I. GİRİŞ
Anonim şirketler, halka açık olmasalar ve sermaye piyasasında doğrudan yer almasalar dahi sektördeki rekabet ve pazar dinamikleri üzerinde önemli rol oynayabilir. Genel kurul, anonim şirket tüzel kişiliğinin karar organıdır ve bu tür şirketlerin yönetim kadrosu ve geleceği, genel kurulda alınan kararlarla şekillenmektedir. Genel kurul kararlarının iptali talebi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 445. maddesi ile ortaklara tanınan bir denetleme mekanizmasıdır. Bazı durumlarda alınan kararların hukuki geçerliliği sorgulanabilecek ve iptali talep edilebilecektir. Bu çalışma ile halka açık olmayan anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali ve etki prensibi ele alınacaktır.
II. GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ
TTK'nın 445. maddesi uyarınca, genel kurul kararları ancak kanuna, esas sözleşme hükümlerine veya dürüstlük kuralına aykırı ise iptal davasına konu edilebilir.
i. Kanuna Aykırılık
TTK 445. maddesi ile kanuna aykırılıktan kasıt yalnızca "Türk Ticaret Kanunu" değildir. Yasa koyucu; bilhassa hükmü bu şekilde düzenlemiş ve "kanuna aykırılık" ibaresinin geniş yorumlanmasını sağlayarak bir genel kurul kararını alakadar ettiği ölçüde tüm mevzuat hükümleri ile yazılı olmayan hukuk kurallarını kapsamasını istemiştir. Pulaşlı da aynı görüştedir1. Örneğin, finansal tabloların dürüst resim ilkesine aykırı düzenlendiğinden bahisle finansal tabloların onaylayan genel kurul kararı iptal davasına konu olabileceği gibi yürürlükte bulunan ve genel kurul kararını alakadar eden tüm mevzuat hükümlerine aykırılıklar da iptal davasına konu olabilir.
ii. Esas Sözleşme Hükümlerine Aykırılık
Anonim şirket esas sözleşmesi; kurucuların şirket kurma iradesini ortaya koyduğu, şirketin temel düzenini oluşturan, şirketin iç ve dış ilişkileri ile pay sahiplerinin ortaklığa ve birbirlerine karşı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen, TTK'da yer alan zorunlu unsurları içeren ve sıkı şekil şartlarına tabi sözleşmedir. Örneğin bir şirketin esas sözleşmesi ile TTK'dakinden daha ağır bir nisap kararlaştırılmış ve alınan genel kurul kararı esas sözleşmeyle belirtilen nisap oluşmadan alınmışsa veya yine esas sözleşmede yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçimini yasaklayan hüküm bulunmasına rağmen eski üye tekrar seçilmiş veya esas sözleşmede yönetim kurulu üyeliği için yaş ve meslek gibi niteliklerine sahip olma şartı bulunmasına rağmen bu şartları taşımayan kişiler yönetim kuruluna seçilmişse bu kararların iptali talep edilebilecektir. Ancak önemle vurgulamak gerekir ki esas sözleşme ile kararlaştırılan nisaba uygun alınmayan kararın kanuni nisabı oluşturup oluşturmadığı da önemli bir husustur. Zira, alınan karar kanuni nisabı karşılıyorsa esas sözleşmeye aykırılık nedeniyle iptal edilebilir olacak ancak kanuni nisabı da karşılamıyorsa kararın "hükümsüz" olduğu sonucuna varılacaktır. Yargıtay'ın değerlendirmesi de bu yöndedir2.
iii. Dürüstlük Kuralına Aykırılık
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi ile düzenlenen dürüstlük kuralına ve dolayısıyla hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı davranıldığı hallerde de alınan genel kurul kararının iptali talep edilebilecektir. Pulaşlı ve Çamoğlu; genel kurul kararlarının kanun ve esas sözleşme hükümlerine görünüşte uygun olmasının yeterli olmadığını, çoğunluk yetkilerini kötüye kullanarak azlığın ve münferit ortakların menfaatlerini ihlal ettiğinde alınan kararın dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptalinin gerektiğini açıklamaktadır3. Örneğin, şirketin sermayesinin artırılması gerekmediği halde yalnızca yeterli ekonomik gücü bulunmayan pay sahiplerinin şirketteki pay oranlarının düşürülmesi amacıyla alınan sermaye artırım kararının iptali talep edilebilecektir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davalı şirketin sermaye artışı yapmasının bir gereklilik olduğunu ancak bu daha az miktarla da yapılabilecekken 250 kat artırılmasının davacının çıkarlarını zedeleyeceği ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar veren ilk derece mahkemesi kararını onamıştır4. Bir başka örnek olarak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, her zaman kar eden bir anonim şirkette karın dağıtılmamasının dürüstlük kuralına aykırılık ile iptali kabil olduğuna hükmetmiştir5. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bir başka kararında6, anonim ortaklıkta pay devrini kısıtlayan genel kurul kararının, Türk Medeni Kanunu'nun 2.maddesindeki dürüstlüğe (objektif iyi niyete) aykırı olduğundan iptalinin gerektiğine hükmetmiştir.
iv. İptal davası açma şartları
Genel kurul kararının iptalini talep edebilecek kişiler TTK madde 446 ile düzenlenmiştir. Genel kurul toplantısında hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri iptal davası açabilir. Olumsuz oy kullanmayıp sadece kararlara karşı çıkan veya çekimser kalan pay sahipleri iptal davası açamazlar. Muhalefet şerhinin toplantı tutanağına yazılması yeterli olup bunun ayrıca pay sahibi tarafından imzalanması ve gerekçe gösterilmesi şart değildir. Bunun yanında, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına haksız olarak izin verilmediğini ve söz konusu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri de iptal davası açmaya yetkilidir. Buna ek olarak, yönetim kurulu ve alınan kararın yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri kararın iptalini talep edebilir. Örneğin, yönetim kurulu üyeleri ibra edilmemelerine ilişkin karara karşı iptal davası açabilecektir7.
v. Hak Düşürücü Süre
Anonim şirket genel kurul kararları aleyhine kararın alındığı tarihten itibaren üç ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde iptal davası açılabilecektir. Bu sürenin geçmesiyle birlikte iptal davası açma hakkı düşmektedir8.
vi. Tedbir ve Teminat
TTK madde 449 uyarınca, davacının kararlarının yürütülmesinin durdurulması konusunda tedbir talebi mahkemece kabul edilebilir ancak buna mukabil davalı şirket her zaman TTK madde 448 uyarınca, şirketin muhtemel zararlarına karşılık olarak davacıların takdiri mahkemede olan bir teminat yatırması talep edebilecektir. Ancak teminat tutarının, davacının dava hakkını engellemeyecek ölçü ve miktarda olması gerekmektedir9.
III. ETKİ PRENSİBİ
TTK'nın 446/b maddesinde sayılan kişiler tarafından açılan iptal davasında davacı, alınan kararın iptalinin gerektiren aykırılığın kararın alınmasında etkili olduğunu ispatla yükümlüdür. Dolayısıyla, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, kendisinin genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini iddia eden ortaklar, ayrıca genel kurul kararı ile aykırılık arasındaki etkiyi kanıtlamakla yükümlüdür. Aksi halde karar kanuna aykırı olsa dahi iptal talebi reddedilecektir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin bu doğrultuda kararı bulunmaktadır10. Önemle belirtmek isteriz ki, Yargıtay, doktrinde yer alan bazı görüşlerin11 aksine etki prensibini, hukuka aykırı kararın alındığı genel kurulda yeter sayılara etkisi olarak uygulamakta ve bu yönde kararlar vermektedir12. Yargıtay bir başka kararında13, genel kurul toplantısına yetkili olmayan kişilerin katılması ve oy kullanmaları halinde, pay sahiplerinin kararlarının iptalini mahkemeden talep edebileceğini ancak bu kimselerin kullandıkları oyların alınan karara etkisi yoksa, genel kurul kararının iptal edilmeyeceğini kabul etmiştir.
IV. SONUÇ
Genel kurul kararlarının iptaline yönelik davaların önünün alınması, şirketlerin hukuki süreçlerle uğraşma oranını düşürerek daha verimli bir yönetim sağlar. Özellikle aile şirketlerinde gerekli usul ve esaslar göz önüne alınmadan yapılan genel kurul toplantıları hem şirket hem de pay sahipleri için hak kaybına ve zarara neden olabilmektedir. Genel kurul toplantılarının yukarıda da örnekleri verilen ayrılıklar önlenerek usul ve yasaya uygun olarak yürütülmesi ve objektif şekilde yönetilmesi şirket aleyhine iptal davası açılmasına engel olacaktır.
Footnotes
1. PULAŞLI H., Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt II, Adalet Yayıncılık, 3. Baskı, Ankara, 2018, s. 1056.
2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 24.09.1993 tarihli E. 5419/K.5826, Pulaşlı, s. 1060, dn.620.
3. PULAŞLI s. 1063; ÇAMOĞLU (Poroy/Tekinalp), Ortaklıklar I, Vedat Kitapçılık, 15. Bası, İstanbul, 2021, s. 603.
4. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/10814 E. 2016/5122 K. sayılı ve 05.05.2026 tarihli karar.
5. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 1977/4496 E. 1977/2168 K. sayılı ve 03.07.1977 tarihli karar, ERİŞ G. Anonim Şirketler Hukuku, Ankara, 1995, s. 789.
6. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 28.12.1992, E.5506/K.11720, Pulaşlı s.1063.dn.628.
7. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2014/8177 E. 2014/15155 K. sayılı ve 02.10.2014 tarihli karar.
8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2021/8751 E. 2023/3091 K. sayılı ve 18.05.2023 tarihli karar; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/8744 E. 2016/3486 K. sayılı ve 30.03.2026 tarihli kararı.
9. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.4.1983, E.1401/K.2033, Pulaşlı s. 1111, dn.750.
10. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2016/5136 E. 2017/4389 K. sayılı ve 14.09.2017 tarihli karar.
11. MOROĞLU E., Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.239.)
12. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/7643 E. 2016/3843 K. sayılı ve 07.04.2016 tarihli karar.
13. TD. 13.12.1973, E.73/75, K.73/487 (Batider, 9173, C.VII, Sa.1, s. 188 vd.), Pulaşlı, s.1089, dn.694.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.