- Genel Olarak
- Finansal yardım yasağına ilişkin
düzenleme, 6102 sayılı TTK ile Türk hukukuna
ilk kez girmiştir. İlgili hüküm, bir
şirketin kendi paylarının
üçüncü kişilerce devralınması
amacıyla avans, ödünç veya teminat
veremeyeceğini öngörmekte olup, yalnızca
bankaların olağan faaliyeti kapsamındaki kredileri
ile çalışanlara yönelik pay edinimi
için sağlanan yardımlar istisna kapsamında
tutulmuştur. 2006 yılında kabul edilen 2006/68/AT
sayılı yönerge ile bu katı yapı
yumuşatılmış, belirli koşullar
altında finansal yardıma izin verilmiştir. Ancak
Türk hukukunda yer alan TTK m. 380, bu
değişiklikleri yansıtmamış; finansal
yardımı esasen yasaklayan, sınırlı istisna
içeren katı düzenlemeyi
benimsemiştir1.
- Kaldıraçlı İşlem (Leveraged Buy-Out - LBO)
- Kaldıraçlı devralma, bir şirketin paylarının devralınmasına ilişkin finansmanın, hedef şirketin malvarlığı veya devralınmasından sonra birleşeceği başka bir şirketin malvarlığı üzerinden sağlandığı işlemleri ifade eder. Bu modelde, payların devri için gerekli finansman, doğrudan veya dolaylı olarak hedef şirketin kendi kaynaklarıyla finanse edilir.
- Bu tür işlemler, TTK m. 380 kapsamında düzenlenen finansal yardım yasağının uygulama alanına girer. Zira şirketin paylarının devri için sağlanan finansmanın doğrudan şirket tarafından sağlanması veya bu amaca hizmet etmesi halinde, finansal yardım yasağının ihlali söz konusu olur.
- Kaldıraçlı devralmalarda, işlemin pay
iktisabından önce ya da sonra yapılmış
olması yasağın uygulanması bakımından
önem arz etmez. Finansal yardım yasağının
uygulanabilmesi için, işlemin öncelikli
amacının pay iktisabını sağlamak
olması yeterlidir. Bu amaç, örtülü
biçimde de gerçekleşebilir; taraflar
arasında yazılı bir sözleşme
bulunması şart değildir. Pay iktisabından sonra
gerçekleştirilen finansal yardımlar da
yasağın kapsamı dâhilindedir. Zira
yasağın dolanılmasını önlemek
amacıyla, işlemin zamanlamasından ziyade amacı
esas alınır.
- Finansal Yardım Yasağı ve İstisnaları (TTK m. 380)
- TTK m. 380/1 uyarınca, anonim şirketlerin kendi paylarının iktisabını kolaylaştırmak amacıyla üçüncü kişilere ödünç, avans veya teminat sağlaması batıldır. Hükmün gerekçesinde de açıklandığı üzere, bu ibareler geniş yorumlanmalı ve şirketin sermayesinin pay iktisabının finansmanında kullanılmasını sağlayacak tüm işlemler bu kapsamda değerlendirilmelidir2.
- Finansal yardım yasağının uygulanabilmesi için, yardımı sağlayan şirket ile payları devredilen şirketin aynı tüzel kişilik olması gereklidir. Pay devrinin yardım işleminden önce veya sonra gerçekleşmesi önemli değildir; yeter ki amaç yönünden bir bağlantı bulunsun. Benzer şekilde, şirketin sağladığı teminatın türü önem taşımaz; nakdi, ayni veya şahsi olabilir. Ancak payları devralan kişinin, bu payları kredi kurumlarına teminat göstermesi bu yasağın dışında tutulur.3
- TTK m. 380, devralınan pay miktarına ilişkin bir eşik öngörmez. Hangi miktarda olursa olsun, pay devri işlemi finansal yardım amacıyla desteklenmişse yasak uygulanır. Yasağın ihlali hâlinde, yalnızca finansal yardım işlemine ilişkin hukuki işlem batıldır4. Pay devri işleminin geçerliliği hususunda mevzuatta ve yargı uygulamalarında bir açıklık bulunmamakla birlikte, somut olay koşullarına göre değerlendirileceği beklenmektedir. Buna karşın finansal yardım işlemi ifa edilmişse, iade yükümlülüğü doğacaktır5.
- Öğretide hâkim görüş, borçlandırıcı işlemin geçersiz, tasarruf işleminin ise geçerli olduğu; ancak ifa edilmişse, ifa edilen edimlerin iade edilmesi gerektiği yönündedir. Örneğin şirketin verdiği kefalet geçersiz sayılır ve şirketin sorumluluğu doğmaz.
- TTK m. 380 kapsamında iki istisna öngörülmüştür: i. Kredi ve finans kuruluşlarının işletme konuları çerçevesinde gerçekleştirdikleri işlemler. Ancak bu istisna yalnızca kendi paylarının devri için yapılan finansmanı kapsar. ii. Şirketin kendi veya bağlı şirketlerinin çalışanlarının şirket paylarını iktisap etmeleri amacıyla sağladığı avans, ödünç veya teminat işlemleri. Bu istisna üst düzey yöneticiler için geçerli değildir. Her iki istisna bakımından da, işlemlerin şirketin yedek akçelerini azaltmaması ve TTK m. 519 ve 520 hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmesi gereklidir6.
- Nitekim finansal yardım yasağı dikkate alınmadan yapılan pay devirleri, Türk hukukunda yeni gündeme gelen bir konu olsa dahi, bazı yargı kararlarında da bir iptal sebebi olarak yer almıştır7.
Sonuç
- Sonuç olarak, TTK m. 380 ile getirilen finansal yardım yasağı, şirketin malvarlığının pay devri işlemlerinde kullanılmasını sınırlayarak kurumsal yapının korunmasını hedeflemektedir. Özellikle kaldıraçlı devralma gibi işlemler açısından bu yasağın kapsamı ve istisnaları dikkatle değerlendirilmelidir. Uygulamada da görüldüğü üzere, finansal yardım yasağı yalnızca şekli değil, amacı da esas alan bir denetim mekanizmasıdır.
Footnotes
1. Veziroğlu, C. & Fatih Arıcı, M. (2018). Kaldıraçlı Devralma ve Anonim Şirketin Finansal Yardım Yasağı. On İki Levha Yayıncılık, s.26-30
2. Arkan, Sabih. “Şirketler Topluluğu ile İlgili Hükümlerin Önceliği Sorunu.” Prof. Dr. Zühtü Aytaç'a Armağan,2024, ss. 477-482
3. Albayrak, Özlem Akıncı “Anonim Şirketler Hukukunda Şirket Malvarlığının Korunması.” 2022, s. 481.
4. Doğu, Hakkı Mert. Kanuna Karşı Hile. On İki Levha Yayıncılık, 2023. s.160
5. Doğu, Hakkı Mert. Kanuna Karşı Hile. On İki Levha Yayıncılık, 2023. s.161; Arkan, Sabih. “Şirketler Topluluğu ile İlgili Hükümlerin Önceliği Sorunu.” Prof. Dr. Zühtü Aytaç'a Armağan,2024, ss. 477-482
6. Raziye Aksu Özkan, “Kendi Paylarını İktisap Eden Anonim Şirketlerde Yedek Akçe Ayırma Uygulamasının Bir Değerlendirmesi”, MÜHFHAD 2021, C. 27, S. 1, s. 754 vd.
7. Ankara BAM 7. Hukuk Dairesi'nin 01.07.2021 tarihli ve 2021/495 K. Sayılı kararı
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.