ARTICLE
30 August 2021

Anayasa Mahkemesinden Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkına Dair Yeni Karar

EA
Esin Attorney Partnership

Contributor

Esin Attorney Partnership  logo
Esin Attorney Partnership, a member firm of Baker & McKenzie International, has long been a leading provider of legal services in the Turkish market. We have a total of nearly 140 staff, including over 90 lawyers, serving some of the largest Turkish and multinational corporations. Our clients benefit from on-the-ground assistance that reflects a deep understanding of the country's legal, regulatory and commercial practices, while also having access to the full-service, international and foreign law advice of the world's leading global law firm. We help our clients capture and optimize opportunities in Turkey's dynamic market, including the key growth areas of mergers and acquisitions, infrastructure development, private equity and real estate. In addition, we are one of the few firms that can offer services in areas such as compliance, tax, employment, and competition law — vital for companies doing business in Turkey.
Anayasa Mahkemesi'nin bir başvurucunun ("Başvurucu") özel hayata saygı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlaline ilişkin 2018/14040 sayılı kararı...
Turkey Government, Public Sector

Yeni Gelişme

Anayasa Mahkemesi'nin bir başvurucunun ("Başvurucu") özel hayata saygı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlaline ilişkin 2018/14040 sayılı kararı, 24 Ağustos 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.

Anayasa Mahkemesi, Başvurucu'nun kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının, internet trafik bilgilerinin mevzuatta öngörülen süreden fazla tutulması ve bu bilgilerin yargı makamı ile paylaşılması suretiyle ihlal edildiğine yönelik başvurusunun, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Karara  buradan  ulaşabilirsiniz.

Başvuruya Konu İhlal İddiası

Başvurucu hakkında yürütülen ceza yargılaması sırasında Ağır Ceza Mahkemesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan ("Kurum") Başvurucu'ya ait 2014-2015 tarih aralığına ilişkin internet trafik bilgilerini istemiştir.

Söz konusu bilgilerin mahkemeye gönderilmesinin üzerine Başvurucu, internet trafik bilgisinin paylaşıldığı tarihten hareketle bilgilerin üç yıl sakladığına ve iki yıllık yasal saklama süresinin aşıldığına işaret ederek hukuka aykırı işlem yürütüldüğünü belirtmiş ve Kurum ile erişim sağlayıcı şirketler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştur. Başsavcılık kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir. Akabinde Başvurucu, Başsavcılık kararına karşı itiraz etmiş ve bu itiraz Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine Başvurucu konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımış ve bireysel başvuruda bulunmuştur. Yapılan başvuru; (i) Kurum'un bilgileri kendi bünyesinde en fazla iki yıl süreyle saklama yükümlülüğü bulunan erişim sağlayıcı şirketlerden edindiği ve (ii) bilgilerin yaklaşık üç yıl sonra yargı makamına gönderilmesinin özel hayata saygı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını ihlal ettiği iddialarına dayanmaktadır.

Anayasa Mahkemesi'nin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yolunun olağan kanun yollarının tüketilmesinden sonra gelen ikincil nitelikte bir başvuru yolu olduğunu, dolayısıyla bireysel başvuru yolunun açılabilmesi için Başvurucu'nun iddialarını öncelikle usulüne uygun şekilde, gerekli özeni göstererek, ulaşılabilir ve telafi kabiliyetini haiz derece mahkemelerinde ileri sürmesi ve buna rağmen ihlalin giderilmemiş olması gerektiğini vurgulamıştır.

Anayasa Mahkemesi, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak paylaşılması ve saklanmasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca suç teşkil ettiğinin altını çizmiştir. Ek olarak, söz konusu ihlalleri kişilik haklarına yönelik bir eylem olarak nitelendirerek, zarar görenlerin tazminat yoluna da başvurabileceğini belirtmiştir. Bu noktada tazminat yargılaması ve ceza yargılaması arasında bir değerlendirme yapan Anayasa Mahkemesi;

- tazminat davalarında objektif sorumluluk ilkesine yer verilmesi, daha düşük ispat standartlarının kullanılması, taksire dayalı sorumlulukta giderim imkanının daha yüksek olması ve

- ceza yargılamasına başvuruyla kasıtlı veya ihmali eylemleri tespit edilmedikçe tüzel kişinin gerçek kişi çalışanlarının cezai sorumluluğuna gidilememesi sebepleriyle tazminat davasının daha yüksek başarı şansı sunabilecek bir yol olduğunu tespit etmiştir.

Ayrıca, idare ve hukuk mahkemeleri tarafından şikayetin esasına ilişkin bir araştırma yapılarak varsa hukuka aykırılık ve hak ihlallerinin tespit edilebileceği, kişisel zararların tazmini amacıyla manevi tazminata hükmedilebileceği ve ek giderim ile tedbire de karar verilebileceğini vurgulamıştır.

Bu tespitler ışığında, Başvurucu'nun ihlal iddialarına ilişkin ilk bakışta ulaşılabilir, başarı sunma ve giderim sağlama şansı olan tazminat davası yolu tüketilmeden yaptığı başvurunun incelenmesinin, bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmaması sebebiyle, mümkün olmadığına karar verilmiştir.

Sonuç

T.C. Anayasası uyarınca temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle olağan kanun yolları ile değerlendirilmesi ve çözüme kavuşturulması esastır. Anayasa Mahkemesi'nin bu başvuru özelinde verdiği karar göz önünde bulundurulduğunda, başvurucuların hukuk davası yolunun daha etkili olmadığına ilişkin bir iddiası bulunmadıkça, Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuru yoluna gidebilmek için, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi bulunan hukuk davası yolunun tüketilmesi gerekebilecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More