Instagram, YouTube ve Twitter başta olmak üzere; bunlar gibi sosyal medya mecraları üzerinden gerçekleştirilen, özellikle "influencer" (etkileyici kişi, popüler kişi) olarak tabir edilen, iş birliği kapsamında reklam yüzü oldukları marka(ların) satışlarını veya takipçilerini artırmak adına kullandıkları popüler yönteme "sosyal medya çekişi" adı verilmektedir.

Bu kişilerin yanı sıra, "butik hesap" olarak anılan kullanıcı hesapları ve hatta kurumsal markaların kullanıcı hesapları da sıklıkla bu yöntemi kullanarak marka bilinirliklerini, takipçi sayılarını ve satış faaliyetlerini artırmaya hedeflemektedir. Son dönemlerde özellikle "influencer" ve "fenomen" olarak tabir edilen kişilerin düzenlediği bu çekilişlere yönelik uygulanan hukuksal yaptırımlar, konuyu ilgi çekici bir hale getirmiştir. Bu yazımızda, sosyal medya mecraları üzerinden yapılan çekilişlere ilişkin yasal boyut ve yeni düzenlemeler açıklanacaktır.

Sosyal Medya Üzerinden Yapılan Çekilişlerin Yasal Boyutu

09.11.2022 tarihli T.C. Resmî Gazete'de yayımlanan 7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un (''Kanun'') 40. maddesi piyango ve çekilişlere yönelik önemli hükümler içermektedir. Bu yazımızda, özellikle günümüzde internet ortamında yapılan izinsiz çekilişlerin hızla arttığı düşünüldüğünde, gündeme dair önemli düzenlemeler barındıran Kanun'un nasıl etkiler yaratacağı üzerinde durarak bu konudaki görüşlerimizi sizlere aktaracağız. İşte detaylar...

1. Kanun Kapsamında Yapılan Değişiklikler Hakkında

Kanun'un 40. maddesi ile 320 sayılı Milli Piyango Hükmünde Kanun Hükmünde Kararname'nin (''Kararname'') 52. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Madde metni;

MADDE 52 – Mevzuatın ve mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların verdiği yetki veya izne dayalı olmaksızın;

  • a) Her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunları oynatanlar ya da oynanmasına yer veya imkân sağlayanlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıyla,
  • b) Yurt dışında oynatılan her türlü eşya piyangosu, şans oyunları, müşterek bahis ve benzeri oyunlara internet yoluyla ve sair suretle erişim sağlayarak, Türkiye'den oynanmasına imkân sağlayanlar, dört yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla,
  • c) Her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunlarla bağlantılı olarak para nakline aracılık edenler, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla,
  • ç) Kişileri reklam vermek ve sair surette her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunları oynamaya teşvik edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıyla,
  • d) Fiziki veya elektronik ortamlar üzerinden üçüncü kişilerce düzenlenen her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunları oynayanlar, mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından beş bin liradan yirmi bin liraya kadar idari para cezasıyla, cezalandırılır.

İlginizi ÇekebilirYasa Dışı Bahis Oynatma Suçu ve Cezası.

Karşılığı nakit olmayan; her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis ve benzeri oyunların fiziki veya elektronik ortamda düzenlenmesi kapsamında İdarenin sözleşme imzalamak suretiyle tesis ettiği başbayi, elektronik ortam bayi, sabit ve gezici bayiler ile başbayi tarafından tesis edilen alt bayiler hariç olmak üzere; 41'inci maddenin ikinci fıkrası hükmü uyarınca gerekli izni almakla birlikte çekilişleri yapmayanlar ya da çekiliş sonuçlarını ilan etmeyenler veyahut taahhütlerini yerine getirmeyenler iki aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrası kapsamına giren suçların işlendiği iş yerleri mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından ihtarda bulunulmaksızın üç aya kadar süreyle mühürlenerek kapatılır. İş yeri açma ve çalışma ruhsatına sahip iş yerlerinin ruhsatları mahallin en büyük mülki idare amirinin bildirimi üzerine ruhsat vermeye yetkili idare tarafından beş iş günü içinde iptal edilir.

Bu madde kapsamına giren suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Bu madde kapsamındaki suçlarla bağlantılı olarak, şans oyunları, her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis veya benzeri oyunların oynanmasına tahsis edilen veya oynanmasında kullanılan ya da suçun konusunu oluşturan eşya ile bu oyunların oynanması için ortaya konulan veya oynanması suretiyle elde edilen her türlü mal varlığı değeri, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümlerine göre müsadere edilir.

Birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentleri ile ikinci fıkrada düzenlenen suçlar bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK);

  • a) 128'inci maddesinde yer alan taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma,
  • b) 135'inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması,
  • c) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın 139'uncu maddesinde yer alan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,
  • ç) 140'ıncı maddesinde yer alan teknik araçlarla izleme,

Tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.

Bu maddede tanımlanan suçlara ilişkin delil veya emarelerin tespiti hâlinde İdare, doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunabilir. Soruşturma sonunda verilecek kovuşturmaya yer olmadığı kararları İdareye tebliğ edilir ve İdare bu kararlara itiraz edebilir. Bu maddede tanımlanan suçlar dolayısıyla açılan davalarda mahkeme, iddianamenin bir örneğini İdareye tebliğ eder. Başvuru yapılması hâlinde İdare açılan davaya katılan olarak kabul edilir." Şeklindedir. Bu kapsamda 52. maddenin yeni halinde yer alan bazı önemli düzenlemeleri incelememiz gerekirse;

a. Kararname m. 52/1

Madde metninde yer alan; ''mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşlar'' ibaresinde ne anlamamız gerektiği Kararname'nin 41. maddesinde şöyle açıklanır:

''Türkiye'de karşılığı nakit olmak üzere, şans oyunlarını plânlama, tertip etme ve çekiliş düzenleme hakkı İdareye aittir.''

İdare ile kastedilen ise Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Karşılığı Nakit Olmayan Piyangolar ve Çekilişler Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin (ç) bendi uyarınca Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'dür. Madde metninde Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nün onayı olmaksızın piyango ve benzeri şans oyunları oynatanlar veya oynanmasına imkan sağlayanlar, yurt dışında oynatılan piyango şans oyunları ve benzeri oyunlarına erişim sağlayarak Türkiye'de oynanmasına imkan sağlayanlar ve bu fiiller kapsamındaki para nakline aracılık edenler için hapis ve adli para cezası öngörülmüştür.

İlginizi Çekebilir Ceza Davalarında Temyiz.

Maddenin devamında (ç) bendinde reklam vermek ve sair suretle her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunları oynamaya teşvik edenler için de aynı şekilde hapis ve adli para cezası öngörülmüştür.

(d) bendinde ise söz konusu şans oyunlarını oynayan kişiler hakkında düzenlemeler mevcut olup bu kişiler hakkında 5 bin liradan 20 bin liraya kadar idari para cezası öngörülmüştür.

Madde metninde fiziki ortamlarda düzenlenen piyango şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunların yanı sıra bu oyunların elektronik ortamlarda düzenlenmeleri de yaptırıma bağlanmıştır.

b. Kararname m. 51/2

Karşılığı nakit olmayan her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis ve benzeri oyunlar hakkında önemli düzenlemeler içeren Kararname m. 51/2 hükmü şu şekildedir:

''Karşılığı nakit olmayan; her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis ve benzeri oyunların fiziki veya elektronik ortamda düzenlenmesi kapsamında İdarenin sözleşme imzalamak suretiyle tesis ettiği başbayi, elektronik ortam bayi, sabit ve gezici bayiler ile başbayi tarafından tesis edilen alt bayiler hariç olmak üzere; 41'inci maddenin ikinci fıkrası hükmü uyarınca gerekli izni almakla birlikte çekilişleri yapmayanlar ya da çekiliş sonuçlarını ilan etmeyenler veyahut taahhütlerini yerine getirmeyenler iki aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.''

Görüldüğü üzere, İdare'den gerekli izinleri almasına rağmen çekilişleri yapmayanlar ya da sonuçlarını ilan etmeyenler veyahut taahütlerini yerine getirmeyenler hakkında da hapis ve adli para cezası öngörülmüştür.

c. Kararname m. 51/3

Yukarıda bahsi geçen Kararname m. 51/1,2 hükümlerinin ihlali halinde söz konusu olacak birtakım yaptırımları düzenleyen Kararname m. 51/3 şu şekildedir:

''Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrası kapsamına giren suçların işlendiği iş yerleri mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından ihtarda bulunulmaksızın üç aya kadar süreyle mühürlenerek kapatılır. İş yeri açma ve çalışma ruhsatına sahip iş yerlerinin ruhsatları mahallin en büyük mülki idare amirinin bildirimi üzerine ruhsat vermeye yetkili idare tarafından beş iş günü içinde iptal edilir.''

Söz konusu hüküm, madde metni uyarınca suç niteliğine haiz eylemlerin ika edildiği mekanlar bakımından düzenleme getirmiştir. Hükme göre yalnızca suç teşkil eden eylemleri gerçekleştirenler değil bu eylemlere ortam sağlamak suretiyle iştirak edenler de yaptırıma tabii olacaklardır.

d. Kararname m. 51/4

Yine bir yaptırım düzenlemesi içeren Kararname m. 51/4 ise şu şekildedir:

''Bu madde kapsamına giren suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.''

Madde metninde yer alan ifadeler bizi ''Tüzel Kişilere Özgü Güvenlik Tedbirleri'' başlıklı TCK m. 60 hükmüne yönlendirmektedir. İlgili hüküm şu şekildedir:

''Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı suçlardan mahkûmiyet halinde, iznin iptaline karar verilir.''

Söz konusu hüküm özetle düzenlenen suçların tüzel kişiler tarafından işlenmesi halinde tüzel kişinin İdare'den alınan iznin iptal edilebilmesine varan yaptırımlara tabii tutulabileceğini öngörmektedir.

Güvenlik tedbirleri hususunda düzenlemeler içeren TCK hükmünün devamında tüzel kişiler hakkında müsadere hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Müsadere kurumunu kısaca özetlememiz gerekirse bu konuda TCK m. 54, 55 düzenlemeleri yol gösterici olacaktır. Bu konudaki açıklamalarımızı bir sonraki başlık altında detaylandıracağız.

İlgili TCK m. 60 hükmünün 3. fıkrasında ise, madde metninde öngörülen tedbirlerin işlenen fiillere nazaran daha ağır sonuçlara yol açabileceği durumlarda söz konusu tedbirlere hükmetmeme konusunda hâkime takdir imkânı tanınmıştır.

e. Kararname m. 51/5

İlgili maddenin 5. fıkrasında şans oyunları, her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis veya benzeri oyunların oynanmasına tahsis edilmiş veya oynanmasında kullanılan her türlü eşya ve bu oyunlardan elde edilen her türlü malvarlığı değerleri hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.

Müsadere terimi kabaca işlenen bir suç ile ilgili belirli bazı eşya veya kazançların mülkiyetinin devlete aktarılması olarak tanımlanabilir.

Eşya müsaderesini düzenleyen TCK m. 54 hükmü şöyledir:

''İyi niyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.''

İlgili madde metni kısaca bir suçun işlenmesinde kullanılan yahut suçun konusunu oluşturan eşyaların, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmaması halinde, müsadere edileceği yani bu eşyalara kamu merciileri tarafından el konulacağı ifade edilmiştir.

''Kazanç müsaderesi'' kenar başlıklı TCK m. 55 düzenlemesinden de bahsetmemiz gerekirse:

''Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.''

Burada da, eşya müsaderesi ile aynı şekilde suçun konusunu oluşturan, suçun işlenmesi için kullanılan yahut suçun işlenmesi sonucundan ortaya çıkan ekonomik kazanç ve bu kazançlardan dönüştürülen başkaca ekonomik menfaatlerin müsaderesi karar verilmesi öngörülmüştür.

Eşya müsaderesi ile kazanç müsaderesi arasındaki farkı bir örnekle özetlemek gerekirse bir kaçakçılık vakasında ele geçirilen kaçakçılık konusu mallar eşya müsaderesine tabii iken bu malların hukuka aykırı olarak satılması sonucu ortaya çıkan para kazanç müsaderesine tabii olacaktır.

f. Kararname m. 51/6

İlgili madde metninin 6. fıkrasında yukarıda açıkladığımız Kararname m. 51/1-a, b, c, d, ç bentlerinin ihlali halinde söz konusu olacak koruma tedbirlerinden bahsedilmiştir. Buna göre;

''Birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentleri ile ikinci fıkrada düzenlenen suçlar bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;

  • a) 128'inci maddesinde yer alan taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma,
  • b) 135'inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması,
  • c) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın 139 uncu maddesinde yer alan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,
  • ç) 140'ıncı maddesinde yer alan teknik araçlarla izleme, tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.'

Madde metninde sayılan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda vdüzenlenen koruma tedbirlerinden kısaca bahsetmemiz gerekirse:

i. CMK m. 128

CMK m. 128 uyarınca düzenlenen elkoyma tedbiri kısaca şüphelinin veya sanığın üzerine atılı suçu işlediği yönünde kuvvetli şüphe bulunması halinde şüpheli veya sanığın taşınmaz, hak ve alacaklarına el koyulması şeklinde açıklanabilir.

Bu elkoyma tedbiri taşınmazlar yönünden tapu kütüğüne, motorlu araçlar bakımından ise bu araçların kayıtlı olduğu sicillere şerh verilmek suretiyle gerçekleşebilir.

ii. CMK m. 135

İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kenar başlıklı CMK m. 135 hükmü şu şekildedir:

''Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.''

Görüldüğü üzere Kanun'da bahsedilen piyango ve çekiliş suçlarından dolayı haklarında soruşturma veya kovuşturma yürütülenlerin telekomünikasyon yoluyla yaptıkları iletişimleri denetlenebilecektir.

iii. CMK m. 139

Bu düzenleme uyarınca Kanun'un soruşturma konusu suçların işlendiği yönünde kuvvetli şüphe bulunması halinde kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilecektir.

iv. CMK m. 140

Teknik araçlarla izleme kenar başlıklı CMK m. 140 hükmü şu şekildedir:

''Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir.''

Kanun ile birlikte düzenlenen piyango suçları hakkında da söz konusu koruma tedbirlerine hükmedilebilecektir.

Adli merciiler tarafından bu koruma tedbirlerine hükmedilebilmesi için yargılama konusu suçların işlendiği yönünde kuvvetli şüphenin mevcut olması gerektiğini ve başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması gerektiğini belirtmek isteriz.

2. Kanun Sosyal Medyada Yapılan Çekilişleri Nasıl Etkiledi?

Görüldüğü gibi izinsiz yapılan çekiliş, piyango ve şans oyunları hakkında ağır cezai yaptırımlar öngörülmüştür.

Sosyal medyanın gittikçe önem kazandığı günümüzde bazı sosyal medya kullanıcılarının sanal ortamda çekilişler düzenleyerek ''hediye dağıtması'' oldukça yaygın bir eylem haline gelmiştir. Genellikle yüksek takipçi sayılı hatta fenomen olarak adlandırılan kullanıcılar tarafından sanal ortamda düzenlenen çekilişler karşılığında çoğunlukla elektronik ürünler dağıtılmakta olup bu durum çekilişlerin niteliğinin ''karşılığı nakit olmayan çekilişler'' olduğunu göstermektedir.

Nitekim söz konusu Kanun'un 40. maddesi uyarınca yapılan değişikliğin gerekçesine baktığımızda da kanun koyucunun bu suçları düzenlerken kriminolojik olarak bu alanları düzenleme gereksinimi duyduğu görülmektedir:

''320 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 52'nci maddesinin yürürlüğünün kanunlaşma şartına bağlanmış olmasına karşın, bu güne kadar söz konusu madde kanunlaşmadığından, başta internet ortamı ve sosyal medya platformları olmak üzere İdarenin yetkisi dahilindeki şans oyunlarının yasadışı olarak oynatılması yönündeki girişimlerin her geçen gün daha da arttığı...''

Karşılığı nakit olmayan çekilişlerin tanımı Karşılığı Nakit Olmayan Piyangolar ve Çekilişler Hakkında Yönetmelik'in ("Yönetmelik") 4. maddesi uyarınca yapılmıştır.

Söz konusu sosyal medya çekilişlerinin başka bir boyutu ise ticari amaçla yapılmalarıdır. Nitekim Yönetmelik m. 10 hükmü; ''Esasen sanal ortam üzerinden düzenlenen çekilişler bakımından tanıtım, satış veya pazarlama unsuru esastır.'' şeklindedir.

Yüksek takipçi sayılı hesaplar tarafından yapılan çekilişlerin her ne kadar çoğunlukla kullanıcıların takipçilerine karşı yaptıkları bir ''jest'' gibi gösteriliyor olsa da bu çekilişlerin asıl amacı düzenleyen hesapların etkileşimlerinin artmasıdır.

Söz konusu sosyal medya çekilişlerinin arkasındaki ticari emeller bir yana bu uygulamaların topluluk nezdinde piyango ve çekilişlere olan güveni zedelemesi de madde gerekçesinde değinilen hususular arasındadır. Bu hususa ilişkin madde gerekçesinde yer alan ifadeler şu şekildedir:

''Şans oyunlarının tamamen güvene dayalı olmasına ve bu güvenin kazanılmasının yıllar sürmesine karşın, bazı yazılı ve görsel basın ile internet sitelerinde ve sosyal medya üzerinden İdare ve düzenlediği şans oyunları ve çekilişleriyle ilgili olarak hile, usulsüzlük, yolsuzluk yapıldığı, faaliyetlerinin şaibeli olduğu şeklinde sık sık ve çok sayıda haber yapılarak ve sosyal medya platformları üzerinden paylaşımlarda bulunulmasının İdare ve düzenlediği şans oyunlarına duyulan güveni ciddi bir şekilde menfi olarak etkilediği...''

Görüldüğü üzere; yapılan değişiklik, piyango ve çekiliş benzeri şans oyunlarının güvenilirliğine ciddi ölçüde önem atfetmiştir. Nitekim Yönetmelik m.6 hükmü; ''Bir kişi veya kuruluşun internet ve sosyal paylaşım ağları üzerinden çekiliş düzenlemeye karar vermesi halinde, İdare'den yazılı izin alması gerekir.'' şeklindeki ifadeleri ile bu tür şans oyunlarını düzenleme yetkisini Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nden alınacak yazılı izne tabii kılmıştır.

İnternet ve sosyal medya üzerinden karşılığı nakit olmayan bir çekiliş yapmak isteyen kişi veya kuruluş, çekilişin başlangıç tarihinden en az 15 gün önce başvuru dilekçesini ve dilekçeye eklenecek tüm belgeleri İdare'ye iletmek zorundadır.

Kanun kapsamında yapılan 52. madde değişikliğinde idare'den izin alınmaksızın düzenlenen şans oyunları, her türlü eşya piyangosu, müşterek bahis veya benzeri oyunların yaptırımlarından bahsedilmiştir.

Buna göre; "Mevzuatın ve mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların verdiği yetki veya izne dayalı olmaksızın; her türlü eşya piyangosu, şans oyunları ve müşterek bahis veya benzeri oyunları oynatanlar ya da oynanmasına yer veya imkân sağlayanlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıyla...''

Bunun yanı sıra, bu kişiler hakkında alınabilecek koruma tedbirleri madde metni kapsamında sayılmıştır. Düzenlemeye göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 128, 135, 139, 140 uyarınca düzenlenen koruma tedbirleri uygulanabilecektir.

Sosyal medya üzerinden yapılan bu tarz çekiliş ve etkinliklerin Reklam Kurulu'nun 04.05.2021 tarihli ve 309 sayılı toplantısında 2021/2 numaralı ilke kararı olarak kabul edilen Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz'a uygun olması gerektiğini de belirtmek isteriz.

Nitekim, yeni düzenlemenin ç bendinde söz konusu izinsiz çekilişlere ilişkin reklam verilerek teşvik etme eylemlerinin de suç olarak düzenlendiği görülmektedir. Bu durum da özellikle sosyal medyada sıkça kullanılan bir yöntem olarak "...şu sayfayı takip ederek yorum yazarak çekilişe dahil olabilirsiniz..." şeklindeki bildirilerin/reklamların da suç içerikli eylemler olarak düzenlendiğini göstermektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.