardandır.

Hakem Bilirkişilik Sözleşmesinin Unsurları

Bir hakem bilirkişilik sözleşmesinin geçerli ve bağlayıcı olabilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekmektedir:

  • Uyuşmazlık konusu, teknik bilgi veya uzmanlık gerektiren bir nitelikte olmalıdır;
  • Taraflar, sözleşmeye açık ve özgür iradeleriyle rıza göstermelidir;
  • Sözleşmede, düzenlenecek raporun taraflar ve mahkeme açısından bağlayıcı olduğu açıkça belirtilmelidir.

Öğretide de kabul edildiği üzere, hakem bilirkişilik sözleşmesinin temel unsuru, raporun hem tarafları hem de mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmasıdır. Bu bağlayıcılık, hakem bilirkişilik sözleşmesini sıradan bir bilirkişilik hizmetinden farklı kılmakta ve tarafların özgür iradeleriyle belirledikleri teknik veya finansal uzmanların değerlendirmelerini kesin olarak kabul etmelerini gerektirmektedir. Hakem bilirkişilik sözleşmesi genellikle teknik veya finansal analiz gerektiren konularda yapılmaktadır. Sigorta tazminatları, inşaat projeleri, mühendislik hesaplamaları gibi alanlar buna örnek teşkil etmektedir.

Pek tabii tarafların, belirli bir konuya ilişkin olarak hakem bilirkişinin tespitini kabul ettiklerini açık bir şekilde ortaya koymaları da gerekmektedir. Yargıtay içtihatlarına göre, hakem bilirkişilik sözleşmesi, tarafların serbest iradeleri ile düzenlenmiş olması halinde geçerli kabul edilmekte ve mahkemeler ile taraflar açısından bağlayıcı olmaktadır.

Örneğin, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 23.07.2008 tarihli ve 4896/5119 sayılı kararında, hakem bilirkişilik sözleşmesine dayalı olarak hazırlanan raporun mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olduğu belirtilmiş, ancak raporun hukuka ve hakkaniyete aykırı olması durumunda iptal edilebileceği ifade edilmiştir.

Hakem Bilirkişinin Seçimi ve Yetkisi

Hakem bilirkişinin seçimi tarafların iradesine bağlı olup, sözleşme kapsamında seçim usulüne ilişkin düzenlemeler yer alabilir. Uygulamada, taraflar hakem bilirkişinin belirlenmesini doğrudan yapabilecekleri gibi, bağımsız bir üçüncü kuruluşun seçimiyle de bu süreci yönetebilirler. Hakem bilirkişinin yetkileri de taraflarca belirlenmiş olup, yalnızca sözleşmede belirtilen hususlarla sınırlıdır. Bilirkişinin yetki aşımı yaparak sözleşmede yer almayan konulara ilişkin değerlendirme yapması halinde, raporun iptali gündeme gelebilir.

Sonuç ve Değerlendirme

Hakem bilirkişilik sözleşmeleri, taraflara teknik veya uzmanlık gerektiren hususlarda hızlı ve etkili bir çözüm sunan önemli bir hukuki mekanizmadır. Özellikle ticari uyuşmazlıklarda, teknik değerlendirme gerektiren durumlarda ve sigorta tazminatları gibi konularda sıkça başvurulan bu sözleşme türü, mahkemelerin iş yükünü azaltarak uyuşmazlıkların daha hızlı ve tarafların mutabakatıyla çözülmesini sağlamaktadır. Ancak, hakem bilirkişilik sözleşmelerinin geçerliliği ve uygulanabilirliği konusunda dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Özellikle tarafların bu sözleşmeyi serbest iradeleri ile yapmış olmaları ve hakem bilirkişinin yetkilerini aşmaması gerekmektedir. Aksi halde, sözleşmeye dayalı raporların iptali gündeme gelebilir. Gelecekte, hakem bilirkişilik sözleşmelerinin kapsamının genişletilmesi ve uygulamadaki bağlayıcılığına ilişkin daha net düzenlemelerin getirilmesi, bu mekanizmanın daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.

Footnotes

1. Şensöz, Ahmet. 2024. “Types of Arbitrator-Expert Agreements.” İzmir Bar Association Journal 89 (2): 252-263.

2. Yeşilırmak, Ali. 2009. “Arbitration-Expert Witnessing as an Alternative Dispute Resolution Method.” Dokuz Eylül University Faculty of Law Journal 11 (2): 693-738.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More