Şirketler, ticaretin ve ekonomik büyümenin sağlanmasına katkıda bulunurlar. Ancak, şirketlerin karmaşıklığı ve çok yönlülüğü, hukuki konularda çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Özellikle şirketlerin tüzel kişilik statüsü ve bu tüzel kişiliğin gerçek sahipleri veya yöneticileri tarafından kullanımı, zaman zaman hukuki açıdan sorgulanmaktadır. Bu bağlamda "Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması" ve "Organik Bağ" kavramları, şirketler hukukunun merkezinde yer almaktadır.

A) TÜZEL KİŞİLİK PERDESİNİN ARALANMASI

a) Tüzel Kişilik Kavramı ve Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması

Tüzel kişilik, bir şirketin gerçek bir kişi gibi hak ve yükümlülüklere sahip ayrı bir hukuki varlık olarak kabul edilmesidir. Bu hususta şirketler, tüzel kişilik kazanarak ayrı bir hukuki varlık haline gelirler. Bu durum tüzel kişiliğe, şirketin borçlarını ödeme, alacakları tahsil etme, sözleşme düzenleme gibi işlemleri gerçekleştirebilmesine olanak tanır. Tüzel kişilik, şirketin sahipleri veya yöneticilerinden ayrı bir hukuki varlık olarak kabul edildiğinden, şirketin borçlarının şirket sahiplerinin kişisel varlıklarından ayrı olduğu ilkesini temsil eder.

Tüzel kişilik perdesi, şirkete ayrı bir hukuki varlık kazandırır. Şirketin kendi varlığı ve şirket içerisindeki yöneticiler ve sahipler arasında hukuki bir ayrım yapılmasını sağlar. Ancak, bazen şirketin tüzel kişiliği, kötüye kullanılabilir veya haksız amaçlar için istismar edilebilir. İşte bu noktada "Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması" kavramı devreye girer.

Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması, en temel anlamıyla tüzel kişinin ayrılığı ilkesinin somut olayda göz ardı edilmesi ve tüzel kişiden alacaklı üçüncü kişilerin, tüzel kişiyi oluşturan kişilere başvurulabilmesi anlamına gelmektedir. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının ön şartı; tüzel kişinin alacaklılarının zarara uğramaları, yani alacaklarını tahsil edememeleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu tür durumlar, genellikle şirketin sahipleri veya yöneticileri ile şirket arasındaki gerçek ilişkilerin ve faaliyetlerin gizlenmesi amacıyla ortaya çıkar.

Türk Hukuku'nda tüzel kişilik perdesinin aralanması, kanunla düzenlenmemiştir. Bu nedenle tüzel kişilik perdesinin aralanması öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları doğrultusunda kabul görmektedir. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin E. 2019/593, K. 2019/9655, T.3.12.2019 kararında "Tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğuna gidebilecektir. Uygulamada ve öğretide çok istisnai hallerde Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisinin uygulanmasının mümkün olabileceği de kabul edilmektedir" denilmektedir. Yargıtay'ın bu kararı bu teorinin kullanılabileceğini açıkça kabul etmektedir. Ancak Yargıtay istisnai durumlarda tüzel kişilik perdesi yoluna başvurulabileceğini belirtmiştir.

Tüzel kişilik perdesi, şirketin yani tüzel kişinin sorumlu olduğu bir yükümlülük ya da borçtan, şirketin ortakları olan gerçek kişilerin de sorumlu olması amacıyla aralanır. Bu bakımdan hukuki ilişkinin tüzel kişi olan tarafına yalnızca tüzel kişilik değil, gerçek kişilik de eklenmiş olur. Bu perdenin aralanmasındaki amaç gerçek kişilerin tüzel kişilik perdesine sığınarak kanuna karşı yanıltmada bulunmasını ve sorumluluklarını ihlal etmesini engellemektir.

Tüzel kişinin karar verme organlarına hâkim olmak, tüzel kişinin tek ortağı ya da tek yöneticisi olmak tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için tek başına yeterli değildir. Sınırlı sorumluluk ilkesi doğrultusunda alacaklının önce tüzel kişiye başvurması gerekir. Tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılarak gerçek kişilere başvurulması Yargıtay kararları doğrultusunda istisnai bir hal olduğundan ancak tüzel kişilerden tahsil edilemeyen alacaklar için uygulanabilir. Bununla beraber Tüzel kişilik perdesi, ancak hakkın kötüye kullanılmasının tüm şartlarının bir arada bulunması hâlinde kaldırılabilir.

b) Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanma Nedenleri

Doktrinde genel anlamda tüzel kişilik perdesinin kaldırılabileceği üç temel hal bulunmaktadır;

a. Şirket Ortaklarının ve Şirketin Malvarlıklarının Birbirine Karışarak Özdeş Hale Gelmesi: Bazı durumlarda şirket ortaklarının veya yöneticilerinin malvarlıkları ile şirketin malvarlıkları arasındaki ayrım belirsizleşebilir veya kaybolabilir. Hukuki işlemlerin kim tarafından gerçekleştirildiğinin tam olarak tespit edilememesi durumunda tüzel kişilik perdesinin aralanması, bu tür durumları düzeltebilir ve bu sayede şirket sahiplerinin kişisel sorumlulukları belirlenir.

b. Yabancı Yönetim Nedeni İle Ortak Korunmada Diğer Ortaklar Ve Alacaklıların Zarar Görmesi: Bir şirket yabancı bir yönetim veya yöneticiler tarafından kontrol ediliyorsa ve bu yönetim, şirketi kötüye kullanıyorsa, şirketin diğer ortakları ve alacaklıları da bu durumdan zarar görüyorsa tüzel kişilik perdesi aralanabilir. Bu işlem, yabancı yönetimin şirketin malvarlığını kötüye kullanması veya haksız kazanç sağlaması nedeniyle gerekebilir.

c. Öz Kaynak Yetersizliğinin Bilinmesine Rağmen Üçüncü Şahıslardan Gizlenmesi: Bir şirketin öz kaynakları yetersiz olmasına rağmen, şirket sahipleri veya yöneticileri, bu finansal zorluğu üçüncü şahıslardan gizleyip öz kaynak yetersizliğini telafi etmeksizin üçüncü kişiler ile hukuki işlemlere girip alacaklıları zarara uğratmaları durumunda şirketin tüzel kişilik perdesi aralanabilir.

c) Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Yöntemleri

Yukarıda saydığımız nedenlerle tüzel kişilik perdesi, hukuki veya ekonomik nedenlerle geçici veya kalıcı olarak aralanabilir veya "tersine çevrilebilir".

1-Tüzel Kişilik Perdesinin Düz (Doğrudan) Kaldırılması

Esasen tüzel kişilik perdesinin kaldırılması denildiğinde anlaşılan hâl, perdenin düz kaldırılmasıdır. Yargıtay tarafından da asıl kabul edilen uygulama tüzel kişilik perdesinin düz kaldırılmasıdır. Tüzel kişilik perdesinin düz (doğrudan) kaldırılması, bir şirketin tüzel kişiliğinin tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelir. Bu süreç, şirketin tüzel kişiliğinin arkasında gerçekte kimlerin olduğunun ve kimlerin eylemlerinden sorumlu olduğunun tespit edilmesini amaçlar. Bu sayede tüzel kişinin alacaklılarına, tüzel kişilik perdesini sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötüye kullanan tüzel kişinin hâkim ya da tek ortağına başvurma imkânı sağlanır.

2-Tüzel Kişilik Perdesinin Ters (Dolaylı) Kaldırılması

Tüzel kişilik perdesinin ters kaldırması hâlinde tüzel kişinin ortağının alacaklıları, ortağın hâkimiyet ilişkisi bulunduğu tüzel kişiye başvurabilmekte ve ortak ile birlikte anılan tüzel kişiyi de sorumlu tutabilmektedir. Her ne kadar öğretide, bu durum tüzel kişilik perdesinin ters (dolaylı) olarak kaldırılması şeklinde ifade edilse de kanaatimizce burada teknik anlamda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması söz konusu değildir. Zira Tüzel kişilik perdesinin ters kaldırılması hâlinde ortakla birlikte tüzel kişi de sorumlu tutulmaktadır.

3-Tüzel Kişilik Perdesinin Çapraz Kaldırılması

Şirketler topluluğunda yavru şirketlerin alacaklılarının, bu ilişkinin kötüye kullanılması hâlinde ana şirkete veya ana şirketin hâkimiyetinde olan başka bir yavru şirkete başvurabilmesi ve bu sebeple ana şirketin veya diğer yavru şirketin, asıl borçlu olan yavru şirketle birlikte alacaklılara karşı sorumlu tutulabilmesi; tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması şeklinde ifade edilmektedir. Yargıtay da çeşitli kararlarında tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılmasını uygulamıştır.

B) ORGANİK BAĞ

Şirketler hukukunda "organik bağ" terimi, farklı şirketler arasındaki ilişkileri tanımlar. Organik Bağ, farklı tüzel kişiler arasında özdeşlik, ticari, iktisadi bağ veya bütünlük bulunmasa dahi, tüzel kişilerin birbirlerinin uzantısı olarak kabul edilmesidir. Organik bağlar, şirketlerin bağımsız varlıklar gibi görünmesine rağmen aslında aynı kişiler veya kuruluşlar tarafından yönetilen bir ağın parçası olduklarını gösterir. Organik bağ, tüzel kişiye karşı olan alacakların takip edilmesinde, bu takibin asıl borçlu şirket ile birlikte onunla belirli düzeyde hukuki ilişkiye ve bağa sahip olan şirkete karşı yapılabilmesini sağlayan bir hukuki yoldur. Bu durum yalnızca borçlardan birlikte sorumluluk sonucunu doğurmakla kalmaz; pek çok konudan müştereken sorumlu tutulabilirler. Bu konu yine tüzel kişilik perdesinin kaldırılması konusunda olduğu gibi Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına dayanır. Aynı çıkarları güden ve bu çıkarlara sahip olan taraflar tarafından yönetilen grupların tüzel kişiliklerini kötüye kullanmasına engel olunur. Eğer ki; şirketler aynı merkezden idare ediliyorsa, akrabalık ilişkisi var ise, çalışan kişiler çoğunlukla aynı ise, aralarında devir ilişkisi varsa ya da iktisadi bütünlük bulunuyorsa organik bağdan söz edilebilir. Ancak yine kanunda özel bir düzenleme olmadığından kesin kriterlerden söz edilemez.

Organik bağlar, birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir şirket holding yapısı altında diğer şirketleri kontrol edebilir. Bu ilişki, dikey entegrasyon veya yatay genişleme amacı taşıyabilir.

Türk Hukuku'nda Organik Bağ kavramı da kanunla düzenlenmemiştir ancak teamüller ve Yargıtay içtihatları ile ortaya çıkmış bir kavramdır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2018/2125 E., 2018/20573 K. 14.11.2018 T. kararında ''Tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme (haklarının alınmasını engelleme), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği halde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsil söz konusudur. Bu durumların söz konusu olduğu haldetüzel kişilik perdesinin aralanmasısureti ile gerçek işveren veyaorganik bağiçinde olan tüm işverenler sorumlu tutulmaktadır.Organik bağise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılır'' şeklinde belirtilmiştir.

a) Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması ve Organik Bağ Karşılaştırması

Tüzel kişilik perdesinin aralanması ve organik bağ kavramları, şirketler hukukunda farklı ama birbirine bağlı iki önemli konsepti temsil eder. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile organik bağ arasında bazı temel farklar bulunmaktadır. Ancak temelde ikisi de sorumluluğun genişletilmesi esasına dayanır. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması genelde alacaklının şirket ortağı olan gerçek kişilerin sorumluluğuna gidebilmesini sağlar ancak organik bağ farklı şirketlerin aynı borçtan sorumlu olmasını sağlar. Buradaki en temel fark tüzel kişilik perdesinin kalkması sorumluluğu gerçek kişilere yüklerken, organik bağ başka bir tüzel kişinin sorumluluk almasını sağlar.

SONUÇ

Sonuç olarak, şirketler hukuku bağlamında tüzel kişilik perdesinin aralanması ve organik bağ, iş dünyasının karmaşıklığını yansıtan önemli kavramlardır. Her iki kavram da iş dünyasında adil rekabetin sağlanması, haksız uygulamaların engellenmesi ve toplumsal güvenin artırılması için hayati rol oynar. Şirketler hukukunda tüzel kişiler ve gerçek kişiler ayrılık ilkesi gereği ayrı malvarlıklarına sahip olsa da makalemizde belirtmiş olduğumuz bazı durumlarda tüzel kişilerin varlığındaki birleşme veya ayrılma borçluların sorumluluğunun artmasına veya genişletilmesine sebep olabilir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.