Boşanma davası süreci ve sonrasında, çocuğun anne, baba ve diğer aile üyeleriyle olan ilişkisi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (“TMK”) çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde düzenlenmektedir. Bu düzenlemeler, ebeveynler arasındaki kişisel ihtilaflardan bağımsız olarak, çocuğun duygusal bağlarının korunmasını ve sağlıklı gelişimini güvence altına almayı amaçlar. Bu bilgi notumuzda boşanma davasının kesinleşmesinin ardından velayeti kendinde bulunmayan tarafın çocukla kişisel ilişkisinin tekrar düzenlenmesi talebine ilişkin değerlendirmelerde bulunulacaktır.
During and after divorce proceedings, the child's relationship with their mother, father, and other family members is regulated by the Turkish Civil Code within the framework of the principle of the child's best interests. These regulations aim to protect the child's emotional bonds and ensure their healthy development, independent of any personal disputes between the parents. This information note will evaluate requests to rearrange personal relations with children by the party who does not have custody after the divorce case has been finalized.
- Velayet Nedir?
Velayet; çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsamaktadır. Anne ve babaya tanınan velâyet hakkı; çocuğun bakımı, korunması, temsili, eğitimi ve malvarlığının yönetimine ilişkin hususları kapsar. Ebeveynler, bu hak ve yetkilerini kullanırken çocuğun üstün yararını gözetmekle yükümlüdür. TMK m.336/1 uyarınca evlilik devam ettiği sürece anne ve baba reşit olmayan çocuk üzerindeki velayeti birlikte kullanırlar. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararıdır.
- Eşlerin Boşanması Halinde Velayet Durumu
Anne ya da babanın çocuğun velayetini kaybetmesine sebep olaylardan birisi, anne ve babanın boşanmasıdır. Bu durumda, her ne kadar ortak velayet mümkün olsa da, hem boşanma davası sürecinde geçici velayet hem de boşanma kararı ile birlikte velayet hakkı eşlerden birine bırakılacaktır. Boşanma sebebi velayetin hangi tarafa verileceği ile yakından ilgili değildir; önemli olan çocuğun üstün menfaatidir.
Hâkim, velâyetin hangi tarafa verileceği konusunda geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Bu kararı verirken çocuğun üstün yararını esas almak zorundadır. Üstün yararın tespitinde ise çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişiminin korunup desteklenmesi hedeflenmelidir. Boşanma davası devam ederken verilen geçici velayet kararı veya davanın neticesinde hükmedilen velayet kararı ile birlikte, velayetin kendisine bırakılmadığı eş ile çocuk arasındaki kişisel ilişki şartları da belirlenmelidir.
Uygulamada, velâyet hakkı kendisine tanınmayan taraf ile çocuk arasındaki kişisel ilişki süresi belirlenirken; çocuğun yaşı, tarafın yaşam koşulları, boşanma sebebinin çocuğu da ilgilendiren bir olaya dayanıp dayanmadığı gibi unsurlar göz önünde bulundurulmaktadır.
- Velayete İlişkin Kararın Değiştirilmesi
Yargıtay'ın yerleşik görüşü ve TMK'nın ilgili hükümleri uyarınca, velâyetin kamu düzeni ile ilgili olması ve çocuğun üstün yararının dikkate alınması gerektiğinden, velâyete ilişkin düzenlemenin değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilebilecektir. TMK madde 183'te velâyete ilişkin düzenlemenin değiştirilmesini gerektirecek olgulardan bazıları sayılmıştır. TMK madde 348'de ise velâyetin kaldırılması düzenlenmiştir. Velayet değiştirilebileceği gibi velayet kendisinde olmayan tarafın çocuk ile kişisel ilişkisi de değişen koşullara göre tekrar düzenlenebilir.
Çocuk ile velâyet hakkı verilmeyen eş arasındaki kişisel ilişkiye dair hüküm, zamanla mevcut koşullara uygunluğunu yitirebilir. Böyle bir durumda taraflar, aile mahkemesine başvurarak kişisel ilişkinin şartlarının değiştirilmesini her zaman talep edebilir. Bu yolla, küçük yaşından ötürü çocuğuyla sınırlı görüşebilen baba/anne, çocuğun büyümesiyle açacağı dava sayesinde daha sık görüşme imkânına sahip olabilir. Bu davaya kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası denir ve velayeti kendisinde bulunduran tarafa karşı aile mahkemesinde açılır. Dava dilekçesinde, davacı ebeveyn, çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini neden istediğini açıkça belirtir. Davalı ebeveyn de, davanın reddini veya kişisel ilişkinin farklı şekilde düzenlenmesini talep edebilir.
- Mahkemelerin Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Davası'na Yaklaşımı
Kanuni dayanağını Türk Medeni Kanunu m.182/1 ve 323'den alan kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasında; mahkemeler çocuğun menfaatini ön planda tutmaktadır. Çocuğun özellikle sağlık, eğitim, ahlak bakımından yararları, tarafların yerleşim yerlerinin birbirine olan uzaklığı ve ziyaretin olması gereken süre ile periyotları mahkemelerce ilgili kararı vermesi süresince göz önünde tutulur. Çocuğun üstün tutulması ilkesi aynı zamanda çocuğun tercihlerini de dikkate almayı gerektirir. Çocuğun yaşı ve olgunluk düzeyine bağlı olarak, mahkeme çocuğun görüşlerini dinleyebilir ve bu görüşleri kararlarında dikkate alabilir. Çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesini mahkemeden talep eden taraf yapılacak düzenlemenin çocuğun menfaatine olacağını ispat ettikçe lehine yönde düzenleme yapılması daha yüksek ihtimaldir. Çocuğun üçüncü kişilerle olan ilişkisi düzenlenirken de mahkeme tarafından aynı hususlara dikkat edilmektedir.
- Görevli ve Yetkili Mahkeme
Çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleri'dir. Taraflardan biri kişisel ilişki kurulması talebini boşanma veya velayet davasında talep ediyorsa yetkili mahkeme boşanma veya velayet davasının görüldüğü Aile Mahkemesi yetkili mahkemedir.
Bağımsız olarak kişisel ilişki tesisi amacı ile dava açılıyorsa bu durumda çocuğun yerleşim yeri Aile Mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır.
SONUÇ
- Velayet, çocuğun bakım, eğitim ve korunmasıyla ilgili olup evlilik süresince anne ve baba tarafından birlikte kullanılır, boşanma durumunda ise çocuğun üstün yararı gözetilerek hâkim tarafından eşlerden birine verilir.
- Velayet kararı ve çocukla kişisel ilişki düzenlemeleri, zamanla değişen koşullara göre aile mahkemesi aracılığıyla yeniden değerlendirilebilir.
- Bu kapsamda, velayet kendisine verilmeyen ebeveyn, çocukla daha uygun şartlarda görüşebilmek için kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep edebilir.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.