Anayasa Mahkemesi, 10 Mayıs 2023 tarih ve 32186 sayılı Resmi Gazete'de ilan edilen kararıyla, 5271 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ("Kanun") 247. maddesinin 3. fıkrasının iptaline karar vermiştir.

İptal Edilen Karar Neyi Düzenlemektedir?

Kanun'un 247. maddesinde öncelikli olarak kaçağın tanımı yapılmaktadır. Buna göre kaçak, "Hakkındaki soruşturmanın veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle kendisine Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından ulaşılamayan kişi" olarak tanımlanmaktadır.

İptali istenen madde ise, kaçak sanıklar hakkında kovuşturma yapılabileceğini ve kendisi hakkında hüküm tesis edilebileceğine cevaz vermektedir. Bu kuralın istisnası ise, eğer kaçak sanığın sorgusu yapılmamış ise hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacağıdır. Diğer bir ifadeyle, kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilmekte ve sorgusu yapılmış olsun veya olmasın mahkumiyet dışındaki hükümler olan beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve davanın düşmesi hükümleri tesis edilebilmektedir.

İptal Kararı Hangi Kapsamda Verilmiştir?

Yapılan başvuruda, sanığın yokluğunda kovuşturma yapılmasının duruşmada hazır bulunma hakkını ve dolayısıyla adil yargılanma hakkını sınırladığı, kaçak sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına veya güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi halinde fiilin sanık tarafından işlendiğinin sübut bulunması gerektiği ve bu hususun masumiyet karinesiyle bağdaşmadığı ifade edilerek bu kuralın iptal edilmesi talep edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, kaçak sanığın yokluğunda tesis edilen hükümlerin ilke olarak tek başına adil yargılanma hakkına aykırılık oluşturmamakla birlikte sanığın suç isnadı konusunda yeterince bilgilendirilmediği durumlarda, yokluğunda verilen hükme karşı ilk derecede veya kanun yolunda yeni bir değerlendirme yapılmasını isteme imkanına sahip olması gerektiğini ancak Kanun hükmünde buna olanak sağlanmadığı belirtmiştir.

Devamında Anayasa Mahkemesi, kaçak sanık hakkında aleyhe sonuçlar doğurabilen mahkumiyet dışındaki hükümler bakımından sanığın yargılamadan kaçmadığını ve/veya duruşmada hazır bulunma hakkından feragat etmediğini öne sürerek, yeniden değerlendirme yapılmasına dair bir güvence bulunmadan ve sorgusu yapılmaksızın davanın bitirilmesinin adil yargılanma hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiğini belirtmiştir. Bu itibarla, anılan kuralın Anayasa'nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olması nedeniyle iptaline hükmetmiştir. Söz konusu iptal kararının, kararın Resmi Gazete'de ilanından dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine (10/2/2024) karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararının detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.