ARTICLE
1 August 2025

Uluslararası Ticarette Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının Önemi

AL
ASY Legal

Contributor

ASY LEGAL is a boutique law office established by Ali Yurtsever and Emir Aksoy operating in the business center of Istanbul. Our attorneys provide an extensive range of counselling to cover our client's legal issue comprehensively. We ensure that our clients receive tailored solutions for their specific legal issues.
Küresel ekonomideki entegrasyonun artmasıyla birlikte, Türk işletmelerinin uluslararası pazarlardaki varlığı giderek güçlenmektedir. Bu durum, yurt dışı ticaret, hizmet sunumu ve yatırım faaliyetleri aracılığıyla önemli fırsatlar yaratırken, aynı zamanda uluslararası faaliyetlerin doğasında bulunan çifte vergilendirme riski gibi karmaşık vergi meselelerini de beraberinde getirmekted
Turkey Tax
  1. I.Giriş

Küresel ekonomideki entegrasyonun artmasıyla birlikte, Türk işletmelerinin uluslararası pazarlardaki varlığı giderek güçlenmektedir. Bu durum, yurt dışı ticaret, hizmet sunumu ve yatırım faaliyetleri aracılığıyla önemli fırsatlar yaratırken, aynı zamanda uluslararası faaliyetlerin doğasında bulunan çifte vergilendirme riski gibi karmaşık vergi meselelerini de beraberinde getirmektedir.

Başka bir ülkede yürütülen faaliyetlerden elde edilen gelir, genellikle gelirin kazanıldığı ülkede ("kaynak ülke") vergilendirmeye tabi olabilir. Aynı zamanda, bir Türk şirketi olarak, küresel geliriniz Türkiye'de ("mukim ülke") kurumlar vergisine tabidir. Bu durum, aynı gelirin iki kez vergilendirilmesine yol açarak karlılığı ve rekabet gücünü önemli ölçüde etkileyebilir.

Bu doğrultuda Türkiye, özellikle uluslararası ticarette çifte vergilendirmenin önüne geçilmesi ve ticarette rekabetin arttırılabilmesi için 90'dan fazla ülkeile Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) akdetmiştir. ÇVÖA'lar, iki ülke arasında imzalanan, çifte vergilendirmeyi önlemek veya azaltmak amacıyla özel olarak tasarlanmış ikili anlaşmalardır. Bu anlaşmalar, farklı gelir türlerinin uluslararası alanda nasıl vergilendirileceğine dair net kurallar belirleyerek, uluslararası ticaret yapan gerçek kişi ve şirketleri için bu ticaretlerden doğacak vergi yüklerini daha öngörülebilir ve adil hale getirmeyi amaçlamaktadır.

  1. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Nasıl İşler

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları, aynı gelir üzerinden iki kez vergilendirmenin önüne geçilmesi ve bu konuda taraf ülkeler arasında uygulanacak esasları belirlenmesi amacıyla akdedilmektedir. Bu anlaşmaların birincil işlevi, gelirin uluslararası sınırlar ötesinde nasıl ele alınacağına dair açık bir çerçeve oluşturmaktır.

ÇVÖA'ların temel prensiplerinden biri vergilendirme haklarının tahsisidir. Bu anlaşmalar, gelirin elde edildiği ülke ("kaynak ülke") ile işletmenin vergi mukimi olduğu ülke (bu durumda Türkiye, "mukim ülke") olmak üzere iki akit devletten hangisinin belirli gelir türlerini vergilendirme konusunda öncelikli hakka sahip olduğunu belirler. Bazı durumlarda, her iki ülkenin de vergilendirme hakkı bulunabilir; ancak ÇVÖA bu durumda çifte vergilendirmenin nasıl ortadan kaldırılacağını açıkça belirtir.

Çifte vergilendirmeyi ortadan kaldırmak için ÇVÖA'lar genellikle iki ana yöntemden birini veya her ikisinin birleşimini kullanır:

  • Mahsup YöntemiBu yöntemde, belirli bir gelir üzerinden kaynak ülkede ödenen vergi, aynı gelir için mukim ülkede (Türkiye) doğan vergi yükümlülüğünden mahsup edilmesine izin verilir. Örneğin, bir Türk şirketi yabancı bir ülkede belirli bir gelir üzerinden vergi ödediyse, bu gelire atfedilebilen Türk kurumlar vergisini, yurt dışında ödenen vergi miktarı kadar azaltabilir. Bu, ödenen toplam verginin iki ülkenin vergi oranlarından yüksek olanını aşmamasını sağlar
  • Muafiyet Yöntemi:Bu yöntemede ise, kaynak ülkede elde edilen belirli gelir türleri, mukim ülkede (Türkiye) vergiden tamamen istisna edilebilir.

Çifte vergilendirmeyi önlemenin yanı sıra, ÇVÖA'lar uluslararası vergilendirmede adil bir ortamı teşvik etmeye de hizmet eder. Vergi otoriteleri arasında bilgi alışverişini kolaylaştırarak vergi kaçakçılığını önlemeyi amaçlayan hükümler içerirler. Ayrıca, ÇVÖA'lar ayrımcılık yapmama ilkesini güvence altına alır; yani yabancı bir ülkede faaliyet gösteren bir Türk işletmesinin, benzer koşullar altındaki yerel bir işletmeden daha yüksek veya daha külfetli bir vergilendirmeye tabi tutulmaması gerektiğini belirtir.

  1. III. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının Temel Hükümleri

ÇVÖA'lardan etkin bir şekilde yararlanabilmek için işletmelerin, çeşitli gelir akışlarının uluslararası alanda nasıl vergilendirileceğini tanımlayan temel hükümlerini anlamaları gerekmektedir. Bu anlaşmalar, bir şirketin vergi yükümlülüklerini etkileyen kritik kavramlara ortak bir çerçeve getirmektedir.

3.1. Vergi Mukimliği: Tanım ve Önemi

Vergi mukimliği, bir kişi veya kurumun belirli bir ülkenin vergi mevzuatına göre o ülkede vergi ödeme yükümlülüğü altında olmasını ifade eder. Bir şirketin hangi ülkede vergi mukimi sayılacağına ilişkin kurallar, her bir ÇVÖA'da özel olarak düzenlenmekte olup, bu düzenlemelerin doğru analizi büyük önem taşımaktadır. Zira bu kavram, uluslararası operasyonları olan şirketler için hayati bir öneme sahiptir; çünkü şirketlerin dünya genelindeki gelirlerine hangi ülkenin vergi yasalarının (ve ÇVÖA avantajlarının) öncelikli olarak uygulanacağını belirlemektedir.

3.2. Daimi İşyeri: Yurt Dışı Vergilendirme Eşiği

Bir diğer kritik kavram iseDaimi İşyeri'dir.ÇVÖA'lar, yabancı bir ülkede hangi işyerlerinin daimi işyeri teşkil edeceğini detaylı bir şekilde tanımlamaktadır. Genel olarak bir daimi işyeri, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü sabit bir işyerini ifade etmektedir. Bu tanım, bir şube, bir ofis, bir fabrika veya belirli bir süreyi aşan bir inşaat sahası gibi unsurları içerebilmektedir. Bir işletmenin yabancı bir ülkede daimi işyerine sahip olduğunun kabul edilmesi, bu işyerine atfedilebilen karların o yabancı ülkede vergilendirilebilir hale gelmesi açısından önemlidir.

3.3. Stopaj Vergileri

ÇVÖA'lar ayrıca, çeşitli uluslararası gelir türleri üzerindeki stopaj vergilerini de özel olarak ele almaktadır. Herhangi bir ÇVÖA olmayan yabancı ülkeler, kendi iç mevzuatlarında belirlenen ve yüksek olabilecek stopaj vergisi oranlarını uygulayabilmektedir. Ancak ÇVÖA'lar, aşağıdaki gibi yaygın gelir kategorileri için genellikle daha düşük, üzerinde mutabık kalınmış stopaj vergisi oranları belirlemektedir:

  • Temettüler:Bir şirket tarafından hissedarlarına yapılan ödemelerdir. ÇVÖA'lar genellikle kaynak ülkenin bu ödemeler üzerinden uyguladığı stopaj vergisi oranını düşürmektedir
  • Faiz:Kredilerden veya alacaklardan elde edilen gelirlerdir. ÇVÖA'lar, kaynak ülkenin faiz ödemeleri üzerinden alabileceği stopaj vergisini genellikle sınırlamaktadır.
  • Telif hakları:Patentler, telif hakları, ticari markalar veya sınai süreçler gibi fikri mülkiyetin kullanımı karşılığında yapılan ödemelerdir. ÇVÖA'lar genellikle telif hak bedelleri için indirimli stopaj vergisi oranları belirlemektedir
  • Mesleki veya Teknik HizmetlerHer zaman stopaj vergisine tabi olmasalar da, ÇVÖA'lar bu hizmetlerden elde edilen gelirin kaynak ülkede vergilendirilebileceği koşulları, genellikle bir işyerinin varlığına veya belirli süre eşiklerine bağlı olarak düzenleyebilir.
  1. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarından Nasıl Faydalanılır?

ÇVÖA avantajlarından yararlanmanın temel adımı vergi mukimliğinin teyit edilmesidir. ÇVÖA'lar yalnızca akit devletlerden birinin veya her ikisinin mukimleri için geçerlidir. Bir Türk şirketi için, Türkiye'de vergi mukimi statüsünü kanıtlamak kritik bir öneme sahiptir. Bu genellikle, Türk vergi idaresinden bir Vergi Mukimliği Belgesi (TRC) temin edilerek gerçekleştirilmektedir. Bu belge, yabancı ülkede ÇVÖA amaçları doğrultusunda mukimliğin resmi kanıtı olarak hizmet etmektedir.

4.1. Vergi Mukimliğinin Tespiti

ÇVÖA avantajlarından yararlanmanın öncelikli adımı vergi mukimliğinin tespitidir. Zira ÇVÖA'lar yalnızca akit devletlerden birinin veya her ikisinin mukimleri için geçerlidir. Dolayısıyla bir Türk şirket için, Türkiye'de vergi mukimi olduğunu belgelendirmek atılacak ilk adım olacaktır. Bu genellikle, Türk vergi idaresinden bir Vergi Mukimliği Belgesi temin edilerek gerçekleştirilmektedir. Bu belge, ilgili yabancı ülkede ÇVÖA amaçları doğrultusunda mukimliği tespit eden belge olarak kullanılabilecektir.

4.2. Kaynak Ülke Gerekliliklerinin Takibi

Gelir yabancı bir ülkede elde edildiğinde, genellikle o ülkenin iç vergi mevzuatına ve stopaj vergilerine tabi olabilmektedir. İndirimli ÇVÖA oranlarından veya istisnalardan faydalanmak için işletmelerin kaynak ülke gerekliliklerini anlaması ve takip etmesi gerekmektedir. Bu durum, genellikle Türk Vergi Mukimliği Belgesi ile birlikte diğer özel form veya beyannamelerin, ödeme yapılmadanönceyabancı ülkedeki ödeme yapana ibraz edilmesini gerektirmektedir. Bu sayede, ödeme yapan tarafın daha yüksek yerel oran yerine, ÇVÖA'da belirtilen daha düşük stopaj vergisi oranını doğrudan uygulaması mümkün olmaktadır.

4.3. Yabancı Ülkede Ödenen Verginin Türkiye'de Mahsup Edilmesi

Şayet kaynak ülkede stopaj kesintisi yapıldıysa veya gelir ÇVÖA hükümleri uyarınca her iki ülkede de vergilendirilebiliyorsa, işletmeler yabancı ülkede ödenen verginin mahsubunu ÇVÖA hükümleri uyarınca talep edebilmektedir. Bu talep, brüt yabancı gelirin Türkiye'deki kurumlar vergisi beyannamesinde doğru beyan edilerek, yurt dışında ödenen verginin bu gelire ilişkin Türkiye'deki vergi yükümlülüğünden düşülmesini içerir. İlgili mahsup işlemi için, gelire ait kanıtlar ve yabancı ülkede ödenen verginin resmi belgesi (örn. Stopaj Vergisi Sertifikası vb.) gibi evrakların sunulması gerekmektedir.

  1. Sonuç

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları, uluslararası alanda faaliyet gösteren işletmeler için stratejik birer araç niteliğindedir. Bu anlaşmaların varlığı, açık ve öngörülebilir bir vergi ortamı sağlayarak sınır ötesi ticaret ve yatırımların teşvik edilmesinde kritik bir rol oynamaktadır.

Uluslararası iş ve işlemlerde vergi optimizasyonu için ÇVÖA hükümleri doğrultusunda proaktif bir süreç yürütülmesi gerekmektedir. İşletmelerin, bu anlaşmaların kendi uluslararası gelir akışlarına ve operasyonlarına nasıl uygulandığını aktif olarak tespit etmeleri ve bu doğrultuda vergi yükünü optimize etmek için doğru adımları atması gerekir. Dolayısıyla vergi optimizasyonu, vergi mukimliğinin belirlenmesi koşulları, daimi işyerinin etkileri ve çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılmasına yönelik mahsup ve istisna yöntemleri gibi çeşitli mekanizmalara ilişkin doğru tespitlerin yapılması ile doğrudan bağlantılıdır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More