ARTICLE
15 August 2025

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Hukuki Sorumlulukları

Sadık & Çapan

Contributor

Sadık & Çapan is an independent and a boutique law firm based in Istanbul, Turkey. With its experienced team, Sadık & Çapan provides legal advisory services to local and foreign corporations and banks, public companies, investment funds, brokerage firms, asset management companies, venture capital companies, individuals and start-ups, in the fields of banking and finance, securities and capital markets, corporate, commercial and employment laws. Our firm is highly qualified and skilled in advising public companies in their daily operations particularly about their regulatory filings, corporate governance activities, reporting and disclosure requirements and various securities offerings including IPOs, cross-border and domestic debt and equity offerings (DCM and ECM deals) involving Reg S/144A issuances, Sukuk transactions and also, highly specialized in different types of loan and security transactions, alternative financing models and financial and regulatory compliance matters.
Türk hukukunda anonim şirketler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK" veya "Kanun") uyarınca "sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığı ile sorumlu olan şirketler" olarak tanımlanmıştır.
Turkey Corporate/Commercial Law

Türk hukukunda anonim şirketler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK" veya "Kanun") uyarınca "sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığı ile sorumlu olan şirketler" olarak tanımlanmıştır. Bu şirketlerin yönetimi ve temsili, zorunlu organlardan biri olan yönetim kurulu aracılığıyla gerçekleştirilir. Yönetim kurulu organının yokluğu anonim şirketin kendiliğinden ortadan kalkma (infisah) sebebi sayıldığından yönetim kurulu üyelerinin anonim şirketin yönetimi ve temsilinden sorumluluğu büyük önem taşır.

Kanun'un ilgili maddelerinde düzenlenen yükümlülükler yönetim kurulu üyelerine şirketin yönetimi ve temsili konusunda yol gösterici nitelikte olduğu gibi bu yükümlülüklerin ihlali halinde yönetim kurulu üyeleri üzerinde ciddi hukuki sorumluluklar doğar. Ayrıca, yönetim kurulu üyelerinin yapması yasaklanan işlemler de TTK'da açıkça belirtilmiş olup, bu yasaklara aykırı hareket etmeleri durumunda da yönetim kurulu üyelerinin kişisel sorumluluğu doğmaktadır.

  1. Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Yasak İşlemler
  1. Yönetim ve Gözetim Yükümlülüğü

Anonim şirketlerin yönetimi ve idaresi, yönetim kurulunun temel görevleri arasındadır. Bu kapsamda yönetim kurulu, yönetim kurulu toplantılarına katılmak, müzakerelerde bulunmak, şirketin işleyişini denetlemek, şirketten bilgi almak gibi farklı yükümlülükleri yerine getirebilir. Yönetim kurulu üyeleri, yalnızca şirketin yönetiminden değil, aynı zamanda şirketin mevzuata ve esas sözleşme hükümlerine uygun şekilde idare edilmesini sağlamaktan da sorumludur.

Yönetim ve gözetim yükümlülüğü kapsamında yönetim kurulunun devredilmez nitelikteki görev ve yetkileri de dikkate alınmalıdır. Zira yönetim kurulu devredilebilir nitelikteki temsil gibi bazı görev ve yetkilerini bir veya birden fazla yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişilere devredebilir ancak TTK'nın 375. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere, özellikle genel yönetim ve gözetimle ilgili olanlar başta olmak üzere devredilemez görevlerini muhafaza etmeli ve yerine getirmelidir.

Yetki devri sonucunda:

  • Temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerinden bir veya birkaçına devri halinde, bu kişiler murahhas üye unvanını alır. Murahhas üyeler, kendilerine devredilen yetki çerçevesinde şirketi temsilen işlem yapma hakkına sahiptir.
  • Temsil yetkisinin yönetim kurulu dışındaki bir kişiye devri halinde ise, bu kişiler murahhas müdür olarak adlandırılır ve yetki devri kapsamında şirketin temsil ve yönetimine ilişkin görevleri üstlenirler.

Yetki devri esas sözleşmede öngörülebileceği gibi yönetim kurulu tarafından hazırlanan iç yönergeyle de belirlenebilir. Ancak bu durumda dahi şirketin üst düzey yönetimi ve gözetimi devredilemez nitelikte olup, bütün yönetim kurulu üyeleri bu görevlerini yerine getirmekle yükümlüdür.

  1. Özen Yükümlülüğü

TTK yönetim kurulu üyelerinin, şirketin işlerinin yürütülmesi sırasında gerekli özeni göstermelerini öngörmektedir. Bu yükümlülüğünün temel dayanağı yönetim kurulu üyeleriyle şirket arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesine dayanmasıdır. Vekalet sözleşmeleri uyarınca vekil, üstlendiği görevleri özenle yerine getirmekle yükümlüdür.

Özen yükümlülüğünün ölçütü (TTK md. 369), "tedbirli bir yöneticinin özeni" ifadesiyle belirlenmiştir. Kanun gerekçesinde de açıklanan bu kavram, "iş insanı kararı" (business judgment rule) ilkesiyle bağlantılıdır. Bu ilkeye göre, yönetim kurulu üyeleri, şirketin işleyişine yönelik alacakları her kararda tarafsız, iyiniyetli, bilgi sahibi olarak ve şirketin menfaatlerini gözeterek hareket etmelidir. Bir yönetim kurulu üyesinin eylemleri bu standardı karşıladığı sürece, alınan bir iş kararının sonucu olumsuz olsa dahi, söz konusu üye bu sonuçtan şahsen sorumlu tutulamaz.

  1. Sadakat Yükümlülüğü

Anonim şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki ilişki, güvene dayalı bir ilişki olup bu ilişkinin bir sonucu olarak yönetim kurulu üyeleri hem şirkete hem de hissedarlara karşı sadakat yükümlülüğü altındadır. Bu kapsamda, yönetim kurulu üyeleri yaptıkları tüm iş ve işlemlerde şirketin ve hissedarların menfaatlerini gözetmeli ve şirketin aleyhine kendi menfaatlerini ön planda tutarak hareket etmemelidir.

Sadakat borcunun bir uzantısı olarak sır saklama yükümlülüğü de yönetim kurulu üyelerine getirilen önemli bir yükümlülüktür. Yönetim kurulu üyeleri, gizli kalması şirketin menfaatine olan veya üyelikleri kapsamında öğrendikleri ticari sır niteliğindeki bilgileri korumakla yükümlüdür. Aynı zamanda kendilerine sır olarak tevdi edilen bilgileri, sadakat yükümlülüklerini ihlal edecek şekilde üçüncü kişilerle paylaşmamaları veya kendi yararlarına ya da başkalarının yararına kullanmamaları gerekmektedir.

  1. Şirkete Borçlanma Yasağı

Yönetim kurulu üyelerinin (TTK md. 395/2) şirketten borçlanması yasaktır. Bu yasak, yönetim kurulu üyesinin şirkette pay sahibi olup olmamasına bakılmaksızın, yalnızca yönetim kurulu üyelerini değil, aynı zamanda TTK md. 393'te belirtildiği üzere, pay sahibi yönetim kurulu üyelerinin alt ve üst soyunu, eşini ve üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarını da kapsar. Bu yasak kapsamında, söz konusu kişiler şirkete borçlanamaz; ayrıca şirket, bu kişiler lehine kefalet, teminat veya garanti veremez ve bunların borçlarından dolayı herhangi bir sorumluluk üstlenemez. Bu düzenlemenin amacı, şirket varlıklarının kötüye kullanılmasını önlemek ve pay sahipleri ile alacaklıların menfaatlerini korumaktır.

  1. Şirket ile İşlem Yapma Yasağı

Yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yapma yasağına (TTK md. 395/1) göre yönetim kurulu üyeleri kendi adlarına veya başkası adına şirket ile işlem yapamaz. Bu yasak her ne kadar Kanun'da açıkça öngörülmüş olsa da emredici nitelikte değildir. Şirket ile işlem yapma yasağı, (i) genel kurulun bu tür işlemlere izin vermesiyle veya (ii) esas sözleşmede şirketle işlem yapma yasağının kaldırılmasıyla aşılabilir. Şirketle işlem yapma yasağı yalnızca yönetim kurulu üyelerini değil murahhas müdürleri de kapsar. Bu düzenleme ile yönetici pozisyonundaki kişilerin yetkilerini kötüye kullanmasının önlenmesi amaçlanmıştır.

  1. Şirket ile Rekabet Etme Yasağı

Şirket ile rekabet etme yasağı, yönetim kurulu üyelerinin, kendi adlarına veya üçüncü kişiler adına, şirketin faaliyet alanına giren herhangi bir ticari faaliyette bulunmalarını engeller. Ayrıca, yönetim kurulu üyelerinin, aynı faaliyet alanında faaliyet gösteren başka bir şirkette sınırsız sorumlulukla ortak olmaları da yasaktır. Şirket ile işlem yapma yasağında olduğu gibi bu yasak da genel kurulun vereceği izinle kaldırılabilir.

  1. Görüşmelere Katılma Yasağı

Yönetim kurulu üyeleri, kişisel menfaatlerinin şirketin menfaatleriyle çatıştığı belirli görüşmelere (TTK md. 393) katılmaları veya karar alma süreçlerinde yer almaları yasaktır. Bu yasak, yönetim kurulu üyesinin yakınlarının menfaatlerinin söz konusu olduğu durumlarda da uygulanır. Bu yakınlar; alt veya üst soyu, eşi ve üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımlarını kapsar. Bu düzenleme, çıkar çatışmalarını önlemek ve şirketin rekabetçi konumunu korumak amacıyla getirilmiştir.

  1. Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumlulukları

Yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu (TTK md. 553) Kanun'da genel çerçevede düzenlenmiş olup ayrıca Kanun'un farklı maddelerinde belirli durumlara özgü sorumluluk hükümlerine de yer verilmiştir.

  1. TTK Kapsamında Genel Sorumluluk:

Yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı hareket etmeleri ve kusurlarıyla şirkete, hissedarlara ve şirket alacaklılarına zarar vermeleri halinde sorumlulukları doğabilir. Bu hükümde yer alan "kanun" ifadesi yalnızca Türk Ticaret Kanunu ile sınırlı olmayıp, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Vergi Mevzuatı gibi diğer düzenlemeleri de kapsar. Yönetim kurulu üyeleri, yalnızca TTK'ya değil, ilgili bütün düzenlemelere de uyum sağlamakla yükümlüdür.

Ancak, kanun ve esas sözleşmeye aykırılık tek başına sorumluluk doğurmaz. Sorumluluğun doğması için üç temel unsurun bir arada bulunması gerekir:

  • Kanun veya esas sözleşmeye aykırılık,
  • Yönetim kurulu üyesine atfedilebilecek bir kusur,
  • Bu aykırılığın sonucunda bir zararın meydana gelmesi.

Kusurlu veya ihmali bir davranış sonucunda şirketin, hissedarların veya alacaklıların zarara uğraması halinde, yönetim kurulu üyeleri kendi kusur oranlarında şahsi sorumluluk taşırlar.

Özen Yükümlülüğü

Özen yükümlülüğü (TTK madde 369), yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu belirlerken dikkate alınması gereken önemli bir unsurdur. Eğer bir yönetim kurulu üyesi, "tedbirli bir yöneticinin göstermesi gereken özeni" göstermiş ve alınan kararlar "iş insanı kararı" (business judgment rule) ilkesine uygun olarak verilmişse, sonrasında şirket zarar etse bile sorumluluk doğmaz.

Bu ilkeye göre yönetim kurulu üyeleri:

  • Duruma uygun araştırmalar yapmış,
  • İlgililerden bilgi almış
  • Şirket menfaatlerini gözeterek karar almış

ise, beklenmedik gelişmeler sonucunda şirket zarar etse bile kural olarak hukuki sorumlulukları doğmayacaktır.

Nedensellik (İlliyet) Bağı

Sorumluluğun tespitinde kritik bir diğer unsur, yönetim kurulu üyesinin eylemi (veya ihmali) ile meydana gelen zarar arasında bir illiyet bağının bulunmasıdır. Doğrudan ve yakın bir illiyet bağının bulunmaması halinde, zarar meydana gelmiş olsa dahi sorumluluk doğmaz. Bu durum, yönetim kurulu üyelerinin, kendi fiilleriyle bağlantılı olmayan sonuçlardan sorumlu tutulmamalarını sağlar.

Şirket Kuruluş Aşamasındaki Sorumluluk

TTK yalnızca şirketin faaliyeti sırasında değil, kuruluş aşamasında dahi yönetim kurulu üyelerinin bazı hukuki sorumluluklarını düzenlemektedir. Bu kapsamda, şirketin kuruluşundan itibaren yönetim kurulu üyelerinin kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük ve iyiniyet kurallarına uygun hareket etmeleri beklenmektedir. Bu ilkelere, ister şirketin kuruluş aşamasında ister faaliyetleri süresince olsun aykırı davranılması, kişisel sorumluluğa yol açabilir.

Yönetim Kurulu Yetki ve Görevlerinin Devrinden Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk

Daha evvel "Yönetim ve Gözetim Yükümlülüğü" başlığı altında belirtildiği gibi yönetim kurulu belirli bazı görev yetkilerini bir veya birden fazla yönetim kurulu üyesine ya da üçüncü kişilere devredebilir. Bu durumda yetki devrinin hukuki geçerliliği ve yönetim kurulu üyelerinin bu süreçten doğan hukuki sorumluluğu değerlendirilmelidir.

Yetki devrinin geçerli olabilmesi için öncelikle TTK'ya uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Geçerli bir yetki devri yapıldıktan sonra yönetim kurulu üyelerinin, görev ve yetki devri yapılan kişinin seçiminde özen gösterdikleri sürece bu kişilerin fiil ve hareketlerinden sorumlu tutulamaz (TTK md. 553). Ancak, görev ve yetkinin devredildiği kişiyi seçerken gerekli özeni göstermemeleri halinde, ortaya çıkan herhangi bir zarardan dolayı yönetim kurulu üyeleri kişisel olarak sorumlu tutulabilir.

  1. TTK Kapsamında Öngörülen Özel Sorumluluk Halleri

Genel sorumluluğa ek olarak, TTK, "Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Yasak İşlemler" başlıklı bölümde belirtildiği üzere, kanuni yükümlülüklerin ihlali ve yasak işlemlerden kaynaklanan özel sorumluluk hâllerini de öngörmektedir.

  1. Belge ve Beyanların Kanuna Aykırı Olmasından Doğan Hukuki Sorumluluk

Anonim şirket kuruluşu sırasında sunulan, sermaye artırımı veya azaltımlarında, birleşme, bölünme, tür değiştirme gibi işlemler yapılırken verilen belgeler veya beyanların gerçek durumu yansıtmaması ya da mevzuat hükümlerine aykırı olması durumlarında yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu doğmaktadır.

  1. Şirket Sermayesi Hakkında Yanlış Beyanlar Verilmesinden ve Ödeme Yetersizliğinin Bilinmesinden Doğan Hukuki Sorumluluk

Şirket sermayesinin taahhüt edildiği veya ödendiği yönünde gerçeğe aykırı beyanda bulunmaları ya da sermaye taahhüdünde bulunan kişilerin taahhütlerini yerine getirecek mali güce sahip olmadığını bilmelerine rağmen süreci onaylamaları halinde, yönetim kurulu üyeleri kişisel olarak sorumlu tutulur.

  1. Değer Biçilmesinde Yolsuzluk Yapılmasından Doğan Hukuki Sorumluluk

Şirkete ayni sermaye verilmesinde, ayni sermayenin kasten yüksek değer biçilmesi veya devralınacak bir işletme ya da malvarlığının gerçek durumunun yanlış beyan edilmesi halinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu doğar. Bu sorumluluk özellikle, şirket kuruluşu sırasında veya ayni sermaye konulmasını içeren sermaye artırımlarında sunulan değerleme raporları bakımından geçerlidir.

  1. Usulsüz Olarak Halktan Para Toplanmasından Doğan Hukuki Sorumluluk

Halktan para toplanması ifadesi sermaye piyasası mevzuatı hükümlerince halka arz kurumunu ifade etmektedir. Bu tür kurallara uygun şekilde yürütülmeyen halktan para toplama faaliyetleri kesin olarak yasaklanmış olup, yönetim kurulu üyeleri bakımından hukuki ve idari sorumluluğa yol açabilir.

  1. Diğer Hukuki Sorumluluk Halleri

"Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri ve Yasak İşlemler" başlığı altında düzenlenen yasak işlemlerin ihlali de doğrudan sorumluluğa yol açabilir:

  • Şirketle İşlem Yapma / Borçlanma: Şirkete haksız şekilde borçlanılması veya borçlu olunması halinde, alacaklılar yönetim kurulu üyeleri veya bunların yakınlarına doğrudan başvurabilir.
  • Şirketle Rekabet: Yetkisiz rekabetten elde edilen tüm menfaatlerin şirkete ait olduğu kabul edilir. TTK md. 396 uyarınca, şirket hem tazminat hem de sebepsiz zenginleşme taleplerinde bulunabilir.
  • Menfaat Çatışması Bulunan Görüşmelere Katılım: Yönetim kurulu üyesinin açık bir menfaat çatışması olmasına rağmen karar alma sürecine katılması halinde, şahsen sorumluluğu doğabilir. Ayrıca, bu katılıma itiraz etmeksizin bilinçli olarak izin veren yönetim kurulu üyeleri de şirketin uğradığı zarardan dolayı müteselsilen sorumlu tutulabilir.

Sonuç

Yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu, kurumsal yönetim ve hesap verebilirlik bakımından kritik bir öneme sahip olup, mevzuata aykırılık halinde ciddi kişisel sonuçlar doğurabilir. Gerek genel gerekse özel sorumluluk hükümleri, şirketin kuruluşundan sermaye yapısının oluşturulmasına ve operasyonel yönetimine kadar geçen tüm aşamalarda uygulanabildiğinden, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yüksek düzeyde dikkat, özen ve hukuki farkındalık ile yerine getirmeleri gerekmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More