4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde; "işçinin işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması" iş akdinin haklı nedenle ve derhal feshi sebebi olarak sayılmıştır.
Ayrıca personel, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymakla yükümlü olduğundan; işyerine alkol almış vaziyette, kendisinin ve çevresindekiler açısından iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde gelmesi İş Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrasının (ı) bendi kapsamında da değerlendirilmelidir. 4857 Sayılı Kanun md. 25/II-(ı) bendinde; "işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi." De haklı nedenle ve derhal fesih sebebi sayılmıştır.
İşçinin işyerinde alkol veya uyuşturucu madde kullanması anılan kanunun 25/II-(d) bendi kapsamında haklı sebeple fesih nedeni olarak sayılmıştır.
Bu hususta dikkat edilmesi gereken husus; anılan kanunun 25/II-(d) bendi kapsamında işçinin işyerine alkol almış vaziyette gelmesi tek başına fesih nedeni olarak kabul edilmemiştir. Madde metninde işçinin işyerine "sarhoş" vaziyette gelmesi koşulu aranmaktadır. Dolayısıyla işçinin işyeri dışında alkol almış olması haklı nedenle ve derhal fesih için yeterli olmayıp, işçinin işyerine geldiğinde "sarhoş olması" koşulu da aranmıştır.
Ancak işçinin işyerinde alkol veya uyuşturucu madde kullanması durumunda ise sarhoş olma, başka bir deyişle iradesinin etkilenmiş olması şartı aranmamaktadır.
Yine anılan kanun metninde alkol kullanımından farklı olarak; işçinin işyerine uyuşturucu madde almış olarak gelmesi halinde bu durum tek başına haklı nedenle ve derhal fesih nedeni olarak düzenlenmiştir. Kanun maddesinden işyeri dışında uyuşturucu madde kullanılması durumunda sarhoşluk veya işçinin iradesinin ve davranışlarının etkilenmiş olması hali aranmadığı anlaşılmaktadır.
Kanunda sarhoşluk kavramının tanımı yer almamaktadır. Ancak öğreti ve yargı kararları ışığında sarhoşluk, işçinin iradesini ve davranışlarını etkiler nitelikte alkollü olma hali olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla işyeri sınırları dışında alkol almış ve bu şekilde işyerine gelmiş olan işçinin iş akdinin feshedilebilmesi için sarhoş vaziyette olması gerekmektedir.
Konuyla ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir kararında1; "...4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25 /II-(d) maddesinde, işyerine sarhoş ya da uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması haklı fesih nedeni olarak düzenlenmiştir. Bu madde gereğince işyerine alkollü gelmenin haklı fesih nedeni olabilmesi için işçinin sarhoş olduğunun anlaşılması ve bu konuda delil sunulması gerekir. Kısaca salt alkollü gelme haklı fesih nedeni değildir. Davalı işveren tarafından, otobüs şoförü olan davacının, "sefere çıkacak şoförün bir gün önce alkol almaması gerektiği" kuralını defalarca bozduğu savunulmakta olup, son olarak davacının 22.10.2012 akşamı alkol aldığı, 23.10.2012 tarihinde otogara geldiğinde ise hala alkolün etkisinde olduğunun görüldüğü belirtilerek tutanak düzenlenmiştir. Ancak dosyaya, davacının bu konuda daha önce uyarıldığına ve tekrarı halinde işten çıkarılacağına dair bir belge davalı işveren tarafından sunulmamıştır. Bir gün önce alkol alan davacının işe geldiğinde sarhoş olduğu da kanıtlanmış değildir. Fesih yukarıdaki hükümler gereğince haklı nedene dayanmamaktadır..." şeklinde gerekçeyle işçinin işyerine alkollü şekilde gelmesinin yeterli olmadığı, işçinin sarhoş vaziyette işyerine gelmesi ve bu durumun işveren tarafında ispat edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Neticede işçinin işyerine alkol almış vaziyette gelmesinin iş akdinin haklı nedenle ve derhal feshi için yeterli olmadığı, işçinin sarhoş olarak gelmesi gerektiği yargı kararlarıyla sabittir.
İşçinin işyerine sarhoş olarak gelmesi ya da işyerinde alkol veya uyuşturucu madde kullanması sebebiyle yapılacak fesih işleminin 6 iş günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiği, fesih sebebinin ispatı için işyerinde tutanak tutulması, olayın şahitlerinin beyanlarının alınması, mevcut ise işçinin bu şekilde davranışlarını ispata yarar kamera kayıtlarının muhafaza edilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca haklı nedenle fesih süreçlerinde işçinin savunmasının alınması zorunluluğu bulunmamakla birlikte; fesih sebebinin ispatı için işçinin fesih konusu olayla ilgili savunmasının alınması değerlendirilebilir.
Footnote
1. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14.02.2018 tarih ve 2006/27396 E., 2006/34577 K. sayılı kararı.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.