ÖZET

06.02.2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ve Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“Kanun”)'un 15.07.2023 tarihli ve 32249 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanması ile yeniden güncellik kazanan ek motorlu taşıtlar vergisinin hukuka uygunluğu Anayasa Mahkemesi(“AYM”) nezdinde başvuruya konu edilmiştir. Makalemizde AYM kararları ve anayasal ilkeler çerçevesinde ek motorlu taşıtlar vergisi ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Anayasa Mahkemesi, Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi, Eşitlik İlkesi.

GİRİŞ

18.02.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu (“MTV Kanunu”)'nda düzenlenen motorlu taşıtlar vergisi, vergi sistematiği çerçevesinde servet üzerinden alınan dolaysız bir vergi olarak tasnif edilmektedir. Kanun'un Resmî Gazete'de yayımlanması ile motorlu taşıtlar vergisi mükellefleri için 2023 yılında tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi kadar ek motorlu taşıtlar vergisi yükümlülüğü ortaya çıkmıştır.

Makalemizin konusunu, söz konusu Kanun ile getirilen ek motorlu taşıtlar vergisinin AYM kararları ve Anayasal ilkeler perspektifinden değerlendirilmesi oluşturmaktadır.

I. HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ VE EŞİTLİK AÇISINDAN EK MTV

Bilindiği üzere hukuki güvenlik ilkesi bireylere uygulanacak kuralların belirli, kesin, net ve öngörülebilir olması ile bireylerin eylem ve işlemlerinde devlete güven duymalarını ifade etmektedir. Bireylerin İdare'nin keyfi uygulamalarına karşı en önemli güvencelerinden biri olan bu ilke, kişilerin eylem ve davranışlarının yaptırımlarını önceden öngörebilmesini ve eylem ve davranışlarını bunlara göre şekillendirmesine olanak tanır. Bu kapsamda önceden belirlenmiş, kesin ve net kurallar ile bireyler açısından öngörülebilirliğin sağlanarak devletin vergilendirme gücü karşısında bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması büyük önem arz eder.

Kanun ile öngörülen ek MTV'nin hâlihazırda araç sahibi olan ve Kanun'un yayımı tarihi ile 31.12.2023 tarihleri arasında ilk defa araç sahibi olacak vergi mükellefleri için öngörülemeyecek bir vergi yükü ortaya çıkardığı söylenebilir. Zira, Kanunun yayımlandığı tarihte hâlihazırda araç sahibi olanlar ile Kanun'un yayımı tarihi ile 31.12.2023 tarihleri arasında sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek araçların sahipleri Kanun ile ödeyecekleri MTV miktarının iki katı oranında vergi tahakkuku ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu husus, hukuk devleti olabilmenin temel unsurlarından olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

Öte yandan vergilendirmede eşitlik ilkesi vergi kanunları önünde şeklen eşit olan bireylerin, vergilendirme sürecinde fiili ve maddi durumlarındaki farklılıkların göz önünde bulundurulmasını gerektiren anayasal bir ilkedir.1 Bu ilke maddi gücü aynı oranların aynı, farklı olanların ise farklı oranlarda vergilendirilmesini öngörerek vergi adaletini sağlamaya yardımcı olur. Ayrıca devlet, eşitlik ilkesi kapsamında vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımını sağlama yükümlüğüne de sahiptir.

Kanun'un 1. maddesinin 5. fıkrasında Kanun'un yayımlandığı tarihte ilgili sicillere kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlara ilişkin ek motorlu taşıtlar vergisinin, birinci taksitinin Kanun'un yayımlandığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ikinci taksitinin ise 2023 yılının Kasım ayı sonuna kadar olmak üzere iki eşit taksitte ödeneceği, bu Kanun'un yayımı tarihi ile 31.12.2023 tarihleri arasında sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlara ilişkin ek motorlu taşıtlar vergisinin ise bu taşıtların motorlu taşıtlar vergisi ile birlikte peşin olarak ödeneceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda Kanun'un 1. maddesinin 5. fıkrası Kanun'un yayımı tarihi itibarıyla araç sahibi olanlar açısından taksitle ödeme imkânı öngörmüşken, Kanun'un yayımı tarihinden 31.12.2023 tarihi arasında araç sahibi olacak MTV mükelleflerine ödeme konusunda peşin ödeme esası getirmiştir. Bu kapsamda, her ne kadar devlet vergi tesis ederken belli gruplar açısından farklı düzenlemeler getirme hususunda takdir yetkisine sahip olsa da ek MTV hususunda bu durum Kanunu eşitlik ilkesi çerçevesinde tartışmaya açık hâle getirecektir.

II. AYM KARARLARI

Ek motorlu taşıtlar vergisi daha önce üç kez AYM incelemesine konu edilmiştir. Ek MTV, Anayasa Mahkemesi'nin 28.03.2001 tarih ve E.1999/51, K.2001/63 sayılı kararında Anayasa'ya aykırı bulunmazken; Anayasa Mahkemesi'nin 23.07.2003 tarih ve E.2003/48, K.2003/76 sayılı ve Anayasa Mahkemesi'nin 07.10.2003 tarih ve E.2003/73, K.2003/86 sayılı kararlarında Anayasa'ya aykırı bulunmuştur.

1. Anayasa Mahkemesi'nin 28.03.2001 tarih ve E.1999/51, K.2001/63 sayılı kararı

İlk olarak 26.11.1999 tarih ve 4481 sayılı 17.08.1999 ve 12.11.1999 Tarihlerinde Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“1999 sayılı Kanun”)'un 7. maddesinde düzenlenen Ek MTV Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi önünde iptal davasına konu olmuştur. Yüksek Mahkeme yaptığı incelemede, 1999 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde de belirtildiği gibi, deprem nedeniyle oluşan ekonomik kayıpların giderilmesi ve toplumsal dayanışmanın sağlanması gibi sosyal ve ekonomik koşulların zorunlu kıldığı nedenlerle, ek vergi getirilmesinde kamu yararının gözetildiğinin açık olduğunu kararında belirterek 1999 sayılı Kanun'un 7. maddesini Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırı olmadığı yönünde hüküm tesis etmiştir.

2. Anayasa Mahkemesi'nin 23.07.2003 tarih ve E.2003/48, K.2003/76 sayılı kararı

03.04.2003 tarihli ve 4837 sayılı Ekonomik İstikrarı Sağlamak İçin Ek Vergiler Alınması Hakkında Kanun (“4837 sayılı Kanun”)'un 1. maddesinde düzenlenen ek motorlu taşıtlar vergisi Anayasa'nın 2., 10., 11. ve 73. maddelerine aykırılığı iddiasıyla AYM nezdinde norm denetime konu edilmiştir. İptal davasına konu edilen maddeye aşağıda yer verilmiştir:

“MADDE 1.- 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 5 ve 6'ncı maddelerinde yer alan (I), (II), (III) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tâbi olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihte ilgili sicilde kayıtlı bulunan taşıtlar, bir defaya mahsus olmak üzere 2003 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar, ek motorlu taşıtlar vergisine tâbidir. 

Ek motorlu taşıtlar vergisi, bu Kanunun yayımı tarihinde tahakkuk etmiş ve tebliğ edilmiş sayılır.

Kanunun yayımı tarihinde 2003 yılı için adına motorlu taşıtlar vergisi tahakkuk etmiş olan gerçek ve tüzel kişilerden, bu taşıtlar dolayısıyla 2003 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi kadar ek motorlu taşıtlar vergisi alınır. Verginin birinci taksiti, bu Kanunun yayımını izleyen ayın sonuna kadar, ikinci taksiti ise 2003 yılının Ekim ayı sonuna kadar eşit taksitler halinde taşıtın kayıtlı olduğu yerin vergi dairesine ödenir.

Tahsil edilen vergiler üzerinden 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun ile 27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanuna göre mahallî idarelere pay verilmez.”

AYM tarafından işbu madde üzerinde yapılan inceleme kapsamında, Anayasa'nın 73. maddesi ile verginin malî güce göre alınması ve genelliği ilkeleriyle vergilendirmede eşitlik ve adaletin gerçekleşmesinin amaçlandığı; malî güç ilkesi doğrultusunda kişilerin sahip olduğu ekonomik değerin vergilendirmede göz önünde bulundurulması gerektiği, genellik ilkesi doğrultusunda kişiler arasında bir ayrıma gidilmeksizin herkesin vergi yüküne katılması gerektiği, eşitlik ilkesi doğrultusunda ise de malî gücü aynı olanların aynı, farklı olanların ise farklı oranda vergilendirmesi gerektiği açıklanmıştır.

AYM, yaptığı değerlendirmede MTV Kanunu uyarınca 2003 yılı için motorlu taşıtlar vergisinin Vergi Usul Kanunu'na göre yeniden değerleme oranı uygulanmak üzere zaten güncelleştirilerek alındığını belirtmiştir. Güncelleştirilen vergi miktarı üzerinden 2003 yılında ikinci kez ek vergi alınması yoluyla vergi yükünün motorlu taşıtlar vergisi mükellefleri aleyhine ağırlaştırıldığı ve gelir ve kurumlar vergisi gibi diğer vergi mükelleflerine de yansıtılmadığını kararında vurgulayan AYM bu durumun vergi yükünün dengeli, adil ve ölçülü dağılımını engellediğini belirterek kanun maddesini Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırı görerek ilgili kanun maddesini iptal etmiştir. 4837 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde ekonomik istikrarı sağlamak ve kamu borç stokunun azaltılması amacıyla yapıldığı açıklanmış olsa da AYM bu durumu olağanüstü koşulların zorunlu kıldığı haklı bir neden olarak kabul etmemiştir.

3. Anayasa Mahkemesi'nin 07.10.2003 tarih ve E.2003/73, K.2003/86 sayılı kararı

Ek motorlu taşıtlar vergisi ikinci kez 30.07.2023 tarih ve 4962 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanun'un 21. maddesinin birinci fıkrası ile ihdas edilmiş ve yine AYM önünde başvuruya konu olmuştur. İptal davasına konu edilen maddeye aşağıda yer verilmiştir: 

“MADDE 21.- 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 5 ve 6. maddelerinde yer alan (I), (II), (III) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tabi olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihte ilgili sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile yine bu Kanunun yayımı tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar, bir defaya mahsus olmak üzere, anılan Kanundaki tarifelerde ilgili taşıt cinsi için belirlenmiş olan 2003 yılı tutarları kadar, taşıt vergisine tâbidir.”

AYM yaptığı değerlendirmede her ne kadar vergilendirme alanında keyfi uygulamalara karşı düşünülen ilk önlem yasallık ilkesi olsa da salt vergilerin yasayla getirilmesinin vergilendirme yetkisinin keyfi kullanılması ve adaletsiz sonuçlar doğurmasının önüne geçemeyeceği, verginin genel ve eşit olması idare ve kişiler yönünden duraksamaya yol açmayacak belirlilik içermesi, geçmişe yürümemesi, öngörülebilir olması ve hukuk güvenliği ilkesine de uygunluğunun sağlanması gerektiğini vurgulamıştır. Beklenmedik doğal afetler, savaş ve seferberlik hâli, siyasi, ekonomik ve sosyal krizler gibi toplumu temelden sarsabilecek olaylar nedeniyle vergilendirme esasları açısından farklı düzenlemeler getirilebileceği, aksi durumun ise hukuk devletinin niteliği ile bağdaşmayacağı belirtilerek, ek motorlu taşıtlar vergisine ilişkin hükmün iptali nedeniyle ortaya çıkan ve uygulanmakta olan ekonomik program hedeflerini tehlikeye düşüren gelir kaybının telafisi amacıyla düzenleme yapılması olağanüstü koşulların zorunlu kıldığı bir neden olarak kabul edilmemiştir.

AYM söz konusu düzenleme ile malî güç nazara alınmadan, olağanüstü bir durum da bulunmadığı hâlde ikinci kez vergi tahakkuk ve tahsil edilmek suretiyle vergi yükünün araç sahipleri aleyhine ağırlaştırıldığı gerekçesiyle 21. maddenin birinci fıkrasını Anayasa'nın 2., 10. ve 73. maddelerine aykırı bularak iptaline karar vermiştir.

SONUÇ

Ek motorlu taşıtlar vergisinin tesis edilmesi önceki AYM kararlarında da görüleceği üzere özellikle malî güç ilkesi açısından tartışmalara konu edilmiştir. 07.10.2003 tarih ve E.2003/73, K.2003/86 sayılı AYM kararında her ne kadar maddenin iptaline karar verilmiş de olsa, beklenmedik doğal afetler, savaş ve seferberlik hâli, siyasi, ekonomik ve sosyal krizler gibi toplumu temelden sarsabilecek olaylar nedeniyle vergilendirme esasları açısından farklı düzenlemeler getirilebileceği, ancak ekonomik program hedeflerinin yerine getirilmesinin bu olağanüstü koşullardan sayılmadığı vurgulanmış olduğundan, makalemizin konusunu oluşturan ek motorlu taşıtlar vergisinin AYM'nin denetimine konu olması durumunda olağanüstü koşulların oluştuğuna yönelik hükümde bulunabileceği görülmektedir.

Footnote

1. Feride BAKAR, Adnan GERÇEK, Fulya MERCİMEK, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, “Vergilemede Adalet Normunun Çeşitli Ülke Anayasalarındaki Görünümü”, Son Erişim Tarihi:24.07.2023 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/85302.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.