Günümüzde elektronik ticaretin hızla gelişmesinin bir sonucu olarak alternatif ödeme yollarının ve elektronik parasal sistemlerin kullanılması bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bilindiği üzere para, devletçe bastırılan, mal ve hizmet satın almaya yarayan ve herkes tarafından kabul gören bir değişim aracıdır. Elektronik ticaret kullanıcılarının internet ortamında yapacakları ödemelerde alternatif ödeme yöntemleri kullanmaya başlamasıyla ise elektronik para kavramı çok büyük önem kazanmıştır. Genel olarak nakit paraya bilgisayar ortamında karşılık gelen ve internette kullanılmak üzere geliştirilmiş bir parasal değer olarak açıklanabilecek elektronik para, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun'da "elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer" olarak tanımlanmaktadır. Kısaca elektronik para, internet üzerinden para transferini mümkün kılan her türlü ödeme sistemini ifade etmektedir.

Elektronik paranın ödeme aracı olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte bu duruma bir hukuki altyapı geliştirmek ihtiyacı ortaya çıkmış ve bu amaç doğrultusunda 27.06.2013 tarihinde 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ("Kanun") yayınlanmıştır. Kanun'un yayınlanmasından sonraki yıllarda çıkarılan yönetmelik ve tebliğlerle birlikte elektronik para, Türk mevzuatında kabul edilen ve uygulanan bir araç haline gelmiştir.

Özellikle Ödeme Hizmetleri Direktifi, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemlerinde Mutabakatın Nihailiği Direktifi ve Elektronik Para Kuruluşlarının Kurulması, Faaliyetlerinin Sürdürülmesi, Denetimi Direktifi olmak üzere Avrupa Birliği mevzuatıyla da uyumlu olan bu düzenlemeler ile bankalar dışındaki kuruluşların da ödeme ve elektronik para hizmetlerinde bulunmasının önü açılmış ve bu sayede Paypal, Webmoney gibi Avrupa'da son derece yaygın olarak kullanılan ödeme sistemlerinin Türkiye'de de hukuken varlık göstermeleri mümkün olmuştur. Ancak Kanun, geleceğin parası olarak görülen Bitcoin'i elektronik para olarak tanımayıp, Türkiye'de kullanılmasına bugün için olanak sağlamamaktadır. Bunun sebebi Bitcoin'in hiçbir kuruluş tarafından ihraç edilmeyen, devlete veya herhangi bir resmi otoriteye bağlı olmayan, karşılığı için teminat gösterilmeyen ve kullanıcılarının anonim olduğu sanal bir ödeme aracı oluşudur. Kanun ise elektronik paranın mutlaka takip edilebilir olmasını, ihraç edecek şirketlerin mutlaka gerekli yerlerden lisans almasını, sıkı denetime tabi tutulmasını ve göndericilerin ve alıcıların kayıt altına alınmasını (anonim olmamalarını) zorunlu kılmıştır. Bunlara ek olarak Kanun açıkça elektronik paranın fon karşılığı ihraç edilmesi yani üretilen veya ihraç edilen elektronik paraların karşılığının teminat altına alınması gerektiğini öngörmekte olduğundan Bitcoin Kanun'un yaptığı elektronik para tanımına girememekte ve şu an için Türk piyasasında yasal varlık gösterememektedir.

Elektronik para kullanmak için öncelikle elektronik para satın alınmalıdır. Bunun için mevcut bankalara veya elektronik para hizmeti sunan bir kuruluşa kredi kartı ile havale, EFT yoluyla veya nakit olarak para yüklemesi yapmak gerekecektir. Bu işlem ile kişinin yüklediği meblağ değerinde elektronik para kişi için açılacak elektronik para hesabına yüklenmiş olacak ve böylece kişi internet ortamında yapacağı alışverişte, şayet kullandığı elektronik ticaret sitesi elektronik para kullanımına izin veriyorsa, vereceği bir siparişi hesabındaki elektronik para ile ödeyebilecektir.

Elektronik para kullanımı hem kullanıcı hem de elektronik ticaret faaliyetinde bulunan kişi/kuruluşlar için oldukça avantajlıdır. Bugün birçok internet kullanıcısı elektronik ortamda yapacağı ödemede paylaşacağı kredi kartı bilgilerinin internet sitesi yetkilileri tarafından görülebilir olması dolayısıyla kredi kartı bilgilerinin kopyalanabileceği ve bu şekilde başka kişilerce kullanılabileceğinden tedirgin olmakta ve bu sebeple internet üzerinden herhangi bir ödemede bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra internet sitelerine güvenen bir takım kullanıcılar ise bu internet sitelerinin hacklenmesi (sistemdeki gizli bilgilerin internet sitesi yetkilisi dışındaki kişilerce ele geçirilmesi) tehlikesinden endişe duyarak yine elektronik ticaret sitelerine ödeme yapmaktan çekinmektedirler. Bu durum elektronik ticaret sitelerinin daha fazla kullanıcıya hitap etmesinin önünde bir engel teşkil etmektedir. Oysa elektronik para kullanımı Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde son derece sıkı denetime tabi olduğundan bu tarz riskler barındırmamaktadır. Örnek vermek gerekirse; elektronik para sistemlerindeki olası güvenlik açıklarının, bu açıklar üçüncü kişilerce bulunmadan önce tespit edilebilmesi ve düzeltilmesi için elektronik para sistemi sağlayıcılarına yılda en az bir defa "sızma testi" denilen bağımsız deneticilerce uygulanacak bir test yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca elektronik para uygulaması kullanıcıya, hesabındaki elektronik paranın kullanılacağı her işlemin kendisine gönderilecek SMS veya e-posta ile onaya tabi tutulmasını, kendisi onay vermedikçe söz konusu işlemin yapılmamasını talep imkânı vermekte ve bu şekilde kullanıcılara anlık olarak elektronik paralarına ilişkin talimatları kontrol etme olanağı tanımaktadır. Bu sayede kullanıcılar interneti, ödeme yapmak için son derece güvenli bir şekilde kullanabilmektedir, zira sistemin güvenli bir şekilde çalışıp çalışmadığını denetlemek üzere T.C. Merkez Bankası yetkilendirilmiştir. Elektronik paranın bu özelliği hem kullanıcıların daha güvenli alışveriş yapmasına olanak sağladığı, hem de bu sayede elektronik ticaret faaliyetinde bulunan internet sitelerinin kullanıcı sayılarının artmasına yol açtığı için iki tarafa da avantaj sağladığı görülmektedir.

Kanun yürürlüğe girmeden önce elektronik ödeme işlemleri sunan firmalar, elektronik ortamında fatura ödeme, para havalesi, fon transferi, internet üzerinden yapılan alışverişlerin, verilen siparişlerin ödemelerinin kabulü ve tahsili gibi işlemleri sadece bankalar ile işbirliği yaparak sürdürebiliyorlardı. Üstelik bu durum bir mevzuata tabi tutulmamıştı. Kanun'un yürürlüğe girmesiyle birlikte artık anonim şirketler, belli bir asgari sermayeye sahip olmaları ve sayılan bazı şartları haiz olmaları kaydıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan ("BDDK") lisans alarak ödeme sistemleri ve elektronik para hizmetleri sunabilecek ve faaliyetlerini bankalardan bağımsız şekilde yürütebileceklerdir. Kanun ayrıca bankalar dışında, sayılan nitelikleri yerine getirmiş elektronik para kuruluşlarına elektronik para ihraç etme yetkisi verilmesinin de önünü açmıştır.

Son olarak belirtmek gerekir ki bankalar ve ödeme hizmeti sağlamak için Kanun'da aranan şartlara sahip olup gerekli izinleri alan tüzel kişilerin elektronik ortamda bankayla işbirliği içinde olmadan ödeme hizmeti sağlayabilmeleri; bu şirketlerin banka adını kullanabileceği veya banka gibi faaliyet gösterdiği ya da banka adına işlem yaptığı kanısını uyandıracak ifadeler kullanabileceği anlamına gelmemektedir. Bu tür davranışlar Kanun ve ilgili mevzuatta yasaklanmaktadır. Bunun dışında bu şirketler kredi veremeyecek veya kullanıcılarına elektronik para üzerinden faiz veya benzeri getiri sağlayamayacaklardır.

Sonuç olarak Kanun ile birlikte, belli koşulları yerine getiren banka dışındaki tüzel kişiler ödeme hizmetleri ve elektronik para faaliyetlerinde bulunabilmesi mümkün olmuştur. Böylece Kanun öncesinde sadece bankalarla işbirliği halinde yapılabilecek işlemleri artık sayılan şartları haiz şirketler lisans alarak doğrudan kendileri yürütebileceklerinden bu sayede rekabetin gelişeceğini ve piyasada hareketliliğinin artacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Teknolojik gelişmelerin hızla arttığı ve artık her türlü faaliyetin internet ortamında verilecek sanal talimatlarla yerine getirilmeye başlandığı günümüzde, bu sistemin Avrupa Birliği mevzuatına paralel nitelikte bir hukuki altyapıya kavuşturulmasının, hem sistemin etkinliği hem de tüketicilerin ve elektronik ticaret şirketlerinin faaliyetleri açısından son derece olumlu bir gelişme niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.