- within Employment and HR topic(s)
- in United States
- with readers working within the Accounting & Consultancy and Retail & Leisure industries
- within Employment and HR, Food, Drugs, Healthcare, Life Sciences and Transport topic(s)
Ücret, işverenin işçiye karşı en temel borcu olup, emeğinin karşılığı ödemedir. Taraflar iş ilişkisinin iş sözleşmesinin türüne göre göre kısmi tam zamanlı olarak belirleyip aylık, günlük veya saatlik net veya brüt olarak asgari ücretin altında kalmayacak şekilde belirleyebilirler. İş ilişkisinde ücretin korunması ilkesi de gözetilerek işçi aleyhine ücretle ilgili yapılacak tüm değişiklikler esaslı değişiklik olup, işçinin yazılı onayının alınması ile yapılabilir. Zira çalışma şartlarının işçi aleyhine tek taraflı değiştirilmesi İş Kanunun 22. Maddesi uyarınca mümkün değildir.
Ücretin korunması ilkesinin en önemli sonuçları; işverenin işçiden olan alacağını ücret borcu ile işçinin yazılı onayını almadıkça takas edemeyeceği, işçinin aylık ücretinin nafaka hariç ¼'ünden fazlasının haczedilemeyeceği veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceğidir.
Yine ücretin korunmasının en önemli sonuçlarından biri de İş Kanunun 62. Maddesinde düzenlenmiştir. Açık kanuni düzenlemede aynen “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.” kuralı getirilmiştir. Buna göre, bir işçi postası ile yürütülen işlerde, ikili ya da daha çok posta sayısının artırılması ya da üç posta halinde çalışılan işyerlerinde günlük çalışma süresinin 7,5 saatin altında saptanması sonucunda, çalışma sürelerindeki azalma nedeniyle, işçilerin ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun, indirim yapılamaz. Bunun gibi bir başka örnekte: Süt iznini kullanması dolasıyla içinin çalışma süresinin düşmesi ücretten indirime sebep olmaz.
Başka bir ifadeyle, işveren yasal bir yükümlülüğü yerine getirmesi nedeniyle ücretten kesinti veya indirime gitmesi mümkün değildir. Sonuç olarak yasal olarak çalışma sürelerinin düşmesi, işverence yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi veya kanuni bir hakkın kullanılması ücretin düşmesine sebep olmayacaktır. Ücretle ilgili aleyhe tüm değişiklikler için işçiden yazılı onayın alınması gerekecektir.
Aksi durumda işçi, ödenmeyen alacakları için yargı veya idari yollara başvurabilecek, iş sözleşmesini haklı nedenle kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde fesih imkanı da sahip olacaktır.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.