Anayasa Mahkemesi, 12.09.2023 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararında, kamu yararını gözetmek adına vergi güvenlik tedbiri ihdas edilirken temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamaların kamu yararı ile orantılı olması ve ölçülülük ilkesini ihlal etmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Anayasa Mahkemesi, 18.5.2023 tarihli ve E: 2020/11, K: 2023/98 sayılı kararıyla, 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesinin ikinci fıkrası ile teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğuna ve Anayasa'da öngörülen ölçülülük ilkesine aykırı olduğuna hükmetmiştir.

7194 sayılı Kanun'un 7. maddesinde vergi güvenliğine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu kapsamda anılan maddenin (1) numaralı fıkrasında 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve vergi ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye'deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülükleri yerine getirmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanun'da sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabileceği ve bu durumun Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edileceği düzenlemesine yer verilmiştir.

7194 sayılı Kanun'un 7. maddesinin dava konusu (2) numaralı fıkrasında ise ilandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verileceği ve bu kararın erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderileceği, engelleme kararlarının gereğinin bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmıştır.

Yer verilen kural, esasen bir işyeri kapatma cezası niteliğinde olduğu, aynı mükelleflere başka vergiler bakımından uygulanmayan ve tüm mükellefler nezdinde geçerli olmayan bu yönde bir yaptırımın dijital hizmet vergisi mükelleflerine uygulanmasının Anayasa'nın 10. maddesi ile düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa'nın 22. maddesi ile güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin 13. madde doğrultusunda yalnızca Anayasa kapsamındaki gerekçelerle usulüne göre verilmiş bir hakim kararı ile sınırlanabilecekken erişimin engellenmesi kararının Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından verilmesinin işbu hakkı zedelediği ve ek olarak, Anayasa'nın 26. maddesi kapsamında düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne de müdahale teşkil ettiği gerekçeleriyle Anayasa Mahkemesi huzuruna taşınmıştır.

Söz konusu kararda Anayasa Mahkemesi, eşitlik ilkesi ve haberleşme hürriyeti kapsamında bir değerlendirme yapmak yerine maddede öngörülen vergi güvenlik uygulamasının Anayasa'nın "Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti" başlıklı 48. maddesi kapsamında korunan "girişim özgürlüğü" üzerinde "orantısız" bir sınırlama oluşturduğunu ve bu nedenle Anayasa'nın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 13. maddesinde öngörülen ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir.

Karar kapsamında, çalışma ve sözleşme hürriyetinin alt kırılımlarından biri olan özel teşebbüs özgürlüğünün, her gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin tercih ettiği alanda iktisadi/ticari faaliyette bulunmak üzere teşebbüs kurabilmesini, dilediği mesleki faaliyete girebilmesini ve faaliyetiyle mesleğini devletin veya üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın dilediği biçimde yürütebilmesini güvence altına aldığı belirtilmiş olup dijital hizmet sağlayıcıları tarafından sunulan hizmetlere erişim engeli getirilmesini öngören iptale konu kuralın dijital hizmet sağlayıcılarının teşebbüs özgürlüğünü kısıtladığı değerlendirilmiştir.

Diğer yandan, vergi alacağının sorunsuz bir şekilde tahsil edilmesi bakımından vergi hukuku uygulamasında vergi alacağının güvence altına alınmasını sağlayacak birtakım düzenleme ve sınırlamaların öngörülmesi doğal olmakla, somut olayda, dijital hizmet sağlayıcılarının vergisel ödevlerini eksiksiz yerine getirmelerini sağlamak adına alınan vergi güvenlik önleminin belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olup kanunilik ilkesine uygun olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı belirtilmiştir. Ancak, kanun koyucunun, her ne kadar kamu alacaklarının güvence altına alınabilmesi adına geniş bir takdir yetkisine sahip olsa da bu yetkisini Anayasa'nın 13. maddesi kapsamında düzenlenen ölçülülük ilkesine uygun olarak kullanmak zorunda olduğu vurgulanmıştır.

Bu noktada, Anayasa Mahkemesi, ölçülülük ilkesinin alt ilkelerine değinmiş ve öngörülen sınırlamaların ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye “elverişli” olması, ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu, bir diğer deyişle, “gerekli” olması ve hakka getirilen sınırlama ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge bulunarak “orantılı” olması gerekliliğini ifade etmiştir. Sınırlama, dijital hizmet vergisi mükellefi dijital hizmet sağlayıcılarının beyanname verme ve vergi ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeleri yönünde zorlayıcı bir etken olması ile elverişli ve gerekli olarak değerlendirilmiştir. Orantılılık yönünden ise kamu yararı ile kişinin teşebbüs özgürlüğü arasında makul bir dengenin bulunması gerektiği ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulanan yaptırımın teşebbüs sahiplerine aşırı ve katlanılmaz bir külfet yüklememesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu kapsamda, Anayasa Mahkemesi, iptal gerekçesinde, vergi beyannamesi verme ve ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarının hizmetlerine erişimin engellenmesinin, esasen mümkün olan en ağır yaptırım olan internet sitesinin tamamına erişimin engellenmesi anlamına geldiğini belirtmiştir. Mahkeme, dijital hizmet sağlayıcılarının faaliyetlerini yürüttükleri internet sitesi ile ilgili reklam yasağı, bu kapsamda yeni sözleşme kurulmasının yasaklanması, internet trafiği bant genişliğinin kademeli olarak daraltılması gibi daha hafif kısıtlamaların öncelikle uygulanması, bu kısıtlamalara rağmen vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda daha ağır yaptırımlara başvurulması ve son aşamada dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere internet sitesinin tamamına erişimin engellenmesi yolu öngörülerek kademeli bir vergi güvenlik tedbiri ihdas edilmesi mümkünken doğrudan erişimin engellenmesine karar verilmesinin hükme bağlanmasının hizmet sağlayıcılarına aşırı külfet yüklendiğine karar vermiş, bu durumun teşebbüs özgürlüğü ile kamu yararı arasında bulunması gereken makul dengeyi bozduğunu ifade etmiştir. Bu itibarla söz konusu vergi güvenlik önlemi vasıtasıyla teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğu ve ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.

Kararda, söz konusu iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Söz konusu süre içinde Meclis'in kararda gösterilen kademeli vergi güvenlik önlemi yaklaşımını izleyen yeni bir kanuni düzenleme getirmesi ve bunun neticesinde mevcut düzenleme yerine kademeli bir vergi güvenlik önlemi ihdas edilmesi beklenmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.