Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi'nin verileri, özel sektörün yurt disindan sagladigi kredi borcunun ve ticari krediler hariç olmak üzere kisa vadeli kredi borcunun, ekonomik açidan tedirginlik olusturacak seviyeye ulasmis oldugunu göstermektedir.

Ekonomik dalgalanmalar ve takip eden pandemi sebebiyle sirketlerin finansman ihtiyaçlari her geçen gün daha da çok artmaktadir. Sirketler, bu finansman ihtiyaçlarini karsilayabilmek, atil kaynaklarini degerlendirebilmek ve varsa fonlarini etkin yönetebilmek için sermaye artirimina ihtiyaç duyabilmektedir. Ancak bunun ekonomik kosullar nedeni ile mümkün olmadigi durumlarda sirketler, mevzuatta öngörülen sartlarin karsilanmasi kosulu ile grup içinde kullandirilan krediler sayesinde geçici olarak finansman ihtiyaçlarini giderebilir.

Döviz cinsinden kredi kullanimi konusundaki düzenlemeler esasen Türk Parasi Kiymetini Koruma Hakkinda 32 Sayili Karar ("Karar") ile yürürlüge girmistir. Uygulamaya iliskin usul ve esaslar ise Türk Parasi Kiymetini Koruma Hakkinda 32 Sayili Karara Iliskin Teblig (Teblig No: 2008-32/34) ve bu teblige istinaden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi tarafindan yayimlanan 02.05.2018 tarihli Sermaye Hareketleri Genelgesi ("Genelge") çerçevesinde belirlenmistir.

Türkiye'de yerlesik sermaye sirketlerinin yurt disindan bankalar araciligiyla Türk lirasi cinsinden kredi kullanmalari serbest olmakla birlikte; bu sermaye sirketleri, ancak Karar'in 17. maddesinde yer alan esaslar çerçevesinde ve bankalar araciligiyla yurt disinda yerlesik kisilerden döviz kredisi temin edebilir.

Bu dogrultuda, özel sektör tarafindan kullanilan yurt disi kaynakli kredilerin artmasi ile birlikte 2018 yilinda Karar'da yapilan degisiklikle, yurt içinden ve yurt disindan döviz kredisi kullanimi için döviz geliri elde etme sarti getirilmistir. 2018 yilindan bu yana ise, ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak yeni düzenlemeler ile bu kural için öngörülen istisnalar genisletilmistir.

Nitekim, Genelge'nin 21/15-d. maddesi uyarinca, %100'ü Türkiye disinda yerlesik yabanci hissedarlara ait olan Türkiye'de kurulu tüzel kisiler, döviz geliri kriterlerinden muaf tutularak, disarida yerlesik yabanci sermayeli grup sirketlerinden döviz kredisi kullanabilecektir.

Diger yandan, yabanci sermaye oraninin %100'ün altinda oldugu sirketler ile yerli sermayeli sirketler açisindan döviz cinsinden kredi kullanilmasina iliskin muafiyetten yararlanmak mümkün görünmemektedir. Ancak Genelge'nin 38/2. maddesi uyarinca, islemin ayni holding bünyesinde veya grup içinde gerçeklestirilmesi, borçlandirmanin ve takibinin Türk lirasi cinsinden yapilmasi kaydiyla, borçlandirma islemlerine iliskin bedellerin döviz cinsinden karsiliginin firmanin yazili beyanina istinaden yurt içindeki ilgili hesaplara transfer edilmesi mümkündür.

Bu düzenleme, yurt içinde grup içinde dövizli kredi kullandirilabilecegi anlamina gelmemektedir. Bahsi geçen maddede yeni bir düzenlemeye yer verilmemekte, sadece grup içinde gerçeklesen Türk lirasi cinsinden kredi islemlerine iliskin ödemelerin döviz cinsinden gerçeklesebilecegine iliskin uygulamanin mevzuata yansitilmasi söz konusudur.

Yukaridaki açiklamalar dogrultusunda, finansman ihtiyaçlarini karsilamak isteyen ve ancak sermaye artirimina gitmeyen sirketler, bahsi geçen istisnalari karsilayip karsilamadiklarini degerlendirerek, sermaye artirimina geçici bir alternatif olarak grup içi kredi kullanimi yoluna gidebilmektedir. Ancak bu geçici finansman kaynaklarinin hukuki ve vergisel boyutlarinin önceden planlanmasi daha sonraki uyumsuzluklarin ve olasi yaptirimlarin önüne geçebilmek adina son derece önemlidir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.