Teknoloji hayatimizdaki her alanda daha fazla yer almaya hizla devam ederken hukukun bu degisim ve gelisimlerin gerisinde kalmamasi gerekmektedir. Hukuk sadece insan iliskilerini degil ayni zamanda hayatin gereklerini de düzenlemeli ve bu durumda hizli bir adaptasyon süreci içinde yer almalidir. Tüm paydaslar bunu saglamak için gelismeleri yakindan takip etmeli ve proaktif bir yaklasimla yalnizca bugünü düsünerek degil holistik bir bakis açisiyla yarina da hazirlanmalidirlar. Yapay zekanin, günümüzde bu ihtiyaçtan dogan ve hala tartismalara konu olan hukuki konumu noktasinda birçok fikir öne sürülmektedir. Ögretide yapay zekalarin esya olarak kabul edilebilecegi, köle statüsünde olmasi gerektigi, yapay zekalara tüzel kisilik verilebilecegi ya da Avrupa Parlamentosu'nun sundugu raporda geçen "elektronik kisilik" gibi öneriler ön plana çikmaktadir.

Hukukta Kisilik Kavrami Nasil Tanimlanmistir?

Yukarida bahsedilen alanlarda yapilan kisilik tanimlari insandan bagimsiz degildir. Ne var ki hukuk, kisiligi insanin kendisinden ve dogadan bagimsiz degerlendirmektedir. Kimin ya da neyin kisi olarak sayilacagi hukuk düzeni tarafindan belirlenir ve yalnizca belirlenen bu kisiler hak ve sorumluluk sahibi olabilir. Roma Hukuku'na baktigimiz zaman insanlarin hukuki kisilikleri günümüzden çok daha dar anlamda düzenlenmistir. Hak ehliyetine sahip olabilmek için üç sart vardi: Özgür olmak, yurttas olmak, baba egemenligi altinda bulunmamak. Roma'da özgür olan insanlar ya özgürlüklerine dogustan sahip olanlar ya da azat edilen kölelerden olusmaktaydi. Köleler insan olmalarina ragmen hukuken kisi degil esya statüsünde sayilmakta ve bu nedenle alinip satilabilir, üzerlerinde tasarrufta bulunabilir obje olarak kabul edilmekteydi. Yurttaslik kavrami ise Roma vatandasi bir anne ve babanin ius civile'ye uygun olan evlilik birligi içinde dünyaya gelmis kisileri kapsamaktaydi. Son kriter olarak kisinin babasinin egemenligi altinda olmamasi gerekmekteydi. Roma Hukuku'na göre aile içinde yalnizca pater familias (aile babasi) hak ehliyetine sahipti ve aile üzerinde genis yetkileri bulunmaktaydi. Kadinlar ve çocuklar sadece özel hukuku ilgilendiren konularda kisitli haklara sahip kabul edilirdi.

Güncel hukuk açisindan iki tür kisiden söz etmek mümkündür: gerçek kisi ve tüzel kisi. Gerçek kisiler Medeni Hukuk'a göre sag ve tam dogmak kosuluyla ana rahmine düsüldügü anda hak ehliyeti kazanirlar ve sadece insanlar bu kapsamda degerlendirilir. Tüzel kisiler ise belirli bir amaca özgülenmis bir mal veya insan toplulugunun hak ve sorumluluklara sahip olabilmesi için hukuk kurallari çerçevesinde belirlenmis çerçeveye uymalidir. Yani hukuk bu gruplar için bir kisilik tanimi olusturmustur. Bu nedenle kisi sayilmanin dogaya bagli olmadigi, herhangi bir hayvan ya da esyaya da salt seklî kavram olma yönünden kisilik taninabilecegi söylenebilir.1 Buna göre yapay zekâlar için de hukuk seklî bir kisilik taniyabilecektir. Ancak hukuken kisiligi haiz olabilmek için seklî gerekliliklerin kapsanmasi yetmemektedir. Hukuk bir kisinin sorumluluklarini yerine getirebilmesi için fiil ehliyetinin de bulunmasini sart kosmustur ve fiil ehliyetine sahip olabilmek için kisitli olmamak, ayirt etme gücüne sahip olmak ve ergin olmak gerekmektedir. Yani ayirt etme gücü bulunmayan bir kisiye ya da canliya fiil ehliyeti verilemeyecek, dolayisiyla yaptiklari için bir sorumluluk dogmayacaktir.

Doktrinde Yapay Zekânin Hukuki Statüsü Yaklasimlari

Yapay zekanin hukuki statüsü için farkli yaklasimlar mevcuttur. Bu yaklasimlarin günümüzdeki ve gelecekteki ihtiyaçlara ne kadar cevap verdigi tartismali olsa da pozitif hukukta somut bir adim bulunmadigi için tüm görüslerin degerlendirilmesi önemlidir.

Ortaya atilan ilk görüs olan esya yaklasimina göre yapay zekalar sadece ilgili hakkin konusu olabilmektedir, yani bir hak süjesi degil ancak hakkin objesi olabilmektedirler. Fakat yapay zekâ teknolojisiyle çalisan makineleri diger makinelerle ayni statüye koymak hak ve sorumluluk açiklamalari yapmak için yetersiz kalmaktadir. Zira yapay zekâlari basit mekanik araçlar olarak görmek isabetli degildir. Bugün karsilastigimiz yapay zekâ türleri bir insandan çok daha hizli bir biçimde ögrenme, çevreye asla öngörülemeyecek bir biçimde adapte olma ve böylece kendi yaraticilarinin dahi öngöremeyecegi zararlar verme potansiyeline sahiptir.2

Köle görüsünü savunanlar yapay zekalarin basit makineler olmadigini kabul etmekte ancak esya yaklasimindan da çok uzaklasamamaktadir. Aradaki tek farkin bu kabul olmasi ve kölelik sisteminin modern hukuk anlayisindan çikarilmasi nedeniyle bu görüsün de temellendirilemedigi söylenebilir.

Tüzel kisilik görüsü ise esya ve köle görüslerini reddetmekte, yapay zekânin niteligi geregi kisi olarak degerlendirilmesinin isabetli olacagini ancak "epistemolojik ve ontolojik sebeplerle" gerçek kisi olarak degil ve fakat tüzel kisi niteliginde degerlendirilmesinin akla daha yatkin olacagini ileri sürmektedir.3 Diger iki yaklasim göz önünde bulunduruldugunda tüzel kisilik görüsünün daha isabetli oldugu söylenebilir. Ancak tüzel kisilerin maddi hukuk baglaminda ortak bir amaca özgülenmesi degerlendirildiginde çesitli sorunlar ortaya çikmaktadir. Öncelikle otonom karar verme mekanizmasina sahip olan yapay zekalar gündeme geldiginde, yapay zekanin eylemlerinin ya da verdigi kararlarin yaraticisiyla ortaklasmasi her zaman mümkün olmayabilir. Özellikle belirli bir bilinç seviyesine ulasmis yapay zekalarin harmanladigi bilgiler dogrultusunda yapilma amaçlari disinda da hareket edebilmeleri muhtemel bir senaryo olarak karsimiza çikmaktadir. Ayrica tüzel kisilerin temsiliyeti noktasi düsünüldügünde yapay zekayi kimin temsil edecegi problemi de ortaya çikacaktir, zira herhangi bir zarardan yapay zekanin sorumlulugunun dogmasi baglaminda özellestirilmis bir düzenlemenin yapilmasi hukuken daha tutarli olacaktir.

Ocak 2017'de yayimlanan Avrupa Parlamentosu Hukuk Isleri Komisyonu Robotik Tavsiye Raporu'nda ("Rapor") yukaridaki bahsedilen tartismalari önlemeye yönelik yeni bir kisilik tanimi önerilmistir: Elektronik kisilik. Buna göre yapay zeka için özel bir hukuki statü yaratilarak düzenlemelerin bu çerçevede yapilmasi gerekliligi vurgulanmistir.

Bir baska öneri olarak yapay zekalara yönelik tamamen yeni bir hukuki düzen kurulmasi gündeme gelebilir. Bu düzende yapay zekalar insana denk ya da es deger bir sekilde degerlendirilir ancak insanin tabi oldugu yasalar yerine yeni hukuki düzen çerçevesinde hareket edilir. Yapay zekanin insanlarin tabi oldugu normlara uydurulmasi yerine en bastan ve kapsayici bir sekilde düzenlenmesi daha yerlesik ve kalici bir çözüm olabilir. Zira yapay zekalar da tek tip degildir, yukarida bahsedildigi gibi farkli türleri vardir ve bu türlerin kapasiteleri de degisiklik göstermektedir. Örnegin sinirli hafiza kapasitesine sahip bir yapay zekanin sorumlulugu ile insansi bir robotun sorumluluklari noktasinda farklilik dogacaktir. Sinirli hafiza kapasitesine sahip yapay zekâ nasil programlandigina kati bir sekilde bagli iken yaptiklari nedeniyle dogan zarardan programlayicisinin ya da yöneticisinin sorumlu tutulmasi gündeme gelebilir. Fakat insansi bir robotun bagimsiz bir sekilde verdigi kararlardan programlayicisini/yöneticisini sorumlu tutmak mümkün olmali midir? Iki ayri hukuk düzenlemesinin varligi en basta yadirganacak olsa bile insansi robotlara dair konustugumuz gelecek senaryosunda, yeni bir türün ortaya çiktigini söylemek çok da yanlis olmayacaktir ve bu nedenle insan disi bilinçli varliklarin düzenlenmesi için çigir açici adimlar atmak gerekecektir.

Yapay Zekanin Kisiligine Iliskin Dünyada Uygulanan Hukuki Düzenlemeler Mevcut mu?

Kisiligin tanimi, yapay zekanin sahip oldugu niteliklere göre siniflandirilmasi ve bu nitelendirmelere paralel olarak yapay zekaya atfedilebilecek hukuki statülere iliskin genel bir çerçeve çizdikten sonra dünyada bu konuda yapilmis herhangi bir düzenleme olup olmadigina isik tutmak adina son dönemdeki gelismeleri incelemek faydali olacaktir.

Örnegin Avrupa Parlamentosu ("AP") 2017 yilinda hazirladigi tasari4 ile elektronik kisilik kavramini düzenlemistir. Her ne kadar somut bir uygulamasini görmesek de yapay zekanin hukuki kisiligine iliskin tartismalarin zenginlesmesi açisindan oldukça önemli bir adim olarak kabul edilebilir.

Tasarida, yapay zekanin uzun vadede insan entelektüel kapasitesini asma olasiligi oldugu kabul edilerek, yerlesik özerklige ve kendi kendine ögrenmeye sahip robotlar da dahil olmak üzere robot tasarimcilarina, üreticilerine ve operatörlerine yönelik olarak Asimov Yasalari'nin5 kabul edilmesi gerektigi belirtilmistir. Ilgili yasalarin muhatabinin robotlar olmamasinin sebebi olarak tasarida bu yasalarin makine koduna dönüstürülememesi gösterilmistir.

Ünlü bilimkurgu yazari Isaac Asimov tarafindan gelistirilen ve "Üç Robot Yasasi" olarak da bilinen Asimov Yasalari'ndan kisaca bahsetmek gerekirse, robotlarin mutlaka uymak zorunda olduklari temel kurallar olarak düzenlendigi söylenebilir. Buna göre;

  • Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
  • Bir robot, birinci kuralla çelismedigi sürece bir insanin emirlerine uymak zorundadir.
  • Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelismedigi sürece kendi varligini korumakla mükelleftir.

Bununla birlikte tasarida, uzun vadede robotlar için belirli bir yasal statü olusturmanin gerekliliginden bahsedilmis, bu sayede en azindan en karmasik otonom robotlarin neden olabilecekleri herhangi bir zarari gidermekten sorumlu elektronik kisi statüsüne sahip olarak kurulabilecegi ve robotlarin özerk kararlar verdigi veya üçüncü sahislarla bagimsiz olarak etkilesim kurdugu durumlarda elektronik kisilik hükümlerinin uygulama alani bulacagi düzenlenmistir. Ancak elektronik kisilik kavraminin sinirlari, sahip oldugu haklar ve borçlar noktasinda genis bir düzenleme söz konusu degildir.

Tasarinin yayinlanmasindan sonraki süreçte elektronik kisilik kavramina iliskin çekinceler ve itirazlar dile getirilmeye baslanmistir.6 Ayrica esas alinmasi gerektigi ileri sürülen Asimov Yasalari'nin barindirdigi ikilemler ve etik problemler bu konuda daha genis perspektiften bakilarak hazirlanan düzenlemelere duyulan ihtiyaci göstermistir.

2020 yilina gelindiginde ise Avrupa Parlamentosu tarafindan yayinlanan yeni tasarida7 robotlarin özerkligi, empati eksikligi ve doktor-hasta iliskisi üzerindeki etkileri konusunda güçlü etik, psikolojik ve yasal endiselerin varliginin alti çizilmistir ve AB düzeyinde özellikle veri koruma, sorumluluk, robotlar ile birlikte gelen ekonomi ve isgücüne yönelik yeni düzen noktasinda henüz tam olarak ele alinmamis oldugu belirtilmistir. Bununla birlikte 'özerklik' ancak tamamen insana atfedilebilir bir kavram olarak tasarida karsimiza çikmaktadir. Tasarida açikça mevcut yasal çerçevede yapilmasi gereken herhangi bir degisikligin Yapay Zekâ sistemlerinin ne tüzel kisilige ne de insan vicdanina sahip olmadigi ve tek görevlerinin insanliga hizmet etmek oldugu açikligi ile baslamasi gerektigi belirtilmistir. Bu noktada Avrupa Parlamentosu'nun Yapay Zekâ'nin hukuki statüsüne iliskin yaptigi degerlendirmelerde yillar içinde konumunu degistirdigi söylenebilir.

Avrupa Birligi'nde kisilik ve sorumluluk kavramlarina iliskin etik, hukuki ve psikolojik tartismalar sürerken Birlesik Arap Emirlikleri'nde ise 2017 yilinda "Sophia" isimli robota vatandaslik verilerek dünyada bir ilke imza atilmistir. Bu gelisme pek çok hukuki tartismayi da beraberinde getirmistir.

Birlesik Arap Emirlikleri'nde vatandaslik statüsü dogum veya evlilik yolu ile gerçek kisiler tarafindan kazanilabilmektedir. Bu bakimdan Sophia'nin vatandaslik kazanmasi hukuki dayanaktan yoksun bir islem olarak karsimiza çikiyor. Ayrica BAE vatandasi bir kadin olarak Sophia'nin sahip olacagi haklar ve sorumluluklar da Yapay Zeka'nin hukuki kisiligi bakimindan yapilabilecek tartismalar noktasinda genis bir yelpaze sunuyor. Mevcut durum Birlesik Arap Emirlikleri'nde insan ve yapay zekâ sahibi robotun hukuki kisilik bakimindan esdeger oldugu kabulü ile hareket etmemiz gerektigini ortaya koymaktadir.

Japonya'nin da yapay zekanin hukuki kisiligi konusundaki tutumunun Birlesik Arap Emirlikleri ile benzerlik gösterdigini söylemek mümkün. Yine 2017 senesinde Shibuya Mirai isimli chat-bot'a özel bir düzenleme ile oturma izni verilmistir. Ilgili düzenleme girisimciler, yatirimcilar, bir konuda çalismak üzere Japonya'ya gelen yabanci uzmanlar, bilim adamlari, sporcular gibi belirli sayida kisiyi kapsamaktadir. Herhangi bir hukuki statü dahi atfedilmemis olan Shibuya Mirai'ye gerçek bir kisiymis ve düzenlemede sayilan özellikleri tasiyormusçasina oturma izni verilmis olmasi elbette ki mevcut hukuki düzenlemeler bakimindan geçersiz bir islem olarak kabul edilmelidir.8

Ne var ki teknoloji yarisinda ülkelerin kendini üst siralarda konumlandirma çabasi Japonya ve Birlesik Arap Emirlikleri'nde görüldügü üzere hukuki geçerliligi olmamasina ragmen yapilan islemlerle ilginç bir pazarlama stratejisi olarak kabul etmekten öteye geçemeyecegimiz durumlara sahne olmaktadir.

Çogu ülkede yapay zekaya iliskin uygulamadaki düzenlemeler otonom cihazlar, dronelar gibi halihazirda çesitli sektörlerde kullanilan araçlara yöneliktir. Mevcut düzenlemelerde yapay zekaya sahip araçlara iliskin nitelendirmeler yapilarak bu araçlar vasitasiyla gerçeklestirilen islemlerde sorumluluk üreticiye veya duruma göre kullaniciya birakilabilmektedir. Sorumluluk konusu basli basina ayri bir tartisma konusu teskil etmekle birlikte tüm yapay zeka tiplerinin hukuki nitelik bakimindan simdilik esya kategorisinde degerlendirildigini söyleyebiliriz.

Yapay Zekanin Hukuki Kisiliginin Taninmasi Beraberinde Neler Getirebilir?

Her ne kadar mevcut hukuki düzenlemeler düsünüldügünde yapay zekanin genis anlamda haklara ve borçlara ehil olmasi simdilik söz konusu gibi görünmese de çok da uzak olmayan bir gelecekte öz farkindaligi olan, entelektüel kapasitesi insana yakin veya esdeger olacak sekilde gelismis insansi robotlarin kisiliklerinden ve buna bagli olarak haklarindan bahsedebiliriz.

Bu noktada yapay zekaya atfedilen kisilik tipine göre haklarinin ve sorumluluklarinin kapsami da degisecektir. Daha da ileri gidecek olursak insansi robotlara insan haklari benzeri haklar taninmasina yönelik tartismalar da söz konusu olabilir.

Yapay zekanin kisilik tipine göre ortaya çikabilecek problemlerin basinda kisiligin hangi anda dogdugu meselesi yer alabilir. Örnegin insansi robotlara insana esdeger veya benzer bir kisilik atfedilmesi halinde yazilim ve donanimin bir araya getirilmesi yapay zekanin kisiliginin dogumu için yeterli ise kodlama, üretim ve montaj faaliyetlerinden sonra robotlarin ihracati ve dagitiminin uluslararasi satis sözlesmelerine konu olmasi mümkün olmayacaktir. Mevcut hukuk sisteminde bu faaliyetler yalnizca esya statüsündeki varliklara göre düzenlenmis ve kurallar bu kapsamda olusturulmustur. Ancak yapay zekaya bir kisilik türü atfedilmesi, ekonomik faaliyetleri kolaylastirici bir etki yaratmaktan çok süreçleri zora sokuyorsa çogu ülkenin kabul etmek istemeyecegi bir olgu olarak kalacaktir.

Bu sebeple ticari operasyonlari hukuk sisteminde köklü bir reforma gitmeye gerek kalmadan gerçeklestirebilmek adina yapay zekanin donanim ve yaziliminin sonradan bir araya getirilmek üzere ayri ayri sözlesmelere konu edilebilmesi gündeme gelecektir. Kisiligin baslangici olarak yazilimin tamamlandigi anin kabul edilmesi halinde ise ticaret hukukunda bu konu özelinde yepyeni bir düzenleme yapilmasi ihtiyaci dogacaktir.

Bununla birlikte insansi robotun kendi karar mekanizmasi ile hareket etmesi söz konusu olacagindan kendi üretim amacina aykiri olarak is görmeyi reddetmesi halinde bu durumun "ayipli mal" hükümleri kapsaminda degerlendirilip degerlendirilemeyecegi de belirlenen kisiligin sinirlarina göre farklilik gösterecektir. Tüketicinin böyle bir robotun yenisi ile degistirilmesi hakkini kullanmasi halinde is görmeyi reddeden robotun akibetinin ne olacagi sorusu akla gelecektir. Robotun kapatilmasi adeta efendisine isyan eden kölenin öldürülmesine esdeger bir uygulama olacagindan etik açidan oldukça problemli bir durumun karsimiza çikmasi söz konusu olabilir.

Insansi robotun kendi varliginin devamina karar verip veremeyecegi önemli bir tartisma konusudur. Bahsettigimiz sekilde üretim amacina aykiri veya çevresine karsi tehlikeli sayilabilecek davranislarin söz konusu olmasi halinde insanlara ilgili robotu "kapatma hakki" verilmeli midir? Konuyu baska bir açidan ele alacak olursak insansi robotlara tipki günümüzde bazi ülkelerde tartismali olan ötenaziye benzer sekilde "kendi kendini kapatma hakki" verilmesi de söz konusu olabilir mi? Bu sorulara verilecek cevaplara göre kapatma isleminden maddi veya manevi zarar görenlerin duruma göre kullanicidan veya üreticiden tazminat talep etmesi de gündeme gelebilecek meselelerden biridir.

Bunlarla birlikte, insansi robotlara iliskin Birlesik Arap Emirlikleri'nde gördügümüz insana esdeger muamele robot-insan, robot-robot evlilikleri, seçme ve seçilme hakki, ifade özgürlügü, mülkiyet hakki, din ve inanç özgürlügü gibi temel insan haklarindan faydalanip faydalanamayacaklari konusunda siddetli tartismalarin fitilini atesleyebilir. Özellikle BAE gibi cinsiyet esitliginin dahi hukuki zeminde henüz saglanamadigi ülkelerde bu çapta haklarin öngörülmesi pek de sicak karsilanmayabilir.

Bu tip haklar öngörülecekse bile bunlarin sinirinin nerede baslayip bitecegine iliskin bir çalisma yapilmasi gerekecektir. Örnegin insansi robotlarin insanin düsünme, karar verme, hissetme kapasitesini asabilecegini simdiden öngörebiliyorsak bu durumda inanç bakimindan da insanlardan bir farklari kalmayacagini söylemek mümkün olabilir. Insanligin bir kesiminin kendisini yaratan ve kendisinden daha üstün bir gücün var olduguna dair inanci ve buna iliskin pratiklerini insansi robotlar açisindan düsündügümüzde insanligin yaratici olarak görülmesi ve insansi robotlarin bir din çatisi altinda buna yönelik ibadetler gerçeklestirmek istemesi halinde din ve vicdan özgürlügü bakimindan nasil bir hukuki durus sergilemek gerekir?

BAE ve Japonya'daki uygulamalar, bir bilim kurgu romanini andiran bu tip ihtimallere iliskin sorulara açik bir kapi birakmis oldu. Henüz bu gibi sorulari cevaplamak için çok erken olsa da hizla gelisen teknoloji karsisinda hukuki önlemlerin alinmasi gerektigi açiktir.

Footnotes

1. Çetin, Selin. «Yapay Zekâ ve Hukuk ile Ilgili Güncel Tartismalar.» Yapay Zeka Çaginda Hukuk (2019): 52-57. PDF. Erisim Tarihi: 10 Mayis 2021. (https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/docs/Yapay_Zeka_Caginda_Hukuk2019.pdf).

2. BAK,B. s. 217

3. Akkurt, Sinan Sami. «Yapay Zekanin Otonom Davranislarindan Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk.» Uyusmazlik Mahkemesi Dergisi 0.13 (2019): 39-59. PDF. (https://dergipark.org.tr/tr/pub/mdergi/issue/45986/581875).

4https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-8-2017-0051_EN.html

5https://en.wikipedia.org/wiki/Three_Laws_of_Robotics

6https://www.politico.eu/article/europe-divided-over-robot-ai-artificial-intelligence-personhood/

7https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2020-0276_EN.html

8https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2020-0276_EN.html

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.