Kisisel Verileri Koruma Kurulu ("Kurul"), 27.02.2020 tarih ve 2020/173 sayili karari ile Amazon Turkey Perakende Hizmetleri Limited Sirketine ("Veri Sorumlusu") "Kanunun 9'uncu maddesinde yer alan yeterli korumanin bulundugu ülkelerin Kurulca henüz belirlenmedigi, veri sorumlusunun yazili taahhüdünün Kurum tarafindan onaylanmadigi da dikkate alindiginda, veri sorumlusunun kisisel verilerin yurtdisina aktarilmasi konusunda Kanunun 9'uncu maddesinin (1) numarali fikrasinda yer aldigi üzere ilgili kisilerin açik rizasini almasi gerektigi, ancak veri sorumlusunun yurt disina aktarima iliskin usulüne uygun bir açik riza alma yoluna gitmedigi" gerekçesiyle idari para cezasi uygulamistir1. (Belirtilen gerekçenin disinda baskaca gerekçeler bulunmaktadir.)

Kurul tarafindan uygulanan bu idari para cezasinin, veri sorumlusunun mülkiyet hakkina müdahale teskil ettigi açiktir. Anayasanin 13. Maddesine göre, kanuni dayanaga ve mesru amaca haiz bu müdahalenin ayni zamanda ölçülü de olmasi gerekmektedir. Ölçülülük degerlendirilmesinde, ulasilmak istenen genel kamu yarari ile bireyin temel haklarinin korunmasi arasinda "adil bir dengenin" kurulmasi zorunlu olup2, ayrica ulasilmak istenen mesru amacin önemi ve diger taraftan müdahalenin niteligi, bireyin ve kamu makaminin davranislari da göz önünde tutularak bireye yüklenen külfetin dikkate alinmasi gerekmektedir. Ayrica, adil denge arayisinda kamu makaminin "iyi yönetisim" ilkesine uygun hareket etme yükümlülügü de bulunmaktadir. Bu kapsamda, kamu makami uygun zamanda, uygun yöntemle ve her seyden önce tutarli olarak hareket ederek3, kendi hatalarini ve buna bagli sonuçlarini bireye asiri külfet yüklemeden gidermek zorundadir4.

Somut olayda, (karar özetinden anlasildigi kadari ile) 6698 sayili Kanunun 9. Maddesine uygun olacak sekilde açik rizaya gerek kalmaksizin kisisel verinin yurtdisina aktarimi için taahhütlerde bulunulmus ancak Kurul tarafindan henüz olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemistir. Yine, (Kanunun yürürlüge girmesinden itibaren 4 yil gibi uzun bir süre geçmesine ragmen) Kurul tarafindan yeterli korumanin bulundugu ülkeler de halen açiklanmamistir. Özetle, Kurul kanundan dogan yükümlülükleri yerine getirmekten kaçinmis, süreci belirsiz bir duruma dönüstürmüs, edilgen bir tutum sergilemistir.

Avrupa Insan Haklari Mahkemesinin Beyeler/Italya Kararinda; "idari makamin yillarca sahip oldugu ön alim hakkini kullanmayip sonra birden bire kullanmak istemeleri karsisinda idarenin yarattigi belirsizligin mülkiyet hakkina ölçüsüz bir müdahale olduguna" karar verilmistir. Yine, Avrupa Insan Haklari Mahkemesinin Stretch/Birlesik Krallik Kararinda; "basvurucunun sözlesmenin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine ragmen, idarenin son asamada yetki asimi itirazinda bulunmasini tutarsiz ve ölçüsüz" bulunmustur5. Anayasa Mahkemesinin 2015/6427 Basvuru Numarali Kararinda ise; "kamu makamlarinin binanin yikimi için uzun süre hareketsiz kalmasi, binanin yikilip yikilmayacagi noktasinda belirsiz bir durumun olusmasina sebebiyet verdigi, kamu makamlarinin uzun bir süre boyunca devam eden edilgen tutumlarinin bir anda degisebilecegini öngörülmesinin hakkaniyete aykiri olacagi, kamu makamlarinin tutumlari dikkate alinmadan yikim islemi tesis edilmesinin basvurucuya asiri külfet teskil edecegi ve bu itibarla ölçüsüz müdahale oldugu" kabul edilmistir. Anayasa Mahkemesinin 2016/8880 Basvuru Numarali bir baska kararinda; "yanginin idarenin sorumluluk alaninda gerçeklestigi, cep telefonlarinin yanginda zayi oldugunun kanitlama yükümlülügünün basvurucuya yüklendigi, kamu makamlarinin tutum ve davranislarinin gözetilmedigi, basvuru aleyhine asiri ve olagan disi külfet yüklendigi" tespit edilmistir.

Tüm bu yargi kararlarinda, idarenin tutum ve davranislari hesaba katilmadan islem tesis edilmesi adil dengeyi bozucu mahiyette ölçüsüz müdahale olarak nitelendirilmistir. Somut olay özelinde de durum aynidir. Yukarida ifade edildigi gibi Kurul bir takim yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçinmis, edilgen tutumuyla açik riza gerektirmeyen sekilde yurtdisi veri aktarim sürecini islemez bir hale dönüstürmüstür. Bu asamada, kendi kusurunu dikkate almadan, tüm külfeti veri sorumlusuna yükleyerek "açik riza ile aktarim yapmaliydin" seklinde bir tespit ile alt sinirdan uzaklasilarak idari para cezasi verilmesinin ölçülü olamayacagini düsünmekteyiz.

Kurul bu konu özelinde idari para cezasi uygulamadan "talimatlandirma" yoluyla hukuka aykiriligi giderme yoluna gitmesi veya en azindan alt sinirdan idari para cezasi islemi tesis etmesi ölçülülük adina daha uygun olacagi kanaatindeyiz.

Footnotes

1. Karar özetinin Türkçe tam metni için: https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6739/2020-173

2. Avrupa Insan Haklari Sözlesmesinin 1. Numarali Protokolünün 1. Maddesi Rehberi, Avrupa Konseyi, s.25

3. Anayasa Mahkemesinin Kenan Yildirim ve Turan Yildirim Karari, B. No: 2013/711, 3/4/2014, § 68.

4. Anayasa Mahkemesinin Reis Oto. Tic. Sanayi A. S Karari, B.No: 2015/6578, 1/2/2018, §100.

5. Gemalmaz, H. Burak: Avrupa Insan Haklari Sözlesmesinde Mülkiyet Hakki, Doktora Tezi, 2008, s.492,502

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.