ARTICLE
23 January 2025

Gönüllü Vazgeçme

MT
Mustafa Tirtir Law Firm

Contributor

Mustafa Tirtir Law Firm  logo
Mustafa Tırtır Law Firm has 24 years of experience. It was founded by Atty. Mustafa Tırtır. Our Law Firm is a unique firm that works with criminal cases. We provide professional service to our local and foreign clients in the field of criminal law with a distinguished team.
Gönüllü vazgeçme, TCK'nın 36. Maddesinde tanımlandığı üzere failin suçun icra hareketlerinden kendi isteğiyle vazgeçmesi, kendi çabalarıyla suçun tamamlanması veya neticenin meydana gelmesini kendi.
Turkey Criminal Law

I.) Giriş:

Gönüllü vazgeçme, TCK'nın 36. Maddesinde tanımlandığı üzere failin suçun icra hareketlerinden kendi isteğiyle vazgeçmesi, kendi çabalarıyla suçun tamamlanması veya neticenin meydana gelmesini kendi çabalarıyla gerçekleştirmesidir. Suçun icrası süresinde, suçun tamamlanma aşamasına kadar bütün aşamalarda gönüllü vazgeçme mümkündür. Gönüllü vazgeçme hukuki niteliği itibariyle, cezayı kaldıran şahsi bir sebeptir. Gönüllü vazgeçme teşebbüs aşamasında kalmış suç bakımından failin cezai sorumluluğunu kaldırır. Ancak madde metninde de geçtiği üzere failin gönüllü vazgeçtiği zamana kadar ki icra hareketleri başka bir suç teşkil ediyorsa fail bundan dolayı cezalandırılır. Bir örnekle izah etmek gerekirse; hırsızlık maksadıyla bir kişinin evine giren fail kendi iradesiyle bir şey almaktan vazgeçer ve evden ayrılırsa TCK m.141 kapsamında hırsızlık suçundan cezalandırılmaz. Ancak hırsızlık maksadıyla mağdurun evine girmesi, her ne kadar suçtan gönüllü vazgeçse de hali hazırda konut dokunulmazlığının ihlaline sebebiyet verdiğinden fail burada TCK m.116 kapsamında tamamlanmış suç olan konut dokunulmazlığının ihlalinden sorumlu tutulur. 

2.) Fail suçu tamamlamaktan iradi ve gönüllü olarak vazgeçmelidir. 

Failin TCK 36. Maddesi kapsamında cezai sorumluluktan kurtulabilmesi için suçun tamamlanmamasına yönelik eylemi iradi bir şekilde ve gönüllü olarak gerçekleştirmelidir. Fail kendi çabası ile neticenin meydana gelmesini engellemelidir. Bu çabanın failin kendi iradesinin yansıması olması mutlaktır. Kendi çabasına rağmen neticenin meydana gelmesi halinde gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanamayacaktır. 

Fail seçme olanağı varken kendi iradesiyle suçun tamamlanmasını engellemelidir. Örneğin; fail dış etkenlerden dolayı yani bir polis sireniyle veya bir vatandaşın kendisini görmesi nedeniyle yakalanmamak maksadıyla kaçarsa ve suç tamamlanamazsa failin burada suçun tamamlamamasına neden olan eylemi gönüllü olmadığından fail burada söz konusu suç bakımından teşebbüsten cezalandırılır. 

3.) Konuya dair dikkat çeken bazı Yargıtay Kararları:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2000/133 E., 2000/138 sayılı kararında, “…suç yolunda ilerleyen sanık daha fazla ilerleme olanağına ve kanaatine sahip olduğu halde, suç yolunda ilerlemeyerek icrayı yarıda bırakmışsa vazgeçmenin gönüllü̈ olduğu, buna karşılık fail icraya başlarken göz önünde tuttuğu ve hesaba kattığı risklerden başka bir faktör nedeniyle icra hareketlerine devam etmemişse vazgeçmenin gönüllü̈ olmadığı, icra hareketleri failin elinde olmayan engelleyici nedenlerle bitirilemediğinden eksik kalkışma bulunduğu..” ifade etmiş ve failin göz önünde bulundurmadığı bir sebepten dolayı suçun icrasını tamamlayamaması halini gönüllü vazgeçme kapsamında değerlendirmemiştir. 

Failin gönüllü vazgeçmeden yararlanabilmesi için sonucun gerçekleşmesini mutlaka önlemiş olması gerekir. Ancak failin sonucun gerçekleşmesini engellemesi tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda suçun tamamlanmaması adına ek icrai hareketlerde de bulunması gerekir. 

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2019/1456 E., 2019/2935 sayılı kararında, “Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın 6136 sayılı Yasaya muhalif 7,65 mm. çapındaki yarı otomatik tabanca ile mağduru hedef alıp 2 el ateş ederek batın sol ön yüzde umblikus lateralinde 0,5 cm'lik lezyon, lomber bölgede 0,5 cm'lik lezyon, multipl ince bağırsak yaralanmasına, yaşamsal tehlike geçirmesine sebep olacak şekilde yaraladığı olayda, sanığın aşamalardaki mağduru yaraladıktan sonra olay yerine yakın BOSS otelin önünde bekleyen ambulansın yanına giderek "yaralı var, gelin yardımcı olun" dediği, sanığın çağrısı üzerine ambulans görevlisinin doktor çağırarak mağdura müdahale ettiği, sanığın yardım isteyerek katılanın tedavisini sağladığı..” ifade edildiği üzere fail suça yönelik eylemini tamamlamamakla birlikte mağdurun da durumunun ağırlaşmaması adına ek hareketlerde bulunmuş ve tedavi edilmesini sağlamış olduğu için gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümlerden yararlanabilmiştir. 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi verdiği bir kararda mağdura karşı cinsel saldırı eylemine başladığı ve katılanın aşılabilir direnişi dışında ciddi bir engel neden olmaksızın eylemlerine son vermesi fiilinin teşebbüs aşamasında nitelikli cinsel saldırı olamayacağı,  ancak suçun basit halinden cezalandırılması gerektiği ifade edilmiştir. 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 25.04.2023 tarih, 2021/8764 E., 2023/2413 K. Sayılı kararında “Sanığın, olay tarihinde evde başka bir kişi bulunmadığı sırada başladığı icrai hareketlerini sonuna kadar götürebilme imkânı bulunduğu halde katılanın aşılabilir direnişi dışında ciddi bir engel neden olmaksızın, katılanı zorla öptükten sonra yere yatırıp yüzüne bastırmaktan ibaret eylemine kendiliğinden son verdiğinin anlaşılması karşısında, hakkında 5237 s. TCK'nın 36. Maddesinde gönüllü  vazgeçme hükmü gözetilerek nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten ceza verilemeyeceği, ancak o ana kadar gerçekleşen eylemlerin aynı Kanun'un 102/1 maddesindeki cinsel saldırı suçunu oluşturduğu” şeklindeki karar doktrinde Koca – Üzülmez tarafından bedensel temasın olduğu belirtilerek haklı olarak eleştirilmiştir. 

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 22.03.2023 tarih, 2022/10251 E., 2023/1243 K. Sayılı kararında; “Sanığın neticenin meydana gelmesini engelleyecek bir tavır ve davranış sergilemediği, tamamladığı icrai hareketlerden sonra katılanın ısrarlı yakarışları sonrası katılanı hastaneye uzak bir noktada indirerek olay yerinden kaçtığı, katılanın yardım çığlıkları üzerine çevredekilerin müdahalesi ile kaldırıldığı  hastanede yapılan sağlık yardım ve tedavileri neticesinde eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşıldığından gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Yargıtay, gönüllü vazgeçmede sanığın ciddi bir çabasının bulunması gerektiğini belirtmektedir. 

Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 4.07.2023 tarih, 2022/15624 E., 2023/4629 K. Sayılı kararında; “Katılanın telefonunda başka bir erkek ile olan mesajları görmesi ve çocuklarından katılan eşinin başka bir erkekle görüştüğünü duyması sebebi ile tartışmaya başladıkları, sanığın sinirlenerek önce katılanın yüzüne yumruk attığı, boğazını sıktığı ve tezgahtan aldığı bıçak ile katılanı göğsünden toraksa nafiz olacak şekilde ve sağ bacağından yaraladığı, katılanın yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte olduğu, sanığın elverişli araçla kastını gerçekleştirme imkanı varken pişmanlık gösterip 112'yi arayıp katılanın tedavi altına aldıktan sonra hastane polisine teslim olduğu olayda,  olayın oluş şekli, suçta kullanılan silahın özellikleri, hedef alınan vücut bölgesi dikkate alındığında sanığın kastının öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirildiği, ancak sanığın kendi çabalarıyla neticenin gerçekleşmesini önlemesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesi uyarınca suçun tamamlanmış kısmı esas alınarak sanığın kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına yönelik yerel mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 28.2.2012 tarih, 2011/692 E., 2012/60 K. Sayılı kararında;Ağabeyine ait işyerinde, mağduru öldürmeye yönelik olarak dokuz adedi yaşamsal tehlikeye neden olacak şekilde 24 yerinden bıçaklayan, icra hareketlerini tamamladıktan sonra ve fakat ölüm sonucu gerçekleşmeden önce eyleminden dolayı pişmanlık duyarak mağdurun yaralarına üzerindeki kıyafet ile tampon yapan, ambulans çağıran, büro sahibi olan ağabeyine de haber verip onun da ambulans çağırmasını sağlayan, mağdura ulaşılması kolay olsun diye büro kapısını açık bırakan, bina görevlisine "yukarıda yaralı var, hemen ambulans çağır" diye söyleyerek onu da mağdur ile ilgilenmeye yönlendiren, olay yerine çok yakın bir yerden geçmekte olan emniyet ekiplerine yaralama olayını anlatarak adresi söyleyen, mağdurun çok geçmeden hastaneye yetiştirilmesi ve ameliyat sonucu hayatının kurtulması için aktif eylemde bulunan sanığın; öldürme suçunun icra hareketlerini tamamladıktan sonra, fakat ölüm sonucu meydana gelmeden önce iradi olarak aktif davranışlar ve ciddi çaba göstermek suretiyle, diğer etkenleri de harekete geçirerek kasten öldürme suçunun tamamlanmasını ve sonucun gerçekleşmesini önlediği anlaşıldığından, olayda TCK'nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmektedir.

Bir an için, güvenlik görevlisi olan tanık Selçuk'un da gürültüleri kontrol için yukarı çıkacak olması nedeniyle şehir merkezindeki büroda bulunan mağdura rahatlıkla ulaşılabileceği ve bu nedenle sonucun meydana gelmesini önlemede sanığın eylemden sonraki çabalarının etkili olmadığı söylenebilirse de; saat 22.30 da gerçekleşen ve mağdurun şuurunu kaybederek yere yığılması ile sonuçlanan olayda, sanığın büro kapısını kilitleyerek binadan çıkması ve ambulans çağırma, tampon yapma ve görevlilere haber verme gibi vazgeçme iradesini gösterir faaliyetlerde bulunmaması halinde, gürültüler kesilmiş olacağı için bina sakinlerindeki rahatsızlık da sona ereceği dolayısıyla başka bir kuşku da olmayacağından, güvenlik görevlisi olan tanık Selçuk, işyeri olarak kullanılan ve geceleri kimsenin kalmadığı daireye zorla girmeyi tercih etmeyecek, ifade vermesi için evinden çağrılan ve yaralama olayına ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunmadığı kabul edilen tanık Hatice'nin de görevlilere haber vermesi söz konusu olmayacak, dört adedi kalp, üç adedi batın ve iki adedi akciğerde olmak üzere dokuzu ayrı ayrı yaşamsal tehlike oluşturacak şekilde 24 yerinden bıçak darbesi ile yaralanan ve olaydan sonra kan kaybetmekte olan mağdura ancak ertesi gün mesai saatlerinde ulaşılacak ve ölüm sonucunun meydana gelme olasılığı yüksek olacağından, vazgeçme iradesini ortaya koyan aktif çabaların, sonucun gerçekleşmesini önlemeye yönelik etkin eylemler olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir. Burada sanık hakkında gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanması, öldürmeye teşebbüs değil, silahla kasten yaralama suçundan mağdurdaki yaraların yerlerine ve niteliklerine göre 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. 

4.) Sonuç:

Gönüllü vazgeçme failin kendi iradesiyle, gönüllü olarak, devam etme imkanı varken suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini engellemesidir. Failin gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanabilmesi için suçun icrasını kendi isteğiyle tamamlamamakla birlikte suçun oluşmaması için gerekli önlemleri alması ve ek icrai hareketlerde de bulunması gerekir. Gönüllü vazgeçen fail teşebbüs aşamasında kalan tamamlamadığı suç bakımından cezalandırılmaz. Ancak teşebbüs aşamasında kalan suçun icra harekeleri süresinde başka bir suç işlemişse ayrıca bundan dolayı cezalandırılır. Örnek Yargıtay Kararlarında da konu izah edilmeye çalışılmıştır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More