ARTICLE
1 March 2022

Şiddete Maruz Kalmış Kadın Sendromunun Meşru Savunma Açısından Değerlendirilmesi

ML
MGC Legal

Contributor

MGC Legal is a full-service law firm based in Istanbul, Turkey, and renders services to Turkish and multinational individuals and businesses regarding activities in Turkey and EMEA countries. Practice areas include real estate and construction, brand protection, debt collection, employment, ex-pat matters, immigration, legal research and investigation, project finance, mergers and acquisitions, project management and restructuring, secondment and corporate retainer services, family and inheritance law, and other civil law matters through litigation, arbitration, and other dispute resolution methods.
Aynı zamanda, Türkiye'deki aile içi şiddetin yüksek oranda seyretmesi nedeniyle, şiddete maruz kalmış kadın sendromunun Türk Ceza Hukuku'nda uygulanma olanağı değerlendirilecektir.
Turkey Criminal Law

Özet

Siddete maruz kalmis kadin sendromu, baska bir degisle örselenmis kadin sendromu, kocasindan ve/veya duygusal iliski yasadigi partnerinden devamli fiziksel, duygusal, ekonomik ve cinsel siddet gören kadinlarin psikolojik durumlarini belirten bir kavramdir. Ceza Hukuku'nda ise, partnerinden sürekli sekilde siddet gören kadinin, partnerinin eylemi bittikten sonra onu öldürmesi halini ifade etmektedir. Içtihat hukukunu benimsemis ülke mahkemeleri, partnerlerinin uyguladigi sarsici ve hayati risk içeren siddet sebebiyle partnerlerini öldüren kadinlar için, siddete maruz kalmis kadin sendromunu ceza sorumlulugunu kaldiran veya azaltan bir neden olarak kabul etmistir. Siddete maruz kalmis kadin sendromu yasayan kadinlar, sendrom sebebiyle çaresiz olduklari ve siddetten partnerlerini öldürmek disinda kendilerini koruyamayacaklarini algisini tasimaktadirlar. Yine bu ülkelerin mahkemeleri, siddete maruz kalmis kadin sendromunu, cezayi azaltmak veya vermemek için delil olarak kabul etmektedirler. Her ne kadar siddete maruz kalmis kadin sendromu içtihat hukukunu benimsemis ülke mahkemeleri tarafindan dogrudan dogruya yasal bir savunma nedeni olarak kabul edilmese de, mesru müdafaa, haksiz tahrik, mukayese yetenegini veya ceza sorumlulugunu kaldiran bir neden olarak yorumlanabilmistir. Bu çalismada, içtihat hukuku ülkelerinde siddete maruz kalmis kadin sendromu üzerine yapilan tartismalar ceza sorumlulugu baglaminda tanitilacak, siddete maruz kalmis kadin sendromunun ceza hukukundaki yeri tartisilacaktir. Ayni zamanda, Türkiye'deki aile içi siddetin yüksek oranda seyretmesi nedeniyle, siddete maruz kalmis kadin sendromunun Türk Ceza Hukuku'nda uygulanma olanagi degerlendirilecektir.

Giris

Ülkemizin en büyük ve önemli sorunlarindan birisi kadina yönelik aile içi siddettir. Arastirmalar gösteriyor ki, kadina yönelik aile içi siddet Türkiye'de oldukça yaygindir. Bu kadinlarin aile içinde siddet görmeye baslamasi, içinde büyüdügü ailede baslamakta ve bu sebeple siddet kaniksanmakta ve hayatlarinin ilerleyen dönemlerinde evlilik içerisinde eslerinden gördügü fiziksel, psikolojik ve cinsel siddetle agirlasarak sürmektedir.2 Bu baglamda arastirmalar, Türkiye genelinde evlenmis ya da birlikteligi olan kadinlarin yüzde 39'nunun herhangi bir sekilde siddete maruz kaldigini, bunlardan yüzde 46'sinin ise ugradigi siddetin agir derecede oldugunu göstermektedir.3

Türkiye'de kadina yönelik aile içi siddetin yaygin olusuna karsin yargi dünyasi ve doktrin, içtihat hukukunu benimsemis ülkelerde cezai sorumlululugu kaldiran ve azaltan bir neden olarak degerlendirmektedir. Iste bu cezai sorumlulugu kaldiran veya azaltan neden siddete maruz kalmis kadin sendromu olarak hukuk lügatinda yer bulmaktadir. Her ne kadar Türk Hukuku'nda, içtihat hukukunu benimsemis ülkelere nazaran kavram karsiligi bulmasa da sayin mahkemelerimiz farkinda olmadan da isabetli fakat çok istisnai kararlar verebilmektedir. Örnegin, Kocaeli'nde kendisine 15 senedir düzenli olarak piknik tüpü ve sopalarla siddet uygulayan esini öldüren bir kadin, mesru savunma ve zorunluluk hali geregince beraat ettirilmistir. Bu makalede, aile içi siddet gören kadinlar üzerinde ortaya çikan ve içtihat hukukunu benimsemis ülkelerde genellikle cezai sorumlulugu ortadan kaldiran bir sebep olarak kabul edilen siddete maruz kalmis kadin sendromunu ve ceza hukukundaki yerini, siddete maruz kalmis kadin reaksiyonunun mesru savunmaya yönelik olduguna dair görüsleri, hukuka uygunluk ve hukuka ayrikilik sebeplerini inceleyecegiz.

Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromu

Siddete maruz kalmis kadin sendromu ilk olarak, psikolojik bir kavram olarak ortaya atilmistir. Sendrom, birbirleriyle iliskisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünüdür. Bu baglamda siddete maruz kalmis kadin sendromu, siddet gören kadinlarda seyreden belirli bulgulara niteleme yapmaktadir. Örselenmis kadin sendromu, kadinlarin özgürlüklerini kadin haklari konusunda oldukça duyarli gelismis ülkelerde dahi siklikla görülebilmekte olup kavramin dogusu Amerika Birlesik Devletleri'nde gerçeklesmistir. Siddete maruz kalmis kadin sendromu, aile içinde hayatinin uzun bir döneminde düzenli bir sekilde siddet gören bir kadinin içinde bulundugu ruhsal kosullar sonucunda kendisine siddet uygulayan kisiyi öldürmesini ifade etmektedir.

Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Taniim ve Tarihçesi

1960'li yillarda ortaya çikan kadin hareketinin dogumu, kadinlarin toplum ve aile içinde erkekler tarafindan birakildiklari fiziksel, psikolojik ve cinsel siddete dikkatleri çekmis, bu konuda farkindaligi ve kadin haklari konusundaki bilinci arttirmistir. 1975 yilinda Leone Walker tarafindan ileri sürülen siddete maruz kalmis kadin sendromunun teori olarak ileri sürülüsü ve kamuoyunun gündemine gelmesi de bu sosyal kosullarin sonucu olarak ortaya çikmistir.6 Siddete maruz kalmis kadin sendromunun feminist hareketle birlikte gelmesinin nedeni, siddet içeren iliskilerde ufak istisnalar disinda magdur olan tarafi evli kadinlarin veya bir erkekle özel bir duygusal iliski kuran kadinlarin olusturmasidir.7

Hukuk ve özelde ceza hukuku açisindansa, LenoreWalker'in örselenmis kadin sendromu teorisi, kendilerine siddet uygulayanlari öldüren kadinlarin fiillerini islerken mesru müdafaada bulunduklarini öne sürmelerine olanak saglamistir. Walker'in teorisi siddet gören kadinlarda ortaya çikan sendromun iki anahtar etkene dayandigini; bunlarin, kadinin yasadigi siddet döngüsü ve sonucunda ortaya çikan ögrenilmis çaresizlik oldugunu ileri sürmektedir.8

Psikoloji ve Tip Bilimi Açisindan Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromu

Günümüz birçok klinik tedavi uzmani ve arastirmaci, travma sonrasi stres bozuklugu tanisinin, siddete maruz kalmis kadin sendromunun yapisinin ve semptomlarinin boyutlarinin anlasilmasina isik tutacagini savunmakta ve bu görüs doktrinde genel kabul görmektedir.9

Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, travma sonrasi stres bozuklugunun ayirt edilebilir bir psikiyatrik durum olusudur.10 Bu yüzden, nedeni olan travmatik olayin tanimlanabilmesi mümkündür. Yapilan çalismalar, travma sonrasi stres bozuklugu yasayan siddet görmüs kadinlarin aile içi cinsel ve fiziksel siddete daha agir ve sik maruz kaldiklarini, travma sonrasi stres bozuklugunun semptomlarini ayirt edilebilir bir sekilde yasadiklarini göstermektedir.11 Bu baglamda, özel olarak örselenmis kadin sendromuyla ilgili dogrudan ve kesin bulgular oldugu ileri sürülemese de türevi oldugu ifade edilen "travma sonrasi stres bozuklugu" günümüzde Amerikan Psikiyatri Dernegi'nin Ruhsal Bozukluklarin Tanisal ve Istatistiksel El Kitabinda (DSM IV)12  anksiyete bozuklugu olarak tanimlanmaktir. DSM IV, travma sonrasi stres bozuklugunun belirtileri olarak, travma yasatan olayin çesitli ve tekrarlayan sekillerde günlük yasamda bir daha yasanilmasini, olayi hatirlatan durumlardan kaçinmaya yol açan asiri uyarilma halini, yogun korku ve kaygi hislerini saymaktadir.

Yapilan çalismalar göstermektedir ki, tek basina esten görülen siddetin agirligiyla travma sonrasi stres bozuklugunun etkileri artmamakta, çocuklukta geçirilen siddet içeren deneyimler, daha önce geçirilmis bir anksiyete bozuklugu, siddet uygulayanla geçirilen süre, verilen veya sakinan sosyal destek de semptomlarin agirligini etkilemektedir.13

Toplumumuzda, tecrübe edilen siddetin çocukluktan basladigi, özellikle aile içinde siddet gören kadinlara toplumsal cinsiyet kaliplari nedeniyle yeterli sosyal destegin verilmedigi ve hatta kadinin degersiz görülebildigi kosullarda travma sonrasi stres bozuklugunun kadinlarca agir bir sekilde tecrübe edilebilecegini varsaymak çok kolaydir.

Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Hukuka Uygunluk Sebepleri

Siddete maruz kalmis kadin sendromu, ilk vakalarin kendini göstermesinden bugüne doktrinde, cezai sorumlulugu ortadan kaldiran veya azaltan nedenlerin çesitli türleri kapsaminda ele alinmakta ve sendromun bunlardan hangisi kapsamina girdigi konusunda tartismalar yer almaktadir. Bu bölümde sendromun cezai sorumlulugu ortadan kaldiran veya azaltan nedenlerinin türlerini14 ve siddete maruz kalmis kadin sendromunun hukuka uygun bulunabilme sebeplerine bu baglamda deginilecektir. Aslinda, örselenmis kadin sendromu yasayan faillerin durumunun, somut olayin özelliklerine göre, hangi ceza sorumlulugunu kaldiran veya azaltan nedenler baglaminda degerlendirilmesi gerektigi hususunun degistigini ifade edebiliriz.

Siddete maruz kalmis kadin sendromu yasayan fail, yasadigi siddetin etkisi ve diger sair nedenlerin birlesimiyle bir akil hastaligi yasiyor olabilir. Böyle biri durumda isnat yeteneginin olmadigi ifade edilebilir.15 Yine baska bir olayda, siddete maruz kalmis kadin, gelecekte gerçeklesmesi muhakkak bir saldiriyi önlemek için kocasini öldürmüs olabilir. Böyle bir durumda mesru savunmadan bahsedilebilir ama saldirinin muhakkak olup olmadigi üzerinde durulmasi ve tartisilmasi gerekmektedir.16 Nitekim siddete maruz kalmis kadinlarin yasal savunmada bulunup bulunmadiklari yönündeki tartismalar bu noktada dügümlenmektedir. Diger taraftan, uygulamada da ilk akla gelen çözüm olan haksiz tahrik hükümlerine basvurulabilir.17 Buna karsin asagida da görülebilecegi gibi siddete maruz kalmis kadin sendromu haksiz tahrik halinden de farkliliklar arz etmektedir. Buna karsin kadinin, sendromu yasayacak kadar siddete maruz kalmadigi vakalarda haksiz tahrikten de söz edilebilir. Siddete maruz kalmis kadin sendromunun kusurlulugu kaldiran bir neden olarak ele almak da mümkündür. Gerçekten de agir bir sekilde siddet gören ve bu sendromu yasayan, siddetten baska türlü kaçinma imkâni bulamamis ya da bu ruhsal bozuklugu nedeniyle baska bir imkâninin olmadigina inanan faile kusur isnadinda bulunulmasinin adilligi tartisilmalidir.

Bu nedenle, tartismalarin çözümü için, siddete maruz kalmis kadin sendromu yasayan failler açisindan Kita Avrupasi'nda ortaya çikmis beklenemezlik ilkesinin de degerlendirilmesi gerekmektedir.18

Isnat Yetenegini Ortadan Kaldiran Nedenler Baglaminda Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Hukuka Uygunlugunun Degerlendirilmesi

Günümüzden yaklasik 20 yil öncesinde, siddete maruz kalmis kadin sendromu kavrami içtihat hukukuna tabi olmadan evvel bu sendromun etkisiyle kocasini öldüren kadin saniklar, ya suçlarini itiraf etmis ve sonucunda cezalandirilmislardir ya da cinayet isledikleri sirada isnat yetenegine sahip olmadiklari iddiasinda bulunmuslardir. Siddete maruz kalmis kadin sendromu ile ilgili ilk yasal yakalasimlar, kadinin yerinde olmayan veyahut bozulmus zihinsel ve psikolojik sagligina vurgu yapmis ve bu hali bir isnat yetenegini ortadan kaldiran neden olarak görme egilimini tasimislardir.

Günümüzde çogunlukla, içtihat hukukunu benimsemis ülke mahkemeleri, siddete maruz kalmis kadin sendromunun isnat yetenegini ortadan kaldiran bir akil hastaligi oldugunu kabul etmemekte ve bu baglamda dava konusu olayda da tartismamaktadirlar. Buna karsin, hukukçularin bir kisminda, sendromun üzerinde yapilan tartismalar ve sendromun ruhsal bir rahatsizliga isaret etmesi ve ceza sorumlulugunu ortadan kaldiran ve azaltan nedenler arasindaki yerinin net bir sekilde belirlenmemis olmasi, hala siddete maruz kalmis kadin sendromunun isnat yetenegini kaldiran veya azaltan bir neden oldugu için ceza sorumluluguna etki ettigi yönünde yanlis bir kani uyandirabilmektedir. Bu kaninin, kadinin yasadigi siddetin ve içinde bulundugu kosullarin ikinci planda kalmasina yol açtigi söylenebilir. Bu baglamda deginmek gerekir ki, kadin hareketi, Amerika örneginde oldugu gibi, örselenmis kadinlarin "deli", "akil hastasi", "mazosist" gibi sifatlarla yaftalamalarina karsi çikmistir.

Siddete maruz kalmis kadin sendromu travma sonrasi stres bozuklugunun bir türevi olarak ruhsal bir rahatsizligi ifade ettigi açiksa da, travma sonrasi stres bozuklugunun algilama yetenegini kaldirmadigi ve dolayisiyla bir akil hastaligi olmadiginin üzerinde durulmasi gerekmektedir.

Türk Ceza Hukuku baglaminda konuyu ele aldigimizda ise, isnat yetenegini kaldiran nedenler yas küçüklügü (TCK 31. md), akil hastaligi (TCK 32. md), sagir ve dilsizlik (TCK md. 33) ve geçici nedenler, alkol veya uyusturucu madde etkisinde olmadir (TCK 34. md). Sayilan konu ve maddelerin içeriklerine bakildiginda siddete maruz kalmis kadin sendromunu bunlarin içinde sayilamayacagi açikça anlasilmaktadir. Özellikle isnat yetenegini kaldiran sebepler arasindan akil hastaligi ele alinmalidir çünkü siddete maruz kalmis kadin sendromu kadin psikolojisi ile yakindan baglantilidir.

Kadina uygulanan siddetin süresine, agirligina, geçmis ruhsal travmalarina bagli olarak travma sonrasi stres bozukluguyla beraber veyahut devaminda, siddete maruz kalmis kadinda majör depresyon ve benzeri çesitli ruhsal rahatsizliklarin olusmasi mümkündür. Sayet travma sonrasi stres bozuklugu belirtilerinin yani sira majör depresyon da kadinda gözlemlenebildigi durumda, kadinin isnat yeteneginin olmadigi söylenebilir. Dolayisiyla sayin mahkemelerin de vermis oldugu birçok kararla da sabittir ki, isnat yeteneginin kaybi ve bu kaybin açikça ispati ile, siddete maruz kalmis kadin sendromunun Türk hukukunda uygunluk için bir sebep olusturdugu açiktir.

Mesru Savunma Baglaminda Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Hukuka Uygunlugunun Degerlendirilmesi

Siddete maruz kalmis kadin sendromunun kanunda belirtilmis klasik sartlarini yerine getiren bir mesru savunma içinde mi degerlendirilecegi, yoksa mesru savunmaya iliskin sartlarin genisletilerek özel sartlara uygulandigi özel bir mesru savunma hali mi oldugu veya karma bir ceza sorumlulugunu kaldiran bir nedenle mi karsi karsiya kalindigi kadin hareketinin etkisiyle içtihat hukuku doktrininde hala tartisma konusudur. Aslinda, siddete maruz kalmis kadin sendromunun, içtihat hukukunda ve özellikle ABD ceza hukuku doktrininde çogunlukla mesru savunma hali baglaminda tartisildigi ifade edilebilir.19 Içtihat hukukuyla Türk Ceza Hukuku arasinda yasal savunmanin sartlarinin ele alinisi açisindan farkliliklar bulunmasindan ötürü, bu bölümde tartisma Türk Ceza Hukuku baglaminda degerlendirilecektir.

Türk Ceza Hukukunda, yasal savunmanin sartlari iki ana kisma ayrilmaktadir.20 Bunlar savunmaya ve saldiriya iliskin sartlardir. Saldiriya iliskin sartlar, saldirinin haksiz olmasi, saldirinin sahsa iliskin bir hakka yöneltilmis olmasi ve saldirinin halen mevcut olmasidir.21 Mevcut bir saldirinin olmasi, savunma ile saldirinin hem zaman olmasi anlamina gelmekte, saldiri bittikten sonra savunmada bulunmak mesru sayilmamaktadir.22 Çünkü bu halde, intikam söz konusu olabilmektedir. Ayni paralelde, gelecekteki bir saldiridan önce yasal savunmada bulunmak mesru sayilmamaktadir. Çünkü gelecekteki bir saldiridan kamu organlarina basvurarak kaçinmanin mümkün oldugu ifade edilmektedir.23 Buna karsin, bu konuda kesin ölçüler konulamayacagi, baslamasi muhakkak ve basladigi takdirde savunma imkani bulunmayacak hallerde saldirinin baslamis oldugunun kabulünün gerektigi ifade edilmistir.24

Siddete maruz kalmis kadin sendromu ilk asamada savunmaya iliskin sartlardan mevcut saldirinin bulunmayisiyla mesru savunmadan ayrilmaktadir. Çünkü siddete maruz kalmis kadin sendromunda, fail kendisine siddet uygulayan kisinin saldirisina karsi hem zaman bir savunmada bulunmamakta, örselenmis kadin fiilini saldiri gerçeklestikten belirli bir süre sonra ve yakin bir saldiri tehdidi olmadigi kosullarda islemektedir. Nitekim kendisine siddet uygulayan kisinin saldirisindan belirli bir süre sonra kadin, adam öldürme fiilini islediginden, yukarida bahsi geçen dava örneklerindeki örselenmis kadinlara baktigimizda, kadinlarin cinayetlerini, sogukkanlilikla ve hesaplayarak isledikleri de rahatlikla iddia edilebilir.

Fakat sahsi kanaatim ve çogunluk görüse göre sorun, yalnizca zaman araliginin tespiti açisindan objektif bir sekilde degerlendirilmemelidir. Bu nedenle, ancak gerçeklesmesi faile savunmada bulunmak disinda baska olanak tanimayan bir zaman diliminde olan, gerçeklesmesi bu zaman diliminde çesitli belirtiler nedeniyle faile kesin olarak gözüken saldirinin muhakkak oldugunun kabulünün gerektigini, bununsa süphesiz yakin bir zaman dilimini niteledigini düsünmekteyim. Bu baglamda, siddet uygulayan kocasinin, siddeti önceleyen sözlü tacizlerde bulunmasi örnek olarak verilebilir. Yine bu nedenle, saldirinin muhakkak olup olmadiginin belirlenmesinde sadece zaman dilimi degil, ayrica olayin gerçeklestigi sartlar dâhilinde saldirganinhareketleri de belirleyici olabilecektir.

Mesru müdafaanin savunmaya iliskin sartlari ise, savunmada zorunluluk bulunmasi, saldiri ve savunma fiilleri arasindaki orandir.25 Savunmada zorunluluk bulunmasinin tespitinde, hal ve sartlar nispi bir sekilde göz önüne alinir ve siddet kullanip kullanmama seçeneginden çok savunmada bulunacak kisinin tehlikeyi uzaklastirma olanaklarina bakilir.26 Kadinlarin fiziksel özelliklerinin bu baglamda degerlendirilecegi rahatlikla söylenebilir. Saldiri ve savunmanin arasindaki orantinin belirlenmesindeyse, savunma yapilirken kullanilan vasitalar dikkate alinir ve savunma dolayisiyla zarara ugratilan hakla saldiriya ugrayan hak arasinda degerlendirmeye gidilir.27 Bu degerlendirmelerin net bir sekilde yapilabilmesi saldiri altinda bulunan kisinin içinde bulundugu durum ve kisisel özelliklerinin de degerlendirilmesini gerektirmektedir.28

Siddete maruz kalmis kadin sendromu yasayan kadinin, kendi fiili ve yönelen saldiri fiili arasindaki yine zamansal farklilik yüzünden yasal savunmanin sayilan bu sartlarini da ilk elde tasimadigi belirtilebilir. Çünkü siddete maruz kalmis kadin sendromu yasan failin durumunda, savunmanin zorunlu olmadigi, kadin kendinin zorunda oldugunu algilasa dahi gelecekteki bir saldirinin önlenmesi için kullanilan vasitanin da orantisiz kalacagi belirtilebilir. Örnegin, siddete maruz kalmis kadin Hughes davasi29  örneginde oldugu gibi, uyuyan kocasini baglayarak etkisizlestirmek yerine onu yakmayi veya vurmayi tercih etmektedir. Diger taraftan, saldiriya ugrayan hak ile zarar verilen hak arasinda oranin oldugu da rahatlikla söylenemez. Çünkü gelecekteki bir saldiriyla fiziksel siddet görecegini, sonuçta fiziksel olarak hirpalanacagini bilmekte ama gelecekte yasayacagi bu siddetten dolayi kocasini öldürmeyi tercih etmektedir.

Yine de siddete maruz kalmis kadin sendromunun söz konusu oldugu hallerde, savunmaya iliskin sartlar, saldiriya iliskin sartlara nazaran, araç ve konu bakimindan oranin degerlendirilmesinde faillerin kisisel özelliklerinin de belirleyici olmasi nedeniyle yasal savunmanin sartlarindan en az farklilik gösteren özelligidir. Çünkü kadinin, kendisinden fiziksel gücü yüksek olan bir erkegi yaralayarak durdurmasindan çok öldürerek veya daha agir vasitalar kullanarak durdurmasi her zaman daha mümkün ve beklenilebilirdir, meger ki saldiri muhakkak olsun.

Kisacasi, sahsi kanaatimce mesru savunma siddete maruz kalmis kadin sendromunda kismen hukuka uygunluk nedeni kapsaminda degerlendirilebilir. Fail siddete maruz kalmis kadin uzun zaman bu korkuyla yasamis ve yine bir siddet aninda karsilik vererek öldürürse fikrimce mesru savunma sayilabilmektedir. Fakat öldürme eylemini, siddete maruz kalmis kadinda, yukarida siddeti önceleyen sözlü taciz gibi örneklerle siddet korkusu uyandirmaksizin uzun bir süre düsünüp planlayarak yapmasi durumunda mesru savunma kapsaminda degerlendirilemeyecegi kanaatindeyim.

Haksiz Tahrik Baglaminda Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Hukuka Uygunlugunun Degerlendirilmesi

Ceza hukukunda, yasal savunma halinde henüz sona ermemis, baska türlü bir korunma imkani bulunmayan haksiz bir saldiriya karsi savunma amaciyla karsilik verilmesinin söz konusu oldugu; buna karsin haksiz tahrikte sona ermis haksiz bir fiile, zorunlu olmamakla birlikte karsilikta bulunuldugu kabul edilmektedir.30 Böylelikle, bir hakka yönelik saldiri devam etmekteyken haksiz tahrik müessesi ile mesru savunma arasinda sadece bir yogunluk farki bulundugundan mesru savunma hükmü uygulanmaktadir.31 Bu nedenle, örselenmis kadin sendromu söz konusu oldugunda, kadinin fiili kendisine uygulanan saldiri fiili bittikten sonra gerçeklestiginden, içtihat hukukunun uygulandigi mahkemeler tarafindan haksiz tahrik halinin degerlendirilmesi yoluna gidilmistir. Haksiz tahrik failin kusurlulugunu azaltan ve cezayi hafifleten bir neden olup, objektif unsurunu tahrik fiili, sübjektif unsurunu ise failin hissettigi hiddet ve siddet olusturmaktadir.32 Siddete maruz kalmis bir kadinin durumunda her iki unsurun da gerçeklestigi ilk elde söylenebilir. Ama bu, siddete maruz kalmis kadinlarin haksiz tahrik etkisiyle suç isleyen faillerden ayrilan kendine has özelliklerinin olmadigini göstermez.

Siddete maruz kalmis kadin sendromunu akil hastaligi olarak saymak mümkün gözükmese de, travmaya tekrarlayan maruz kalislarin ve bu baglamda siddete maruz kalmis kadin sendromu için öne sürülen semptomlarin, belirli bir stereotipi olusturdugu ve bu stereotipten az miktarda sapmalar oldugunun gözlemlendiginin üzerinde durulmasi gerekmektedir.

Kocasindan, yogun ve süregelen siddet görmeyen ve travma sonrasi stres bozuklugu yasamayan kadinlarin siddet sonrasi suç islemeleri hallerinde tabii ki haksiz tahrikten söz edilebilir. Yine cinsel siddette fiziksel siddet bir vasita olarak kullanildigindan kanaatimce aralarinda konu baglaminda ele alinacak bir farklilik olmasa da, salt duygusal siddet vakialarinin da haksiz tahrik hali içerisinde degerlendirilebilecegi söylenebilir. Zira bu gibi durumlarda, travma sonrasi stres bozuklugunun da olusmayabilecegi düsünülebilecegi gibi, yasanan travmanin düzenli agir fiziksel siddet gören kadinlarla denk olmayacagi da belirgindir. Zaten, genellikle fiziksel siddetle beraber sözel ve duygusal siddetin de ortaya çiktigi gözlemlenebilir. Kisacasi kanaatimce haksiz tahrik, siddete maruz kalmis kadin sendromu yasan fail kadin için hukuka uygunluk sebebi teskil edebilir.

Beklenemezlik Ilkesi Baglaminda Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Hukuka Uygunlugunun Degerlendirilmesi

Beklenmezlik ilkesi olarak ele alinan siddete maruz kalmis kadinin, ruhsal sikintisini çektigi travma sonrasi stres bozuklugu ve yukarida deginildigi gibi partnerinden düzenli ve devamli bir sekilde gördügü agir fiziksel siddetin, kadinin iradesinin olusum sürecini bozan olagandisi sartlari olusturdugu, bu nedenle kadindan hukuka uygun bir davranista bulunmasinin istenemeyebilecegini, sendromun beklenemezlik ilkesi baglaminda degerlendirilmesi gerektigini düsünmekteyim.

Siddete maruz kalmis kadin sendromunun beklenemezlik ilkesi baglaminda ele alinmasinin ilk yolu, beklenemezlik ilkesi baglaminda manevi cebrin düzenlendigi kanun hükmünün33 kiyasen ele alinmasidir.

Siddete Maruz Kalmis Kadin Sendromunun Hukuka Aykirilik Unsuru

Yukarida bahsedildigi üzere, siddete maruz kalmis kadin sendromunun doktrinde, ögretide ve mahkeme kararlarindan aktif kullanimi ve pratik hayata dahil edilip göz önünde bulunudurularak mahkemelerce karar verilmesi, içtihat hukukunu benimsemis ülkelerde söz konusu olmaktadir. Türk hukukunda siddete maruz kalmis kadin sendromunun uygulama alani bulmadigini ve tahminimce de bulamayacagini fakat bulmasinin yerinde olacagini belirtmeliyim. Fakat Türk ceza hukukunda ve Türk hukuku sisteminde pratikte uygulanan 'Sinirin Asilmamasi'34 unsuru, kanaatimce ve çogunluk görüsçe de uygulama alani bulabilir.

Sinirin asilmamasi hükmüne göre, mesru savunmada sinirin asilmasi mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telastan ileri gelmis ise faile ceza verilmez. Siddete maruz kalmis bir kadinin mesru savunmada siniri astigini ve bunu mazur görülebilecek bir korkuyla yaptigi rahatlikla söylenebilir. Ancak yukarida deginilen basliklar ve konular isiginda da söylenebilir ki, önceden planlanan, isnat yetenegini ortadan kaldirmayan, haksiz tahrik olusturmayan her durum, siddete maruz kalmis kadin sendromunun hukuka aykirilik unsuru sayilabilir ve dolayisiyla fail kadin hukuka aykiri bulunan eyleminden ötürü cezai sorumlulugunu kaybetmez ve gereken cezayi alir.

Siddete Maruz Kalmis Kadin Reaksiyonunun Mesru Savunma Kapsaminda Ele Alinmasina Yönelik Görüsler

Terminolojik olarak Amerika Birlesik Devletleri'nde ortaya çikan siddete maruz kalmis kadin sendromu, uzun süre saldiriya ugrayan kisinin ögrenilmis çaresizlik içinde, halen mevcut bir saldiri olmadigi zamanda gerçeklestirmis oldugu hareketleri içinde barindirmaktadir. Bu sendrom kapsaminda gerçeklestirilen ölümcül savunma hareketinin mesru savunma kapsaminda olup olmadigi gerek içtihat hukuku, gerekse doktrinde tartismalidir. Kötü muameleye maruz kalmis kadin sendromu kapsaminda, savunma hareketi yapildigi sirada pasif konumda olan saldirgan üzerinde ölümcül kuvvet kullanilmasi konusu, mesru savunma kapsaminda mevcut ya da tekrari muhakkak bir saldirinin bulunup bulunmamasi ile savunma hareketinin gerekliligi ve orantililigi açisindan degerlendirilmistir. Amerikan ve Türk yargi kararlari ile doktrin görüsleri incelendiginde, konuyu mesru savunma kapsaminda degerlendirenler oldugu kadar, bu iki kriterin yoklugu veya farkli yorumlanmasi sonucu mesru savunma disinda baska kurumlarin uygulama alani bulmasi gerektigini ifade eden görüsler de bulunmaktadir.

Siddete maruz kalmis kadinin, saldirgani uyurken veya o sirada baska bir is yaparken öldürmesi halinde gerçeklesen olaylarda, söz konusu sendromun mesru savunma kapsaminda olup olmadigi Amerikan hukukunda tartisma konusu olmustur. Siddete maruz kalmis kadin sendromunun mesru savunma ile baglantisinin en net görüldügü vakalardan biri olan State v. Norman davasinda35, saldirgan, karisi Judy Norman'i fuhusa zorlamis, yillar süren saldirilari boyunca kadini yumruklamis, kirik bira siseleriyle saldirmis ve beysbol sopasiyla defalarca vurmustur. Zaman zaman Judy Norman'i kedi-köpek mamasi yemeye zorlamis, havlamayi reddetmesi halinde onu dövmüstür. Olay günü, Judy Norman'i bogazini keserek öldürmekle tehdit etmis, üzerinde sigara söndürmüstür. Judy Norman, olaydan bir süre geçtikten sonra annesinin evinde silah bularak bunu almis, esinin yanina gitmis ve uyudugu sirada saldirgan esini öldürmüstür.36 Söz konusu davada sanigin saldirgan esini uykuda öldürmesinin mesru savunma kapsaminda degerlendirilip degerlendirilemeyecegi tartisilmis ve sanigin, saldirgan esinin sürekli bir terör saltanati altinda bulundugu sirada bir ara bularak kendini savundugu karari verilmistir.37

ABD mahkeme kararlari incelendiginde, bu sendrom altinda savunma hareketini gerçeklestirmis olan kadina mesru savunma hükümlerinin uygulanabilmesi için, somut olayda bu sendromun özelliklerinin var olup olmadiginin bir psikiyatrist tarafindan tespit edilmesi yoluna gidilmistir. Dolayisiyla karara konu vakalarda tartisilan bir diger husus, kadinin savunma hareketinin mesru savunma bakimindan delillerle iliskilendirilebilmesi, olayda kötü muameleye maruz kalmis kadin sendromunun söz konusu oldugunu gösteren bir delilin bulunup bulunmadiginin tespiti yönündedir.38

ABD hukukunun yani sira, siddete maruz kalmis kadin sendromu argümaninin ceza hukukunda mesru savunma kapsaminda mi degerlendirilecegi yoksa kusurlulugu etkileyen ya da kaldiran bir neden olarak mi ele alinmasi gerektigi Türk hukukunda da tartisma konusu olmustur.

Söz konusu sendromun argüman olarak kullanildigi çogu olayda, kadina karsi halen mevcut bir saldiri olmamasina ragmen, düzenli hale gelmis siddetin devam eden bir saldiri olarak gündeme gelmesi söz konusudur. Bu nedenle de gerek karsilastirmali hukukta gerekse Türk hukukunda, mesru savunma hukuka uygunluk nedeninin bu sendromun etkisi görülen olaylar bakimindan uygulama alani bulup bulamayacagi sorunu tartisma konusu olmustur. Türk doktrininde, kötü muameleye maruz kalmis kadin sendromunun mesru savunma kapsaminda degerlendirilmesiyle ilgili olarak, savunma aninda mevcut bir saldirida bulunmayan saldirgana karsi ölümcül kuvvet uygulanmasinin, mesru savunmanin kapsamini haddinden fazla genisletecegi ve intikam duygusuyla islenmis öldürme eylemlerinin de bu kapsama alinmasi sonucunu doguracagi endisesi ifade edilmistir.39

Doktrinde bir görüs, siddete maruz kalmis kadin sendromu altinda siddete maruz kalan bir kadinin esini öldürmesi halinde, failin sahsindan kaynaklanan bir durum söz konusu oldugu için bunun bir mazeret nedeni olarak kabul edilmesi gerektigini ifade etmektedir. Örnegin bir kadinin kendisine siddet uygulayan esini, her an kendisine saldirabilir olarak algilamasi, aslinda psisik boyutta dogru gitmeyen bir durumun varligini göstermektedir. Burada kadinin gerçeklerle bagi kesilmistir ve bu durum, mesru savunmaya degil, mazeret nedenine isaret etmektedir. Siddete maruz kalan kadinlarin durumuna bu sekilde yaklasan görüs, söz konusu sendromun varligini kadinin algilama yetenegini etkileyen bir hastalik olarak nitelendirebilmekte ve bunun "geçici akil hastaligi" sayilarak cezayi kaldiran nedenlerden kabul edilebilecegi yorumunu yapmaktadir.40 Belirtmek gerekir ki bu görüs, Amerikan kadin örgütleri tarafindan, siddete maruz kalmis kadinlarin "deli", "akil hastasi", "mazosist" gibi sifatlarla damgalanmasi sonucunu dogurabilecegine dikkat çekilerek, olumsuz sekilde elestirilmistir. Türk doktrininde de, siddet sarmalinda sikisan kadinlarin yasadigi duygu durumunun bir akil hastaligi olarak görülmemesi gerektigi ifade edilmistir.41 Siddete maruz kalan kadin sendromunun mesru savunma kapsaminda degerlendirilemeyecegi görüsünü tasiyan Taskin, meselenin akil hastaligina bagli bir mazeret nedeni olarak ele alinmasina yönelik itirazlari yerinde gördügünü belirtmistir.42

Kanaat

Yargitay'in siddete maruz kalmis kadinlarin, kendilerine siddetuygulayan kisiyi öldürmeleri halinde haksiz tahrik hükümlerini uyguladigi kararlari bulunmaktadir. Yargitay, düzenli sekilde alkol kullanan ve kendisine siddet uygulayan esini öldüren bir kadin hakkinda verilen ve yasanan bu siddetin haksiz tahrik kapsaminda degerlendirilmesi gerektigi sonucuna varan bir yerel mahkeme kararini onamistir.43

Söz konusu olay günü, uzun süredir esinin siddetine maruz kalan kadin, esi tarafindan dövülmüs ve elleri ile ayaklari baglanmistir. Kadin, zorlukla ve sans eseri telefona ulasmis ve babasi ile ablasindan kendisini kurtarmalarini istemistir. Babasi ile kardesi yardimina gelmisler ancak esi ile tartisma yasamislar, esin fiziksel saldirisina ugramislardir. Ablasinin ellerindeki bagi çözmesinin ardindan, esine ait olan ve koltukta duran biçagi alan kadin, esini öldürmüstür. Burada mahkeme, kadini kasten öldürme suçundan mahkum etmis ve failin suçu, kendisine uygulanan siddetin yarattigi haksiz tahrikin etkisi altinda isledigini belirterek cezayi indirmistir.

Siddete maruz kalmis kadin sendromunun haksiz tahrik kapsaminda degerlendirilmesi gerektigini savunanlarin ortak bakis açisi, söz konusu sendromun mesru savunmanin sartlarini "zorlama" sekilde genisletmesi ve intikam duygusuyla öldürme eylemi gerçeklestiren vakalarin da bu kapsama sokulacagi endisesidir. Doktrinde, kötü muameleye maruz kalmis kadin sendromunun mesru savunma kapsaminda degerlendirilmesinin, kavramin genisletilerek yeni sorunlar yaratabilecegi belirtilmektedir.

Yerel mahkemeler de bazi kararlarinda, kötü muameleye maruz kalan kadinin, kendisine kötü muamelede bulunan esini, mevcut bir saldirinin bulunmadigi bir zaman araliginda öldürdügü olayda, mesru savunmanin varligini kabul etmis ve beraat karari vermistir. Örnek bir olayda, siddet gören G. K., esi koltuga yaslanip sigara içtigi bir anda elektrikli sobanin kablosuyla onu bogmaya çalismistir. Ilk denemesinde basarili olamamis, ardindan korkarak durmus ve U. K.'ya su getirmistir. U. K.'nin "beni bog, yoksa çok kötü olacak" demesiyle saldiri tehdidini yeniden hisseden G. K. ise ikinci girisiminde U. K.'yi kabloyla bogarak öldürmüstür.44

Söz konusu olayda Sakarya Agir Ceza Mahkemesi, "Maktulün kendisine çok daha agir siddet uygulayabilecegini, hatta öldürebilecegini düsünerek yeniden maktulün bogazini sikip öldürmesi seklinde sonuçlanan olayda sanigin mesru müdafaa sartlari içinde öldürdügü kabul edilmelidir. Olayin gerçeklesme örgüsü mesru müdafaa haline tam olarak uymakta olup hukuka uygunluk ve beraat sebebi olusturmaktadir. Sanigin eylemi sonradan pisman olmak ve hayata yeniden döndürmek için bazi hareketlerde bulunmus olmakla birlikte dogrudan maktulü öldürmeye yöneliktir. Sinirin asilmasi söz konusu degildir. Yani sanik mesru savunma sartlari içerisinde maktule yönelik etkili eylem uygularken amaci zaten onu öldürmektir. Hukuka uygunluk sebebinin varligi nedeniyle sanigin beraatine karar verilmistir." gerekçesiyle, G. K.'nin eyleminin mesru savunma kapsaminda olduguna karar vermis ve daha sonra bu karar Yargitay 1. CD tarafindan onanmistir.45

Sonuç

Siddete maruz kalmis kadin sendromu aile içi siddetin yogun olarak yasandigi toplumlarda magdur olan kadinlarin ruhsal durumlarinin anlasilmasina yardimci olmustur. Diger yönden bu kavram, toplumumuzda siklikla siddetin magduru kadinlar açisindan Türk yargi organlarinin daha saglikli kararlar vermesi için yön gösterici olabilir.

Türk Ceza Hukuku açisindan, siddete maruz kalmis kadin sendromunun, beklenemezlik ilkesi kapsaminda, Türk Ceza Kanunun 28. maddesinin lehe kiyasen ele alinmasiyla veya 27. maddesinin 2. fikrasi baglaminda uygulama alani bulabilecegini düsünmekteyim.

Siddete maruz kalmis bir kadinin ruhsal ve fiziksel kosullari nedeniyle, mesru savunma siniri astigi ve bunu stres sonrasi travma bozuklugu nedeniyle mazur görülebilecek bir korkuyla yaptigi rahatlikla söylenebilecegi gibi, gördügü yogun ve devamli siddeti onda manevi cebir olusturdugu da ifade edilebilir.

Kavramin ceza hukuku açisindan asil önemiyse tip ve psikoloji gibi diger bilim alanlarindaki bulgu ve teorilerin, rahatsizliklarin ceza hukuku doktrininde yol açabilecegi degisim ve ilerlemeler için önemli bir tartisma konusu teskil etmesidir.


Kaynakça

  • APAYDIN, Cengiz, "Kötü Muameleye (Siddete) Maruz Kalan Kadin Reaksiyonunun Mesru Savunma Hukukundaki Yansimalari", Terazi Hukuk Dergisi, C: 12, No: 125, Ocak 2017, s. 44-52.
  • AYDIN, Devrim, "Yeni Türk Ceza Hukukundaki Haksiz Tahrik", AÜHFD, C.54, S.1, (225-253), 2005.
  • BAGIMSIZ ILETISIM AGI HABER KAYNAGI, 'Siddet Gördügü Kocasini Öldüren Kadin Beraat Etti.', 16 Mart 2016, 16.10, ((https://m.bianet.org/bianet/kadin/173066-siddet-gordugu-kocasini-olduren-kadin-beraat-etti)).
  • BIGGERS, J.R, "A Dynamic Assesment of the Battered Woman Syndrome and Its Legal Relevance", Journal of Forensic Psychology Practice, V.3:3, (1-22), 2008.
  • BOTTALICO, Barbara/BRUNI, Tommaso, "Post Traumatic Stress Disorder, Neuroscience, and the Law", International Journal of Law and Psychiatry, V. 35, (pp. 112-120), 2012
  • COOKSON, Cara, ConfrontingOurFear: Legislating Beyond BatteredWomanSyndromeandTheLaw of Self Defense in Vermont", VermongLawReview, Vo. 34, (pp. 415-447), 2009.
  • DEMIRBAS, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Baski, Seçkin, 2009, Ankara.
  • DILBER, Alev, Türk ve Amerikan Ceza Hukukunda Mesru Savunma (Yüksek Lisans Tezi), Özyegin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Haziran 2014.
  • DÖNMEZER, Sulhi/ERMAN, Sahir, "Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku", Genel Kisim, Cilt 2, Sulhi Garan Matbaasi, Istanbul, 1974.
  • O'KEEFE, Maura, "Posttraumatic Stress Disorder Among Incarcerated Battered Women: A Comparison of Battered Women Who Killed Their AbusersandThose Incarcerated for Other Offenses", Journal Of Traumatic Stress, Vol. 11, No. 1, (71-85), 1998.
  • ÖZBEK, Veli Özer, et. al., Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Baski, Seçkin, Ankara, 2011.
  • ÖZEN, Muharrem, Türk Ceza Hukukunda Mesru Müdafaa, Seçkin, Ankara, 1995.
  • RUSSEL, Brenda L., Battered Women Syndrome As a Legal Defense, History Effectiveness and Implications, McFarland, USA, 2010.
  • TASKIN, Ozan Ercan, "Kötü Muameleye Maruz Kalmis Kadin Reaksiyonu: Mesru Savunma mi, Mazeret Nedeni mi?", Ceza Hukuku Dergisi, C: 8, No: 21, Nisan 2013, s. 104-117.
  • TÜRK CEZA KANUNU, s. 5237.
  • ÜNER, Sunday/YÜKSEL, Ilknur/KOÇ, Ismet/ERGÖÇMEN, Banu/TÜRKYILMAZ, Ahmet, "Sonuçlara Genel Bir Bakis", Türkiye'de Kadina Yönelik Aile Içi Siddet Arastirmasi, Ankara, 2009, s. 185, ((http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/eski_site/tdvaw/doc/Ana_Rapor_Mizan_1.pdf)).
  • (www.lexisnexis.com)
  • (www.milliyet.com.tr)
  • (www.legalbank.com)

Referanslar

  • 1 Çesitli makale ve kaynaklarda, çogunluk görüs ve kullanimda 'örselenmis kadin sendromu' olarak da bilinmektedir. Türkçe uygunlugu ve anlasilabilirligi sebebiyle siddete maruz kalmis kadin deyiminin daha yerinde oldugunu düsünmekteyim.
  • 3 ÜNER, Sunday/YÜKSEL, Ilknur/KOÇ, Ismet/ERGÖÇMEN, Banu/TÜRKYILMAZ, Ahmet, "Sonuçlara Genel Bir Bakis", Türkiye'de Kadina Yönelik Aile Içi Siddet Arastirmasi, Ankara, 2009, s. 185 ((http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/eski_site/tdvaw/doc/Ana_Rapor_Mizan_1.pdf)).
  • 4 Bagimsiz Iletisim Agi, 'Siddet Gördügü Kocasini Öldüren Kadin Beraat Etti.', 16 Mart 2016, 16.10, ((https://m.bianet.org/bianet/kadin/173066-siddet-gordugu-kocasini-olduren-kadin-beraat-etti))
  • 5 Vikipedi, 'Sendrom', ((https://tr.wikipedia.org/wiki/Sendrom))
  • 6 BIGGERS, J.R., "A Dynamic Assessment of the Battered Woman Syndrome and Its Legal Relevance", Journal of Forensic Psychology Practice, V.3:3, (1-22), 2008, s. 3.
  • 7 BIGGERS, s. 4.
  • 8 RUSSEL, Brenda, L., Battered Women Syndrome As a Legal Defense, History Effectiveness and Implications, McFarland, USA, 2010, s. 19.
  • 9 O'KEEFE, Maura, "Posttraumatic Stress Disorder Among Incarcerated Battered Women: A Comparison of Battered Women Who Killed Their Abusers and Those Incarcerated for Other Offenses", Journal Of Traumatic Stress, Vol.11, No.1, (71-85), 1998, s. 71 vd; SLOBOGIN, s. 113 vd.
  • 10 BOTTALICO, Barbara/BRUNI, Tommaso, "Post Traumatic Stress Disorder, Neuroscience, and the Law", International Journal of Law and Psychiatry, V.35, (pp.112-120), 2012, s. 115 vd.
  • 11 O'KEEFE, s. 80 vd.
  • 12 Bkz. The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, DSM IV, American Psychiatric Association, ((http://justines2010blog.files.wordpress.com/2011/03/dsm-iv.pdf)), s. 424 vd.
  • 13 O'KEEFE s. 81 vd.
  • 14 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 24 ila Madde 34 arasindaki ilgili tüm maddelerde, ceza sorumlulugunu kaldiran veya azaltan sebepler belirtilmistir.
  • 15 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 32, Akil Hastaligi.
  • 16 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 25, Mesru Savunma ve Zorunluluk Hali.
  • 17 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 29, Haksiz Tahrik.
  • 18 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 28, 'Beklenmezlik ilkesi kapsaminda manevi cebrin düzenlendigi madde hükmü'.
  • 19 COOKSON, s.422; ayrica bkz. FAIGMAN, The Battered Woman Syndromeand Self Defense: A Legal and Empirical Dissent", Virginia Law Review, Vol.72:619, (p. 619-647), 1986
  • 20 ÖZEN, Muharrem, Türk Ceza Hukukunda Mesru Müdafaa, Seçkin, Ankara, 1995, s. 71.
  • 21 Bkz. ÖZEN, s. 71-112.
  • 22 DÖNMEZER, Sulhi/ERMAN, Sahir, "Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku", Genel Kisim, Cilt 2, Sulhi Garan Matbaasi, Istanbul, 1974, s. 127 vd.
  • 23 DÖNMEZER/ERMAN, s. 127.
  • 24 ÖZEN, s. 79.
  • 26 DÖNMEZER/ERMAN: s. 128 vd.
  • 27 ÖZEN, s. 122 vd.
  • 28 DÖNMEZER/ERMAN, s. 130 vd.
  • 29 Francine Hughes adli kadinin yasadiklari daha sonra "Yanan Yatak (The Burning Bed)" adli TV filmine konu olmustur. (bkz. (http://www.imdb.com/title/tt0087010/))
  • 30 DEMIRBAS, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6.Baski, Seçkin, 2009, Ankara, s. 411.
  • 31 ÖZBEK et. al., s. 288.
  • 32 AYDIN, Devrim, "Yeni Türk Ceza Hukukundaki Haksiz Tahrik", AÜHFD, C.54, S.1, (225-253), 2005, s. 229. ve 236.
  • 33 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 28, 'Beklenemezlik ilkesi kapsaminda manevi cebrin düzenlendigi madde hükmü.'
  • 34 5237 sayili Türk Ceza Kanunu, Madde 27, 2. Fikra.
  • 35 State v. Norman, 366 S. E. 2d 586, 1988, (www.lexisnexis.com), Erisim tarihi: 20.01.2020.
  • 36 Apaydin, "Kötü Muameleye (Siddete) Maruz Kalan Kadin Reaksiyonunun ...", s. 46, dn: 7.
  • 37 Dilber, Alev, Türk ve Amerikan Ceza Hukukunda Mesru Savunma (Yüksek Lisans Tezi), s. 71.
  • 38 Konuyla ilgili kararlar için bkz.: State v. Manning, 598 N.E. 2d 25 (Ohio Ct. App. 1991). Ayrica bkz.: State v. Pargeon, 582 N.E. 2d 665 (Ohio Ct. App 1991); Giannetakis, s. 7.
  • 39 Konuyla ilgili bkz.: Apaydin, "Kötü Muameleye (Siddete) Maruz Kalan Kadin Reaksiyonunun ...", s. 46.
  • 40 Söz konusu sendromun travma sonrasi stres bozuklugunun bir türü olmasi ve bunun akil hastaligi olarak ele alinip alinmamasiyla ilgili görüsler için bkz.: Taskin, s. 114; Küçüktasdemir, s. 555- 556.
  • 41 Erden Tütüncü, s. 480
  • 42 Taskin, s. 117. (Taskin kisisel görüsünü belirtirken, ABD hukukunda hukuka uygunluk nedenleri ve mazeret nedenlerinin tasnif ve içeriginin kendine özgü bazi özellikler tasimasina ragmen, Amerikan hukukunda Dressler tarafindan dile getirilen ve kisilerin adil seçme olanagindan yoksun bulunmasina baglanan mazeret nedeni kavramlastirmasina dikkat çekmektedir.)
  • 43 Yargitay 1. CD, 31.01.2011, E. 2010/7379, K. 2011/279.
  • 44 Olay hakkinda fail, su açiklamalari yapmistir: "Her sey Macera Avcisi isimli filmi izlerken oldu. Sahnelerden birinde aktör ormanda üstü çiplakti. Ugur, bir anda 'Böyle seylere bakmak çok mu hosuna gidiyor, neden bakiyorsun, ben evde yokken sen böyle filmleri mi izliyorsun' diyerek bagirmaya basladi. Ablasiyla beni köye gönderecegini söyledi, bir yandan da tekme ve yumrukla dövüyordu. Soba karistirmaya yarayan ucu egik bir sopa ile bana vurdu. Kaçmaya çalisirken bana 'üzerindeki elbiseleri ben aldim soyun' dedi. Zorla çirilçiplak soydu ve o sekilde sokaga çikarmak istedi. Bu defa saçlarimdan sürükleyerek evin salonuna getirdi. 10 dakika dövdü. Elektrikli sobanin kablosunu prizden çikardim, yerde oturan Ugur'un boynuna dolayip 2 dakika siktim. Yüz üstü yere düstü. Bir bardak su istedi, getirdim. 'Beni bog, yoksa çok kötü olacak. Iyi bog ama' dedi. Öldürecegini düsündüm. Ikinci hamleyi yaparak, boynundaki kabloyu elime doladim ve siktim. Kendimden geçmistim." ((https://www.milliyet.com.tr/gundem/kocasini-bogduberaat-2009509)).
  • 45 (https://www.milliyet.com.tr/gundem/kocasini-bogdu-beraat-2009509)

Anahtar Kelimeler:  Siddete maruz kalmis kadin sendromu, siddete maruz kalmis kadin, mesru savunma, hukuka aykirilik unsuru, hukuka uygunluk sebepleri, Türk Ceza Kanunu, siddete maruz kalmis kadin reaksiyonunun mesru savunma kapsaminda ele alinmasina yönelik görüsler, kanaat.

Ilginizi Çekebilir:

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More