ÖZET
Anonim şirketlerde genel kurul toplantıları, pay sahiplerinin iradesinin teşekkül ettiği asli karar alma merciidir. Uygulamada çeşitli sebeplerle genel kurul toplantısının ertelenmesi ise sık karşılaşılan ve süreç boyunca bazı hukuki soruları beraberinde getiren önemli bir hukuki konudur. Özellikle finansal tabloların müzakeresi sırasında azlık pay sahiplerinin erteleme talebinde bulunması, toplantı nisaplarının sağlanamaması, gerekli belgelerin toplantı öncesinde hazır edilmemesi veya toplantının sağlıklı yürütülmesine engel teşkil eden hal ve şartların meydana gelmesi halinde genel kurul toplantılarının ertelenmesi mümkündür. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik ("Genel Kurul Yönetmeliği") genel kurul toplantısının ertelenmesi bakımından, toplantının niçin ertelendiğine göre hem süreler hem de nisap bakımından ayrık hükümler öngörmüş ayrıca azlık haklarının korunması adına azlık pay sahiplerine belirli taleplerde bulunma imkânı tanımıştır. Bu çalışmada, halka kapalı anonim şirketlerde genel kurul toplantılarının ertelenmesine ilişkin düzenlemeler, örnek karar ifadeleri ve uygulamada öne çıkan sorunlar ışığında ele alınacak ve varılan hukuki sonuçlar uygulama perspektifinde değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler
Genel Kurul, Erteleme, Anonim Şirket, Türk Ticaret Kanunu, Nisap, Azlık Hakları, Pay Sahipleri
GİRİŞ
Bazı hallerde genel kurul toplantılarının her durumda planlandığı şekilde icra edilmesi mümkün olmayıp toplantının ertelenmesi söz konusu olabilmektedir. Erteleme, özellikle finansal tabloların müzakeresinin azlık tarafından ertelenmesinin talep edilmesi, toplantı nisaplarının sağlanamaması veya toplantının usulüne uygun yürütülmesine engel oluşturan hâllerin ortaya çıkması durumunda gündeme gelmektedir. Bu yönüyle erteleme talepleri karşısında şirketin kanunun emrettiği usule uygun şekilde hareket etmesi hem pay sahiplerinin haklarının korunması hem de şirket kararlarının sağlıklı biçimde alınabilmesi bakımından önem taşımaktadır.
GENEL KURULUN ERTELENMESİ HALLERİ
Anonim şirketlerde genel kurulun işleyişine ilişkin temel hükümler TTK'nın 408 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu çerçevede erteleme, kanunda öngörülen belirli hâller dışında genel kurulun olağan seyrini kesintiye uğratan istisnai bir durum olarak kabul edilmektedir. Ertelemenin hem usule uygun olarak yapılması hem de erteleme sonrasında toplantının sağlıklı biçimde icra edilmesi, alınacak kararların geçerliliği açısından önemlidir.
1- Azlık Talebi ile Erteleme
TTK'da genel kurulun ertelenmesine doğrudan imkân tanıyan en önemli düzenleme m. 420'de yer almaktadır. Buna göre, sermayenin en az onda birine sahip olan pay sahipleri, finansal tabloların ve finansal tablolara bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesini isteyebilir. Bu talep üzerine toplantı başkanı genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın ertelenmesi talep edilen finansal tabloların görüşülmesi ve finansal tablolara bağlı gündem başlıkları bir bir ay sonraya bırakmak zorundadır. Azlığın erteleme talebi reddedilemez. Bu hüküm azlığın bilgi alma ve inceleme hakkını güvence altına alan, azlık haklarını koruyucu nitelikte emredici bir düzenlemedir.
Uygulamada TTK m. 420, tüm genel kurulun mu yoksa ilgili bazı gündem maddelerinin mi erteleneceği ve hangi gündem maddelerinin finansal tabloların görüşülmesi ile ilgili olduğu bakımından tereddüt yaratmaktadır. Uygulamada bazen bilançonun ertelenmesi ile toplantının tüm gündem maddeleri ile tamamen ertelendiği görülmekle birlikte esasen ertelenmesi gereken tüm toplantı olmayıp, finansal tablolar ve buna bağlı konuların görüşülmesine ilişkin gündem maddeleridir. Meydana gelen tereddüdün sebebi hangi gündem maddelerinin finansal tabloların görüşülmesine ilişkin olduğunun saptanmasında gerek öğretide gerek de Yargıtay uygulamasında görüş birliği olmaması sebebiyle ilgili maddelerin görüşülerek toplantının iptalinin gündeme gelmesi ve pay sahiplerinin bunu tüm toplantıyı erteleyerek önleme refleksidir.
Aşağıda hangi gündem maddelerinin finansal tabloların görüşülmesi ile ilgili olduğu incelenmiştir:
a- Gelir Tablosu ve Bilançonun Görüşülmesi
Finansal tabloların oluşturulması gelir tablosu ve bilançoya bağlı olduğundan ve esasen finansal tablolar finansal tablolar, gelir tablosu ve bilanço ile oluşturulduğundan, finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi talebi üzerine gelir tablosu ve bilançonun görüşülmesinin de ertelenmesi doğal olarak zorunlu hale gelmektedir.
b- Faaliyet Raporunun Görüşülmesi
Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca şirketin o dönemki finansal durumunun faaliyet raporunda belirtilmesi zorunludur. Bu çerçevede, finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi halinde, faaliyet raporunun da finansal duruma ilişkin bölümünün sağlıklı biçimde görüşülmesi mümkün olmayacaktır. Uygulamada İzmir ve Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri, finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi ile faaliyet raporuna ilişkin gündem maddesinin de erteleneceğine dair istinaf hükmü vermiştir (İzmir BAM, 20. HD., E. 2020/356, K. 2021/536, T.16.6.2021; Ankara BAM, 21. HD., E. 2021/18 , K. 2022/1217, T. 12.10.2022).
c- Denetçi Raporunun Görüşülmesi
Genel Kurul Yönetmeliği m. 13/1 uyarınca genel kurul toplantı gündeminde denetçi raporunun okunması zorunludur. Öğretide, denetçi raporunun yalnızca okunmasına ilişkin gündem maddesinin, finansal tabloların ertelenmesi üzerine ertelenmesine gerek bulunmadığı görüşü ileri sürülmektedir. Bununla birlikte, denetçi raporunun esasen ibra ile doğrudan bağlantılı olması nedeniyle, finansal tabloların ertelenmesi halinde bu raporun da ertelenen toplantıda okunmasının isabetli olacağı yönünde görüşler de mevcuttur. Nitekim Yargıtay bir kararında, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi gerektiğine hükmederek, bu bağlamda bağlantılı gündemlerin de ertelenmesinin zorunlu olduğunu belirtmiştir (Y. E. 2013/12519, K. 2014/2803, T. 18.02.2014). Buna göre denetçi raporunun okunmasının, teknik olarak "bağlantılı gündem" kapsamında değerlendirilebileceği ve ertelenen toplantıda okunmasının isabetli olacağı savunulabilir.
d- Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi ve Azli
Öğretide temel görüş ayrılığı, seçimi yapılacak yönetim kurulu üyelerinin mevcutta görevlerine devam edip etmediği veya ilgili dönemde ilk defa mı seçileceklerine göre farklılaşmaktadır. Esasen TTK m. 413/3 ve Genel Kurul Yönetmeliği m. 25/c uyarınca "Yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yılsonu finansal tablolarının müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır." şeklinde ifade edilmiş ve bu iki konu doğrudan birbiri ile bağlantılı sayılmıştır. Ancak hükmün mevcuttaki yönetim kurulu üyelerini kapsadığı henüz seçimi gerçekleştirilmemiş üyeleri kapsamına almadığı savunulabilir. Bu bağlamda mevcut yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilmek isteniyor ise finansal tabloların müzakeresinin beklenmesi gerekecek ve dolayısıyla bu durum yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin gündemin de ertelenmesi sonucunu doğuracaktır. Diğer taraftan ise henüz ibralarının gündemde olmadığı yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminin finansal tablolarla ilgili olmadığı bu sebeple finansal tabloların müzakeresinin beklenmesine gerek olmadığı savunulabilir.
Yargıtay, 2014 yılından itibaren verdiği içtihatlarında finansal tabloların ertelenmesi durumunda, yönetim kurulunun seçiminin ertelenmesi gerektiğini, aksi halde yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararın iptal yaptırımına tabi olacağını belirtmektedir (Y.11. HD. E. 2014/5349, K. 2014/11711 T. 18.6.2014; Y. 11. HD., E. 2015/7411, K. 2016/3247, T. 23.03.2016; Y. 11. HD., E. 2016/5118, K. 2017/4360, T. 14.09.2017; Y. 11. HD., E. 2016/4120, K. 2017/6419, T. 22.11.2017; Y. 11. HD., E. 2016/11091, K. 2018/4259, T. 04.06.2018; Y. 11. HD., E. 2018/357, K. 2019/4999, T. 01.07.2019; Y. 11. HD., E. 2021/603, K. 2022/4210, T. 30.5.2022)
e- Yönetim Kurulu Üyelerinin İbrası
İbra, yönetim kurulu üyelerinin mali ve idari faaliyetlerinin pay sahiplerince onaylanması ve bu işlemlerin pay sahiplerince, hukuki zeminde ihtilaf konusu haline getirilememesini ifade eder. İbra kararının sağlıklı verilebilmesi için pay sahiplerinin finansal tabloları incelemiş olması gerekir. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri de finansal tabloların görüşülmesinin ibra kararı ile bağlantılı olduğu görüşündedir. Bu sebeple, finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi halinde, ibra gündem maddesinin de ertelenmesi gerekmektedir. (Y. 11. HD., E. 5667 K. 5701, T. 13.12.1979; Y. 11. HD., E. 2012/9207, K. 2013/8534, T. 29.04.2013; İzmir BAM, 20. HD., E. 2020/356, K. 2021/536, T. 16.6.2021; Ankara BAM, 21. HD., E. 2021/18, K. 2022/1217, T. 12.10.2022).
f- Bağımsız Denetçinin Seçimi
Genel kabul, bağımsız denetçi seçiminin finansal tablolarla ilgili olmadığı yönündedir. Öyle ki bağımsız denetçi yeni dönem için seçilmekte olup geçmiş dönem finansal tabloları ile denetçi seçiminin bir ilgisi bulunmamaktadır. Yargıtay kararları da bağımsız denetçi seçiminin finansal tabloların görüşülmesi ile bağlantılı olmadığını destekler niteliktedir (Y. 11.HD. E. 2015/6567, K. 2017/4360K, T. 14.09.2017)
g- Bağımsız Denetçinin İbrası
Bağımsız denetçinin ibrası, görüşülen faaliyet dönemine ilişkin denetimi yapan bağımsız denetçinin ibrasına ilişkin bir konu olup ilgili husus pay sahiplerince artık bağımsız denetçiye karşı ileri sürülebilecek talepleri ortadan kaldıracağından aynı yönetim kurulu üyelerinin ibralarında olduğu gibi finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi halinde bağımsız denetçinin ibrasının da ertelenmesi gerekmektedir.
h- Kâr Payının Dağıtılması
Finansal tablolar görüşülmeden karın ne kadar olduğu tespit edilemeyecek dolayısıyla kâr payı dağıtılması da mümkün olamayacaktır. Kar dağıtımına ilişin karar, finansal tablolar üzerindeki değerlendirmelere bağlı olduğu için kâr payı dağıtımına ilişkin gündem, finansal tabloların ertelenmesi ile otomatik olarak ertelenecektir.
i-Sermayenin Artırılması
Pay sahiplerinin sermaye arttırımına ilişkin kararı doğru bir şekilde verilebilmesi ve sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için finansal tabloları incelemeleri ve bir kanaate sahip olmaları gerekmektedir. Pay sahipleri finansal tabloları inceleyerek şirketin fiili mali yapısını görecek, mevcuttaki yedek akçe ve fonların durumu inceleyerek ilgili husus hakkında karara varacaklardır. Dolayısıyla sermaye artırımına ilişkin gündem maddesi, finansal tabloların ertelenmesi durumunda otomatik olarak ertelenmelidir. Yargıtay da Y. 11. HD., E. 2015/11331, K. 2016/5278 T., 10.5.2016 numaralı kararında esas sermaye artırımına ilişkin gündem maddesinin bilançonun ertelenmesi ile ilgili olduğu ve ertelemeye tabi olduğunu kabul etmektedir.
2- Toplantı Yeter Sayısının Sağlanamaması Sebebi ile Erteleme
Genel kurul toplantısında, usulüne uygun karar alınabilmesi toplantı yetersayılarına ve karar yetersayılarına uyulması gerekmektedir. TTK m. 418 uyarınca toplantının açılabilmesi için gerekli asgari nisap mevcut değilse toplantı ertelenir. Toplantı yetersayısının ve karar yetersayısının teşekkül edip etmediğini ise Genel Kurul Yönetmeliği m. 23/3 ve m. 28/1 hükmünce Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu olan toplantılarda Bakanlık temsilcisi, diğer toplantılarda ise toplantı başkanı hem toplantıya başlamadan evvel hem de toplantı süresince gerekli nisabın sağlanıp sağlanmadığını tespit etmekle yükümlüdür.
İlk toplantıda olağan gündemin yer aldığı genel toplantı nisabı TTK m. 418 uyarınca sermayenin 1/4 temsili, esas sözleşme değişikliklerinde ise 1/2 temsilidir. TTK'da özellik arz eden diğer nisaplar saklı kalmak kaydıyla, eğer ki ilk toplantıda bu nisaplar sağlanamazsa olağan gündemin yer aldığı ikinci genel kurul toplantısında artık toplantı yetersayı aranmaz. Esas sözleşme değişikliği gerektiren genel kurul toplantılarında ise ikinci toplantının toplantı yetersayısı TTK m. 421/1 gereği esas sermayenin 1/3 oranında temsilidir.
Toplantı yetersayısının ilk toplantıda sağlanamaması halinde genel kurul toplantısı ertelenmelidir. Ertelenen toplantıda artık basitleştirilmiş yetersayılar aranır. Ancak Genel Kurul Yönetmeliği m. 21/2'de gündemin değiştirilmemesi kaydıyla ertelenen toplantının önceki toplantının devamı sayılacağı düzenlenmiştir. Bu ise öğretide ertelenen toplantının ilk toplantının devamı mı yoksa yeni bir toplantı mı olduğu yönünde bir tartışma yaratmıştır. Eğer ertelenen toplantı ilk toplantının devamı niteliğinde sayılacaksa en baştaki yetersayıların aranması gerektiği yok ayrı ikinci bir toplantı olarak ele alınacaksa bu halde basitleştirilmiş yetersayılara başvurulması gerektiği dile getirilmiştir.
Yargıtay 11. HD, E.2001/10109, K.2002/1596, T. 22.02.2002 sayılı kararında, toplantı nisabının sağlanamaması sebebiyle yapılan ikinci toplantının hukuki niteliği tartışılmış ve 11.Hukuk Dairesi, ertelenen ikinci toplantının öncekinin devamı niteliğinde olduğunu ve gündemin aynı kalması gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay 11. HD, E.2011/11868, K.2012/20342, T. 13.12.2012 numaralı başka bir kararında ise nisabın sağlanamaması sebebiyle ertelenen toplantılarda, yeni gündem maddelerinin eklenemeyeceğini, aksi halde bu toplantının "ilk toplantı" sayılacağını vurgulamıştır.
3- Katılması Zorunlu Kişilerin Yokluğu Sebebi ile Erteleme
TTK ve Genel Kurul Yönetmeliği hükümleri uyarınca, genel kurul toplantılarında bazı kişilerin hazır bulunması zorunludur:
- Varsa murahhas üyeler ile en az bir yönetim kurulu üyesi,
- Denetime tabi şirketlerde denetçi,
- Genel Kurul Yönetmeliği'nde öngörülen şirketlerde Ticaret Bakanlığı temsilcisi.
Bu kişilerin yokluğu, toplantının yapılabilirliğini ve geçerliliğini doğrudan etkiler.
a- Bakanlık Temsilcisinin Yokluğu
Genel Kurul Yönetmeliği m. 27 ve m. 32, Bakanlık temsilcisi bulunmaksızın yapılan toplantılarda alınan kararların geçersiz olacağını açıkça düzenlemiştir. Öğretide, bu durumun kimi yazarlarca "yokluk" yaptırımına yol açacağı, kimilerince ise sadece iptal sebebi sayılacağı ifade edilmektedir. Yargıtay kararlarında da bu yönde farklı değerlendirmelere rastlanmaktadır.
b- Murahhas Üye, Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetçinin Yokluğu
Murahhas üyeler ile en az bir yönetim kurulu üyesinin toplantıda hazır bulunması TTK m. 407/2'deşekilde öngörülmüştür. Bir görüşe göre ilgili hüküm emredici nitelikte olup bu kişilerin yokluğu halinde alınan kararlar baştan itibaren geçersizdir. Diğer bir görüş ise, kararların geçerliliğinin bu kişilerin toplantıya katılımına bağlı kılınamayacağını, böyle bir yokluğun ancak sorumluluk veya azil sebebi oluşturabileceğini ileri sürmektedir. Daha yumuşak bir yaklaşım ise, bu yokluğun tek başına butlan sebebi sayılmaması gerektiğini, ancak pay sahibinin bilgi alma hakkını engellediğini ve kararın alınmasına etki ettiğini ispatlaması halinde iptal talebinde bulunabileceğini savunmaktadır.
Denetçi bakımından da benzer şekilde farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bir görüşe göre denetçinin yokluğu özellikle finansal tabloların onaylanması, bilanço kararları ve yönetim kurulu seçimleri açısından kararların iptaline yol açar. Başka bir görüş ise, bu yokluğun toplantı kararlarının geçerliliğini etkilemeyeceğini, yalnızca denetçinin sorumluluğu doğurabileceğini belirtmektedir.
Genel kurul toplantısı açıldığında, hazır bulunanlar listesi ve toplantıya katılanların kimlikleri yoklama ile tespit edildikten sonra katılması zorunlu kişilerden herhangi birinin bulunmadığı anlaşılırsa TTK m. 407 ve Genel Kurul Yönetmeliği m. 32 uyarınca toplantıya devam edilmemeli toplantının yapılamadığına dair bir tutanak tutularak, katılımı zorunlu kişinin bulunmadığı ve bu nedenle toplantının icra edilemediği açıkça belirtilmelidir. Akabinde yönetim kurulu, toplantının yapılamadığını ilan ederek, usule uygun şekilde (TTK m. 414 ve Genel Kurul Yönetmeliği m. 11) yeni bir çağrı yapmalı ve süreler ve ilan şekli aynen uygulanmalıdır. Ertelenen toplantının niteliği, ilk toplantı hiç açılmadığından, ilk bir "devam" değil, yeni bir toplantı niteliği taşır. Bu nedenle, tüm gündem maddeleri ikinci toplantıda baştan görüşülür.
4- Toplantı Düzenini Bozan veya Toplantının Yapılmasını İmkânsız Kılan Hâller Sebebi ile Erteleme
Güvenlik sorunları, teknik imkânsızlıklar yahut toplantı düzenini bozan veya toplantının yapılmasını imkânsız kıllan hallerde toplantı başkanı düzeni sağlamakla yükümlüdür. Ancak müdahale ile toplantı düzeni sağlanamıyor ve toplantı icrası fiilen imkânsız hale geliyorsa, başkanın kolluk güçleri ve bakanlık temsilcisinin görüşünü alarak toplantıyı ertelemesi gerekir (Genel Kurulu Yönetmeliği m. 28/5). Yargıtay kararlarında da toplantı düzenini bozan hâllerin toplantıyı sakatladığı vurgulanmıştır. Örneğin Y. 11. HD. E. 2001/10109, K. 2002/1596, T. 22.02.2002 sayılı kararı, toplantı düzeninin bozulması nedeniyle yapılan işlemlerin hukuka aykırılığına işaret etmiştir. Ayrıca, Y. 11. HD, E. 2011/11868, K. 2012/20342, T. 13.12.2012 sayılı kararda, düzen bozukluğu nedeniyle toplantı iradesinin sağlıklı biçimde oluşmadığı hallerde alınan kararların iptal edilebileceğini belirtmiştir.
SONUÇ
Anonim şirketlerde genel kurul toplantısının ertelenmesi, uygulamada farklı sebeplerle sıkça karşılaşılan bir durumdur. Çalışmamızda azlığın erteleme talebi, toplantı yeter sayısının sağlanamaması, katılması zorunlu kişilerin yokluğu ve toplantı düzenini bozan hâller sebebiyle erteleme ihtimalleri incelenmiş, Yargıtay kararları ışığında değerlendirmeler yapılmıştır.
Genel kurulun ertelenmesi, bir yandan pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme haklarını güvence altına almakta, diğer yandan şirketin kurumsal işleyişini korumayı amaçlamaktadır. Özellikle TTK m. 420'de azlığa tanınan finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesini isteme hakkı, kurumsal şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından özel bir öneme sahiptir.
Burada vurgulanması gereken husus, hangi gündem konularının finansal tabloların görüşülmesi ile ilgili olup olmadığıdır. Zira ilk defa görev alacak bağımsız denetçinin veya yönetim kurulu üyesinin seçimi dışında (ki bunlarda dahi öğretisel tartışmaların olduğunu hatırlatmak isteriz); yönetim kurulunun ibrası, kâr dağıtımı, faaliyet raporunun görüşülmesi ve denetçi raporunun değerlendirilmesi gibi konuların hepsinin özü bir şekilde finansal tablolara dayandırılabilmektedir. Bu sebeple, tabloların sağlıklı biçimde incelenmeden bu gündemlerin görüşülmesi pratikte mümkün olmayacaktır. TTK m. 420 çerçevesindeki bir aylık erteleme, yalnızca tablolarla sınırlı gibi görünmekle birlikte, aslında dolaylı olarak bu maddeleri de ertelemiş olur.
Erteleme süresi bakımından, kanunda açıkça öngörülmüş süre yalnızca TTK m. 420'de yer alan bir aylık süredir. Bu düzenleme, yalnızca finansal tabloların müzakeresi bakımından kesin ve bağlayıcıdır. Örneğin toplantının nisap yokluğu nedeniyle ertelenmesi hâlinde, yönetim kurulunun yeni toplantıyı yine kanuni çağrı sürelerine (TTK m. 414 uyarınca en az iki hafta önce ilan) riayet ederek gerçekleştirmesi gerekir. Azlığın talebi dışındaki diğer erteleme hâllerinde sonraki toplantının yapılacağı zaman çağrı prosedürüne bırakılmıştır.
Sonuç olarak erteleme kurumu hem azınlık haklarını koruyan hem de şirketin işleyişini düzenleyen işlevsel bir araçtır. Ancak özellikle finansal tablolar ve bunlara bağlı gündemler açısından, ertelemenin doğru yorumlanması, tutanaklarda açık ve ayrıntılı şekilde belirtilmesi ve Yargıtay içtihatlarıyla şekillenen sınırlar içinde uygulanması büyük önem arz etmektedir.
KAYNAKÇA
Bahtiyar, Mehmet, Anonim Ortaklık Genel Kurulu, Beta Yayınları, İstanbul, 2016.
Başpınar, Veysel, Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Ortaklık Genel Kurulu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2017.
İmregün, Oğuz, Şirketler Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2019.
Karahan, Sami, Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Toplantıları ve Kararları, Yetkin Yayınları, Ankara, 2018.
Moroğlu, Erdoğan, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 6. Baskı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2020.
Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara, 2022.
Poroy, Reha / Tekinalp, Ünal / Çamoğlu, Ersin, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 15. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2022.
Tekinalp, Ünal, Anonim Ortaklıklar Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2023.
Tekinalp, Ünal, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018.
Yıldırım, Mehmet, Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının İptali, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.