Sermaye Artırımı Nedir?
Sermaye (kapital), değer üretmesi beklenen yatırımların ilkidir. Öyle ki takip eden yatırımlar onun üzerine inşa edilir ve sermayesi yani temeli kuvvetli olan şirket, kârlılığını daha emin adımlarla artırmaya devam eder. Anonim şirketlerde sermaye artırımı iç kaynaklardan ve dış kaynaklardan sermaye artırımı veya diğer bir deyişle bedelsiz sermaye artırımı ve bedelli sermaye artırımı olarak ikiye ayrılır. Bedelli sermaye artırımında ortaklar veya diğer yatırımcılar yeni çıkarılan şirket hisselerini satın alarak şirkete ortak olurlar. Bedelsiz sermaye artırımında ise şirket; kâr payı, yedek akçe vb. iç kaynaklar ile sermaye artırımına gider ve ortaklık yapısı değişmez. Bu yazıda sermaye artırımı nasıl yapılır sorusu cevaplanacak ve sermaye artırımının sınırlamaları ve sermaye artırımına karşı ortakların başvurabileceği hukuki yollar incelenecektir.
Anonim Şirketlerde Sermaye Artırımı Nasıl Yapılır?
Anonim şirketlerde sermaye artırımı nasıl yapılır sorusuna mevzuatta verilen bir cevap yoktur. Anonim şirket sermaye artırımı yargı kararları ve öğretide belirlenen sebepler ile yapılabilecektir. Yani belirli sınırlar içerisinde kalmak şartıyla, çeşitli amaçlar doğrultusunda sermaye artırılabilmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 06.03.2007 karar tarihli, 2005/ 14045 Esas ve 2007/4032 Karar nolu kararda "Anonim şirket sermayesi çeşitli amaç ve nedenlerle değiştirilebilir. Önemli olan husus sermaye artırımının, şirketin sermaye ihtiyacından çok pay sahiplerini zarara uğratmak ve onların şirketteki kar, tasfiye payı ve oranlarını azaltmak maksadıyla yapılıp, yapılmadığıdır." denilerek konu somutlaştırılmıştır.
Anonim şirketlerde sermaye artırımı sebeplerinin bazıları şöyle sıralanabilir:
- Yeni mali kaynak sağlanarak öz sermayenin güçlendirilmesi,
- Şirket tarafından yapılması planlanan yatırımlar (teknolojik atılımlar, şirket devralma) için gereken anonim şirket sermayesi ihtiyacının karşılanması,
- Borç ödemede acizlik durumunun ortadan kaldırılması,
- Artırılmış anonim şirket sermayesi ile şirketin sağlam mali yapıya kavuşması,
- Zararla kaybedilen sermayenin tamamlanması,
- Ortaklığın itibarını yükseltme,
- Ortaklık gelişiminin sağlıklı yürütülmesi,
- Projelerin gerçekleştirilmesi,
- Kredi kaynaklarının daralması veya kredinin çok pahalı hale gelmesi.
Sermaye Artırımının Sınırlamaları
Payların nakdî bedelleri tamamen ödenmediği sürece kural olarak sermaye artırılamaz. Bunun istisnasını iç kaynaklardan yapılan artırım oluşturur. Öte yandan sermayeye oranla önemli sayılmayan tutarların ödenmemiş olması anonim şirketlerde sermaye artırımı yapılmasını engellemez ve bu tutarın belirlenmesinde yargı kararları yol göstericidir.
Anonim şirketlerde sermaye artırımı konusunda çerçeveyi dürüstlük kuralı, hakların en az zarar verecek şekilde kullanılması ve eşit işlem ilkesi gibi hukukun genel ilkeleri belirler. Dürüstlük kuralı, hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesinde makul ve dürüst olmayı, eşit işlem ilkesi ise pay sahiplerinin eşit şartlarda eşit işlemlere tabi tutulmaları anlamına gelir. Çoğunluk pay sahiplerinin ortaklığın yarar ve çıkarları yerine kendi özel çıkarlarını ön planda tutarak karara bağladıkları anonim şirketlerde sermaye artırımı kararları hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilir. Örneğin, bir kısım pay sahibine ayrıcalık tanıyan sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararları eşit işlem ilkesine aykırı olacaktır.
Anonim şirketlerde sermaye artırımı konusunda en önemli sınırlamalar aşağıdaki yargı kararları ile şu şekilde belirlenmiştir:
- Ortaklığın çıkarları yerine oy çokluğunu elinde bulunduran pay sahiplerinin çıkarlarını korumak maksadıyla yapılıp yapılmadığı (YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 1996/ 6988 Karar: 1996 / 7163 Karar Tarihi: 22.10.1996),
- Anonim şirketlerde sermaye artırımı hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığı (YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 1996/ 6988 Karar: 1996 / 7163 Karar Tarihi: 22.10.1996),
- Pay sahiplerini zarara uğratmak ve onların ortaklıktaki kâr, tasfiye payı ve oy oranlarını azaltmak amacıyla yapılıp yapılmadığı (YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 1996/ 6988 Karar: 1996 / 7163 Karar Tarihi: 22.10.1996),
- Şirketin içinde bulunduğu durum, teşvik uygulaması ve imkânlarından yararlanması için bunun bir zorunluluk olup olmadığı (YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 1996/ 6988 Karar: 1996 / 7163 Karar Tarihi: 22.10.1996),
- Ortaklığın çıkarları veya ihtiyacının zorunlu kılmamasına karşın sermaye artırım kararı ile bir kısım paydaşların rüçhan haklarının bir kısım paydaşlar yararına dolaylı veya doğrudan sınırlanıp sınırlanmadığı ( YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2003/ 13782 Karar: 2004 / 10454 Karar Tarihi: 28.10.2004)
- Esas sermaye artırımı kararlarının dürüstlük kurallarına uygunluğu.
Sermaye Artırımı Kararına Karşı Ne Yapılabilir?
Dava yolu
Genel kurulun sermaye artırım kararı ile paydaşlar arasında var olan hak ve çıkar dengesinin bozulmasına yol açan sermaye artırım kararlarına karşı pay sahipleri dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptal davası açabilirler. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas: 2003/ 13782 Karar: 2004 / 10454 Karar Tarihi: 28.10.2004 bilgilerini haiz kararda şöyle denilir:
"Genel kurulun sermaye artırım kararı ile
paydaşlar arasında var olan hak ve çıkar
dengesinin bozulması, rüçhan hakkının,
yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına
aykırı olarak kısıtlanması sonucunu
doğurması halinde rüçhan hakkının
kullanma olanağının
tanınmadığını veya bu hakkın
başkasına kullandırıldığını
iddia eden pay sahipleri ilgili genel kurul kararının
iptalini dava edebilir."
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas: 2003/ 13782 Karar: 2004 /
10454 Karar Tarihi: 28.10.2004
Bu durum Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'nun 445. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
MADDE 445- (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.
Dolayısıyla sermaye artırımı kararı alınan genel kurul kararına karşı hak ve çıkar dengesinin bozulması ve rüçhan hakkının dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kısıtlanmasına karşı üç ay içinde dava açılabilir.
Fakat bazı pay sahiplerinin sermaye artırımına katılmamaları nedeniyle pay ve kâr oranlarının düşmesi salt bu sebeple kararın dürüstlük kuralına aykırı olması sonucunu doğurmaz. Nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, Esas: 1988/ 4113 Karar: 1988 / 7656 Karar Tarihi: 13.12.1988 bilgilerini haiz kararda bu durumu şu şekilde açıklamıştır:
"Sermaye artırımına iştirak edebilecek
paydaşların maddi imkânları bulunduğu
takdirde sermaye artırımına iştirak etmelerine
bir engel bulunmamasına, iştirak etmeleri halinde bir
zararlarının söz konusu olmamasına, sermaye
artırımının davacıları zarar
uğratmak amacı güttüğünün de
kanıtlanamamış bulunmasına, sermaye
artırımına iştirak edememeleri nedeniyle
böyle ortakların pay ve kar oranlarının
düşmesinin tek başına objektif iyiniyet
kurallarına aykırı olduğunun kabulüne
imkân vermemesine binaen, davanın reddine karar vermek
gerekir."
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, Esas: 1988/ 4113 Karar: 1988 /
7656 Karar Tarihi: 13.12.1988
Aynı konu Türk Ticaret Kanunu'nun 456. Maddesinde de düzenlenmiş olup TTK 456/4'ün göndermesiyle TTK 353 bağlamında sermaye artırımı kararının yokluğunun tespitine ilişkin üç aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabilir.
İhtiyati tedbir yolu
Anonim şirketlerde sermaye artırımı kararına karşı yapılabilecek bir diğer hamle ise ihtiyati tedbir kararı aldırmaktır. İhtiyati tedbir kararı dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra alınabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ("HMK") 390. maddesine göre ihtiyati tedbir talep eden tedbirin sebepleri ve haklılığı konusunda kesin delil sunamasa da buna yakın deliller sunmalıdır.
MADDE 390- (1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan
önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan
mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak
asıl davanın görüldüğü
mahkemeden talep edilir.(2) Talep edenin haklarının
derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde,
hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar
verebilir.
(3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde
dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve
türünü açıkça belirtmek ve
davanın esası yönünden kendisinin
haklılığını yaklaşık olarak
ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir alınması için HMK'nın 389. maddesinde birtakım şartlar öngörülmüştür. Bunlar;
- Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkânsız hâle gelmesi
- Gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı endişesi
Bu şartların varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi ile davacı, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının durdurulmasını talep edebilecektir.
Sonuç
Sonuç olarak anonim şirketlerde sermaye artırımı hiçbir kısıtlamaya bağlı olmadan yapılamamaktadır. Bunun çerçevesini iyi niyet ve dürüstlük kuralı oluşturmaktadır. Dolayısıyla diğer ortakları zarara uğratmak amacıyla yapılan sermaye artışlarına karşı hak sahipleri hukuki yollara başvurabilecektir. Sermaye artırımı oldukça karışık olabilecek bir süreçtir ve bu durumda hukuki adımların çok dikkatli atılması gerekir. Aksi takdirde fırsatlar kaçabilecek ve zaman ve emek kaybı meydana gelebilecektir. O yüzden alanında uzman bir şirketler hukuku avukatı ile birlikte çalışmanız önerilir.
Originally published 05 Temmuz 2023
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.