ÖZET
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") dahilinde anonim şirketlerde bilgi alma ve inceleme hakkı, pay sahiplerini ve yönetim kurulu üyelerini haiz olmak üzere müstakil hükümlerle düzenlenmiştir. Yönetim Kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkı, TTK'nın 392. maddesinde kanunileştirilmiş olmakla beraber bu madde, 6762 sayılı Mülga Ticaret Kanunu ("ETTK")'nun "Azaların Hakları" başlıklı 331. maddesinin yeni kanundaki karşılığı niteliğindedir.
Her ne kadar TTK'nın 392. maddesinin gerekçesi mehaz olarak bu hükme işaret etse de söz konusu iki kanun maddesinin de asli ilham kaynağı İsviçre Borçlar Kanunu ("İsvBK")'nun 715. maddesinin a fıkrasıdır. Yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkının kanuni dayanağa bağlanmasındaki esas gaye, üyelere yüklenen ağır ve kapsamlı yükümlülüklerin layığıyla yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi yönünden bilgi alma ve inceleme hakkı, olmazsa olmaz ("sine qua non") kabul edilmektedir1. Zira Yönetim Kurulu üyeleri, şirketin kaderini etkileyecek kararları doğru ve zamanında verebilmek için şirket iş ve işlemleri hakkında yeteri nispette bilgiye sahip olmak zorundadır.
Bu kapsamda işbu makalenin konusunu, TTK'nın 392. maddesi kapsamında düzenlenen yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkının kapsamı, sınırları ve uygulamadaki kullanım şekillerine ilişkin değerlendirmelerimiz oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı, Şirket Defter ve Belgeleri, Sadakat Yükümlülüğü, Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu, Sınırlama, Business Judgement Rule.
GİRİŞ
TTK, ETTK'ya göre daha şeffaf, kurumsal gereksinimleri gözeten ve uluslararası ticari standartlar ile uyumlu bir yapıya sahiptir. Bu doğrultuda, söz konusu anlayışı güçlendirmek adına kanunda önemli değişikliklere gidilmiştir. Bu değişikliklerden en önemlilerinden bir tanesi, yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkının kapsamının genişletilmesi ve daha ayrıntılı bir düzenleme alanına kavuşturulmasıdır12. Bu, şirket yönetiminde şeffaflık esasını öne çıkarmak için yapılan bilinçli ve önemli bir düzenlemedir.
Bu kapsamda makalemizde öncelikle TTK'da düzenlenmiş güncel mevzuat incelenecek, ardından hakkın amacı ve işlevi, hakkın kullanımı ve sınırları ve bilgi alma talebinin reddedilmesi haline dair birtakım değerlendirmeler yapılacaktır.
I. HUKUKİ KAVRAM
a. Türk Ticaret Kanunu Çerçevesi
Yönetim Kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkını konu alan TTK'nın 392. maddesi, bahsedilen hakkı yedi fıkrada düzenlemiştir.
İlk fıkrada hakkın çerçevesi oluşturulmuş ve bir nevi tanımlaması yapılmıştır. Her yönetim kurulu üyesinin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebileceği, soru sorabileceği, inceleme yapabileceği hükme alınmıştır. Bu fıkrada hakkın kullanımının bilgi isteme, soru sorma, inceleme yapma olarak çeşitlendirildiğini görmekteyiz. Bu kullanım çeşitlerinin elbette ki bu üç eylemle sınırlı olduğunu söylemek mümkün değildir. Kurumsal yönetim süreçleri çerçevesinde bu hakkın farklı suretlerde kullanılabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması hakkın kullanımının tam anlamıyla gerçekleştirilmesi için önemlidir. Nitekim TTK'nın gerekçesinde de bu hakkın aynı zamanda yönetim kurulu üyelerinin güvenirliliğine ve özenine bırakılmış bulunan yönetim görevinin ve şirket ile üye arasındaki ilişkinin gereği olduğu da vurgulanmaktadır.
Bilgi edinme talebinin reddi nihayetinde aynı maddenin dördüncü fıkrasına gidilmektedir. Bu maddede bilgi alma talebi başkan tarafından reddedilen yönetim kurulu üyesinin başvurabileceği mekanizmalar düzenlenmektedir.
İkinci fıkrada bilgi vermekle yükümlü olanlar, üçüncü fıkrada yönetim kurulu üyelerinin toplantı dışı bilgi edinme hakkı, dördüncü fıkrada bilgi edinme talebinin yönetim kurulu başkanınca reddedilmesi halinde gidilecek hukuki çözüm yolları ve beşinci fıkrada yönetim kurulu başkanının isteminin reddedilmesinin sonuçları düzenlenmiştir.
Son olarak, altıncı fıkrada hakkın kapsamının sınırlandırılamaz yapısına, hakkın sözleşme ile genişletilebileceğine vurgu yapılmış, yedinci fıkrada da yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulu başkanını toplantıya çağırma usulü tesis edilmiştir.
b. Hakkın Hukuki Niteliği ve Kapsamı
Yönetim Kurulu Üyelerinin bilgi edinme hakkı şahsi, devredilmez ve bağımsız bir hak olarak düzenlenmiştir. Konusu iktisadi olsa bile yönetim kurulu üyesinin idari alandaki yetkileriyle bağlantılı olması sebebiyle idari bir hak olarak sınıflandırılmaktadır3. Hakkın kapsamı belirlenirken şirket menfaati ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini layığıyla yerine getirebilmeleri arasında bir denge kurulması elzemdir. Bu sebeple hakkın kapsamının belirlenmesi bir hayli özen ve titizlik iktiza etmektedir. Fakat kanun koyucu, 392. maddenin ilk fıkrasında "şirketin tüm iş ve işlemleri" ifadesine yer vererek4 hakkın kapsamını fazlaca genişletmiştir. Üyenin, şirketin defter ve belgelerini incelemeyi ancak görevini, hesap verilebilirlik ilkesine uygun olarak yapması bakımından gerekliyse talep edebileceği vurgulanmaktadır.5
c. Karşılaştırmalı Hukuk
Alman Hukukunda yönetim işlevinin yönetim kurulu ve gözetim kurulu olmak üzere iki organ tarafından yerine getirildiği düalist sistem benimsenmiştir. Bu sebeple Türk ve İsviçre hukukundan çoğu yönde ayrışsa da Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu'nun bilgi alma hakkını düzenleyen 90. maddesi esasen TTK'nın 392. maddesine ilham kaynağı olmuştur.6
Mehaz İsvBK'nin 715. maddesinde TTK'nın 392. maddesindeki sınırlama yasağı yer almamaktadır. Bir diğer farklılık ise bilgi edinme talebi reddedilen üyenin yönetim kuruluna ve mahkemeye başvuru süresi ve usulünün TTK'de düzenlenip İsvBK'de düzenlenmemesidir. Fakat Türk hukukunun, İsviçre hukukundan bahis konusu hak bağlamında saptığı en önemli noktalar yönetim kurulu başkanının izni ve hakkın akdiliği meseleleridir. Türk hukukunda toplantı dışı bilgi alma hakkı 392. madde uyarınca yönetim kurulu başkanının iznine bağlı kılınmıştır fakat İsviçre'de izinsiz şekilde de bu hakka başvurulabilmektedir. Son olarak, TTK, hakkın esas sözleşmeye yerleştirilecek hükümler ile genişletilebileceğini ifade ederken İsviçre hukukunda genişletmenin yalnızca yönetim kurulu kararlarınca yapılabileceği ilke olarak kabul edilmiştir.
Bilgi edinme ve inceleme hakkı kapsamındaki farklılıklar ve iki ayrı hukuk çevresinin temel yapıları göz önünde bulundurulduğunda İsviçre Ticaret Hukuku sisteminin kurumsal yönetim esaslarıyla daha fazla paralellik gösterdiği söylenebilir. Bu esaslar başlı başına adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk olmak üzere dört ana ilke etrafında şekillenmektedir.7
II. BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKKININ AMACI VE İŞLEVİ
a. Sadakat Yükümlülüğü ile İlişkisi
TTK'nın 369. maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin şirkete olan sadakat yükümlülüğünün genel çerçevesi oluşturulmuştur. Bu yükümlülük, aynı zamanda 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ("TMK")'nun 2. maddesine dayanan dürüstlük kuralının bir yansımasıdır zira sadakat yükümlülüğü, sözleşmenin Yönetim Kurulu üyelerine yüklediği sorumluluklara riayet etmeleri ile yakından ilişkilidir. TTK'nın 393. maddesinde düzenlenen "Müzakerelere Katılma Yasağı", 395. maddesinde düzenlenen "Şirketle İşlem Yapma, Şirketle Borçlanma Yasağı" ve 396. maddesinde düzenlenen "Rekabet Yasağı" yönetim kurulu üyesinin sadakat yükümlülüğünün TTK'de düzenlenen özel görünümlü halleridir. Ayrıca sadakat yükümlülüğü, TTK'de yer almasa da doktrinde kabul edilen "Sır Saklama Yükümlülüğü"nü de içerir. Sadakat yükümlülüğü 369. maddede belirtilen "tedbirli bir yöneticinin özeniyle" hareket etme yükümlülüğü ile yakından ilişkilidir.
Bu yükümlülük, Amerikan hukukunda bulunan "Business Judgement Rule" esasının Türk hukukuna yansımasıdır ve bilgi alma ve inceleme hakkı kullanılmadan bu esasa uyulması mümkün değildir.8
b. Eşit İşlem ve Kamuyu Aydınlatma İlkeleri
Bilgi alma ve inceleme hakkı tüm yönetim kurulu üyelerinin bireysel olarak kullanılabileceği bir haktır fakat bilginin verilmesi esnasında haklı bir sebebe dayanmadan yönetim kurulu üyeleri arasında ayrım yapılması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu türden bir yönetim kurulu kararı eşit işlem esasına aykırılık teşkil edecek ve batıl kabul edilecektir.9
Bir Yönetim Kurulu üyesi ancak bilgi alma ve inceleme hakkını engelsiz kullanabildiği halde pay sahiplerini ve ilgilileri doğru yönlendirebilir. Şayet 392. madde var olmasaydı bile yönetim kurulu üyeleri kamuyu aydınlatma ilkesine dayanarak bilgi isteyebilecekti çünkü kamu menfaati bu alanda yadsınamayacak bir yere sahiptir.10
III. BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKKININ KULLANIMI
a. Hakkın Sahipleri
TTK'nın 392. maddesi bağlamında bilgi alma hakkı, yalnızca yönetim kurulu üyelerine ait olacak şekilde düzenlenmiştir. Olağan yönetim kurulu üyeleri, statülerine bağlı olan bir sınırlama olmadan söz konusu hakkı kullanabilirler. Müstakbel yönetim kurulu üyeleri, yani genel kurulca onaylanmış olup henüz yönetim kurulu üyeliğine atanmamış kişiler; görevleri başlayınca karar vermeleri gerekli olan konularda bilgi alabilirler. Benzer şekilde, görevi sona ermiş yönetim kurulu üyeleri, yalnızca görev süreçlerinde yürüttükleri yönetim faaliyetlerine yönelik konular hakkında bilgi alabilirler. İcra yetkisi olmayan ve bağımsız yönetim kurulu üyeleri, yönetim faaliyetlerine katılımları ve bu katılımın alakalı olduğu konular hakkında gereklilik düzeyince bilgi alma hakkına sahiplerdir. Görüldüğü üzere statüye bağlı sınırlama, üye olma zamanı ve üyeliğe bağlı görevlerin ifasının gerektirdikleri yönünden yapılmaktadır.
TTK'nın 366. maddesinin 2. fıkrasına göre kurulan komite ve komisyonların üyelerinin bu haktan yararlanıp yararlanmayacağı ortaya çıkan sorulardan bir tanesidir. 392. madde hükmünden sadece yönetim kurulu üyeliği yapan komite ve komisyon üyeleri yararlanabilecektir. Bu niteliğe sahip olmayan üyeler de bu hakkı kullanabilirler; fakat bunu 392. maddeye dayanarak değil şirketle aralarındaki ilişkiden kaynaklanan ahde vefaya ve görevlerinin niteliklerine dayanarak yapabilirler.
b. Bilgi Vermekle Yükümlü Olanlar
Yönetim kurulu üyeleri ve yönetim kurulu başkanı bilgi verme yükümlülüğe sahip olan başlıca kişilerdir. Ayrıca, yönetim kurulu üyesi olmasa da yönetim göreviyle görevlendirilmiş olan kişilerin de bu yükümlülüğe sahip olduğu kabul edilmektedir. Şirketinin yönetiminin devredildiği kişiler iç yönergeye ve şirket bünyesindeki fiiliyata bakılarak tespit edilebilir. Bu kişilere aynı yönetim kurulu üyelerine olduğu gibi hem toplantı içi hem toplantı dışı bilgi verme yükümlülüğü yüklenmiştir. Fiili organların bilgi verme yükümlülüğüne sahip olup olmadığı meselesi tartışmalıdır. Bu yapıların vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında değerlendirilip yönetim kuruluna hesap verme yükümlülüklerin olduğunu kabul etmek isabetlidir.
c. Hakkın Kullanılma Yeri ve Zamanı
Bilgi edinme hakkı yönetim kurulu toplantısından önce, toplantı esnasında ve toplantı dışında kullanılabilir. Toplantı öncesi bilgi almanın toplantı dışında bilgi alınmasından ayrı tutulması gerekir çünkü "öncesi" ifadesi toplantıdan çok kısa bir süre öncesini ifade eder. Toplantı öncesinde verilecek bilgi öncelikle her bir gündem maddesini kapsamalıdır. Daha ileri safhada her bir müzakere konusu hakkında, bilgi vermekle yükümlü olanlar tarafından bir rapor düzenlenmelidir. Yönetim kurulu üyelerinin toplantılara katılması özen yükümlülüğün yerine getirilmesi yönünden kritik öneme sahiptir. Toplantılara düzenli olarak katılmayan bir yönetim kurulu üyesinin özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahsedilebilir zira yönetim kurulu toplantıları kanun koyucu tarafından üyelerin bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmesi için birincil bir yer ve fırsattır.
Yönetim kurulu üyesinin toplantı dışında bilgi alması, bilgilerinin güncelliğini korumaları ve gelecek toplantılara hazırlık yapmaları bakımından önem teşkil etmektedir. TTK'nın 392. maddesinin 3. fıkrası şöyledir: "Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir." Bu hükme göre toplantı dışı bilgi edinebilmek için ayrıca başkanın izni ve bilgi edinilmek istenen konunun işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında olması gerekmektedir.
d. Bilginin İçeriği ve Şekli
Yönetim kurulu üyesinin ihtiyaç duyduğu bilgiler şu konuları içerebilir: Şirketin örgütlenmesi, şirketin hukukî ve idari yapısı, şirket esas sözleşmesi, şirket birimlerindeki personel teşekkülü, millî veya milletlerarası iştirak yapıları, yönetim kuruluna sunulan raporlar, bilançolar, şirketin idaresine ilişkin planlar vb. Bu bilgiler yönetim kurulu üyelerine sözlü veya yazılı olarak verilebilmektedir. Yazılı halde şirket defterlerinin ve harici ticari belge, defterlerin verilmesi söz konusu olabilir. Şirket iş ve işlemlerine dair bilgiler düzenli ve ayrıntılı raporlar olarak da sunulabilir.11
İlaveten, günümüzde ticaret şirketlerinin büyüyen organizasyonel yapısı ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda şirket kayıtlarının dijital ortamlarda tutulması oldukça yaygınlaşmıştır. Şirketler bu kapsamda dijital altyapılar kurmakta, gerek dış kaynaklardan hizmet alarak gerekse iç mekanizma kurulumuna önem verek kayıtlarını dijitalleştirmektedir. Bu durum şeffaflık, bilgi erişiminin kolaylaşması açısından avantaj olarak görünse de siber güvenlik gibi birtakım tereddütleri barındırmaktadır. Uygulamada şirketler bu sorunu genellikle talep edilen dijital belgeleri elektronik ortamda şirket bilgisayarları üzerinden incelemeye sunmaktadır. Bu durumun inceleme hakkının sınırı olup olmadığı konusunda ayrıca değerlendirme yapılması gerekmektedir.
IV. BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKKININ SINIRLARI
a. TTK'nın 392. Maddesi Kapsamında Sınırlar
TTK'nın 392. maddesinin 1. fıkrasındaki "şirketin tüm iş ve işlemleri" ifadesi toplantı içi bilgi edinme talebine yönelik bir hüküm gibi yorumlanmaktadır. Bu yorum, aynı fıkradaki "yönetim kuruluna getirtilmesi", "kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi" gibi ifadelerden yola çıkılarak yapılmaktadır. Bu bağlamda TTK, toplantı içi bilgi edinme talebine yönelik herhangi bir sınırlama getirmemiştir.
Fakat toplantı dışı bilgi edinme talebine yönelik iki tane sınırlama mevcuttur. Bunlar, maddenin 3. fıkrasında belirtildiği üzere talebin yalnızca işlerin gidişi ile münferit işlere yönelik olması ve yönetim kurulu başkanının izninin gerekliliğidir.
b. Diğer Sınırlar
Medeni hukukun asli ilkelerinden olan hakkın kötüye kullanılması yasağı TMK'nın 2. maddesi tarafından düzenlenmektedir. Bilgi alma ve inceleme hakkının kötüye kullanılması münferit bir düzenleme olarak Türkiye mevzuatında yer almadığı için sözü edilen madde bu hakka yönelik tabii bir sınırlama olarak kabul edilmektedir.
Ticari sırların doğal bir sınırlama oluşturup oluşturmayacağı konusu tartışmaya açıktır. Bu yüzden böyle bir sınır getirilecekse bu sınırın şirketin esas sözleşmesinde somutlaştırılmasında fayda vardır. Yönetim kurulu üyelerinin menfaatlerinin şirketinkilerle çatıştığı bir ihtimâlde ne yapılacağı konusu da tartışmalıdır. Doktrin, böyle bir durumda şirketle menfaat çatışması halindeki yönetim kurulu üyesinin veya üyelerinin azli yahut istifasının sağlanması hususunda uzlaşım halindedir. Ulaşılmak istenen bilgiye duyulan ihtiyaç ve bilginin işlevselliği de bazı durumlarda bilgi edinme hakkına sınır teşkil edebilir. Fakat bunun için bilginin işlevsizliği ve gereksizliği kesin olarak kanıtlanmalıdır.
Toplantı esnasında bilgi alma hakkına getirilecek sınırlamalar konusunda hem İsviçre doktrininde hem de Türk doktrininde sınırlama olarak kabul edilebilecek hallere ilişkin beş farklı kavram ele alınmış olup bunlar; işlevsellik, orantılılık, menfaat çatışması hali, hakkın kötüye kullanılması ile işletme ve ticari sırların korunması olarak belirtilmiştir.12
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 106. maddesinde "Bilgi Suistimali" suçu düzenlenmiştir. Pay sahiplerini, milli ekonomiyi ve şirket menfaatlerini zedeleyen bu suç tipinin13 ortaya çıkmasına mahal verecek nitelikte bilgi paylaşımı doğal olarak bilgi edinme hakkı için sınır teşkil edecektir.
c. İç Yönerge, Esas Sözleşme ve Yönetim Kurulu Kararı ile Düzenleme
Bilgi alma ve inceleme hakkının; esas sözleşme maddeleri, yönetim kurulunca çıkarılan iç yönergeler ve alınan kararlar aracılığıyla genişletilme ve sınırlandırma imkânı mevcuttur. Örnek olarak, yönetim kurulunda bilgi edinme talebinin reddi için daha ağır bir nisap esas sözleşmeyle veya iç yönergeyle öngörülebilir.
Bilindiği üzere, yönetim kuruluna münhasıran verilmiş görev ve yetkiler arasında yönetim kurulu iç yönergesi hazırlamak da yer almaktadır.14 İ ç y önerge, ş irket y önetim v e t emsilinde görevli ve yetkili kişilerin belirtilmesi, görev ve yetkilerin tanımı, kapsamı, konumunun düzenlenmesi anlamında önem arz etmektedir.15 Bu durumda bir yönetim kurulu üyesinin bilgi alma hakkının sınırlarının belirlenmesinde iç yönergeden yardım almak uygun olacaktır. Bu hakkın korumaya çalıştığı hukuki menfaatlerden birinin yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu sınırlamanın da üyenin yetkili ve görevli olduğu alanlarla sınırlı kalması tabiidir.
V. BİLGİ ALMA TALEBİNİN REDDEDİLMESİ
Bilgi alma talebinin, kanun ve doktrince belirlenen sınırların ihlâl edilmesi sebebiyle reddi haklı sebeple ret olarak kabul edilmektedir. Aksi durumlar ise haksız ret sonucunu doğurmaktadır.
Talebi reddedilen Yönetim Kurulu üyesinin başvurabileceği birtakım yollar bulunmaktadır. İlk olarak, talebi reddeden yönetim kurulu üyelerinin veya yönetim kurulu başkanının azlinin istenebileceği veya istifaya zorlanması, ibralarının reddinin talep edilmesi ve toplantı tutanağına şerh koydurulması öğreti uyarınca kabul edilebilir metotlardır. İkincisi ise, TTK'nın 392. maddesinin 4. fıkrası uyarınca öncelikli olarak ret kararının yönetim kuruluna sunulup sonra mahkemeye gidilmesidir.16
SONUÇ
TTK'nın 369. maddesi Yönetim kurulu üyelerini, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle ifa etmek ("Business Judgement Rule") ve şirket menfaatlerine sadakat göstermek ile yükümlü kılmıştır. Yönetim kurulu üyelerinin idari sorumluluklarını söz konusu hassasiyetle yerine getirebilmeleri ve sağlıklı muhakeme oluşturabilmeleri adına şirket faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu ihtiyacı karşılamak adına yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkı kanuni koruma ve güvence altına alınmıştır. Bu hak; bağımsız, şahsi, vazgeçilmez ve idari bir hak olarak TTK'nın 392. maddesinde kendine düzenlenme alanı bulmaktadır.
TTK'da bilgi alma ve inceleme hakkı, ETTK'ya nazaran daha ayrıntılı, toplantı içi ve toplantı dışı farklı esaslara tabi olacak şekilde düzenlenmiştir. İlgili maddede, hakkın ihlâl edilmesi olasılığında takip edilebilecek kanun yollarına da yer verilmiştir. Toplantı dışı bilgi talebi incelenirken talep konusu bilgi, doktrin tarafından "işlerin gidişatı" ve "münferit işler" olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. TTK bazlı Türk hukuk uygulaması ve öğretisinde iki çeşit bilgi açısından da yönetim kurulu başkanının izni istenmektedir. Türk hukuku bu ve birkaç farklı yönden mehaz İsviçre hukukundan ayrılmaktadır ve kurumsal yönetim ilkeleriyle ("Principles of Corporate Governance") bağdaşmaması dolayısıyla eleştirilmektedir. Her ne kadar hakkın sınırlanamayacağı kanunen belirtilse de doktrin, hakkın özünden kaynaklanan bazı sınırlamaların olduğu konusunda mutabıktır. Hakkın kullanılması esnasında üyenin sır saklama yükümlülüğü ve hukuki savunma hakkı arasında denge kurulmalıdır ve eşit işlem esasına uygun davranılmalıdır.
Footnotes
1. Tuğçe GÜRSEL, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı (Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2024, S.1
2. ETTK'nın mezkûr 331. maddesi TTK'deki yedi fıkralık düzenlemeye kıyasla yalnızca iki fıkradır.
3. GÜRSEL, a.g.e., s.22
4. "Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır."
5. Hediye Bahar SAYIN, "Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Toplantı Dışında Bilgi Alma Hakkının Konusu", Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2016, S.485-496
6. Emre KALENDER, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma Hakkı (TTK m.392), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Anabilim Dalı (Doktora Tezi), Ankara 2016, s.4
7. GÜRSEL, a.g.e., s.57
8. KALENDER, a.g.e., s.73-77
9. GÜRSEL, a.g.e., s.47
10. KALENDER, a.g.e., s.98-100
11. KALENDER, a.g.e., s.101-177
12. Jacek BAK, "Aktienrecht zwischen Markt und Staat", Wiasbaden: Deutscher Universitätsverlag, 2003), S.205; Prof Dr. Hasan PULAŞLI, "Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı," S.591; Prof Dr. Savaş BOZBEL, "Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı," S.79-96; Hasan KARSLIOĞLU, "Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerine Tanınan Bilgi Alma Hakkı ve Bu Hakkın Üyelerin Görev ve Sorumlulukları ile İlişkisi" Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2021, S.377-398.
13. KALENDER, a.g.e., S.201-225
14. SAYIN, a.g.m., S.488; KARSLIOĞLU a.g.m. S.387
15. Himmet KOÇ, "Anonim Şirketlerde İç Yönerge ile Yönetim ve Temsil Yetkisinin Devri" Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara 2018, s.157
16. GÜRSEL, a.g.e., S.42
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.