ARTICLE
16 December 2025

TTK 209. Madde Bağlamında Hakim Şirketin Güven Sorumluluğu

SO
Sakar Law Office

Contributor

Sakar is a client and solution oriented, investigative and innovative law firm based in Istanbul. Our Firm is committed to provide our clients with high-quality legal services and business-minded approach. We are a full service law firm to clients across a wide range of areas including Mergers and Acquisitions, Corporate and Commercial, Contracts, Banking and Finance, Competition, Litigation, Employment, Real Estate, Energy, Capital Markets, Foundations, E-commerce, Media and Technology, Data Privacy and Data Protection and Intellectual Property. In order to offer the best possible service for our clients, we harness the latest market developments in legal technology and innovation and we closely follow the legislative changes in Turkish Law. Our lawyers are multi-specialists, equipped to handle a broad range of legal matters. In addition to our depth of experience and awareness of market practice, clients know they will benefit from our team’s innovative mindset and willingness.
Türk Ticaret Kanunu (TTK) 209. Madde, bir şirketler topluluğu söz konusu olduğunda hakim şirketin doğrudan işlemin tarafı olmadığı durumlarda dahi sorumluluğuna gidilmesini sağlar.
Turkey Corporate/Commercial Law
Gözde Esen Sakar’s articles from Sakar Law Office are most popular:
  • in Turkey
Sakar Law Office are most popular:
  • within Energy and Natural Resources and Employment and HR topic(s)
  1. Giriş

Türk Ticaret Kanunu (TTK) 209. Madde, bir şirketler topluluğu söz konusu olduğunda hakim şirketin doğrudan işlemin tarafı olmadığı durumlarda dahi sorumluluğuna gidilmesini sağlar. Kıta Avrupası hukukunda içtihatlarla ve akademisyenlerin öğretileriyle hukuki bir kurum niteliği kazanan güven sorumluluğunu ilk defa kanuni bir düzenlemeyle Türk Ticaret Kanunu'nda görmekteyiz. Bu hüküm Türk Medeni Kanunu madde 2'de yer alan dürüstlük kuralının şirketler hukuku alanına somut bir yansımasıdır.1

  1. Hükmün Amacı ve Gerekçesi

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun "Güvenden doğan sorumluluk" başlıklı 209. maddesi şu şekildedir: "Hâkim şirket, topluluk itibarının, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaştığı hâllerde, bu itibarın kullanılmasının uyandırdığı güvenden sorumludur." Maddenin gerekçesinden kısaca bahsetmek gerekirse Almanya ve özellikle İsviçre mahkemelerinin önüne gelen bazı olaylarda şirketler topluluğundaki hakim şirketin işlemin tarafı olmasa dahi itibarının kullanılmasından ötürü sorumluluğuna gidilebileceği mahkemeler tarafından ifade edilmiştir. Özellikle Wibru/Swissair davası bu konuda emsal teşkil eden en önemli davadır. İtibarının kullanılmasına ses çıkarmayan hakim şirket, kendisinin finansal gücüne, güvenilirliğine itimat eden ve zarara uğrayan toplum ve tüketiciler karşısında sorumludur.

  1. Sorumluluğun Kapsamı

Buradaki sorumluluk bir doğrudan zarar türü değildir. Mahkeme, Swissair'in yavru şirket tarafından borçlanılan edimlerin yerine getirilmesini sağlama anlamında bir garanti taahhüdü altına girdiği sonucunun çıkartılamayacağına hükmetmiştir. Haksız fiil iddiası da hukuka aykırı bir fiil bulunmaması sebebiyle reddedilmiştir. Buna karşılık, ana ortaklığın davranışlarının bir güven sorumluluğuna yol açabileceğini belirten mahkeme, "culpa in contrahendo" sorumluluğunda olduğu gibi, ana şirketin, yavru şirketin iş ortaklarına karşı yaptığı açıklamaların onlarda bir güven uyandırması durumunda, sözleşme görüşmelerinde taraflar arasında doğan hukuki özel ilişkiye benzeyen bir ilişkinin doğduğunu ve bu ilişkinin taraflara dürüstlük kuralına dayalı açıklama ve koruma yükümlülüğü getirdiğini belirtmiştir2

  1. Sorumluluğun Doğması İçin Gereken Şartlar

Temel anlamda güven sorumluluğunun şartlarını Alman hukukçu Canaris sistematize etmiştir. Buna göre, güvene dayalı sorumluluğun doğabilmesi için dört temel koşulun varlığı gerekmektedir: Bunlar, güven duyulan olgu, güven duyulan olgunun güvenilen kişiye atfedilebilir olması, güvenen kişinin iyiniyetli olması ve duyulan güvenin güvenen kişinin tasarruflarında etkili olmasıdır.Türk-İsviçre hukukunda bu şartlaraek olarak, korunacak güvenin, taraflar arasında bir hukuki işlem teması sebebiyle doğmuş bulunması, sonuçların öngörülebilir olmasıvegüvenin "haklı güven" olmasıda aranmaktadır. Ayrıca,kusur, zarar vekusurlu davranış ile zarar arasında illiyet bağıda bulunmalıdır.

Türk hukukunda güven sorumluluğunun genel şartları kısaca şöyle sıralanabilir:

  • Güven duyulan olgunun varlığı
  • Güven duyulan olgunun, taraflar arasında bir işlem teması sebebiyle doğmuş olması
  • Güven duyulan olgunun, güvenilen kişiye isnat edilebilir olması
  • Güvenenin iyiniyetli ve duyulan güvenin "haklı güven" olması
  • Duyulan güvenin sorumluluk açısından yaratacağı sonuçların öngörülebilir olması
  • Güvenenin tasarruflarının duyulan güvenden etkilenmesi
  • Kusur (beklentinin boşa çıkarılması hallerinde)
  • Zarar
  • Güvene aykırı davranış ile zarar arasında nedensellik bağı bulunması.3

TTK 209 sorumluluğunun gündeme gelebilmesi için hakim ortaklık konumundaki şirketin aktif ya da örtülü bir biçimde kendi adı, logosu gibi belirleyici unsurların kullanımı gerekmektedir. İtibarın kullanılması, itibarın hedef kişiye veya kitleye itibarla güven vererek onu, amaçlanan kararı almaya ikna etmektir4. Ayrıca her durumda sorumluluğuna gidilebilecek şirketin doğrudan hakim olması gerekmez. Swissair kararında şirketin, yavru şirket konumundaki şirkete ait hisselerin tamamını ya da tümünü elinde bulundurması ya da imtiyazlı pay gibi özel durumlarla hakimiyet kurması gibi bir durum söz konusu değildi. Swissair'ın yavru ortaklıkta çok az miktarda hissesi vardı buna rağmen şirket sorumluluktan kurtulamamıştı.

Güven sorumluluğunun koşulları açık ve net olmalıdır. Şirketin bilinen, itibarlı bir konumda olması, işlemin asıl tarafı olan yavru şirketin sorumluluğunu bertaraf edecek şekilde yorumlanmamalıdır. İşlemin karşı tarafında bulunanlar asıl işlem yaptığı kişinin yavru şirket olduğunun bilincinde olmalı buna göre risklerini tayin etmeli, araştırmalarını ona göre yapmalıdır. Swissair davasında mahkeme "kimsenin kendi menfaatlerinin gözetilmesini sözleşmenin karşı tarafına bırakamayacağını ve bir yavru ortaklıkla iş yapan kişinin de bu ortaklığın mali gücünü değerlendirmek durumunda olup, bu riski veya işlemin tüm ticari riskini doğrudan doğruya ana ortaklığa yükleyemeyeceğiniifade etmiştir" ("caveat creditor" ilkesi).

Güvenden doğan global itibarın sahibi Topluluktur. Başka bir ifade ile itibar, topluluğun amiral gemisi veya lokomotifi olan ortaklığa yahut topluluğun holdingine ait değildir. Örnek vermek gerekirse Koç Topluluğunun veya Sabancı Topluluğunun itibarıdır. Yoksa Koç Holding A.Ş veya Sabancı Holding A.Ş'nin yahut Akbank A.Ş, Arçelik A.Ş'nin itibarı değildir.5

Ayrıca bankalar gibi özel itibar ve ihtisas müesseseleri için bu madde hükmünden faydalanmak kanaatimizce söz konusu edilemez. Zira bunlar, ticari ilişki içine girdikleri müşterilerinin grup içi ya da aile içi ilişkilerine kanunen dikkat etmesi ve kişileri birbirinden ayırt edebilmesi gereken müesseselerdir.6

  1. Sonuç

TTK 209. Madde, TMK'daki dürüstlük kuralının şirketler hukukuna bir yansımasıdır. Ülkemizde kapsamının belirlendiği bir yargı kararına rastlamasak bile Almanya, İsviçre öğreti ve içtihatlarına göre kesin sınırları olması gerekir ve uygulandığında da şirketler hukukunun temel prensiplerini bertaraf etmemelidir son olarak da yorumu mahkemeye bırakılamayacak kadar incelikli bir konudur.

Footnotes

1 Ahmet Battal, Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, 2012, Cilt: 18 Sayı: 2, 245 - 254

2 Nilsson, G. O. (2009). Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'na Göre Şirketler Topluluğu Hukuku. On İki Levha Yayıncılık

3 Nilsson, G. O. (2009). Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'na Göre Şirketler Topluluğu Hukuku. On İki Levha Yayıncılık

4 Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku 2, N.2232 - 2235

5 Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku 2, N.2228 - 2231

6 Ahmet Battal, Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, 2012, Cilt: 18 Sayı: 2, 245 - 254

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More