Sahipli veya sahipsiz sokak hayvanlarina eziyet etmek, onlari zehirlemek veya öldürmek suç mu? Hayvanlari öldürmenin cezasi nedir? Bu gibi çok aratilan ve merak edilen sorularin cevaplarini MGC Legal ekibi "Hayvan Öldürme, Iskence, Kötü Muamele Suçu ve Cezasi Nedir?" baslikli makalesinde cevapladi. Iste detaylar...

Hayvan Öldürme, Iskence, Kötü Muamele Suçu ve Cezasi Nedir?

Insanlar ve hayvanlar arasindaki iliskinin kökleri ilkçaglara kadar uzanmaktadir. Özellikle tarim, gida, ilaç gibi sektörler ile yüzyillardir insan hayatina dogrudan temas eden hayvanlar, günlük yasamimizin vazgeçilmez bir parçasi haline gelmislerdir.

Nitekim insanlik tarih boyunca tarim, ilaç, giyim, sanayi, medya vb. birçok alanda hayvanlarin özelliklerinden yaralanmis olup; bu itibarla insanin toplumsallasmasi bakimindan hayvanlar üzerinde kurulan hakimiyetin etkisi yadsinamaz derecede büyüktür. Buna ragmen, bunca zaman boyunca hayvanlarin ve hayvanlar ile insanlar arasindaki iliskinin etik boyutu göz ardi edilmis, söz konusu bu iliski hiçbir zaman hukuki zemine oturtulamamistir.

Bu yazimizda, hayvanlar ile insanlar arasindaki iliskinin hukuki boyutu her yönüyle incelenecek; hayvana iskence, öldürme, kötü muamele, istismar gibi suçlar ve cezalari anlatilacaktir.

Hayvanlarin Hukuki Statüsü Nedir?

Tarih boyunca hayvanlarin hukuki statüsü konusunda birçok tartisma yapilmis birçok felsefi görüs ileri sürülmüstür.

Hayvanlari Esya/Nesne Olarak Gören Fikirler

Bu fikirlerden en çok itibar göreni Roma Hukuku'ndan günümüze kadar gelen, hayvanlari esya/nesne statüsünde gören görüstür. Hukuki manada esya; "maddi varligi olan, üzerinde hakimiyet kurmaya elverisli, insan disi, sinirlanabilen, iktisadi deger tasiyan her sey" olarak tanimlanabilir. Kita Avrupasi Hukuku'nun temelini teskil eden Roma Hukuku'nda esyalar; tasinmaz esyalar, tasinir esyalar ve hareket eden esyalar seklinde siniflandirilmis olup hayvanlar ve köleler hareket eden esyalar kategorisinde yer almaktadir.

Hayvanlari esya (nesne) olarak kabul eden görüs, insan merkezli çevrecilik anlayisi içerisinde hayvanlari konumlandirmaktadir. Insan merkezli çevrecilik anlayisinda insan, çevrenin odagina yerlestirilmekte ve dogadaki her sey insana göre konumlandirilmaktadir. Bu anlayista insan, bir hiyerarsi içinde kavranan türlerin en üstünde yer alan, dogadan ayri, öbür türlerin bagli oldugu dogal iliskilerden bagimsiz bir varlik olarak düsünülmektedir.1

Türk Hukuku'na göre de hayvanlar tasinir esya statüsünde degerlendirilmektedirler. Yakalanan vahsi hayvan bir res nullius'dur (sahipsiz mal). Hayvanin zilyetligini ilk ele geçiren, onun üzerinde hak sahibi olur.2 Hayvan üzerinde mülkiyet hakkina, sinirli bir ayni hakka sahip olunabilir; hayvan degisik sözlesmelerin konusunu da olusturabilir.3

Hayvanlari Kisi Benzeri Olarak Kabul Eden Görüs

Günümüzde ise hayvanlari esya olarak gören düsünceler gittikçe itibarini yitirmekte olup; bunun yerine hayvanlarin da insan benzeri bir hukuki statüye sahip olmasi gerektigini öne süren görüsler artmaktadir.

Bu görüs taraftarlarindan Stucki'ye göre; hayvanlar halihazirda esya olmayan, kisi benzeri varliklar olarak hukuk düzenince kabul edildiklerinden bu fiili duruma uygun olarak kendilerine hukuki kisilik de taninmalidir. Zira bu görüse göre, hayvanlara taninacak hukuki kisilik, tüzel kisilerinkine benzer sekilde konumlandirilmali, aci çekmeme ve yasama gibi dogalarina uygun olan haklarla sinirli bir kisilige sahip olmalidir.

Bu nedenle hukuki kisiligi gerçek kisiler ile tüzel kisiler olarak iki kategori halinde siniflandiran "tertium non datur" ilkesinden ayrilarak, bunlarin yaninda "hayvan kisi"nin de kendine özgü haklarla donatilmis biçimde var oldugunun kabul edilmesi gerekmektedir.4

Hayvanlarin hukuk sistematigi tarafindan insan benzeri varliklar statüsünde degerlendirilmesi gerektigini savunan görüslerin amaci hayvanlarin can güvenligi bakimindan daha islevli hukuki önlemlerin alinabilmesi, hayvanlara karsi islenen suçlar bakimindan daha caydirici cezalar verilebilmesinin önünü açmaktir.

Örnegin, Isviçre Medeni Kanunu'na hayvanlarin nesne olmadigina iliskin düzenlemeler yapilmis, hatta bazi Federal Mahkeme kararlarinda; "insanin arastirma yapmadaki çikari ile hayvanin korunmasindaki çikari es degerdedir ve insan çikarina ilkesel olarak öncelik taninmasi anayasa aykiridir" denmek suretiyle, insanin üstünlügü anlayisindan vazgeçildigi görülmektedir.

Hayvanlari Kisi Olarak Kabul Eden Görüs

Hayvan haklari hareketinin etkisiyle birlikte ortaya çikan bu görüs hayvanlarin da insanlar gibi haklarinin oldugu, hayvanlari salt insan çikarlarina hizmet edecek sekilde giyim, endüstri, kozmetik gibi alanlarda kullanmanin etik bir yönü olmadigini savunmaktadir.

Bu görüse göre; hayvanlar insanliga hizmet eden varliklar olarak görülmemeli ve bu ugurda haklari feda edilmemelidir. Onlarin da birer canli olarak maddi-manevi bütünlükleri hukuk düzeni tarafindan korunmalidir.

Türk Hukukunda Hayvanlarin Yeri Nedir?

Son günlerde özellikle sokak hayvanlarina iliskin tartismalar kamuoyunun gündeminde yer almaktadir. Hayvanlarin sehir hayatina entegre edilmesi hususunda yasanan problemler ve bu kapsamda ortaya atilan çözüm yollari toplum nezdinde ciddi tartismalara yol açmistir.

Diger yandan, bu tartismalarin içinden çikilamaz bir hal almamasi bakimindan hayvanlara iliskin hukuki düzenlemeler hakkinda kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve en nihayetinde konunun hukuki düzlemde ele alinmasi zaruri hale gelmistir.

Bu minvalde, Türk Hukuku'nda hayvanlara iliskin olarak yapilan düzenlemeleri ve bu düzenlemelerin gelisimin, ilgili mevzuat geregince degerli okuyucularimiza aktarmak isteriz.

5199 Sayili Hayvanlari Koruma Kanunu Uyarinca Yapilan Düzenlemeler Nelerdir?

Türkiye, Ev Hayvanlarinin Korunmasina Dair Avrupa Sözlesmesini ("Sözlesme") 15.07.2003 tarihli ve 4934 sayili Kanun ile onaylamistir. Söz konusu Sözlesme genel hatlariyla ev hayvanlarinin aci, sikinti ve istirap çekmemesine ve terk edilmemesine iliskin düzenleme ve yasaklar içermektedir.

24.06.2004 tarihinde TBMM tarafindan kabul edilen 5199 sayili Hayvanlari Koruma Kanunu ("Kanun") yürürlüge girmistir. Kanun bir "koruma" kanunu olup, isbu niteligi geregi hayvanlarin hukuki statüsü yahut tanimlamasi ile ilgilenmemis daha çok hayvanlara karsi yapilan kötü muamele, iskence ve soykirim konularinda yasaklayici normlari ve bu normlarin ihlali halinde uygulanacak cezai yaptirimlari düzenlemistir.

Nitekim Kanun'un "Amaç" kenar baslikli 1. maddesi su sekildedir:

"Bu Kanunun amaci; hayvanlarin rahat yasamlarini ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanlarin aci, istirap ve eziyet çekmelerine karsi en iyi sekilde korunmalarini, her türlü magduriyetlerinin önlenmesini saglamaktir."

Ilkeler Nelerdir?

Bu kapsamda Kanun'un 4. maddesinde "Ilkeler" kenar basligi altinda sayilan hususlara deginmemiz gerekirse:

Kanun m. 4/1-a

Kanun m. 4/1-a hükmü; "Bütün hayvanlar esit dogar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yasama hakkina sahiptir." seklindeki düzenlemesi ile bir anlamda Kanun'un içerdigi düzenlemelerin temelini atmistir.

Görüldügü gibi, Kanun'un yasakladigi eylemlerden ilki hayvanlara iskence edilmesi, bakimlarinin ihlal edilmesi gibi hayvanlarin yasama hakkina yönelen fiillerdir. Nitekim, Kanun m. 4/1-a hükmünde hayvanlarin yasama hakkina sahip oldugu düzenlenmistir. Belirtilen yasama hakkinin kapsami ve sinirlarinin Kanun tarafindan belirlendigini belirtmek isteriz.

Kanun m. 4/1-b

Evcil hayvanlara iliskin önemli düzenlemeler içeren bir baska düzenleme su sekildedir:

"Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat sartlari içinde yasama özgürlügüne sahiptir. Sahipsiz hayvanlarin da, sahipli hayvanlar gibi yasamlari desteklenmelidir.''

Göze çarpan noktalardan bir tanesi de söz konusu hüküm ile sahipsiz hayvanlarin da sahipli hayvanlar ile ayni sekilde yasama hakkina sahip olduklarinin öngörülmesidir.

Kanun m. 4/1-c

Ilgili mercilere sorumluluk yükleyen bir düzenleme olarak karsimiza çikan Kanun m. 14/1-c su sekildedir:

"Hayvanlarin korunmasi, gözetilmesi, bakimi ve kötü muamelelerden uzak tutulmasi için gerekli önlemler alinmalidir."

Görüldügü gibi ilgili madde ile hayvanlarin korunmasi bakimindan gerekli önlemlerin alinmasi gerektigi düzenlenmistir.

Kanun m. 4/1-d

Kanun m. 14/1-d hükmünü incelersek:

"Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amaci gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düsmüs hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen kosullari tasiyan gerçek ve tüzel kisilerin tesviki ve bu kapsamda esgüdüm saglanmasi esastir."

Ilgili düzenleme ile hayir isi olarak bakima muhtaç hayvanlara destek olan kurum ve kuruluslarin desteklenmesi gerektigi öngörülmüstür.

Kanun m. 4/1-e

Yine bir pozitif yükümlülük düzenlemesi içeren Kanun m. 4/1-e hükmü su sekildedir:

"Nesli yok olma tehlikesi altinda bulunan tür ve bunlarin yasama ortamlarinin korunmasi esastir."

Nesli tehlikede bulunan hayvanlarin korunmasi bakimindan yasama ortamlarinin gözetilmesini düzenleyen madde metni ekolojik dengenin bozulmamasi bakimindan oldukça önemlidir.

Kanun m. 4/1-f

Yaban hayvanlarinin ekolojik ortamlarindan koparilmamasina iliskin düzenleme su sekildedir:

"Yabani hayvanlarin yasama ortamlarindan koparilmamasi, dogada serbestçe yasayan bir hayvanin yakalanip özgürlükten yoksun birakilmamasi esastir."

Kanun m. 4/1-g

Hayvanlarin topluma ve çevreye entegre olmasi hakkinda kritik düzenlemeler içeren hüküm su sekildedir:

"Hayvanlarin korunmasi ve rahat yasamalarinin saglanmasinda; insanlarla diger hayvanlarin hijyen, saglik ve güvenlikleri de dikkate alinmalidir."

Kanun m. 4/1-h

Yine hayvanlarin tabiatlarina uygun yetistirilmesi ve bakilmasi hakkinda düzenlemeler içeren madde metni söyledir:

"Hayvanlarin türüne özgü sartlarda bakilmasi, beslenmesi, barindirilma ve tasinmasi esastir."

Kanun m. 4/1-j

Hayvanlarin bakimi hususunda yerel yönetimlere yükümlülük yükleyen hüküm su sekildedir:

"Yerel yönetimler, gönüllü kuruluslarla is birligi içerisinde, sahipsiz ve güçten düsmüs hayvanlarin korunmasi için hayvan bakimevleri kurarak onlarin bakimlarini ve tedavilerini saglar ve egitim çalismalari yapar. Ayrica yerel yönetimler, ilgili karar organinin uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurar."

Kanun m. 4/1-k

Ilgili hüküm su sekildedir:

"Kontrolsüz üremeyi önlemek amaciyla, toplu yasanan yerlerde beslenen ve barindirilan kedi ve köpeklerin sahiplerince kisirlastirilmasi esastir. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarini dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayit altina aldirmakla yükümlüdürler. Dijital kimliklendirme yöntemlerine iliskin usul ve esaslar Bakanlikça yürürlüge konulacak yönetmelikle belirlenir."

Görüldügü üzere ilgili madde kontrolsüz üremeye iliskin önlem niteliginde düzenlemeler içermektedir. Nitekim, gündemdeki en önemli sorunlardan bir tanesi de kontrol altina alinamaya sokak hayvanlari nüfusudur. Yine madde metninde dijital kimliklendirme uygulamasina iliskin usul ve esaslarin Bakanlikça çikarilan yönetmelikler ile belirlenecegi düzenlenmistir.

Yasaklar Nelerdir?

Bu kapsamda Kanun'un 14. maddesinde "Yasaklar" kenar basligi altinda sayilan yasakli eylemlere deginmemiz gerekirse:

Kanun m. 14/a

Kanun m. 14/1-a su sekildedir:

"Hayvanlara kasitli olarak kötü davranmak, dövmek, aç ve susuz birakmak, asiri soguga ve sicaga maruz birakmak, bakimlarini ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik aci çektirmek."

Görüldügü gibi Kanun'un yasakladigi eylemlerden ilki hayvanlara iskence edilmesi, bakimlarinin ihlal edilmesi gibi hayvanlarin yasama hakkina yönelen fiillerdir. Nitekim Kanun m. 4/1-a hükmünde hayvanlarin yasama hakkina sahip oldugu düzenlenmistir. Belirtilen yasama hakkinin kapsami ve sinirlarinin Kanun tarafindan belirlendigini belirtmek isteriz.

Maddenin önceki halinde yasakli eylemlerin acimasiz ve zalimce gerçeklestirilmesi sarti mevcutken 14.07.2021 tarihinde yapilan degisiklik ile bu sart ortadan kaldirilmistir. Buna göre artik yasakli eylemlerin cezalandirilmasi için söz konusu fiillerin acimasiz ve zalimce yapilmasina gerek yoktur.

Yasak kapsaminda sayilan eylemlerin icra edilmesi halinde fail, hayvan basina 1.500 TL idari para cezasina çarptirilir.

Kanun m. 14/b

Ilgili yasak su sekildedir:

"Hayvanlari, gücünü astigi açikça görülen fiillere zorlamak."

Özellikle tarim alaninda çalisan hayvanlar bakimindan önem arz eden bu yasak Kanun'un hayvanlari yalnizca araç olarak gören insan merkezli bir bakis açisi ile yazilmadigini göstermektedir.

Bu fiilleri gerçeklestiren kisilere hayvan basina 1.500 TL idari para cezasi verilir.

Kanun m. 14/c

Ev hayvanlari bakimindan önemli düzenlemeler içeren Kanun m. 14/1-c su sekildedir:

"Hayvan bakimi egitimi almamis kisilerce ev hayvani satmak."

Özellikle basit bir heves sonucunda satin alinan hayvanlarin bakimlarinin agir ölçüde ihlal edilmesi yahut terk edilmesi günümüzde oldukça karsilasilan bir durumdur. Maalesef evcil hayvanlarin, kimi insanlar tarafindan, yasayan her canli gibi his ve duygularinin oldugu unutularak adeta birer oyuncak gibi satin alindigi bir gerçektir.

Kanun bu durum dolayisiyla kötü kosullara maruz birakilan hayvanlari korumak adina bu düzenlemeyi getirmis ve hayvanlarin bu konuda bilinçsiz kisilerce satin alinmasini yasaklamistir. Bu hükme aykirilik halinde 300 TL idari para cezasi verilmektedir.

Kanun m. 14/d

Yine bir önceki düzenleme ile ayni paralelde olan bu düzenleme ile ev hayvanlarinin 16 yasindan küçüklere satilmasi yasaklanmistir. Yasagi ihlal edenler hakkinda 2.000 TL idari para cezasi uygulanacaktir.

Kanun m. 14/e

Hayvanlarin kesin olarak öldügü anlasilmadan, vücutlarina tedavi maksatli olmayan müdahalelerde bulunmak, ilgili düzenlemeyle yasaklanmis olup bu suretle Kanun'un hayvanlarin yasam hakkinin korunmasi hususundaki düzenlemeleri pekistirilmistir. Söz konusu eylemler hayvan basina 1.500 TL idari para cezasi ile cezalandirilir.

Kanun m. 14/f

Endüstriyel alanda kullanilan hayvanlar ile ilgili önem arz eden bir baska yasagi içeren Kanun m. 14/1-f hükmü su sekildedir:

"Kesim hayvanlari ve 4915 sayili Kanun çerçevesinde avlanmasina ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvani olarak üretimine izin verilen av hayvanlari ile ticarete konu yabani hayvanlar disindaki hayvanlari, et ihtiyaci amaciyla kesip ya da öldürüp piyasaya sürmek."

Görüldügü gibi ilgili hüküm ile isbu Kanun ve diger özel kanunlarda belirtilen hayvanlar disindaki hayvanlari et ihtiyaci sebebiyle kesmek veya öldürmek suretiyle piyasaya sürmek yasaklanmistir. Yasagi ihlal eden kisiler hakkinda hayvan basina 11.000 TL idari para cezasi öngörülmüstür.

Kanun m. 14/g

Bir önceki hüküm ile ayni düzlemde olan Kanun m. 14/1-g ile kesim için yetistirilmis hayvanlar disindaki hayvanlari ödül, ikramiye ya da prim olarak dagitmak, hayvan basina 1.500 TL para cezasina çarptirilmistir.

Kanun m. 14/h

Söz konusu madde ile hayvanlarin üremesine iliskin olarak; "tibbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onlarin ana karnindaki yavrularina veya havyar üretimi hariç yumurtalarina zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabanci maddeler vermek" yasaklanmistir. Görüldügü üzere tibbi gerekçeler ve havyar üretimi yasak kapsami disinda tutulmus olup yasagi ihlal eden kisiler bakimindan hayvan basina 1.500 TL para cezasi öngörülmüstür.

Kanun m. 14/i

Hayvanlarin çalistirilma kosullarina iliskin düzenlemeler içeren hüküm ile; "hayvanlari hasta, gebelik süresinin 2/3'ünü tamamlamis gebe ve yeni ana iken çalistirmak, uygun olmayan kosullarda barindirmak" yasaklanmistir. Söz konusu yasagi ihlal eden kisiler hakkinda hayvan basina 1.500 TL para cezasi öngörülmüstür.

Kanun m. 14/j

Yine son zamanlarda gündem olan konulardan bir tanesi hayvanlara karsi yapilan cinsel istismar eylemleridir. Bu eylemi gerçeklestiren kisilerin aldigi cezalar hiçbir sekilde kamuoyunu tatmin etmemektedir. Kanun m. 14/1-j hükmü ile hayvanlarla cinsel saldirida bulunma eylemi yasaklanarak 300 TL para cezasi öngörülmüstür. Kanaatimizce Kanun tarafindan yasakli eylemlerin ortaya çikardigi zarar ve tehlikeye kiyasla öngörülen cezanin caydiriciligi oldukça tartismalidir.

Kanun m. 14/k

Söz konusu hüküm su sekildedir:

"Saglik nedenleri ile gerekli olmadikça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, aci, istirap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyusturucu ve bunun gibi bagimlilik yapan yiyecek veya içecekler vermek."

Ilgili yasak ile hayvanlarin sagligi ve vücut bütünlügü korunmustur. Yine tibbi nedenlerin yasak kapsami disinda tutuldugunu belirtmek isteriz. Madde metninde sayilan eylemlerin cezasi hayvan basina 1.500 TL'dir.

Kanun m. 14/1

Son zamanlarda oldukça tartisilan bir baska konu ise yasakli hayvanlardir. Ilgili hüküm uyarinca; Bakanlikça belirlenen tehlike arz eden hayvanlari üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barindirmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunlarin ülkemize girisini, satisini ve reklamini yapmak yasaklanmistir. Yasagi ihlal eden kisiler hakkinda hayvan basina 11.000 TL idari para cezasi öngörülmüstür. 5199 Sayili kanuna eklenen "Geçici Madde 3" uyarinca;

"14'üncü maddenin birinci fikrasinin (1) bendi uyarinca, tehlike arz eden hayvanlarin belirlenmesine iliskin Bakanlikça yapilacak düzenleme yürürlüge konuluncaya kadar; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio türlerini veya bunlarin melezlerini üreten, sahiplenen, sahiplendiren, barindiran, besleyen, takas eden, sergileyen, hediye eden ve bunlarin ülkemize girisini, satisini ve reklamini yapana hayvan basina on bir bin Türk lirasi idarî para cezasi verilir. Bu hayvanlara el konulur ve bu hayvanlar belediyeler tarafindan hayvan bakimevine götürülür. Birinci fikra kapsamina giren hayvanlari bu madde yürürlüge girinceye kadar sahiplenmis olanlardan, maddenin yürürlüge girdigi tarihten itibaren alti aylik süre içinde hayvanlarini kisirlastiran ve buna dair belgeyle birlikte Bakanliga basvurarak veri tabanina kayit ettirenler hakkinda, birinci fikrada veya 28 inci maddenin birinci fikrasinin (j) bendinde öngörülen idari yaptirim hükümleri uygulanmaz. Kisirlastirma islemi için maddenin yürürlüge girmesinden önce gebe kalmis hayvanlarin dogum yapmasi, yavrularin dört aylik olmasi beklenir. Bu hayvanlarin ölümü halinde Bakanliga bilgi verilir ve kayittan düsürülür. Kisirlastirilan ve kayit altina alinan bu hayvanlar kayit belgesiz, agizliksiz ve tasmasiz olarak dolastirilamaz, halkin yogun olarak bulundugu yerler ile çocuk oyun alanlari ve parklarina sokulamaz. Agizlik ve tasma takma zorunlulugu ile halkin yogun olarak bulundugu yerlere ve çocuk oyun alanlari ve parklarina girme yasagi maddenin yürürlüge girmesiyle birlikte uygulanmaya baslanir. Bu fikra hükümlerine aykiri hareket edenlere, on bir bin Türk lirasi idarî para cezasi verilir. Bu fikrada belirtilen yasaklara aykiriligin tekrari halinde, idarî para cezasi verilir ve hayvanlara el konulur ve hayvan, konulabilecegi bakimevi bulunan en yakin belediye tarafindan hayvan bakimevine götürülür. Bu madde kapsaminda hayvan sahibi olanlar, hayvanlarini en yakin bakimevine birakabilirler. Bu hayvanlarin sokaga terki halinde otuz bin Türk lirasi idarî para cezasi verilir. Yerel yönetimler tarafindan kurulan hayvan bakimevleri, bu madde uyarinca teslim edilen hayvanlari kabul etmek zorundadir."

Hükmü düzenlenmistir.

Kanun m. 14/m

Ilgili hükümde hayvanlara iskence yapmak veya acimasiz ve zalimce muamelede bulunmak yasaklanmistir. 28/A maddesinin 4. fikrasi uyarinca, bu yasaga aykiri olarak bir ev hayvanina veya evcil hayvana iskence eden veya acimasiz ve zalimce muamelede bulunan kisi alti aydan üç yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilacaktir.

Kanun m. 14/n

Son dönemde büyük bir sorun haline gelen ve sokak hayvanlarinin kontrolsüz sekilde çogalmasina neden olan ev hayvanlarinin terk edilmesi, ilgili hüküm ile yasak kapsamina alinmistir. Yasagi ihlal edenler hakkinda hayvan basina 2.000 TL idari para cezasi uygulanacaktir.

Kanun Degisikligi Hakkinda

14.07.2021 tarihinde T.C Resmî Gazetede yayimlanan Hayvanlari Koruma Kanunu Ile Türk Ceza Kanunu'nda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun ("Degisiklik") ile 5199 sayili Kanun'a yeni cezalar eklenmistir. Buna göre;

Hayvanlara karsi islenen suçlara yönelik yaptirimlar;

  • Nesli yok olma tehlikesi altinda olan hayvani öldüren kisinin 1 yil ila 5 yila kadar cezalandirilmasi, bir hayvan neslini yok eden kisinin 5 yil ila 10 yila, bir ev hayvanini veya evcil hayvani kasten öldüren kisi 6 ay ila 4 yila kadar,
  • Bir ev hayvanini veya evcil hayvana iskence eden, acimasiz ve zalimce muamelelerde bulunan 6 ay ila 3 yila kadar, hayvanlarla cinsel iliskide bulunan kisi 6 ay ila 3 yila kadar, hayvanlari dövüstüren kisi 3 ay ila 2 yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilmasi,
  • Yukarida bahsi geçen suçlarin birden fazla hayvana islenmesi halinde kanunda ilgili suçlar için belirlenen cezalarin yari oranda artirilmasi,
  • Hayvanlarin tedavisini, bakimini gönüllü veya görevi geregi üstlenen kisiler tarafindan islenmesi halinde cezalarin yari oranin artirilmasi,
  • Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 151/2 hükmünde yalnizca sahipli hayvanlara iliskin düzenlemenin ise yürürlükten kaldirilmasi,

Hüküm altina alinmistir.

5237 sayili Türk Ceza Kanunu'nun (''TCK'') 151. maddesinde yapilan degisiklik oldukça önemlidir. Zira, ilgili madde "Mala Zarar Verme" suçunu düzenlemekte olup maddenin ikinci fikrasinda bu suçun konusunu yalnizca sahipli hayvanlarin olusturabilecegine iliskin düzenleme Degisiklik ile kaldirilmis ve sahipli-sahipsiz hayvan ayrimi TCK bakimindan terk edilmistir.

5237 Sayili Türk Ceza Kanunu (TCK) Bakimindan Hayvanlar

TCK sistematiginde hayvanlarla ilgili düzenlemelere baktigimizda hayvanlarin yer yer tipikligin içerisinde sayildigini yer yer bir suçun konusunu olusturdugunu görebiliriz. Örnegin, "Nitelikli Hirsizlik Suçu"nu düzenleyen TCK m. 142/1-g hükmünde hirsizlik suçunun büyükbas veya küçükbas hayvan hakkinda islenmesi daha agir cezayi gerektiren nitelikli haller arasinda sayilmistir.

TCK m. 177 hükmünde ise gözetimi altinda bulunan hayvani baskalarinin hayati veya sagligi bakimindan tehlikeli olabilecek sekilde serbest birakan veya bunlarin kontrol altina alinmasinda ihmal gösteren kisi hakkinda alti aya kadar hapis veya adlî para cezasi öngörülmüstür. Hayvanlarin korunmasina yönelik bir düzenleme niteligine haiz olan "Çevrenin Kasten Kirletilmesi" kenar baslikli TCK m. 181/4 hükmü ise su sekildedir;

"Insan veya hayvanlar açisindan tedavisi zor hastaliklarin ortaya çikmasina, üreme yeteneginin körelmesine, hayvanlarin veya bitkilerin dogal özelliklerini degistirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atik veya artiklarla ilgili olarak islenmesi halinde, bes yildan az olmamak üzere hapis cezasina ve bin güne kadar adlî para cezasina hükmolunur."

6098 Sayili Türk Borçlar Kanunu (TBK) Bakimindan Hayvanlar

Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 67 hükmü hayvan bulunduranlarin sorumlulugunu düzenlemesi bakimindan gündemdeki tartismalarla yakindan ilgilidir. Ilgili hüküm su sekildedir:

"Bir hayvanin bakimini ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kisi, hayvanin verdigi zarari gidermekle yükümlüdür."

Hayvan Itlafi Söylemlerinin Hukuki Boyutu Nedir?

Son günlerde özellikle sokak hayvanlarinin kontrolsüz çogalmasi sonucu meydana gelen talihsiz olaylar dolayisiyla, toplum nezdinde sokak hayvanlarina yönelen bir öfke söz konusudur. Bu öfkenin de etkisiyle toplum nezdinde önem arz eden figürlerin de içinde bulundugu kimi vatandaslar tarafindan hayvanlarin itlaf edilmesine yönelik çesitli çagrilar yapilmaktadir.

Türk Dil Kurumuna göre "itlaf" kelime anlami olarak öldürme, yok etme, telef etme anlamlarina gelmektedir. Hayvanlara karsi yapilan bu hareketlerin Kanun kapsaminda cezai yaptirima tabii oldugundan yukarida bahsetmistik. Bu suretle sokak hayvanlarina yönelik olarak toplatilma, imha edilme, soykirim gerçeklestirme imalarinda bulunan kisiler bakimindan TCK m. 214 hükmü gündeme gelmektedir.

"Suç Islemeye Tahrik" suçunu düzenleyen madde su sekildedir:

"Suç islemek için alenen tahrikte bulunan kisi, alti aydan bes yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir."

Madde gerekesinde suça iliskin yapilan; "Burada bir tehlike suçu söz konusu oldugundan, suç islemeye tahrik su­çunun ta­mamlanabilmesi için tahrik konusu suçlarin islenmesi gerekme­mektedir. Suç islemek için tahrik, aslinda tahrik konusu suça bir hazirlik hareketi niteligin­dedir. Ancak aleni olarak gerçeklestirilen bu tür fiillerin, kamu barisi açisin­dan ifade ettigi tehlike nedeniyle, zararli neticenin dogmasini beklemeden ve istirak kurallarindan bagimsiz olarak ceza yaptirimi altina alinmasi gerek­mistir." seklindeki açiklamalardan da anlasilacagi üzere tehlike suçu olarak düzenlenen söz konusu ceza normu ile kamu barisinin korunmasi amaçlanarak suça hazirlik niteligindeki fiiller cezai yaptirima baglanmistir.

Ayni sekilde, TCK m. 217 uyarinca düzenlenen Kanunlara uymamaya tahrik suçu da hayvanlarin itlaf edilmesi söylemleri bakimindan meydana gelebilecek bir baska suç tipidir. Ilgili TCK m. 217 uyarinca;

"Halki kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kisi, tahrikin kamu barisini bozmaya elverisli olmasi halinde, alti aydan iki yila kadar hapis veya adlî para cezasi ile cezalandirilir."

Tahrik terimi, ceza hukuku açisindan insan psisigini etkileyecek bir hareketle suça yönelik dürtüleri ortaya çikarmak veya kuvvetlendirmek yahut bunu yasaklayici saikleri yok etmek veya zayiflatmak suretiyle baskalarini belirli fiilleri islemeye yönlendirme anlamina gelmektedir.5

Belirtmemiz gerekir ki söz konusu suç tipleri ancak kasten islenebilecek olup tahrikçide, tahrik edilen kimselerde arzu ettigi dogrultuda bir irade olusturma kasti bulunmalidir. Gerçekten tahrikçi, hareketlerinin diger kisilerde icrai veya ihmali bir davranis yaratmaya uygun oldugunun bilincindedir.6

Her ne kadar sokak hayvanlarina yönelik suç teskil eden eylemlerin tesvik edilmesi yukarida degindigimiz suçlar kapsaminda degerlendirilebilecekse de bu degerlendirme yapilirken kisilerin ifade özgürlügünün zedelenmemesi hayli önemlidir.

Özellikle TCK'nin "Kamu Barisina Karsi Suçlar" bölümünde düzenlenen tahrik suçlari incelenirken ifade özgürlügü sinirlarinin büyük bir titizlik ve hassasiyetle çizilmesi gerekmektedir. Kanun koyucunun belirli düsünce açiklamalarini suç olarak öngörmesi için bahsi geçen ispata uygun kanuni düzenlemelerin yapilmasi gerekir. Ancak, özellikle tehlike suçu olarak nitelendirilen suç tipleri bu kistasa riayet edilmesi bakimindan ciddi sorunlara sebep olmaktadir.7

Nitekim, kamu barisini bozmaya elverisli olmayan salt fikir açiklamalarindan ibaret ifadelerin Suç islemeye tahrik suçu kapsaminda degerlendirilmesi Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi madde 10 ve T.C Anayasa'si madde 26 uyarinca düzenlenen "Ifade Özgürlügü"ne aykiri olacaktir.

Hayvanlarin Korunmasi Bakimindan Devletin Pozitif Yükümlülükleri Nelerdir?

Özellikle sokak köpeklerinin ve Bakanlik tarafindan yasaklanmis hayvanlarin birtakim can kayiplarina ve yaralanmalara sebep olmasi bu hususta gerekli önlemlerin alinmasi zorunlulugunu bir kez daha gündeme getirmistir.

Kontrolsüzce sokaklarda dolasan ve sehir hayatina entegre edilemeyen hayvanlar toplumun huzuru ve güvenligi açisindan büyük bir problem olmakla birlikte bu konuda ortaya atilan çözüm yollarinin basta hayvan haklarina olmak üzere hukuk düzenine uygun olmasi gerekliligini yukarida açiklamaya çalistik.

Devletin bu hususta aldigi tedbirlerden bir tanesi ise Kanun m. 14/1-l bendi ile Bakanlikça belirlenen tehlike arz eden hayvanlari üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barindirmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunlarin ülkemize girisini, satisini ve reklamini yapmak gibi fiilleri cezai yaptirima baglamasidir.

Yasakli Irklar Gerçekten Tehlikeli mi?

Özellikle Bakanlikça belirli köpek cinslerinin beslenmesinin yasaklanmasi hayvanseverler tarafindan büyük tepki topladi.

Tehlike arz eden hayvanlarin belirlenmesine dair bakanlik bünyesinde ilgili kurum ve kuruluslarin temsilcilerinden olusturulan komisyon tarafindan; Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully irki köpeklerin tehlike arz eden hayvanlar olarak belirlendigi bilinmektedir.

Bunun yani sira Kanun ile birlikte söz konusu irklarin kayit altina alinmasi, kisirlastirilmasi ve çip takilmasini sart kosuldu. Kayit belgesiz, agizliksiz ve tasmasiz dolastirilmalarini da yasaklandi. Sahiplerinin, bakamamalari halinde bu irktan hayvanlari baska kimseye de veremeyecegi, belediyeye ait en yakin bakimevine birakmasi zorunlu hale getirildi. Barinaklarin onlari sahiplendirmesi de yasaklandi.

Fakat temelde yatan sorunun söz konusu köpek irklarinin "degistirilemez tabiatlari" olmadigi, çözüme ulasmak için yapilmasi gerekenin belli basli irklarin yasaklanmasindan ziyade köpeklerin saglikli ve kontrollü sekilde yetismelerini saglayacak bir altyapi olusturmak oldugunu dile getirenlerin sayisi da oldukça fazla.

Bu durumda baska ülkelerde denenmis çözüm yollarina bakmamiz gerekecektir.

Diger Toplumlar Sokak Hayvanlari Sorununu Nasil Çözdü?

Bazi toplumlar bilimsel yollara basvurarak bu soruna etolojik8 bakis açisi ile yaklasmislardir.

Bu toplumlarda köpegini çiftlestirmek isteyen kisiler, köpeklerini irk derneklerine veya ülkelerindeki kinolojik yapiya kaydettirmek zorundadirlar. Sonrasinda irk degerlendirme etkinligine ve irk standartlari yarismalarina katilarak köpeklerinin irk standartlarina ne kadar uygun oldugunun uzman hakemlerce tespit edilme süreci baslar. Mesela bazi irklarda bes ata nesli gösteren secereye sahip olmayan köpeklerin üretimine izin verilmez. Köpek irklarinin korunmasi ancak bu sayede mümkün olabilir.

Bu toplumlarda köpeklerin hayvan refahi çerçevesinde ve kinolojik yapi içerisinde üretilmeleri saglanarak merdiven alti üretimin son bulmasi amaçlanmaktadir.

Bu sayede sokak hayvanlari ile ilgili birçok probleme çözüm bulan bu toplumlarda irklarin yasaklanmasi gibi bir husus söz konusu olmamaktadir.

Nitekim, Hayvan Haklari Evrensel Bildirgesi'nin 5. maddesine göre; insanlarin çevresinde yasayan türden olan bütün hayvanlar, türüne özgü kosullar ve özgürlük içinde yasama ve üreme hakkina sahiptir, denilmektedir. Yani irki yasaklamak veya bilimsel üretimi durdurmak o irki ortadan kaldiracagi için bu beyanname ile ters düsen bir uygulamadir.

Sonuç olarak yüzyillardir ayni ekosistemi paylastigimiz hayvan dostlarimizin insanliga ve medeniyete sundugu katkilar da göz önüne alindiginda, belirli bir refah düzeyi içerisinde topluma entegre olarak yasamalari oldukça önemli bir konudur.

Elbette ki hukuki düzenlemeler yapilirken salt insan çikarlarini gözetmek ve hayvanlara yalnizca insanliga hizmet eden varliklar gözüyle bakmak oldukça yanlistir. Nitekim, duygulari olan canlilar olarak hayvanlar da varliklarindan ötürü belli haklara haiz olma belli bir refah düzeyinde yasama hakkina sahip olmalidir.


Kaynakça & Referanslar

  • 1. Rusen Keles, Can Hamamci, Aykut Çoban, 2012, Çevre Politikasi s. 73-75.
  • 2. AYAN, M.: Esya Hukuku II, Mülkiyet, 4. Baski, Konya 2012, s. 521-522.
  • 3. ÜNAL/BASPINAR, s. 71.
  • 4.Akbulut, O., Çobanoglu, N. (2020). Türk Hukukunda Hayvanlarin Korunmasina Iliskin Yasal Mevzuat ve Bu Mevzuata Göre Hayvanlarin Hukuki Durumlari. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (36), 1-37, s. 8.
  • 5. ANTOLISEI: s. 232; VIOLANTE.
  • 6. Dr. Haluk Toroslu, Kamu Barisina Karsi Suçlar Bakimindan Tahrik Kavrami, s. 1211.
  • 7. Ars. Gör. Asli Ekin Yilmaz, Ifade Özgürlügü Baglaminda Tehlike Suçlarinin Düzenlenisine Iliskin Bir Degerlendirme, s. 157.
  • 8. Hayvan Davranislarini Inceleyen Bilim Dali.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.