İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasında iş akdinin feshinden sonraki dönemi kapsayan rekabet yasağı nedeniyle doğan her türlü uyuşmazlığın hangi mahkemede görüleceğine ilişkin görüş farklılığının giderilmesi amacıyla Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'ne başvurmuştur.
Uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu kesin nitelikli karar ve gerekçelerine baktığımızda ise;
- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin 2019/6 E. 2019/715 K. ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nin 2020/1715 E. 2020/387 K sayılı kararlarında "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun'da düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır..." hükmünün düzenlendiği ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanunda iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayrımı yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceği görüşü benimsenerek karar verilmiştir.
- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/300 E. 2020/877 K. ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2377 E. 2020/966 K. Sayılı kararlarında 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile TTK arasında üstünlüğün TTK'ya tanınması gerektiği ve TBK'NIN 44 vd. maddelerinde düzenlenen rekabet yasağı anlaşmasından doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu görüşü benimsenerek karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin uyuşmazlık konusunu incelemesi sonucunda; rekabet yasağına ilişkin TBK'nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen hükümler, doğrudan hizmet sözleşmesinin bir unsuru olarak görülemeyeceği aynı zamanda rekabet yasağının ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların iş ilişkisinden kaynaklandığı da kabul edilemeyeceği şeklinde görüş bildirmiştir. Bu kapsamda işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde olmadığı, sır saklama yükümlülüğünün kanundan kaynaklanan bir yükümlülük niteliğinde olduğu, bu yükümlülüğün serbest iradeye dayalı rekabet etmeme taahhüdünden hukuki karakteri itibariyle ayrışmakta olduğu ve farklı bölümlerde düzenlendiği ifade edilmiştir. Bu sebeple rekabet yasağının ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık olarak tanımlanmasının yerinde olmadığı şeklinde görüş bildirmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, TBK'nın 444-447 maddelerinden doğan rekabet yasağının ihlaline dair uyuşmazlıklara bakma görevinin Ticaret Mahkemelerine ait olduğuna karar verilmiştir.
Konu hakkında daha detaylı bilgi talep etmeniz halinde tarafımızla aşağıdaki irtibat numaraları üzerinden istediğiniz zaman iletişime geçebilirsiniz.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.