I.) Giriş:
Teşebbüs, TCK'nın 35. maddesinde tanımlandığı üzere failin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamasıdurumunda söz konusu olur. Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 13 yıldan 20 yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Yargıtay, kasten öldürmeye teşebbüs suçu açısından yaralanmanın boyutunu dikkate alarak alt sınırdan ceza verilmesi gerektiğine, makul ceza verilmesi gerektiğine ve üst sınıra yakın ceza verilmesi gerektiğine hükmetmektedir. Bu çalışmamızda bu kriterlere dikkat çekmeye çalışacağız. Yargıtay, yerel mahkeme tarafından dosyada yer alan delillere istinaden bu alt sınır ve üst sınır arasındaki ayrımın denetimini çok sıkı bir şekilde yapmaktadır.
II.) Yargıtay "meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı"na bakmaktadır.
Yargıtay, cezanın belirlenmesinde meydana gelen zararı, mağdurun bedeninde oluşan yaraları, yaraların yerleri, yaraların büyüklükleri, mağdurun hayati tehlike geçirip geçirmemesi, uzuv kaybı ya da zafiyetinin bulunup bulunmadığı, yaralanmanın oluşturduğu boyut gibi kriterleri dikkate almaktadır. Şimdi birkaç kısa Yargıtay Kararı'na göz atalım.
1.) Yargıtay, mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda alt sınırdan uzaklaşılmaması gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/3053 E., 2016/3455 sayılı kararında, "Mağdurun sağ alt karın bölgesinden basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda Yerel Mahkemenin verdiği 10 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından bozulmuş, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir şekilde gerçekleşen yararlarda cezanın alt sınırdan verilmesi" gerektiğine hükmedilmiştir.
2.) Yargıtay, sanığın yaptığı atış neticesinde isabetin gerçekleşmediği durumlarda cezanın alt sınırdan verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/955 E., 2019/2754 sayılı kararında, "Sanığın yaptığı atış neticesinde katılanın vücudunda herhangi bir isabet gerçekleşmediği anlaşılan olayda, teşebbüse ilişkin TCK'nin 35. maddesi uygulanırken cezanın en alt sınır yerine, daha vahim sonuçlarda uygulama olanağı bulunan makul miktarda belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini" sebebiyle Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.
3.) Yargıtay, mağdurun vücuduna isabet eden bir adet merminin karaciğer ve bağırsakta oluşturduğu harabiyet ile mağdurun hayati tehlike geçirmesine neden olunması durumunda, makul bir ceza yerine mağdurun hiç isabet almaması durumlarında uygulanan en alt sınırdan ceza tayininin yanlış olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2019/1792 E., 2019/3372 K., ve 25.06.2019 tarihli kararı ; Sanık ile mağdurun aralarında çıkan tartışma ve küfürleşme neticesinde, sanığın, evden silah alıp gelip kavganın karşı tarafında bulunanlara doğru ateş ettiği, bu bağlamda sanığın, olayın başlangıcında tartıştıkları ve küfürleştikleri maktul ve mağdurların tümünü hedef alarak öldürme kastıyla ateş ettiğinin anlaşılması karşısında,
"Mağdurun sağ üst kadrandan isabet eden bir adet merminin karaciğer ve bağırsakta oluşturduğu harabiyet ile hayati tehlike geçirmesine neden olan yaralanmasının ulaştığı boyut dikkate alındığında",TCK.nin 35. maddesinin uygulanması sırasında makul bir ceza yerine mağdurun hiç isabet almaması durumlarında uygulama olanağı bulan en alt sınırdan ceza tayini bozmayı gerektirmiştir" şeklindedir.
Yargıtay, burada alt sınırın ancak mağdurun hiç isabet almadığı durumlarda verilmesi gerektiğini belirtmiş, hayati bölgelere isabet eden olaylarda "mağdurdaki yaralanmanın ulaştığı boyutu dikkate almaktadır."
4.) Yargıtay, sanığın hayati bölge civarına 6 kez bıçak darbesi vurması ve mağdurun hayati tehlike geçirmesi durumunda üst sınıra yakın ceza verilmesi gerektiğini, diğer mağdura tek bıçak darbesi ile hayati tehlike durumunda makul düzeyde artırım yapılması gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2016/3752 E., 2017/4498 K. Ve 30.11.2017 tarihli kararında; Mağdur M'nin sağ ve sol lomber, cpigastrik, sol inguinafsol gluteal ve ksifoid alt bölgelerinden bıçakla toplam 6 kez vurulmak sureti ile inen kolan ve omentum yaralanmasına yaşamsal tehlike geçirmesine neden olunan olayda verilen 12 yıl hapis cezası yerine üst sınıra yakın hapis cezası verilmesi gerektiği,
Diğer Mağdurun karın bölgesine bıçakla 1 kez vurulmak sureti ile omentum, jujenum, aorta abdomanalis, mezcnler ve mezo yaralanmasına, yaşamsal tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaralandığı olayda TCK'nin 81 ve teşebbüs nedeniyle 9 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezası öngören 35/2. maddeleri uyarınca yerel mahkemece verilen 10 yıl hapis cezası yerine sanığa makul ceza verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu olayda tek bıçak darbesi olmasına rağmen, bıçak darbesinin aorta (kalpten çıkan ana atar damar) isabet etmesi sebebiyle alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği belirtilmiştir.
5.) Yargıtay, ateşli silah mermi çekirdeğinin beyne giden ana atar damara isabet etmesi ve mağdurun hayati tehlike geçirmesi durumunda alt sınırdan değil, alt sınırdan uzaklaşılarak MAKUL CEZA verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/1657 E., 2019/3541 K. ve 02.07.2019 tarihli kararı ; Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasının internal karotit arter, internal juguler ven ve vagus sinir kesisine neden olup hayati tehlike geçirmesine neden olması karşısında, TCK'nin 81 ve teşebbüs nedeniyle 9 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezası öngören 35/2. maddeleri uyarınca, alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi.." şeklindedir.
Burada, ateşli silah mermi çekirdeği mağdurun beyne giden ana atar damarına isabet etmiş ve mağdur hayati tehlike geçirmiştir.
6.) Yargıtay tesisat borusu ile baş bölgesinden 4 yerinde kesiye neden olunması ve arkasından av tüfeği ile ateş edilmesi halinde alt sınırdan değil, alt sınırdan uzaklaşılarak MAKUL CEZA verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/816 E., 2019/2239 sayılı kararında, "Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın elinde bulunan tesisat borusu ile mağdurun baş bölgesine vurmak suretiyle onu başında dört yerde kesiye neden olacak şekilde yaraladığı, bu sırada sanık eşi olan sanık Ş'nin av tüfeğini getirerek mağduru hedef alıp bir kez ateş etmesi üzerine de sağ uyluk dış yandan isabet alan mağdurun 5x5 cm'lik doku defekti nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı, sonrasında sanık Ö'nün eşinden aldığı av tüfeği ile kaçmakta olan mağdurun arkasından bir kez ateş ettiği ancak isabet kaydedemediği olayda;
Fikir ve irade birliği içinde eylem üzerinde müşterek hakimiyet kuran sanıklar hakkında teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nın 35. maddesi uyarınca yapılan uygulamalar sırasında meydana gelen zararın yanında tehlikenin ağırlığı da gözetilerek makul cezalar verilmesi gerektiği gözetilmedenyazılı şekilde 9'ar yıl 6'şar ay hapis cezalarına hükmolunması suretiyle eksik cezalara hükmolunması, Bozmayı gerektirmiştir.
7.) Yargıtay, mağdurun göğüs, karın ve kol bölgelerine 5 adet bıçak darbesinin isabet etmesi, hayati tehlike geçirmesi ve mağdurun organlarından birinin işlevini sürekli olarak yitirmesi halinde üst sınıra yakın ceza tayin edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/3295 E., 2019/5174 sayılı kararı, "Sanığın, eşi olan katılana yumruk vurmak sureti ile yere düşürdükten sonra üzerine çıkarak ilk anda katılanın göğüs kısmına yönelik olmak üzere birçok defa mutfak bıçağı ile saldırarak, müşterek çocukları katılanın sanığa engel olmak için araya girdiği esnada elinden yaralanmasına karşın eylemine devam etmek suretiyle katılanın göğüs, karın ve kol bölgelerine isabet eden toplam 5 adet bıçak darbesi nedeniyle yaşamını tehlikeye sokacak şekilde karaciğer dalak, ince bağırsak hasarlarına ve safra kesesinin alınması nedeniyle organlardan birinin işlevinin sürekli yitirmesine neden olduğu olayda; nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüs nedeniyle 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK'nin 35. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında, zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek, üst sınıra yakın ceza tayini yerine yazılı şekilde 16 yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini, Usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiş" şeklindedir.
8.) Yargıtay, mağdurun organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, yüzde sabit ize neden olan eylem bakımından yaptığı değerlendirmede üst sınıra yakın cezaya hükmolunması gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2018/402 E., 2020/14 sayılı kararı ; "dosya kapsamına göre; sanığın, mağduru sustalı bıçak ile sağ göz küresi kaybına ve protez göz küresi takılmasına bağlı organlardan birinin işlevinin yitirilmesine, yüzünde sabit ize, sağ el parmaklarda hareket kusuruna sebep olacak, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı anlaşılan olayda; suça teşebbüs hükümlerini düzenleyen 9-15 yıl arasında hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK'nin 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak alt ve üst sınırlar arasında üst sınıra yakın bir ceza tayini yerine yazılı şekilde 12 yıl hapis cezası tayin edilerek eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş..." şeklindedir.
III.) Sonuç:
Kasten öldürme suçuna teşebbüs halinde, meydana gelen zarar, mağdurun bedeninde oluşan yaralar, yaraların yerleri, yaraların büyüklükleri, mağdurun hayati tehlike geçirip geçirmemesi, uzuv kaybı ya da zafiyetinin bulunup bulunmadığı, yaralanmanın oluşturduğu boyut gibi kriterler dikkate alınmaktadır.
Burada bıçak darbe sayılarını dikkate almak yerine yaralanmanın oluşturduğu boyut dikkate alınmalıdır. Bazen tek bıçak darbesi ölümcül noktalara isabet etmekte, bu fiilden çok ağır neticeler meydana gelmektedir. Bu sebeple, avukatlar olarak, mağdurdaki yaralanmanın ehemmiyetini Yerel Mahkemeye izah etmekte yarar bulunmaktadır. Basit tıbbi müdahale ile giderilen durumlarda alt sınırdan uzaklaşılması gerekmekte, organ kaybına neden olunduğu durumlarda meydana gelen zararın niteliğine göre alt sınırdan uzaklaşılarak üst sınırdan cezaya hükmedilmesi gerekmektedir.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.