ÖZET

Fintek, finans sektöründe geleneksel yöntemlerden ayrılan ve günümüz gereksinimlerine uyum sağlamak amacıyla geliştirilen teknolojileri ifade etmektedir. Mobil bankacılık, dijital cüzdanlar, çevrimiçi yatırım platformları ve akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi teknolojiler, fintek uygulamalarının sıkça karşılaşılan örnekleridir. Türkiye'de fintek sektörünün hızlı büyümesiyle birlikte, rekabetin korunması ve sektörün sürdürülebilirliği için düzenlemelerin önemi her geçen gün artmaktadır. Ödeme hizmetleri alanında gelişen teknolojiler, bu sektörlerde pazar yapılarını etkileyecek dönüşümlere yol açmakta, finansal hizmetler alanında bankalara rakip olan yeni girişimler bir takım rekabetçi endişeleri beraberinde getirmektedir. Rekabet Kurumu'nun fintek sektörüne ilişkin vermiş olduğu önemli kararlar ve Ödeme Hizmetlerindeki Finansal Teknolojilere Yönelik İnceleme Raporu, bu rekabetçi endişelerin neler olduğu ve rekabet otoritelerinin bu endişelere ilişkin yaklaşımı hakkında önemli birer yol göstericidir

Anahtar Kelimeler: Fintek, Finansal Piyasalar, Ödeme Hizmetleri, Bankacılık ve Finans, Dijital Bankacılık, Tüketici Faydası, Pazar Çeşitliliği, Rekabeti Teşvik Edici İnovasyon.

GİRİŞ

Pandemi sonrasında yaşanan dönüşüm süreci ile sektörlerin geleneksel pazarlardan dijital pazarlara geçişi ve tüketici tercih ve beklentilerinin büyük ölçüde bu yönde değişimi ile finans sektörünün en önemli gündem maddelerinden biri dijital dönüşüm olmuştur. Finansal teknolojilerin hızla ilerlemesi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde finansal hizmetlere erişim ve bu hizmetlerin sunulma biçiminde devrim yaratmıştır. Mobil ödemeler, dijital bankacılık, akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi uygulamalarla finansal işlemler daha hızlı ve erişilebilir hâle gelmektedir. Öte yandan bankacılık ve finans alanında gelişen teknolojiler, bu sektörlerde pazar yapılarını etkileyecek dönüşümlere yol açmakta ve çeşitli rekabetçi endişelerin ön plana çıkmasını beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, finteklerin finansal piyasalardaki dönüşümü ve rekabetçi yapıyı nasıl etkilediği üzerinde durulacaktır.

1. FİNANSAL TEKNOLOJİLERE GENEL BAKIŞ

Günümüzde “piyasa” kavramı, finansal piyasalar ve gerçek (reel) piyasalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Finansal piyasalar, mali varlıkların alınıp satıldığı platformlar olarak tanımlanmaktadır. Finansal teknoloji, diğer bir deyişle Fintek1 ise, genelde finans sektöründe özelde ise ödeme hizmetlerinde cereyan eden, klasik finans yöntemlerinden ayrışan ve finans sektörleri bakımından günümüz gereksinimlerine ayak uydurmak amacıyla geliştirilen teknolojilerdir. Fintek; geleneksel bankacılık ve finans piyasası işlemlerinin yavaş, çok fazla prosedürü olan, karmaşık yapısından sıyrılarak hızlı ve efektif çözümler sunan, çağa ayak uyduran teknolojiler sunmayı hedeflemektedir.2

Fintek; bankacılık, ödeme sistemleri, yatırım, sigorta ve kredi gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Örneğin, dijital cüzdanlar ve ödeme uygulamaları, mobil bankacılık, çevrimiçi yatırım platformları ve akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi teknolojiler fintek alanında sıkça karşılaşılan uygulamalardır. Aynı zamanda kullanıcıların finansal işlemleri daha hızlı, daha kolay ve daha erişilebilir bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlayarak büyük veri analitiği ve yapay zekâ gibi teknolojiler ile birlikte risk yönetimi ve dolandırıcılık tespiti gibi alanlarda da etkili olmaktadır. Fintek, finansal sektörde dönüşümü teşvik ederek, geleneksel finansal kurumlarla teknoloji şirketlerinin iş birliğini artırarak daha yenilikçi ve rekabetçi bir ortam yaratmaktadır. Böylece, finansal hizmetlerin erişilebilirliğini artırırken, finansal kapsayıcılığı genişletmek ve gelişmekte olan bölgelerde finansal hizmetlere erişimi olanaklı hâle getirmek gibi önemli faydalar sunmaktadır. 

Türkiye'de fintek kullanımı ve gelişimi son yıllarda önemli bir ivme kazanmıştır. Bu gelişim ile hizmet çeşitliliği de önemli bir derecede artmıştır. Türkiye'de fintek, özellikle mobil ödemeler, dijital cüzdanlar, çevrimiçi kredi platformları ve dijital bankacılık gibi alanlarda hızla yaygınlaşmaktadır. Mobil ödeme uygulamaları, tüketicilerin alışverişlerini cep telefonları aracılığıyla kolayca yapmalarına olanak tanırken, dijital cüzdanlar nakit kullanımını azaltmış ve dijital ödemelerin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Fintek gelişimi açısından Türkiye'de önemli bir adım, 2017 yılında faaliyete geçen Türkiye Elektronik Para AŞ'nin (TEP) kurulması olmuştur. Bu adım, fintek şirketlerinin elektronik para ihraç etmesine ve ödeme hizmetleri sunmasına olanak tanımıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yayınlanan Türkiye Fintek Ekosistemi Durum Raporu'na göre, 2022 itibarıyla Türkiye›de aktif fintek sayısı 629 iken, lisanslı ödeme ve elektronik para kuruluşu sayısı 74, kitle fonlama platformu sayısı ise 8'dir. 2023 yılında ise bu sayının 653'e yükseldiği verisi elde edilmiştir.3 Bu hızlı dönüşüm, finansal teknolojilere yönelik düzenlemelerin de gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. 2021 yılında dijital bankacılıkla ilgili yeni düzenlemeler yapılmış ve bu doğrultuda 2022'de 4 kurum dijital banka kurmak için lisans almıştır. Aralık 2022 itibarıyla toplamda 74 firmaya e-para ve ödeme kuruluşu lisansı verilmiştir. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye'deki birçok banka, yeni uygulamalar geliştirmek, yeni finansal teknolojileri uygulamak ve inovasyonla rekabet avantajı sağlamak için kendi teknoloji iştiraklerini kurmakta, bir takım birleşme devralmalarla finans sektöründe dijitalleşmenin bir parçası olmaktadır. 2022 yılında birkaçı Rekabet Kurulu kararlarına da konu olmuş devralmalar; “PayTabs”'ın “Paymes”'i satın alması, “Papara”'nın “Yuvarla”'yı satın alması, “Mikro Yazılım”'ın ise “e-Mükellef”'i satın alması bu konuda dikkat çekicidir.4

2. REKABET HUKUKU PERSPEKTİFİNDEN FİNTEK

Yeni ödeme hizmeti sağlayıcılarının pazarda yer edinmeye başlamasıyla bankaların tüketicilere sunduğu hizmetlere alternatif, yenilikçi ve dijital tabanlı hizmetler geliştiren banka dışı yeni ödeme hizmeti sağlayıcıları (ödeme kuruluşları, e-para kuruluşları vs.), bankalarla tüketiciler arasına girmekte ve bankaların tüketicilerle doğrudan buluşmasının önüne geçebilmektedir.5 Tüketicilerde farklılaşan hizmet beklentisi, klasik bankacılık sisteminde yaşanan aksaklıklar, finansal erişimi olmayan nüfus sorunu ve müşteri portföy etkisi gibi hususlar finansal dönüşümün hızlanmasına ve finteklerin e-ticaretten fatura ödemelerine, para transferi hizmetinden kitle fonlamasına ve mikro kredilerden açık bankacılığa kadar birçok alanda finansal kapsayıcılığının artmasını sağlarken finans sektöründeki yerleşik oyuncular tarafından ciddi birer rakip olarak görülmeleri sonucunu ortaya çıkarmaktadır.

Bankalar ve fintek şirketlerinin ilişkisi incelendiğinde, başta takas ve hesaplaşma ile EFT sistemleri olmak üzere bir ödeme işleminin gerçekleştirilmesinde; fintek şirketlerinin doğrudan müşteriye hizmet sunabildiği ancak çoğunlukla bankalar ile tüketiciler/işyerleri arasında konumlandığı görülmektedir. Perakende seviyesinde sanal POS, dijital cüzdan, ödeme emri başlatma gibi ödeme hizmetlerinde bankalar ile rekabet hâlinde olan fintek şirketleri, bu hizmetlerin sunumunda bir noktada mevcut bankacılık altyapısına ihtiyaç duymaktadır.6 Bu kapsamda fintek şirketlerinin bankacılık ve ödeme altyapılarına doğrudan erişim sağlayamayarak pazardaki yerleşik oyunculara bağımlı olmaları, fintek şirketleri ile bankalar arasında, bankaların sağlayıcı, fintek şirketlerinin ise alıcı konumunda olduğu dikey bir ilişkiyi doğurmaktadır. Bu ilişki kapsamında fintek şirketleri, bir yandan üst pazarda yer alan bankalardan hizmet alırken diğer yandan alt pazarda bu bankalar ile rekabet etmektedir.

Bu çerçevede pazara yeni giren oyuncuların karşılaştığı ve pazardaki rekabeti olumsuz yönde etkileyen yapısal ve davranışsal sorunlar temel olarak;

  • Yerleşik oyunculara göre inşa edilmiş regülasyon,
  • Yerleşik oyuncuların ayrımcı ve dışlayıcı uygulamaları,
  • Yerleşik oyuncuların ölçek ve kapsam ekonomilerinden kaynaklı avantajları olarak

    sayılabilecektir.7

Bu sorunlar Rekabet Kurumu tarafından yayınlanan “Ödeme Hizmetlerindeki Finansal Teknolojilere Yönelik İnceleme Raporu”nda temel olarak; fintekin ortaya çıkışı, ödeme hizmetleri alanında yeni oyuncuların pazarda yarattığı yıkıcı inovasyon ile bu oyuncuların ürün ve hizmetlerini pazarlamada karşılaştığı zorluklar ile pazardaki inovasyonun ve rekabetin artmasının önündeki engellere değinilerek ve fintek ekosisteminin gelişimi adına birtakım öneriler sunularak ayrıntılandırılmaktadır.

3. ÖDEME HİZMETLERİNDEKİ FİNANSAL TEKNOLOJİLERE YÖNELİK İNCELEME RAPORU8

Ödeme Hizmetlerindeki Finansal Teknolojilere Yönelik İnceleme Raporu'nda, finteklerin ortaya çıkışı, ödeme hizmetleri alanında yeni oyuncuların yarattığı inovasyonlar ve bu oyuncuların pazarlama zorlukları, inovasyonun ve rekabetin artmasının önündeki engeller, büyük teknoloji şirketlerinin finansal pazarlardaki rolü ve fintek ekosisteminin gelişimi için öneriler ele alınmaktadır.

Rapora göre, fintek'in gelişiminin önündeki bazı engeller; yerleşik finansal kuruluşların dışlayıcı davranışları, düzenlemelerden kaynaklanan sorunlar ve pazar dinamikleri olarak belirtilmektedir.

Yerleşiklerin Dışlayıcı Davranışları; tek taraflı eylemler, teşebbüsler arası anlaşma ve uyumlu eylemler ile yok edici devralmalar olarak ortaya çıkabilmektedir. Bahsedildiği üzere fintek şirketlerinin bir yandan üst pazarda yer alan bankalardan hizmet alırken diğer yandan alt pazarda bu bankalar ile rekabet etmeleri, üst pazarda hâkim durumda bulunan yerleşik teşebbüslerin sözleşme yapmanın reddi, fiyat sıkıştırması, üst dilim indirimleri gibi dışlayıcı eylemlere başvurmalarına ve fintek şirketlerinin pazardan dışlanarak pazardaki rekabetin ve yenilikçiliğin sınırlanmasına sebep olabilmektedir. Hâkim durumun tespitinde ise bazı özel durumlarda her bir bankanın kendi müşteri verisi sahipliği noktasında hâkim durumda olabileceği kabul edilebilmektedir.

Ödeme hizmetleri pazarında yerleşiklerin belirlediği standartlar ve koşullar da fintek şirketlerinin pazar girişini ve faaliyetlerini zorlaştırabilmektedir. Bu sorunlar pazarlarda verimsizliğe yol açarak bazı düzenleyici müdahaleleri beraberinde getirmektedir. Bu konudaki en önemli düzenlemelerden birinin Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik olduğu söylenebilecektir. Söz konusu Yönetmelik'in 8. maddesinin birinci fıkrasında, bir ödeme hizmeti sağlayıcısının, sunmakta olduğu ödeme hesabı hizmetleri ve ödeme hizmetlerine ilişkin altyapı hizmetlerinin başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısı tarafından kullanılmak istenmesi durumunda, talepte bulunan ödeme hizmeti sağlayıcısına bu hizmetleri, mevzuattan doğan yükümlülükler ile güvenlik, operasyonel ve teknik gereklilikler saklı kalmak kaydıyla, diğer ticari müşterileri, iş ortakları ve işlem yaptığı diğer ödeme hizmeti sağlayıcıları ile benzer koşullarda sunmakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Yönetmelik'in 59. maddesinin beşinci fıkrasında ise, ödeme hesabı bulunduran tüm ödeme hizmeti sağlayıcılarının, nezdinde bulunan ödeme hesapları ile ilgili olarak hesap bilgisi sağlama ve ödeme emri başlatma hizmetlerini sunabilmek için talepte bulunan tüm yetkili ödeme hizmeti sağlayıcılarına ilgili altyapıyı sağlaması gerektiği belirtilmiştir.

Düzenlemelerden Kaynaklanan Sorunlar: Raporda düzenleyici çerçevenin eksik olması, yeni hizmetlere uygun olmaması veya aşırı düzenlemelerin olması da fintek'in gelişimini engelleyen faktörler arasında sayılmaktadır. Ödeme hizmetleri pazarında finansal istikrarın korunması hedefindeki düzenlemeler, pazarda sınırlı faaliyet alanına sahip, kısıtlı bir risk oluşturabilecek banka dışı yeni oyuncular için çoğu durumda karşılayamayacakları orantısız bir külfetin oluşmasına neden olurken fintek şirketlerinin adil koşullar altında rekabet edebilmelerini engelleyebilmekte, en nihayetinde finansal pazarlarda ve özellikle ödeme hizmetleri alanında pazara giriş engeli oluşturabilmektedir. Öte yandan bazı hizmetler bakımından fintek şirketlerinin düzenleyici çerçeve dışında kalması, tüketicilerin korunması ve ödeme hizmetleri pazarında müşterilerin güveni bakımından endişeler oluşturmaktadır.

Pazar Dinamiklerinden Kaynaklı Sorunlar: Fintek şirketlerinin müşteri sadakatinden doğan potansiyel bir müşteri portföyüne sahip olmaması, potansiyel müşterilere ulaşmak için kullanabileceği veriden yoksun olması, yerleşik oyunculara nazaran düşük marka bilinirliğine sahip olması, görece yüksek sermaye maliyetlerine katlanması ile e ödeme platformları ve cihazlar arasındaki birlikte çalışabilirliğin (interoperability) sağlanamaması örnek verilmiştir.

Son olarak raporda, bu engellerin üstesinden gelmek için çeşitli öneriler sunulmaktadır. Bu öneriler:

  • Daha etkin düzenleyici çerçeveler oluşturulması,
  • Fintek şirketlerine inovasyon yapma ve rekabet etme imkânı sağlanması,
  • Rekabeti kısıtlayıcı davranışların ve anlaşmaların engellenmesi için düzenleyici müdahalelerin düşünülmesi,
  • Veri sahipliği ve dijitalleşmenin önemi göz önünde bulundurularak, her veri setinin kendine özgü oluşu ve ikame edilemezliği dikkate alınması
  • Fintek düzenlemelerinde, finansal istikrarı korumanın yanı sıra rekabetin ve inovasyonun sürekliliğini sağlamak amacıyla farklı niteliklere sahip oyunculara yönelik farklılaştırılmış ve aşamalandırılmış yükümlülükler içeren düzenleyici kurallar getirilmesi,
  • Düzenleyici kuralların oluşturulmasında «düzenleyici deney alanları» benimsenmesi, devlet politikalarında fintek ekosistemine yönelik kamu kaynaklı sermaye desteğine yönelik programların netleştirilmesi ve küçük ve orta ölçekli işletmeler için çeşitli finansman yöntemleri benimsenmesi,
  • Fintek alanında tüketici tercihlerine uygun hizmetlerin geliştirilmesi için toplu pazar verisi oluşturulması ve yeni nesil oyuncuların da klasik finansal oyuncuların erişebildiği verilere erişiminin sağlanması, özellikle zorunlu nitelikteki bankacılık altyapılarına fintek şirketlerinin doğrudan erişebilmesine izin veren düzenlemeler getirilmesi,
  • Finteke yönelik bütüncül ve tutarlı bir ülke politikasının tesisi, kamu otoriteleri arasında yakın işbirliğinin kurulmas

olarak özetlenebilmektedir.

4. FİNTEK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN ÖNEMLİ KARARLAR

Bu doğrultuda Rekabet Kurumu'nun ödeme hizmetleri pazarında ortaya çıkabilecek rekabetçi endişelere ilişkin yaklaşımını ortaya koyabilmek adına belli başlı Kurum kararlarından söz edilmesinde fayda görülmektedir.

İlk olarak Rekabet Kurulu Bankalararası Kart Merkezi A.Ş. (“BKM”) tarafından sunulan kart saklama hizmetine 4054 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca bireysel muafiyet tanınması talebini incelediği kararında9 , bankaların BKM'ye sundukları altyapı ve entegrasyon hizmetlerini pazardaki diğer kuruluşlara sunmamasının, pazardaki rekabeti sınırladığına dikkat çekilmiş ve BKM tarafından sunulan kart verisi saklama hizmetinin bireysel muafiyet koşullarını taşımaması nedeniyle anılan hizmetin sonlandırılması gerektiğine hükmetmiştir.

Kararda Kurul'un yapmış olduğu “…ödeme ile ilişkili birçok hizmet çeşidinde banka dışı ödeme hizmeti sağlayıcısı kuruluşlar ile bankalar arasında yatay bir rakiplik ilişkisi mevcutken, aynı zamanda bankaların sağlayıcı, banka dışı ödeme hizmeti sağlayıcısı kuruluşların ise alıcı konumunda bulunduğu bir dikey ilişki bulunmaktadır. Bu durum ise banka dışı ödeme hizmeti sağlayıcısı kuruluşların bankacılık altyapısını kullanması noktasında bankalarca birtakım zorluklar çıkarılmasını yahut bu kuruluşların faaliyet göstermesini güçleştiren birtakım standartların belirlenmesini beraberinde getirmektedir.” değerlendirmesi fintek sektörü bakımından rekabet hukuku sorunlarına getirilen cevaplar açısından dikkat çekicidir

Rekabet Kurulu'nun 2019 yılında vermiş olduğu PayU/Iyzico devralma kararı10 ise, fintek şirketlerine yönelik önemli bir pazar tanımı içermektedir. Karar, ödeme hizmetleri alanında faaliyet gösteren fintek şirketleri olan PayU ve Iyzico arasında yapılan devralmayı ele almaktadır. Kararda, Kurul tarafından, tarafların faaliyetlerinin sanal POS hizmetleri ve kart verisi saklama hizmetleri pazarlarında örtüştüğü belirlenmiştir. Ayrıca Naspers'in iştiraki olan Letgo'nun varlığı nedeniyle taraflar arasında sanal POS hizmetleri ve çevrimiçi ilan platform hizmetleri arasında dikey bir ilişki olabileceği değerlendirilmiştir. Kurul, yapılan değerlendirmeler sonucunda herhangi bir pazarda hâkim durumun oluşmayacağı veya mevcut hâkim durumun güçlenmeyeceği sonucuna varmış ve işleme izin vermiştir. Bu kararın önemli yönü, Kurul'un ilk kez ödeme hizmetleri alanında faaliyet gösteren finteklere yönelik olarak bir pazar tanımı yaparak, hangi teşebbüslerin ilgili pazarda birbirine rakip konumda bulunduğuna yönelik önemli değerlendirmeler yapmış olmasıdır. Kararda, PayU ve Iyzico'nun bankaların doğrudan rakipleri olduğu vurgulanmaktadır. Bu değerlendirme, gelecekte sektörde yapılacak rekabet hukuku incelemeleri için bir yol gösterici niteliğindedir. Ayrıca değerlendirme yapılan diğer bir pazar olan “kart verisi saklama hizmetleri pazarı”nda da dikkat çekici bir nokta, Kurul'un pazar paylarını hesaplarken “verisi saklanan kart sayısı” gibi çeşitli yöntemleri dikkate almış olmasıdır.

Son olarak Kurul, Türkiye'de faaliyet gösteren banka kartı ve kredi kartı ihraç ve kabul eden bazı bankaların 4054 sayılı Kanun'un 4. ve 6. maddelerini ihlâl ettiğine ilişkin kararında11, Türkiye'de faaliyet gösteren bazı bankaların ödeme hizmetleri ve üye iş yeri edinme piyasasında bazı bankaların sundukları POS hizmetlerine ödeme kuruluşlarının erişimini engellemek ve çeşitli dışlayıcı eylemlerde bulunmak suretiyle rekabet karşıtı davranışlar sergiledikleri iddialarını incelemiş ve ön araştırma sonucunda soruşturma açılmasına gerek olmadığına karar vermiştir.

Şikâyete konu bankalar aleyhine öne sürülen iddialar:

  1. Ödeme kuruluşlarına POS verilmemesi, ödeme kuruluşlarına verilen POS'ların yurt dışı kartlarla işleme kapatılması, bazı kampanyaların ödeme kuruluşlarına verilen POS'lara tanımlanmaması, ödeme kuruluşları ile blokeli veya ertesi gün ödemeli çalışılmaması suretiyle bankaların bir bütün olarak ya da belli iş modelleri özelinde kısmi olarak ödeme kuruluşları ile “sözleşme yapmayı reddettiğine” yönelik,
  2. Ödeme kuruluşları ile blokeli veya ertesi gün ödemeli çalışılmaması, ödeme kuruluşlarıyla yüksek üye iş yeri komisyonu oranları ile çalışılması suretiyle bankaların çeşitli fiyatlama mekanizmaları ile ödeme kuruluşları aleyhine “fiyat sıkıştırması” uyguladığına yönelik,
  3. Tek çekim ödemelerin, taksitli ödemelerin yapıldığı POS'tan yapılmasının zorunlu tutulması “bağlama” uygulaması olarak ele alınmıştır.

Kurul'un yapmış olduğu değerlendirmede, bankalar ve ödeme kuruluşları arasında, POS teminine yönelik olarak, bankaların sağlayıcı ödeme kuruluşlarının alıcı olduğu dikey bir ilişkinin mevcut olduğu; pazarın oligopolistik yapıda olduğu, herhangi bir teşebbüsün %30'un üzerinde pazar payına sahip olmadığı, pazarda çoklu erişim etkisinin bulunduğu da dikkate alındığında pazarda faaliyet gösteren herhangi bir teşebbüsün veya kart programının hâkim durumda olarak kabul edilemeyeceği bu doğrultuda sözleşme yapmanın reddi ve fiyat sıkıştırması gibi şikâyet konusu eylemlerin, mevcut dosya kapsamında rekabet ihlâli olarak nitelendirilemeyeceği; her ne kadar ödeme altyapısına erişim talebi reddedilen ödeme kuruluşlarının rekabette geri kalabilecekleri kabul edilse de bu durumun rekabetin tamamen ortadan kalkmasına yol açmadığı tespitleri dikkat çekicidir.

Öte yandan bağlama uygulamasına ilişkin olarak ise, bankaların ödeme kuruluşlarıyla olan ilişkilerinde dikey nitelikte bir bağlama uygulandığı tespit edilmiştir. Ancak bu uygulamanın grup muafiyetinden yararlanabileceği ve rekabeti kısıtlayıcı etkisi olmadığı değerlendirilmiştir. Bunun sebebi ise söz konusu uygulamanın, kart hamilleri için olumlu bir etki yaratmak ve sadakat programlarının faydasını korumak amacıyla yapılmış olmasıdır.

Sonuç olarak, Kurul, sözleşme yapmayı reddetme ve fiyat sıkıştırması eylemlerinin hâkim durumun kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyeceğine ve bağlama uygulamasının grup muafiyetinden yararlandığına karar vermiştir. Bu nedenle, soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşmıştır.

SONUÇ

Fintek, finans sektörünün birçok alt kategorisinde tüketicilerin finansal hizmetlere erişimini radikal bir şekilde değiştirmektedir. Tüketicilerde farklılaşan hizmet beklentisi ve bu yönde oluşan aktif talep, klasik bankacılık sisteminde yaşanan aksaklıklar, finansal erişimi olmayan nüfus sorunu ve müşteri portföy etkisi gibi hususlar finansal dönüşümün hızlanmasına ve finteklerin e-ticaretten fatura ödemelerine, para transferi hizmetinden kitle fonlamasına ve mikro kredilerden açık bankacılığa kadar finansal kapsayıcılığının artmasını sağlarken finans sektöründeki yerleşik oyuncular tarafından ciddi birer rakip olarak görülmelerini sağlamaktadır. Pazar yapısındaki bu dönüşüm karşısında, mevcut düzenleyici çerçevenin pazar aksaklıklarını çözmekte yetersiz kalması, pazarda rekabet hukuku müdahalelerine konu olabilecek davranışların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Rekabet Kurumu tarafından 2021 yılından yayımlanan “Ödeme Hizmetlerindeki Finansal Teknolojilere Yönelik İnceleme Raporu” ve yakın dönemdeki çeşitli kararlarda finansal teknoloji piyasalarında ortaya çıkan rekabet sorunlarına yönelik Kurul yaklaşımı belirginleşmeye başlamıştır. Önümüzdeki dönemde bu piyasaların olgunlaşmasıyla birlikte bu piyasalara ilişkin Kurul uygulamalarının artması beklenmektedir.

Footnotes

1. “Finansal teknoloji” kavramının kısaltmasından oluşan ve İngilizcede “fintech” olarak geçen “fintek” ifadesi.

2. Finansal Teknoloji Şirketleri ve Geleceğin Bankacılığı: Açık Bankacılık, 2019

3. Startups.Watch Türkiye FinTek Görünümü Raporu, Nisan 2023

4. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, TÜRKİYE FİNTEK EKOSİSTEMİ DURUM RAPORU 2022

5. Rekabet Hukuku Perspektifinden Finans Sektöründeki Yıkıcı İnovasyon ve Finansal Teknolojiler Uzmanlık Tezi, Cüneyd Dal,

6. Rekabet Kurumu, ÖDEME HİZMELERİNDEKİ FİNANSAL TEKNOLOJİLERE YÖNELİK İNCELEME RAPORU, Aralık 2021, s. 25

7. Rekabet Hukuku Perspektifinden Finans Sektöründeki Yıkıcı İnovasyon ve Finansal Teknolojiler Uzmanlık Tezi, Cüneyd Dal, s. 21

8. Rekabet Kurumu, ÖDEME HİZMELERİNDEKİ FİNANSAL TEKNOLOJİLERE YÖNELİK İNCELEME RAPORU, Aralık 2021

9. Rekabet Kurulu Kararı - 12.06.2018, 18-19/337-167

10. Rekabet Kurulu Kararı – 05.09.2019, 19-31/466-199

11. Rekabet Kurulu Kararı – 07.04.2022, 22-16/265-119

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.