- within Finance and Banking, Immigration and Privacy topic(s)
İngiltere Yüksek Mahkeme'si (High Court), 31 Temmuz 2025 tarihli Catalan Sea kararında1 Charterparty Sözleşmesinde yer alan yaptırım klozunun (sanctions) nasıl yorumlanması gerektiği ile gemi sahiplerinin bu kloza dayanarak yüklemeyi reddetmelerinin makul sayılabilmesi için hangi kriterlerin mevcut olması gerektiğine ilişkin önemli bir ilke kararına imza atmıştır.
Davaya Konu Olay
 Rusya'nın Ukrayna'yı işgali öncesi
Kasım 2021'de, davalı kiracı şirket Rivers
PTE Ltd, davacı şirket Tonzip Maritime Ltd'ye ait
olan Catalan Sea adlı gemiyi, ham petrol taşınmak
üzere Rusya'nın Primorsk Limanı'ndan
başlayıp Aliaağa Türkiye'de sona erecek
sefer için kiralamıştır. Neftisa isimli firma
ise, kiracı şirket tarafından gemi sahibi
şirkete gönderilen konişmentoda gönderici firma
olarak geçmektedir. Davacı gemi sahibi şirket,
Neftisa'nın yaptırım listelerinde olup
olmadığını Refinitiv ve World-Check gibi tarama
sistemleri vasıtasıyla kontrol etmiş (screening
check) ve kontrol sonucunda Neftisa ile Belarus'taki Lukashenko
rejimiyle bağlantısı sebebiyle Avrupa Birliği
ve Birleşik Krallık yaptırım listelerinde yer
alan Rus iş adamı Mikhail Gutseriev arasında
bağlantı tespit edilmiştir. Bunun üzerine
davacı gemi sahibi şirket, sözleşmede yer alan
yaptırım klozuna dayanarak Neftisa'ya ait
yüklemeyi reddetmiş ve alternatif sefer talimatı
verilmesini talep etmiştir.
Charterparty Sözleşmesi'nde yer alan yaptırım klozuna (EPS sanctions clause) göre (i) gemi sahipleri, herhangi bir taşıma, ticaret, sefer, gemiden gemiye transfer operasyonu veya başka bir hizmetin yaptırımlar tarafından yasaklandığını veya (ii) bu hizmetin kendilerini, gemiyi veya yöneticilerini, mürettebatı, geminin sigortacılarını ya da reasürörlerini yaptırımlara maruz bırakacağını makul olarak düşündükleri takdirde, emirleri yerine getirmekle yükümlü olmayacaklardır. Ayrıca, gemi seferdeyken böyle bir risk ortaya çıkarsa, gemi sahipleri seferin geri kalanını yerine getirmeyi reddetme hakkına sahip olacak ve bu durumda kiracılar (chartererlar) alternatif sefer talimatları vermekle yükümlü olacaklardır.
Kiracı şirket, Mikhail Gutseriev'in Avrupa Birliği yaptırım listesine alınmadan aylar önce Neftisa üzerindeki tüm kontrol yetkilerini kardeşine devrettiğini ve bu sebeple artık gerçek faydalanıcı olmadığını belirten; Neftisa mektubunu, bir Rus gazetesinde yer alan makaleyi ve farklı hukuk büroları tarafından yazılmış üç hukuki görüş yazısını gemi sahipleri ile paylaşarak gemi sahibi şirketi yükleme için ikna etmeye çalışmışlardır. Gemi sahibi şirketin buna rağmen yüklemeyi kabul etmemesi üzerine kiracı şirket sözleşmeyi feshetmiştir. Bunun üzerine gemi sahibi Tonzip Maritime Ltd. sözleşmenin ihlal edildiği gerekçesiyle kiracı şirket aleyhine tazminat talebinde bulunmuştur.
İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin Tonzip
Maritime Ltd v 2Rivers PTE Ltd [2025] EWHC 2036 (Comm)
kararı.
Karar
 Mahkeme kararında, gemi sahiplerinin yalnızca bazı
tarama araçlarındaki bilgilere dayanarak yüklemeyi
reddetmesinin objektif olarak makul bir değerlendirme
olmadığını ve somut olayda eğer makul
olarak yapılması gereken tüm araştırmalar
yapılsaydı Mikhail Gutseriev'in Neftisa
üzerindeki kontrol yetkilerin devredildiğinin objektif
olarak tespit edilebileceğini belirtmiştir. Mahkeme, gemi
sahiplerinin yükleme reddine ilişkin kararı
güncelliği teyit edilmeyen bilgilere istinaden
almış olması sebebiyle, bu kararın
spekülasyonlara dayalı olduğunu belirterek
davalı lehine karar vermiştir. Bu sebeple Mahkeme,
davacı aleyhine 233.600 Amerikan Doları tutarında
tazminata hükmetmiştir.
Getirilen Standartlar
 • İspat Yükü: Öncelikle, Mahkeme
sözleşmedeki yaptırım klozlarındaki
belirsizliklerin yorumlanmasına ilişkin olarak
önemli bir yorum ilkesi olan contra proferentem ilkesinin
önemini vurgulamıştır. Buna göre,
sözleşme hükümlerindeki belirsizliklerin, bu
belirsizliklerden yararlanmak isteyen taraf aleyhine
yorumlanması gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple
de, anılan kararda gemi sahiplerinin yüklemeyi reddetmesi
kararının makul olarak verilmiş bir karar
olduğunun ispat yükünün gemi sahiplerinde
olduğu ortaya koyulmuştur.
• Spekülasyona dayalı kararın yeterli olmaması: Kararda yaptırım klozunda belirtilen yaptırıma maruz kalma riskinin varlığının makul biçimde değerlendirilmesi gerektiği de ortaya koyulmuştur. Bu değerlendirmenin dayanağı olarak da yalnızca Refinitiv ve World-Check gibi bazı tarama araçlarına dayanılarak karar verilmesinin yeterli olmadığı, söz konusu yaptırım klozuna dayanılarak yapılan değerlendirmenin makul olabilmesi için "karar anında" mevcut olan delillerin tümünün dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Sonuç
 Bu karar, sözleşmede yer alan yaptırım
klozları uygulanmadan önce kanıta dayalı ve
titiz bir durum tespiti yapmanın önemini vurgulamakta ve
yaptırım klozuna dayanılıp
dayanılamayacağına ilişkin karar verilirken
güncel olmayan veya spekülatif bilgilere dayanarak
hareket etmenin risklerini hukuki ve ticari açıdan
ortaya koymaktadır. Bu nedenle, gemi sahiplerinin,
sözleşmede yer alan yaptırım klozlarına
dayanarak sözleşmeden doğan
yükümlülüklerini yerine getirmeme kararı
vermeden önce, karar anında mevcut olan tüm bilgi ve
delilleri titizlikle incelemeleri büyük önem
taşımaktadır.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.
 
                    