ÖZET
Bu çalışmada Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde anonim şirket yönetim kurulunun ve limited şirket müdürlerinin yükümlülükleri ve sorumlulukları ele alınmıştır. Şirketlerin yönetiminde görevli kişilerin yalnızca şirketin değil aynı zamanda pay sahipleri ve alacaklıların haklarını da gözetmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, yöneticilere yüklenen sorumluluklar, şirketin faaliyetlerinin hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi açısından öneme sahiptir. Çalışma kapsamında hem anonim hem de limited şirket yöneticilerinin sorumluluk alanları kanuni düzenlemeler çerçevesinde açıklanarak incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Anonim Şirket, Limited Şirket, Yönetim Kurulu, Müdür, Özen Yükümlülüğü, Bağlılık Yükümlülüğü, Sır Saklama Yükümlülüğü, Rekabet Yasağı.
GİRİŞ
Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerinin sorumlulukları, sadece şirketin çıkarlarıyla sınırlı kalmayıp aynı zamanda pay sahipleri ve şirket alacaklılarının haklarını da kapsamaktadır. Bu yöneticiler; özen, bağlılık, sır saklama ve rekabet etmeme yükümlülükleri çerçevesinde, görevlerini "tedbirli bir yönetici" standardında ve dürüstlük kurallarına uygun şekilde ifa etmek zorundadır. Yönetici sıfatıyla haiz olunan yetkilerin kötüye kullanılması, hukuka aykırı belge ve beyan düzenlenmesi ya da rekabet yasağına aykırı faaliyetlerde bulunulması gibi durumlar, yöneticilerin sorumluluğunu gündeme getirebilir.
1. ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUKLARI
Anonim şirketin yönetim organı olan yönetim kurulunun işlemleri ve haksız fiilleri şirketin sorumluluğunu gündeme getirmektedir. Ancak bu durumun yönetim kurulu üyelerinin kişisel sorumluluğunun göz ardı edilmesi şeklinde yorumlanması ciddi sonuçlar doğuracaktır. Şirketin ve pay sahiplerinin korunması üyelerin şahsi sorumluluğuna gidilmesini gerektirir, bu nedenle TTK kapsamında yönetim kurulu üyelerinin kişisel sorumluluklarına da yer verilmiştir.
TTK 549 ile 561. maddeler arasında hukuki sorumluluk hükümlerini düzenlemiş, özellikle 553. maddede yönetim kurulu üyelerinin kusurlu davranışlarından doğan zararlar nedeniyle hem şirkete hem pay sahiplerine hem de alacaklılara karşı sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun doğabilmesi için kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ihlâl edilmiş olması gerekmektedir. "Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar."
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluğunun niteliğine ilişkin öğretide görüş birliği olmamakla birlikte baskın görüş bu sorumluluğun sözleşmeden kaynaklandığını savunmaktadır. Buradaki sorumluluk üyelerin malvarlıkları ile sınırsız bir sorumluluktur.1
1.1. Yönetim Kurulu Üyelerinin Şirket Borçlarından Sorumluluğu
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") uyarınca anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Bu şirket tipinde pay sahipleri yalnızca taahhüt ettikleri sermaye payları ile şirkete karşı sorumludur. Pay sahibinin sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye tutarı kadar ve şirkete karşıdır. Öğretide tek borç ilkesi olarak da anılan bu sınırlı sorumluluk tipinde taahhüt yerine getirildiğinde sorumluluk da sona ermiş olur. Bu durumun somut çıktısı, pay sahibinin şirketin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı sorumlu olmamasıdır. Aynı şekilde şirketin kamu borçlarından da pay sahibinin herhangi bir sorumluluğu yoktur. Buna karşı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un ("AATUHK") mükerrer 35. maddesinin, "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir." şeklindeki hükmü uyarınca, anonim şirketin kanuni temsilcisi olan yönetim kurulu üyelerinin, kamu alacağının şirketin malvarlığından tahsil edilememesi hâlinde ikinci derecede sorumlulukları bulunmaktadır. Anonim şirketin kamu borçlarından dolayı sorumluluğu yönetim kurulunun temsilci sıfatına bağlanmış olup şirket faaliyetlerini yöneten ve şirketi dış ilişkide temsil eden kişiler için "kanuni temsilci" ifadesi benimsenmiştir. Bu anlamda şirketin idare ve temsili yetkisine sahip yönetim kurulu üyeleri, murahhas müdürler ve tasfiye sırasında tasfiye memurları anonim şirketin kanuni temsilcisidir.2
1.2. Yönetim Kurulu Üyelerinin Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü
TTK'nın "Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar." şeklindeki 369. maddesinin 1. fıkrası uyarınca şirket yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlülüğü "tedbirli bir yönetici" emsali ölçüt alınarak şirket menfaati ve dürüstlük kuralı kıstaslarına bağlı şekilde düzenlenmiştir. Objektif kusur ölçütü olarak değerlendirilen, yönetim kurulu üyesinden beklenen tedbirli yönetici emsali yönetim kurulu üyesinin kusurlu olup olmadığının değerlendirmesinde dikkate alınır.
Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere özen yükümü yönetim kurulu üyelerini ve şirket yöneticilerini kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Yöneticilerin ayrıca belirtilmiş olması TTK'nın 367. maddesi uyarınca esas sözleşmeye dahil edilen bir hükümle yönetimin kısmen veya tamamen yönetim kurulu üyesine veya üçüncü bir kişiye devri halinde de önem arz etmektedir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyesinin ve yönetimle görevli kişilerin şirkete verdikleri zararların tazmin edilmesi uğuruna ispat faaliyetine girişilmesi halinde bu kişilere kusur atfedilebilmesi için değerlendirilmesi gereken husus "tedbirli bir yönetici" ile ifade edilen özen yükümünün ihlâli hali olacaktır.
1.3. Yönetim Kurulu Üyesinin Sır Saklama ve Rekabet Etmeme Yükümlülüğü
Her ne kadar TTK kapsamında yönetim kurulu üyesinin sır saklama yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme bulunmuyor olsa da gerek 369. maddenin lafzında yer alan dürüstlük kuralı ve "tedbirli bir yönetici" kıstasından gerekse de madde gerekçesinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin sır saklama yükümlülüğüne tabi olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de şirket menfaatlerinin dürüstlük kuralı kapsamında tedbirli bir yöneticinin göstereceği özenle gözetilmesi halinde şirket sırlarının da yükümlülük kapsamında olacağı açıktır.
Yönetim kurulu üyesinin rekabet yasağı TTK'nın aynı başlıklı 396. maddesinde "Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir." şeklinde düzenlenmektedir.
Görüldüğü üzere, yönetim kurulu üyesi için öngörülen rekabet yasağının kapsamına, şirketin faaliyet konusuna giren iş türündeki işlemler dâhil edilmiştir. Bu kapsamda, şirketin işletme alanına giren ticari bir faaliyetin doğrudan yürütülmesinin yanı sıra, aynı tür ticari işle uğraşan başka bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak olarak katılmak da rekabet yasağına aykırı kabul edilmektedir.
Şirketin işletme konusunun şirketin fiilen iştigal ettiği faaliyet konuları olarak yorumlanması gerekmektedir zira uygulamada şirket ana sözleşmesine henüz faaliyet gösterilmeyen alanların da dahil edildiği görülmektedir. Ancak şirketin bu tür bir işle daha sonra uğraşması halinde bu işin de yasak kapsamında olacağı açıktır.
Ultra vires ilkesinin Türk ticaret hukuku kapsamı dışında bırakılması ile temsile yetkili kişilerin şirketin işletme konusu dışında yapmış olduğu işlemlerin şirketi bağlayacağı TTK'nın 371. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Dolayısıyla ana sözleşmede yazılı olmamakla birlikte fiilen yapılan bir iş, arızi iş kavramını aştığı takdirde rekabet yasağının kapsamında değerlendirilmelidir.3
TTK'nın 396. maddesinin 1. fıkrasında rekabet yasağına aykırı bir davranışın söz konusu olması durumunda şirketin başvurabileceği iki hukuki yol gösterilmiştir. Bunlardan ilki, söz konusu eylemi gerçekleştiren yönetim kurulu üyesinden tazminat talep etmektir. Diğeri ise, yapılan sözleşmeden doğan menfaatin sanki ilgili işlem davacı şirket tarafından gerçekleştirilmiş gibi şirkete ait olduğunun tespiti için dava açma hakkıdır. Sayılan istemler için ise maddenin 3. fıkrasında öğrenme tarihinden itibaren üç ay ve her halde 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. "Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar."
1.4. Belgelerin ve Beyanların Kanuna Aykırı Olmasından Sorumluluk
TTK'nın belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olmasından doğan zararlardan sorumluluğa ilişkin 549. maddesi uyarınca şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması ve azaltılması ile birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet çıkarma gibi işlemlerle ilgili belgelerin, izahnamelerin, taahhütlerin, beyanların ve garantilerin yanlış, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından, gerçeğin saklanmış bulunmasından ve diğer kanuna aykırılıklardan doğan zararlardan, belgeleri düzenleyenler veya beyanları yapanlar ile kusurlarının varlığı hâlinde bunlara katılanların sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Madde hükmü uyarınca yanlış, hileli, sahte ve/veya gerçeğe aykırı belge ve beyanlardan bu belgeleri düzenlemeye yetkili olanların sorumlu olacağı, bu belge ve beyanlara katılanların ise kusurlarının varlığı halinde sorumlu olacağı düzenlenmiş olup belgeleri düzenlemeye yetkili olanlar bakımından kusurun varlığının aranmamasının kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu, söz konusu belgeleri düzenleyenler bakımından kusursuz sorumluluk öngörüldüğü anlaşılmaktadır. İlgili tercih madde gerekçesinde de belirtilmiştir: "Tasarı "düzenleyen" ile "katılanlar"ın tanımını yapmamış, ancak bunları farklı sorumluluk sistemlerine bağlamıştır. Düzenleyenler için kusursuz, katılanlar bakımından kusurlu sorumluluk kabul edilmiştir."
2. LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN SORUMLULUĞU
TTK'nın "Hukuki Sorumluluk" başlıklı 11. bölümünde düzenlenen 553. maddesi uyarınca limited şirket müdürlerinin yönetici sıfatları nedeniyle kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
Limited şirket müdürü, TTK'nın 623. maddesi uyarınca şirketin sözleşmesi ile şirketin yönetimi ve temsili yetkisi verilmiş olan bir veya birden fazla ortak veya tüm ortaklar ya da üçüncü kişileri ifade eder. Şirket ortağının limited şirket müdürü olarak yetkilendirildiği durumlarda ortakların şirkete karşı tabi olduğu yükümlülüklere de evleviyetle tabi olacakları açıktır.
Yazımızın bu bölümünde limited şirket müdürünün hem müdür sıfatıyla hem de şirket ortağı sıfatıyla evleviyetle tabi olduğu yükümlülükleri ele alınacaktır.
2.1 Limited Şirket Müdürünün Özen Yükümlülüğü
Müdürlerin özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağını düzenleyen TTK'nın 626. maddesinin müdürlerin özen borcunu düzenleyen ilk fıkrası ile müdürler "şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle" yükümlü kılınmıştır.
Madde kapsamında "Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler." şeklinde ele alınan özen yükümlülüğünde esas alınacak kıstas bakımından bir belirlilik bulunmamaktadır. Madde gerekçesinde "özen" ve "şirket menfaatinin gözetilmesi" kavramlarının birbirinden ayrıştığı, özenin iş ve işlemlerde gösterilmesi gereken dikkati, ciddiyeti ve bilimselliği ifade ettiği değerlendirilmiştir. Bu kapsamda "Bir karar alınmadan önce pazar araştırması, finansal durum değerlendirmesi, borçlara ve etiğe uygunluk incelemesi yapılması bilimselliğin ve modern yönetim ilkelerinin gereği olup, bu inceleme, araştırma ve değerlendirmeler özen kavramının tanımına dahildir." şeklindeki açıklama ile özen yükümünün görünümü örnekseme yoluyla ifade edilmiştir.
Buna karşılık öğretide "limited şirket müdürlerinin özen yükümlülüğünün anonim şirket yönetim kurulu üyeleri için öngörülen "tedbirli bir yöneticinin özeni" (TTK md. 369) şeklinde ve eşdeğer olarak düzenlenmesinin daha uygun olacağı, 626/I. maddede geçen "tüm özen" kavramının açık olmadığı ve mezkûr kavramın en yüksek özen veya tam özen şeklinde anlaşılmaya müsait olduğu, bu hususta TTK'nın 369. maddesindeki düzenlemeden ayrılmanın haklı bir gerekçesinin bulunmadığı, dolayısıyla limited şirket müdürlerinin göstermesi gereken özen derecesinin tayininde tedbirli yönetici kavramından hareket edilmesine ilişkin mevzuatta bir değişiklik yapılmasının yerinde olacağı ifade edilmektedir." 4
2.2 Limited Şirket Müdürünün Bağlılık Yükümlülüğü
TTK'nın 626. maddesinin 3. fıkrası ile şirket müdürünün, ortaklar için öngörülen bağlılık yükümlülüğüne de tabi olduğu düzenlenmiştir. Limited şirket ortağının bağlılık yükümlülüğü ise, TTK'nın 613. maddesinde "Bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı" başlığı altında düzenlenmiştir. İlgili madde değerlendirildiğinde, madde kapsamında detaylı bir açıklama yapılmaktan ziyade, bağlılık yükümlülüğünün görünüş biçimlerinin açıklanması ile yetinildiği görülecektir.
613. madde uyarınca, ortaklar şirketin sırlarını gizli tutmak zorundadır ve bu yükümlülük, ne şirket sözleşmesiyle ne de genel kurul kararıyla ortadan kaldırılamaz. Ayrıca, ortakların şirketin menfaatine aykırı davranışlarda bulunmaları da madde kapsamında yasaklanmıştır. Ortakların, özellikle kendilerine kişisel kazanç sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemlerden kaçınmaları gerekmektedir.
Hangi nitelikteki bilgilerin şirket sırrı teşkil edeceği hakkında maddede bir açıklama bulunmamakla birlikte öğretide kabul edilen şekliyle şirket sırrı; "şirketin ekonomik alanına ilişkin belirli kişilerce bilinen, başkaları tarafından kolayca öğrenilemeyen, saklanmasında şirketin korunmaya değer bir menfaatinin olduğu ve şirket tarafından gizli tutulması arzu edilen olgular" 5 olarak tanımlanabilecektir.
2.3 Limited Şirket Müdürünün Rekabet Yasağı
Limited şirket ortağının bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağını düzenleyen 613. maddesinin 3. fıkrası uyarınca; "Müdürler hakkında rekabet yasağı öngören 626 ncı madde hükümleri saklıdır". Bu çerçevede rekabet yasağı açısından 613. madde ve 626. madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu yasağın yönetim yetkisini haiz ortaklar bakımından emredici nitelikte olduğu; buna karşın, yönetim yetkisi bulunmayan ortaklar açısından ise istisnai ve sözleşmesel düzenlemeye açık bir yükümlülük olduğu karşımıza çıkmaktadır. Nitekim, TTK m. 626/2 gereğince, "şirket sözleşmesinde aksine bir düzenleme bulunmadıkça veya tüm ortakların yazılı izni alınmadıkça," müdür sıfatını haiz kişilerin, şirketle rekabet niteliği taşıyan faaliyetlerde bulunmaları yasaklanmıştır.
Öğretide savunulan bir görüşe göre, rekabet yasağının kapsamı şirket sözleşmesinde belirlenen işletme konularıyla sınırlıdır. Bu yaklaşıma göre, şirket sözleşmesinde açıkça düzenlenmeyen faaliyet alanları bakımından müdürler açısından herhangi bir yükümlülük veya sorumluluk doğmamaktadır. Ancak öğretide hakim olan diğer bir görüşe göre, rekabet yasağının kapsamı şirketin fiilen faaliyet gösterdiği işletme alanlarını da içermektedir. Bu görüş müdürün şirket hakkında sahip olduğu bilgi ve verilere erişim imkânı dolayısıyla, rekabetin şirkete zarar verme riskini artırdığı varsayımına dayanmaktadır. Öte yandan, TTK m. 626/2 uyarınca müdürler şirketle rekabet teşkil eden faaliyetlerde bulunamazlar. Buna göre, müdürün gerçekleştirdiği işlem, şirketin fiili veya sözleşmesel faaliyet alanına girmiyor ise bu faaliyet rekabet yasağı kapsamında değerlendirilmez.6
Bu noktada, ultra vires ilkesinin terk edildiği ve uygulamada şirket sözleşmelerine, şirketin fiilen iştigal etmediği faaliyet alanlarının da dâhil edildiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, öğretide kabul edilen ikinci görüş uyarınca rekabet yasağının şirketin fiilen faaliyet gösterdiği alanlar üzerinden değerlendirilmesi görüşünün benimsenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
SONUÇ
Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri ile limited şirketlerde müdürler, kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde sadece şirkete karşı değil aynı zamanda pay sahiplerine ve alacaklılara karşı da sorumlu tutulmaktadır. Bu sorumluluk, hukuki düzenlemelerin yanı sıra etik ilkeler ve şirket menfaatlerinin korunması çerçevesinde değerlendirilmelidir. Özellikle özen, bağlılık, sır saklama ve rekabet etmeme yükümlülükleri gibi temel sorumluluk alanları, yöneticilerin karar alma süreçlerinde dikkate alması gereken ilkeleri oluşturmaktadır. Şirket yöneticilerinin, faaliyetlerini dürüstlük kuralları çerçevesinde ve dikkatli bir yönetici gibi yürütmeleri, hem kendilerini sorumluluktan koruyacak hem de şirketin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayacaktır.
Footnotes
1 Yaşar, A. (2024). Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3254777
2 Mert Silahşör, "Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Kamu Alacağı Sorumluluğu = The Liability of Directors in Joint Stock Companies for Public Receivables," II. Ticaret Hukuku Uluslararası Sempozyumu, 26 Kasım 2016, ss. 67–68, DergiPark, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/270566
3 Aşık, P. (2017). Anonim şirketlerde rekabet yasağı (TTK m. 396). Ankara Barosu Dergisi, Kas 2017. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/542417
4 Yavuz, Mustafa. "Limited Şirketlerde Müdürlerin Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü." Vergi Raporu, sayı 212 (Mayıs 2017): 145–150. https://vergiraporu.com.tr/upImage/org/16.%20makale.pdf
5 Demirayak, E. B. (2018). Limited şirketlerde ortakların şirkete karşı bağlılık yükümlülüğü. Ankara Barosu Dergisi, (3), 25–52. Geliş 17 Mayıs 2018; Kabul 24 Eylül 2018. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/554149
6 Budak, N. A., & Önder, M. F. (2023, Kasım). Limited şirketlerde müdürlerin rekabet yasağı [Competition prohibition for managers in limited liability companies]. Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(3), 687–706. https://doi.org/10.30692/sisad.1376034
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.