ARTICLE
7 March 2022

İsviçre Borçlar Kanunu Ve Türk Borçlar Kanunu Kapsamında Temsil İlişki Ve Yetkisiz Temsile İlişkin Yargıtay Görüşleri

ML
MGC Legal

Contributor

MGC Legal is a full-service law firm based in Istanbul, Turkey, and renders services to Turkish and multinational individuals and businesses regarding activities in Turkey and EMEA countries. Practice areas include real estate and construction, brand protection, debt collection, employment, ex-pat matters, immigration, legal research and investigation, project finance, mergers and acquisitions, project management and restructuring, secondment and corporate retainer services, family and inheritance law, and other civil law matters through litigation, arbitration, and other dispute resolution methods.
Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur.
Turkey Corporate/Commercial Law

Temsil iliskisi küresellesen dünya kapsaminda gerek is gerekse de kisisel iliskilerimiz kapsaminda önemli bir yere sahip olmakla birlikte, temsil iliskisinden dogabilecek usulsüzlüklere dayali sorumluluk ve zarar da bu kapsamda hem Türk Hukuku'nda hem de mensei Isviçre Borçlar Kanunu'nda yerini almakta olup Kita Avrupasi'nda da buna iliskin düzenlemeler paralel sekilde ilerlemektedir.

Türk Hukukunda temsil, TBK m. 40 vd. basta olmak üzere Kanun'un muhtelif yerlerinde farkli sekilde düzenlenmis olup yetkisiz temsile iliskin düzenlemeler TBK m. 46 vd. yer almaktadir. TBK m. 46'ya göre bir kimse yetkisi olmadigi hâlde temsilci olarak bir hukuki islem yaparsa, bu islem ancak onadigi takdirde temsil olunani baglar. Yetkisiz temsilcinin kendisiyle islem yaptigi diger taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki islemi onayip onamayacagini bildirmesini isteyebilir.

Bu süre içinde islemin onanmamasi durumunda, diger taraf bu islemle bagli olmaktan kurtulur. Hukuk sisteminde temsil isleminin hüküm ve sonuç dogurabilmesi için, temsilcinin temsil olunan tarafindan yetkilendirilmesi gerekir. Bu yetkilendirme isleminin yoklugu halinde islem direkt iptal olunmaz. TBK m. 46'ya göre temsil olunan islemi onarsa bu onama geçmise etkili olur ve islem temsil olunan hesabina hüküm ve sonuç dogurur.1 Kural olarak onama islemi olumlu beyan seklinde olur ve susma bir yenilik dogurmaz fakat islemin karsi tarafi bir süre belirleyip bu sürede temsil olunandan bir cevap isteyebilir. Bu süre içerisinde olumlu cevap verilmemesi durumunda karsi taraf sözlesmenin tarafi olmaktan kurtulur.

TBK m. 47'ye baktigimizda; temsil olunanin açik veya örtülü olarak hukuki islemi onamamasi hâlinde, bu islemin geçersiz olmasindan dogan zararin giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir. Ancak, yetkisiz temsilci, islemin yapildigi sirada karsi tarafin, kendisinin yetkisiz oldugunu bildigini veya bilmesi gerektigini ispat ederse, kendisinden zararin giderilmesi istenemez. Hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diger zararlarin giderilmesi de istenebilir demektedir.

Kanun hükmü açik veya örtülü bir onamadan bahsediyor. Dolayisiyla temsil olunan karsi tarafa direkt onadigini bildirmek zorunda degildir. Örnegin, bir kira sözlesmesinde kiracinin yetkisiz temsilci tarafindan temsil edildigini düsünelim. Kiraci, kiralayana sonradan onay beyani sunmaksizin düzenli olarak aylik ödemelerini gerçeklestiriyor, sözlesmenin yükümlülüklerini yerine getiriyorsa örtülü olarak kabul etmis olur ve sözlesme temsil olunani baglar.

Devaminda temsil olunan örtülü veya açik olarak islemi onamazsa islemin geçersiz olacagini anliyoruz ve bu geçersizlikten kaynaklanan zararlarin tazmini kural olarak yetkisiz temsilci tarafindan gerçeklestirilir. Yetkisiz temsilcinin kusurlu olmasi gerekmez.2 Hükmedilen tazminat alacagi on yillik zamanasimi süresine tabidir.3 Fakat eger islemin karsi tarafi islem esnasinda temsilcinin yetkisiz oldugunu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa yetkisiz temsilci ancak bu durumu ispat etmesi halinde tazmin sorumlulugundan kurtulur. Ispat yükü yetkisiz temsilcidedir. Istenecek olan tazminat menfi zarar tazminatidir fakat yetkisiz temsilci kusurluysa hâkim daha fazlasina karar verebilir.4

Dis temsil iliskisinin bulundugu durumlarda iç temsilin eksik olmasi yetkisiz temsil olusturmaz. Örnegin; A, C'ye B'nin temsilcisi oldugunu bildirmis ise A ve B arasinda temsil yetkilendirmesi bulunmasa dahi yetkisiz temsilden söz edilemez.5

Türk Borçlar Kanunu m.46/1'e göre; "Bir kimse yetkisi olmadigi halde temsilci olarak bir hukuki islem yaparsa, bu islem ancak onadigi takdirde temsil olunani baglar." demek suretiyle açikça yetkisiz islem yapilmasi veya yetkisini asarak islem yapilmasi durumlarinda daha sonradan onanmak suretiyle bu islemlin temsil olunani baglayacagindan bahsetmektedir.

Kisaca bu hususu açiklamak gerekirse; "Eren, s. 455. Isviçre Federal Mahkemesi'nin bir kararinda göre de, "onama, temsilcinin hareketlerini daha sonradan hukukî hale getiren, temsilciye veya üçüncü kisiye yöneltilen bir irade beyanidir."6

Onama, yetkisiz temsilci tarafindan yapilan bir hukukî isleme veya sözlesmeye, daha sonra temsil olunanca verilen onaydir. Onama için herhangi bir özel sekil sarti bulunmamaktadir. Onamanin muhatabi kural olarak üçüncü kisidir. Onama, geçmise etkili sonuçlar dogurur. Böylece onama, yetkisiz olarak yapilan sözlesmeyi sanki bastan itibaren temsil yetkisi varmis gibi geçerli hale getirir. Bu husus Yargitay kararlarina da yansimistir.7

Bu haller, özellikle temsil olunanin temsil yetkisini üçüncü kisilere bildirmesi ve onlarin da iyiniyetli olmalari durumunda söz konusu olur. Bu husus genellikle dis temsil yetkisinin oldugu durumlarda kendisini gösterir.8

Bunun yaninda yetkisiz temsilcinin is ve islemlerinin temsil olunan tarafindan benimsenmis olmasi da ayni sonucu dogurmaktadir. Bu durum, Yargitay kararlarina da konu olmustur. Nitekim Yüksek Mahkeme'nin bir kararinda "Yetkisiz temsilcinin düzenledigi baska çekleri temsil edilen benimseyip ödedigine göre, dava konusu çekten sorumlu tutulmak gerekir." ifadesine yer verismistir.

Onama islemi sekle bagli bir islem degildir. Açik veya örtülü olarak da gerçeklestirilebilir. Onama islemi yetkili temsilci tarafindan veya kisi ölmüsse mirasçilari tarafindan da gerçeklestirilebilir. Alman Hukukundan farkli olarak Türk Hukukunda sözlesmenin karsi tarafi onama islemine kadar sözlesme hükümleriyle bagli olmaktan kurtulmaz. Sözlesmenin onanmamasi durumunda sözlesme kesin hükümsüz olur. O süreye kadar ifa edilen edimler dava yoluyla geri istenebilir. Geçersiz bir sözlesmeye dayanarak yapilan islem sonucunda mülkiyet karsi tarafa geçmeyeceginden, tasinir veya tasinmaz mal için açilacak olan dava istihkak davasidir.9

Temsil olunanin zarari dogduysa her halükârda vekaletsiz is görme sorumluluguna gidilebilir. Eger yetkisiz temsilci ve temsil olunan arasindaki sözlesme iliskisiyse TBK m. 112 vd. düzenlenen sözlesmeden dogan sorumluluga, eger sözlesme iliskisi bulunmuyorsa da TBK m. 49 vd. düzenlenen haksiz fiil sorumluluguna da gidilebilir.10

Yargitay bir kararinda "bir kimse temsil yetkisi olmadigi halde baska bir kisi adina bir hukuksal islem veya sözlesme yaparsa yetkisiz temsil söz konusu olur. Yine bir kimse üçüncü bir kisi ile baskasi adina bir hukuksal islem yaptigi zaman temsil yetkisini haiz degilse, yapilan islemin hüküm ve sonuçlari hiçbir sekilde temsil olunanin hukuksal alaninda meydana gelmez. Temsil yetkisi olmadan baskasi adina hukuksal islem yapan kimseye yetkisiz mümessil denir.''11 ifadelerini kullanarak Fikret Eren'in Borçlar Hukuku Genel Hükümler kitabina atifta bulunmustur.

Yargitay'in 15. Hukuk Dairesi'nin 2018/4430 Esas Numarali 2019/873 Karar Numarali kararinda; ''6098 sayili TBK'nin 40. maddesinde yetkili bir temsilci tarafindan diger bir kimse ile yapilan sözlesmeden dogan alacak ve borçlarin o kimseye ait olacagi düzenlenmistir. Buna göre yetkili degil ise, imzalayan sahsen sözlesmeden sorumlu olur. Ayni Kanun'un devam eden 46. maddesinde de bir kimse yetkili olmadigi halde baskasi adina hukuki islem yapmissa, temsil edilen kisi icazet vermedikçe alacakli veya borçlu olmayacagi belirtilmistir. Bu temsilci yetkisiz olsa dahi temsil olunanin sonradan icazet vermesi ya da kendi adina yapilan hukuki islemi benimsemesi halinde bastan itibaren hukuki islem geçerli ve temsil olunani baglayici olacaktir.'' ifadeleri yer almaktadir.

Yargitay'in 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/14483 Esas Numarali, 2017/7887 Karar Numarali kararinda ''Borçlar Kanunu'nun 38.maddesi geregince yetkisiz bir kimsenin yapmis oldugu sözlesmeye temsil olunanin onay vermesi durumunda o sözlesme, temsil olunani baglayici olur ve sözlesmeden dogan hak ve borçlar temsil olunana intikâl eder. Yetkisiz temsilcinin yaptigi isleme ya da sözlesmeye temsil olunan tarafindan verilen onay, biçime bagli olmayan, yönetilmesi gerekli tek yanli bir irade bildirimi olup, açik olabilecegi gibi örtülü de olabilir. Davali sözlesmeyi imzalamadigi halde yetkisiz bir kimse tarafindan imzalanmis olsa dahi o sözlesmeyi kullanarak bir hukuksal islem yapmis ise yetkisiz temsile onay vermis sayilir ve sözlesme kendisini baglayici olur.'' ifadeleri yer almaktadir.

Yargitay'in 15. Hukuk Dairesi'nin 2017/2611 Esas Numarali, 2018/198 Karar Numarali karari da ''Sözlesme ile isin yapildigi tarihlerde yürürlükte olup somut olayda uygulanmasi gereken 818 sayili Borçlar Kanunu'nun 32. maddesinde yetkili bir temsilci tarafindan diger bir kimse ile yapilan sözlesmeden dogan alacak ve borçlarin o kimseye ait olacagi düzenlenmistir. Buna göre yetkili degil ise, imzalayan sahsen sözlesmeden sorumlu olur. Ayni Kanun'un devam eden 38. maddesinde de bir kimse yetkili olmadigi halde baskasi adina hukuki islem yapmissa, temsil edilen kisi icazet vermedikçe alacakli veya borçlu olmayacagi belirtilmistir. Bu temsilci yetkisiz olsa dahi temsil olunanin sonradan icazet vermesi ya da kendi adina yapilan hukuki islemi benimsemesi halinde bastan itibaren hukuki islem geçerli ve temsil olunani baglayici olacaktir.'' ifadeleri ile ayni yöndeki görüsünü yerlesik hale getirmistir.

Bir baska kararinda Yargitay "Sözlesmeyi imzalamadigi halde yetkisiz bir kisi tarafindan imzalanmis bir sözlesmeyi kullanarak bir hukuksal islem yapmis olan kimse, yetkisiz temsile onay vermis sayilir ve sözlesme kendisini baglayici olur."12 kararini vermistir. Bu karar örtülü kabulü tanimlamistir. Buna göre temsil olunan yetkisiz temsilcinin imzaladigi sözlesmeye dayanarak bir islem yaparsa yetkisiz temsilcinin yetkisizligi ortadan kalkar ve temsil olunan sözlesmeyi onamis olur. Yine Yargitay bir kararinda "Yetkisiz temsilde temsil edilenin, yetkisiz temsilcinin kendi adina imza almasina ses çikarmayarak, yetkisiz temsil imzasinin sonuçlarini yüklendigi durumlarda sorumlulugu vardir."13 diyerek örtülü onamayi benimsedigini ve bu yolla icazet verilen durumlarda temsil olunanin sözlesmeyle bagli oldugunu açiklamistir.

2007 yilinda verilen bir Yargitay kararinda ise; "Borçlar Kanunu'nun "temsil" baslikli 32. maddesinin ilk fikrasi hükmüne göre, sözlesme yetkili bir mümessil tarafindan diger bir kimse adina yapilmissa, sözlesmenin alacak ve borçlari o kimseye ait olur. Ticari isletmenin maliki oldugu anlasilan davali Ferhat, diger davali Ibrahim'in salahiyetli mümessili oldugunu kabul etmemistir. Anilan Yasa'nin 38. maddesi hükmünce yetkili olmadigi halde diger bir sahis namina akit yapilmissa, akde icazet vermeyen kisi sözlesmenin alacakli veya borçlusu olmaz. 39. madde hükmüne göre de, icazetin bulunmamasi halinde akdin sahih olmamasindan dolayi ugranilan zararin mümessil sifatini takinan kimse tarafindan ödenmesi gerekir."14 diyerek sözlesmeyi onamayan tarafin sorumlu olmadigini belirtmistir.

2017 tarihli yetkisiz temsile iliskin bir baska karar ise su sekildedir: Alacakli tarafindan bonoya dayali olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla baslatilan takipte, borçlunun, icra mahkemesine basvurusunda; takip konusu senedi, sirket adina imzaladigini, sahsen borçlu olmadigini, borcu olmadigini ileri sürerek takibin iptalini talep ettigi, mahkemece,senet üzerinde iki imza oldugu ikisinin de kase üzerinde oldugu, borçlunun da sirket yetkilisi olmadigi bu sebeple bonoda bulunan imzasi dolayisi ile sahsen sorumlu tutulamayacagi gerekçesiyle borçlu hakkindaki takibin iptaline karar verildigi anlasilmistir.

TTK'nun 778/2. maddesinin (e) bendinin göndermesiyle bonolar hakkinda da uygulanmasi gereken TTK'nun 678. maddesinde; "Temsile selahiyeti olmadigi halde bir sahsin temsilcisi sifatiyla bir poliçeye imzasini koyan kisi, o poliçeden dolayi bizzat sorumludur..." hükmü yer almaktadir. Somut olayda, alacakli tarafindan hakkinda takip yapilan borçlunun Ticaret Sicil Müdürlügünden gelen yazi cevabina göre sirketin temsilcisi olmadigi anlasilmistir.

Bu durumda temsil yetkisi olmadigi halde kesideci sirket adina senet imzalayan muteriz borçlu, bonoyu düzenleyen sirket adina attigi imzadan dolayi kisisel olarak sorumlu olacagi tabiidir. Yetkisiz temsilci sifatiyla hareket eden borçlu, bonodan dolayi düzenleyen sifatiyla sorumlu oldugundan, adi geçen hakkinda kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapilmasinda yasaya aykirilik bulunmamaktadir.15

Yargitay'in daha eski tarihli bir karari yetkisiz temsili söyle tanimlamistir: "...38. maddedeki (bir kimse salahiyetli olmadigi halde diger bir sahis namina bir akit yaptigi takdirde, bu sahis bu akde icazet vermedikçe alacakli ve borçlu olmaz) hükmünden çikan anlam, sonradan verilen icazetin yetkisiz temsilcinin daha önce yapmis oldugu islemleri de içine alacagi ve bu islemlere geçerlilik verecegi yolundadir."16

Yargitay 1993 yilinda verdigi bir kararda temsil olunanin sorumluluguna iliskin su karara varmistir: "Yetkisiz temsilcinin düzenledigi baska çekleri temsil edilen benimseyip ödedigine göre, dava konusu çekten sorumlu tutulmak gerekir."17 2002 yilinda verdigi bir kararda ise ispat yüküyle ilgili su karari vermistir: "Yetkisiz temsilcinin is ve islemlerinin temsil edilen tarafindan benimsendiginin ispati davaciya aittir."18

2005 yilina ait bir Yargitay karari ise su sekildedir: "Davalinin yetki sinirlarini asarak, davacinin hesabindan para çekmesi ve diger davali Bankaca nakit ödenmesi nedeniyle davacinin zarari dogmustur. Temsilcinin yetkisiz oldugunu ya da yetki sinirlarini astigini bilen ya da bilmesi gereken üçüncü kisi, temsil edilen yönünden zararli sonuçlar doguran bir islem nedeniyle sorumludur. Su durumda; davacinin mevduat hesabindan, davaliya dogrudan nakit ödeyen davali Banka; kendisinden beklenen özeni göstermeyip, mümessilin bu konuda yetkili olup olmadigini denetlememekle kusurludur."19

Bu kapsamda Türk Hukuk Sistemi ve mensei Kita Avrupasi Hukuku'nda benimsenen ve Türk Borçlar Kanunu basta olmak üzere muhtelif mevzuat düzenlemelerinde yerini alan "temsil iliskisini", temsil yetkisinin, temsil edildigi islemden önce verilip verilmedigine göre degerlendirmek gerekmektedir. Temsil yetkisi, temsil edinilen islemden önce verildigi takdirde bunun vekaletname yahut sair yetkilendirme belgeleriyle ispatlanmasi hukuki iliskiden dogan sorumlulugun temsil olunani ne zamandan itibaren baglayacagini belirlemek için önem arz etmektedir. Temsil yetkisi olmayan yahut temsil yetkisi olmasina ragmen bu yetkiyi temsil edinilen islem öncesinde veya esnasinda sair belge ve bilgilerle ispatlayamayan temsilcinin, bu sekilde gerçeklestirdigi isleme, temsil olunan açik ve örtülü olarak onay vermis, riza göstermis olabilir.20

Bu sekilde bir rizanin/onamanin varligi halinde ise temsilci, açik veya örtülü sekilde verilen onam ile sorumluluktan kurtulacak olup, sorumluluk, taahhüt ya da tasarruf islemlerinden temsil olunana ait olacaktir. Aksi durumda temsilcinin gerçeklestirdigi islemden sorumluluk temsilciye ait olacak ve gerek temsil olunan gerekse de hukuki iliskinin tarafi olan kisilerin ugradigi zararlarin da muhatabi olacaktir.


Kaynakça

  • 1 Ünlütepe, Mustafa. 2021. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Seçkin Yayincilik.
  • 2 OGUZMAN/ÖZ, Cilt-1, Nr. 746
  • 3 Ergün, Halit. 2016. "TÜRK BORÇLAR HUKUKUNDA YETKISIZ TEMSIL HALLERI VE SONUÇLARI". Dergipark.Org.Tr. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/425098.
  • 4 Eren, Fikret. 2012. "Borçlar Hukuku Genel Hükümler."
  • 5 ibid.
  • 6 BGE 101 II 222. Bkz. OFK-Schöbi, OR 38 N 4.
  • 7 Akyol, s. 463. Bununla birlikte, onama, temsilciye yöneltilerek de yapilabilir. VonTuhr, s. 356. BGE 101 II 222. Bkz. OFK-Schöbi, OR 38 N 4.), ( Tunçomag, s. 421; VonTuhr, s. 356; Velidedeoglu/Özdemir, s. 97; Önen, s. 81; Oftinger/Jeanpretre, s. 160; Eren, s. 455; Nomer, s. 106; Uygur, s. 391;Karahasan, s. 406;Akyol, s. 463; Antalya, s. 402.), ( Gönensay, s. 143; Tunçomag, s. 421; Berki, Temsil, s. 31; VonTuhr, s. 356; Velidedeoglu/Özdemir, s. 98; Önen, s. 81; Eren, s. 455; Deryal/Genç, s. 188; Nomer, s. 106; Hatemi/Gökyayla, s. 105; Uygur, s. 391; Kiliçoglu, s. 246; Karahasan, s. 406; Akyol, s. 463; Antalya, s. 402; Çiçek, Banu; Türk Borçlar Hukukunda Iradi Temsil Yetkisinin Sona Ermesi, (Yayimlanmamis Yüksek Lisans Tezi), Istanbul 2010, s. 19.), ( 2Gerçekten de Yüksek Mahkemenin bir kararina göre; "...38. maddedeki (bir kimse salahiyetli olmadigi halde diger bir sahis namina bir akit yaptigi takdirde, bu sahis bu akde icazet vermedikçe alacakli ve borçlu olmaz) hükmünden çikan anlam, sonradan verilen icazetin yetkisiz temsilcinin daha önce yapmis oldugu islemleri de içine alacagi ve bu islemlere geçerlilik verecegi yolundadir."Bkz. HGK. T. 11.12.1963, E. 1963/65, K. 1963/100, (KBIBB). Yargitay'in ayni dogrultuda tespit edilen diger kararlari için bkz. HGK., T. 03.06.1964, E. 1964/182, K. 1964/392; HGK., T. 07.04.1965, E. 1965/1-26, K. 1965/149; HGK., T. 14.10.1972, E. 1968/2-712, K. 1972/836; 1. HD., T. 24.03.2004, E. 2004/2636, K. 2004/3322; 19. HD., T. 30.06.2011, E. 2011/8772, K. 2011/8805, (KBIBB).
  • 8 Temsil yetkisinin, temsil olunan tarafindan sözlesme yapilacak üçüncü kisiye bildirilmesine dis temsil yetkisi denir. Dis temsil yetkisinin, temsil olunan tarafindan üçüncü kisilere bildirilmesiyle onlara güven verilmis olur. Bu güvenin sonucu olarak üçüncü kisilerin, bildirilen temsil yetkisinin varligi hakkindaki iyiniyetleri korunur. Söz konusu temsil yetkisinin siniri da TBK. m. 41 göz önünde tutularak çizilir. Buna göre, Baskasi adina ve hesabina temsil kamu hukukundan dogmussa, temsil yetkisinin içerigi ve derecesi bu konudaki yasal hükümlere; temsil hukuksal bir islemden dogmussa, temsil yetkisinin içerigi ve derecesi o hukuksal isleme göre belirlenir. Temsil yetkisi üçüncü kisilere bildirilmisse temsil yetkisinin içerigi ve derecesi, bu bildirime göre belirlenir. Ayrintili bilgi için bkz. Eren, s. 436 vd.
  • 9 Eren, Fikret. 2012. "Borçlar Hukuku Genel Hükümler."
  • 10 ibid.
  • 11 HGK T.19.10.2011 E. 2011/ 12 – 549, K. 2011/ 644.
  • 12 HGK. T. 04.02.2009, E. 2009/ 15 – 22, K. 2009/54.
  • 13 19. HD. T. 30. 11. 1993, E. 1992/9367, K. 1993/8158.
  • 14 14. Hukuk Dairesi 2007/2409 E., 2007/4635 K.
  • 15 YARGITAY 12. HUKUK DAIRESI E. 2016/19373 K. 2017/11054 T. 20.9.2017.
  • 16 HGK. T. 11.12.1963, E. 1963/65, K. 1963/100.
  • 17 19. HD., T. 30.11.1993, E. 1992/9367, K. 1993/8158.
  • 18 15. HD., T. 16.04.2002, E. 2002/60, K. 2002/1870.
  • 19 HGK. T. 28.12.2005, E. 2005/11-724, K. 2005/781.
  • 20 Temsil yetkisinin resmi yahut yazili sekilde verilmesi gerektigine yönelik hususlarin ayrica degerlendirilmesi gerekmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More