ARTICLE
15 October 2025

Bankaların Yeşil Varlık Oranı Hesaplaması Hakkında Tebliğ'in Bankaların Kredilendirme Rejimlerine Olası Etkileri

HB
Herguner Bilgen Ucer Attorney Partnership

Contributor

Hergüner Bilgen Üçer is one of Türkiye’s largest, full-service independent corporate law firms representing major corporations and clientele, and international financial institutions and agencies. Hergüner not only provides expert legal counsel to clients, but also serves as a trusted advisor and provides premium legal advice within a commercial context.
11 Nisan 2025 tarihli ve 32515 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların Yeşil Varlık Oranı Hesaplaması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ"), Türkiye'de çevresel sürdürülebilirlik odaklı finansal dönüşüm açısından önemli bir düzenlemeyi temsil ediyor.
Turkey Finance and Banking
Ümit Hergüner’s articles from Herguner Bilgen Ucer Attorney Partnership are most popular:
  • in United States
  • with readers working within the Securities & Investment industries
Herguner Bilgen Ucer Attorney Partnership are most popular:
  • within Insolvency/Bankruptcy/Re-Structuring, Government, Public Sector and Real Estate and Construction topic(s)

1. GİRİŞ

11 Nisan 2025 tarihli ve 32515 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların Yeşil Varlık Oranı Hesaplaması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ"), Türkiye'de çevresel sürdürülebilirlik odaklı finansal dönüşüm açısından önemli bir düzenlemeyi temsil ediyor. Tebliğ ile birlikte mevzuatta daha önceden bulunmayan, Yeşil Varlık Oranı ("YVO") adı altında, çevresel temelli bir finansal gösterge benimseniyor ve bu oranın yardımıyla bankaların çevresel sürdürülebilirliği gözeten faaliyetlere sağladığı finansmanın toplam varlıklar içerisindeki oranı ölçülebilecek ve ölçüm sonuçları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na ("BDDK") raporlanacak. Tebliğ aynı zamanda çevresel olarak sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin taksonomisi açısından objektif kıstaslar barındırması yönünden de bir ilki temsil ediyor.

2. Yeşil Varlık Oranı Nedir?

YVO, bankaların bilançolarındaki çevreci ekonomik faaliyetlere ilişkin varlıkların toplam varlıklar içindeki oranını ifade ediyor. Tebliğ, bu oran hesaplanırken "uyumlu varlık" kavramına da dikkat çekiyor. Çevresel standartlara uyumlu varlık tespiti, Avrupa Birliği Taksonomisi'ne paralel şekilde, bir ekonomik faaliyetin hem çevresel hedeflere önemli katkı sağlaması hem de diğer çevresel hedeflere zarar vermemesi ile asgari sosyal güvenlik standartlarına uygun olması koşullarına bağlanıyor.

Bu kapsamda, bankalar için YVO yalnızca bir performans metriği değil, aynı zamanda finansal strateji ve risk yönetimi açısından da yönlendirici bir unsur haline gelebilir. Nitekim BDDK'nın ilerleyen dönemlerde bankalara yönelik YVO alt sınırları belirlemesi veya bu oranlara dayalı teşvik/ceza mekanizmaları öngörmesi muhtemel görünüyor.

3. Avrupa Birliği Taksonomisi ile Uyum

YVO; Avrupa Birliği ("AB") düzenlemesinde yer alan "Green Asset Ratio" ile birebir örtüşüyor. Bunun yanı sıra YVO, biyoçeşitliliğin ve ekosistemin korunması ve restorasyonuna önemli ölçüde katkı sağlanması, diğer çevresel hedeflere önemli zarar verilmemesi ve asgari sosyal güvenlik standartlarının sağlanmasına dayalı üçlü kriterler üzerinden hesaplanmasıyla da AB hukuki çerçevesini yansıtıyor. AB'de finansal kuruluşların yılda bir defa Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi'ne raporlama yapması rejimine benzer şekilde, Tebliğ ile birlikte bankaların yılda bir kez BDDK'ya bildirimde bulunması yükümlülüğü öngörülmekte. Ne var ki, AB'de bu zorunluluk bankalar, sigorta şirketleri, portföy yöneticileri ve büyük şirketler için getirilmişken BDDK düzenlemesi sadece bankalarla sınırlı tutuluyor. Aynı zamanda, AB düzenlemesinde görülen yoğun teknik taramanın ve sektörel bazda yapılmış ayrıntılı faaliyet sınıflandırmasının aksine, Tebliğ henüz teknik kriterler, sektörel ayrımlar ve uyum uygulamaları açısından daha sınırlı düzenleme içermiyor. Bu gibi sebeplerle, bu alanda henüz AB mevzuatı ve uygulaması ile tam uyumluluk olduğu söylenemese dahi AB mevzuatına paralel bir yaklaşım sergilendiği söylenebilir.

4. Denetim ve Raporlama Mekanizmaları

AB sisteminde raporlar bağımsız denetime tabi tutulurken ilgili Tebliğ henüz sadece BDDK'ya yapılacak raporlama rejimini öngörmekte, bağımsız denetim ve uyum uygulamaları için net bir prosedüre işaret etmemekte.

Mevduat bankaları ve katılım bankaları tarafından BDDK'ya yapılması planlanan çevresel uyum raporlaması ise bilimsel bir raporlama niteliği taşımamakta, bankaların bilançosundaki varlıklar içerisinde çevresel olarak sürdürülebilir faaliyetlerin finansmanına katkıda bulunulup bulunulmadığının tespiti usulü ile gerçekleştirilecek.

Teknik tarama kriterlerinin sağlandığı veya sağlanacağı ise bağımsız doğrulayıcı taraflarca düzenlenecek "emisyon raporu, fizibilite raporu, enerji verimliliği etüt raporu ve benzeri raporlarla, ulusal ya da uluslararası kabul görmüş sertifikalar, yeşil teknoloji seçim araçları veya yatırıma konu harcama belgeleri" aracılığıyla belgelenmesi ve bankalarca denetime hazır bulundurulması gerekiyor. Tebliğ uyarınca ilk raporlama için başlangıç tarihi 30 Haziran 2025 olarak belirlendi.

Uyum sürecinde, başta çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) ve ISO 14001 gibi çevre yönetim sistemleri belgeleri olmak üzere çeşitli sertifikasyon süreçleri de kredilendirme koşulu haline gelebilir. Bununla birlikte, AB uygulamasına paralel olarak raporlama sonucu uyumsuzluk tespiti hallerinde BDDK'dan gelecek düzeltme bildirimleri, uyarı, rehberlik mektupları veya gerekirse idari yaptırım uygulanması mümkün. Aynı zamanda, bankaların yeşil varlık oranlarını düzenli olarak raporlama yükümlülüğü sayesinde, kredi portföylerinin çevresel etkilerinin daha şeffaf bir şekilde izlenmesi mümkün hale gelebilir.

5. Ne Gibi Değişiklikler Beklenebilir?

YVO artışı hedeflenirken, bankaların kredi portföylerini çevresel taksonomiye uyumlu hale getirmeleri kaçınılmaz. Bunun da enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları, sürdürülebilir ulaşım ve çevre dostu binalar gibi alanlara sağlanan kredilerin hem yasal hem de itibari avantajlar taşıyacak olması, bu tür kredilere olan ilgiyi artırması bekleniyor. Bu kapsamda değerlendirilen projeler için çevresel taahhütlerin ihlal edilmesi halinde erken geri çağırma, faiz artırımı veya cezai şart gibi hükümlerin kredi sözleşmelerinde daha sık karşılaşılabilecek düzenlemeler arasına gireceği de öngörülebilir. Ayrıca, kredi müşterilerinin sürdürülebilirlik standartlarına uyum seviyesinin bankaların kredilendirme süreçlerinde göz önüne alacağı bir kriter haline geleceği söylenebilir.

Tebliğ'in, şirketlerin projelerinin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla sürdürülebilirlik politikalarına uyum seviyelerini olumlu etki edebileceği öngörülüyor. Finansmana erişim koşullarında çevresel uyumun ön plana çıkması, şirketlerin yatırım projelerinde çevresel olarak sürdürülebilir faaliyetlere öncelik vermesi sonucunu doğurabilir.

Tebliğ, bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik odaklı bir kültürün oluşmasına katkı sağlayacağı ve çevresel performansın finansal kararlarla daha yakından ilişkilendirilmesini mümkün kılacağı öngörülüyor. Kredilendirme süreçlerinde çevresel kriterlerin sistematik şekilde dikkate alınması, hem finansal istikrar hem de iklim değişikliğiyle mücadele açısından olumlu sonuçlar doğurması bekleniyor.

Sonuç olarak, Tebliğ'e konu YVO hesaplama ve raporlama uygulamasının kredilendirme rejiminde çevresel etkiler açısından şeffaflığı ve piyasa disiplinini artırarak bankalar nezdinde çevresel olarak sürdürülebilir ekonomik faaliyetlere yönelik farkındalığı ve motivasyonu güçlendirmesi ve Türkiye'nin iklim değişikliğine ilişkin hedeflerinin ve uluslararası taahhütlerinin gerçekleştirilmesine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More