Özet: Türk Vergi İdaresi mükelleflerin vergisel yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesini sağlamak amacıyla son yıllarda davranışsal yaklaşım politikalarından yoğun bir şekilde faydalanmaktadır. Vergi İdaresi 2025 yılında, davranışsal yaklaşım politikaları çerçevesinde hızlı ve etkili sonuç verecek yaklaşımlar geliştirmek suretiyle mükelleflerin gönüllü uyum seviyesini artırmayı hedeflemektedir. Özellikle, önleyici denetim faaliyetleri ile vergi mükelleflerinin beyanlarını doğru yapmaları sağlanmakta ve etkili sonuçlar alınmaktadır.
Anahtar kelimeler: Vergide adalet ve etkinlik, gönüllü uyum, davranışsal yaklaşım, önleyici denetim faaliyeti, vergi beyanlarının artırılması.
1. Giriş
2023-2025 Döneminde uygulanmakta olan "Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı" kapsamında, toplumsal farkındalık ve gönüllü uyum seviyesinin artırılması amacıyla; mükelleflerin vergisel yükümlülüklerini zamanında yerine getirmelerini sağlamak için davranışsal yaklaşım politikalarından faydalanılacağı hususuna yer verilmiştir. Bu doğrultuda vergi mükelleflerinin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmelerini sağlamak amacıyla, davranışsal yaklaşım politikaları çerçevesinde hızlı ve etkili sonuç verecek yaklaşımlar geliştirilerek mükelleflerin gönüllü uyum seviyesinin artırılması hedeflenmektedir.
Davranışsal yaklaşım uygulaması ilk olarak İngiltere'de ortaya çıkmıştır. Davranışsal İçgörü Takımı (Behavioral Insights Team-BIT) 2010 yılında Birleşik Krallık bünyesinde dünyada resmi olarak faaliyete geçen ilk davranışsal içgörü takımıdır. 2020 Vergi İdaresi Forumu (FTA) Anketine göre, FTA üyelerinin yaklaşık üçte biri misyonlarını yerine getirmek için davranışsal içgörüleri kullanmaktadır. Davranışsal İçgörü Takımı, İngiltere ve diğer ülkelerde yaptığı vergi uyumu konusundaki çalışmalar kapsamında, vergisini beyan etmeyenlere ve zamanında ödemeyenlere sosyal normları vurgulayan mektuplar ile e-postalar göndermekte ve etkili sonuçlar almaktadır.
Mükellefler üzerinde herhangi bir baskı veya zorlama olmadan düşük maliyetli ve basit yöntemler kullanan davranışsal maliye yaklaşımlarından dünya genelinde pek çok ülkede kamu politikası alanında faydalanmaktadır. Davranışsal yaklaşım politikalarının amacı, bireylerin tercih hakkını koruyarak, doğru yönde karar almalarına yardımcı olmak amacıyla yönlendirilmelerine olanak sağlamaktır. Bu politikaların mükelleflerin vergilendirmeye ilişkin tutum ve davranışlarını etkileyebilecek olması ve bu şekilde mükellefleri önceden bilgilendirmenin mükellef hukukunu gözeterek, vergi ahlakı ve vergiye gönüllü uyumu artırabilecek mahiyette bulunmaktadır.
Vergi İdaresi tarafından, son yıllarda vergide adalet ve etkinliği artırmaya yönelik çalışma ve denetimler aralıksız devam etmekte olup yapılan risk analizleri sonucunda kazançlarını eksik beyan eden mükellefler izaha ve gönüllü uyum davet edilmektedir. Vergi İdaresi tarafından 2025 yılında davranışsal yaklaşım kapsamında yapılan önleyici denetim ve gönüllü uyum yaklaşımı kapsamında yapılan bazı çalışmalar şöyledir;
- 2024 yılı kira gelirlerinin Mart/2025'de doğru beyanı konusunda beyan döneminde yapılan farkındalık çalışması,
- "Beyanname Gözetim Çalışması" kapsamında kurumlar vergisi beyannamesi verecek olan belirlenen şirketlere doğru beyanda bulunmaları için uyarı yazısı gönderilmesi,
- "Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı" kapsamında 2023 ve 2024 yıllarında gelir vergisi beyannamesi vermemiş, potansiyel gelir ve harcama düzeyi ile vergi beyanları uyumsuz olan kişilerin gönüllü uyuma davet edilmesi,
- "Önleyici Denetim Modeli" kapsamında düşük beyanda bulunan doktorların gönüllü uyum kapsamında beyanlarını artırmasının sağlanması,
- Çeşitli branşlarda profesyonel faaliyet gösteren bazı sporcuların beyan etmediği gelirleri için yapılan gönüllü uyum çalışması.
Şüphesiz yapılan bu çalışmalar vergiye gönüllü uyumu artırmakta ve vergi sistemimizin daha adil, şeffaf ve sürdürülebilir hale gelmesine büyük katkı yapmaktadır. Vergi kültürü ve ahlakının toplum tarafından tamamen içselleştirildiği ana kadar bu tür çalışmaların vergide eşitlik ve adaleti sağlayacağı muhakkaktır. Bu çalışmada, davranışsal yaklaşımlar kullanmak suretiyle Vergi İdaresi tarafından yapılan bazı önleyici denetim ve vergiye gönüllü uyum faaliyetleri incelenmiştir.
2. Davranışsal Yaklaşım Kapsamında Yapılan Önleyici Denetim Ve Gönüllü Uyum Çalışmalarının Amacı
Gerçekten de 2025 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan bu özel çalışmalar sonucunda kamuoyuna da yansıdığı üzere çok başarılı sonuçlar alınmış ve vergide adalet ve eşit ilkesinin gereği olarak kazançlarını eksik beyan eden kişilerin ve şirketlerin davranışsal yaklaşım kapsamında önleyici denetim çalışmaları ile gönüllü uyuma davet edilmiştir. Vergi İdaresini bu önleyici denetim ve gönüllü uyum çalışmaları, bazen Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bazen de Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Geçmiş dönemlerinden farklı olarak vergi konusunda toplumsal farkındalığın artırılması için yapılan çalışmalar kamuoyu ile paylaşılmakta ve vergide adalet ve eşitlik ilkesine vurgu yapılmaktadır.
Vergi İdaresi elinde bulunan verilerden hareketle çeşitli risk analizleri yapmakta ve vergi kayıp ve kaçağın olduğu düşünülen farklı mükellef gruplarında ve değişik sektörlerde önleyici denetim faaliyetleri yapmaktadır. Yapılan bu uyarılar ve izaha davetler sonucunda gerekli aksiyonda bulunmayan yani gönüllü uyum kapsamında eksik gelirini ve kazancını beyan etmeyen mükellefler ise vergi incelemesine alınabilmektedir.
Toplumda çok dikkat çeken bu önleyici denetim faaliyetleri bazı vergi hukukçuları tarafından "nereden buldun" diye adlandırılan ve vergi sistemimize 1998 yılında giren ve 2003 yılında kaldırılan düzenlemeyi düşündürdüğü ifade edilmektedir. Bilindiği üzere, 4369 sayılı Kanunla 1998 yılında Gelir Vergisi Kanunu'ndaki gelirin tanımı genişletilmiştir. Net artış teorisinin gereği olarak kavranmayan bir gelir unsuru kalmamış ve gelirin tanımı; "Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği, tasarruf veya harcamasına kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve iratların safi tutarıdır." şeklinde değiştirilmiştir. Ancak bu düzenleme önce ertelenmiş daha sonrada 2003 yılında uygulama imkanı olmadan tamamen yürürlükten kaldırılmıştır.
Peki nedir bu davranışsal yaklaşım politikaları ve maliye alanında daha spesifik düşünürsek vergiye gönüllü uyumun sağlanmasında bu yaklaşımların kullanımı nasıl olmaktadır öncelikle bu hususa kısaca değinelim.
Bugün yapılmakta olan önleyici denetim faaliyetlerinin nereden buldun kapsamında olduğunu ileri sürmek ve yapılan çalışmaların yasal bir dayanağının olmadığını söylemek doğru değildir. Özellikle, mükelleflerin harcama ve tasarruflarının kaynağının vergilendirilmesine yönelik bir yasal düzenleme olmadığını ileri sürmek suretiyle mükelleflerin zorunlu olarak beyanda bulunmaya zorlanmasının hukuki olmadığını belirtmek çok da gerçekçi değildir.
Bu tarz çalışmaları davranışsal yaklaşım kapsamında OECD üyesi ve FTA (Gelir İdareleri Forumu) üyesi ülkeler de uygulamaktadır. Bu çalışmalarda mükelleflerin bir zorlamaya tabi tutulması söz konusu değildir. Mükelleflere eldeki veriler ile seçimlik hakkı verilmekte ve tercih mükellefe bırakılmaktadır. Mükellef önüne sunulan tercihleri isterse değerlendirmekte istemez ise hareketsiz kalmakta ve bir beyanda bulunmayabilmektedir. Aslında yapılan bu çalışmalarla mükelleflerin doğru yönde karar vermelerine yardımcı olunmaktadır.
Gerçekten de yapılan davranışsal yaklaşım uygulamaları ile önleyici bir şekilde mükellefler uyarılmakta, mükellefler için bu durum zorlama değil bir tercih meselesi olmaktadır. Bu sayede mükellefler, şayet varsa eksik beyanları gönüllü uyuma davet edilmekte ve bu durum tamamen mükellefin tercihine bağlı olarak ilerlemektedir. Yapılan önleyici denetim faaliyetlerini vergi konusunda toplumsal farkındalık ve gönüllü uyum seviyesinin yükseltilmesi için yapılmaktadır. Aslında yapılan risk analizleri ile mükelleflerin doğru beyanda bulunmalarına yardımcı olunmakta ve ileride bir vergi incelemesine tabi olduklarında karşılaşacakları cezalı işlemler önceden önlenmiş olmaktadır.
3. Önleyici Denetim Faaliyetleri Kapsamında Yapılan Gönüllü Uyum Çalışmaları
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 2025 yılının ilk yarısında yapılan davranışsal yaklaşım kapsamında yapılan bu önleyici denetim faaliyetlerinden kamuoyuna da yansıyanlara kısaca bir bakalım. Özellikle çok etkili sonuçlar alınması bakımından yapılan çalışmalar kamuoyunda çok dikkat çekmiştir.
- Kira gelirlerinin beyanı konusunda yapılan farkındalık çalışması
Kira gelirinin doğru beyanı konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2024 ve 2025 yıllarında yapılan yoğun farkındalık çalışmaları (kamu spotları, videolar, basın açıklamaları, sosyal medya hesapları, rehber, broşür, infografikler) sonucunda kira gelirinden dolayı beyanname veren mükellef sayısı ciddi oranda artmıştır. Gelir İdaresinin internet sayfasında istatistikler bölümünde yer alan verilere göre, Şubat 2025 ayında kira gelirinden dolayı beyanname veren mükellef sayısı 2.709.000 iken, Nisan 2025 ayında bu sayı 3.207.000 olmuştur ve toplamda beyanname veren mükellef sayısı 500.000 kişi artmıştır.
(https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/user_upload/VI/AIGMS/2025/TABLO_5.xls.htm)
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2024 yılında elde edilen kira gelirlerinin yıllık beyan döneminde; ulusal kanallarda, yazılı basında, internet medyasında, sosyal medya kanallarında toplumu bilgilendiren açıklamalar yapılarak gelir sahiplerinin doğru beyanda bulunmaları sağlanmıştır. Elde edilen gelirlerin yıllık beyan edilmesi gerektiği konusu çok güzel bir şekilde işlenmiş ve toplumsal farkındalık sağlanmıştır. Tüm bu etkili bilgilendirmeler sonucunda sadece kira gelirinden dolayı yıllık beyanname veren mükellef sayısı 500 bin kişi artış göstermiştir.
- "Beyanname Gözetim Çalışması" kapsamında kurumlar vergisi beyannamesi verecek olan belirlenen şirketlere uyarı yazısı gönderilmesi
2025 yılı Nisan ayında, 2024 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyan dönemi sürecinde Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından davranışsal yaklaşım kapsamında yapılan analizler sonucunda belirlenen 40.000 mükellefe mektup gönderilmiştir. Beyanname Gözetim Çalışması kapsamında belirlenen mükelleflere belirlenen hususlarda kurumlar vergisi beyannamesi verirken dikkat etmeleri gereken konu başlıkları tek tek belirtilmiş olup bu sayede vergi kayıp kaçağının vergi incelemesine tabi tutulmadan en aza indirilmesi amaçlanmıştır.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Risk Analiz Sistemi üzerinden mükelleflerin faaliyetleri gruplar ve sektörler itibariyle analiz ve mukayese ederek risk alanlarını tespit etmiş ve 2024 yılında 500 bin mükellef analize tabi tutularak 40 bin gibi yüksek mükellefin riskli bulunduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu bu riskli mükelleflere risk analiz kümesi içerisinde değerlendirilen mükelleflerin, 2024 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesi verilmeden önce kurumlar vergisi beyannamesinin doğru ve eksiksiz verilmesi arzulanmıştır. Beyanname Gözetim Çalışması kapsamında mükelleflerin her biri için vergi müfettişi atanmış olup, beyan dönemi sonrasında vergi müfettişleri yapılacak beyanname revizyonu ve analizi çalışması neticesinde riskli bulunan mükellefler vergi incelemesine esas olmak üzere risk analiz birimlerince yeniden değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Muhtemelen kendilerine mektup gönderilen bu mükellef grupları sadece bu yılki beyanlarını değil, gelecek yıllardaki beyanlarını da doğru bir şekilde yapma konusunda eskiye oranla daha istekli olacaklardır.
(https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/maliyeden-sirketlere-yuksek-vergi-riski-uyarisi/813523)
- "Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı" kapsamında 2023 ve 2024 yıllarında gelir vergisi beyannamesi vermemiş, potansiyel gelir ve harcama düzeyi ile vergi beyanları uyumsuz olan kişilerin gönüllü uyuma davet edilmesi
2025 yılının ilk döneminde önleyici denetim faaliyetleri kapsamında riskli mükellef grupları belirlenmekte ve gönüllü uyum kapsamında beyanlarını doğru bir şekilde yapmaları sağlanmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından 2025 yılında elde ettikleri kar payından dolayı gelir vergisi beyannamesini vermemiş 10 bin mükellef "Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı" kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda, gelir vergisi beyannamesi vermemiş 10 bin mükellef gönüllü uyum kapsamında izahata davet edilmiştir.
Büyük şirket ortağı olup, 2023-2024 döneminde Gelir Vergisi Beyannamesi vermemiş, potansiyel gelir ve harcama düzeyi ile vergi beyanları uyumsuz olan 10.000 mükellef "Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı" kapsamında gönüllü uyuma ve izaha davet edilmiştir. Gönüllü uyum kapsamında 10 bin şirket ortağı izaha davet şartlarını yerine getirmediği takdirde vergi incelemesine alınabilecektir (@vdksosyalmedya).
- Halka açık şirketlerden temettü geliri (kar payı) elde edip beyanname vermeyen kişilere yönelik yapılan işlemler
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan analiz çalışmaları sonucunda 1.725 kişinin, halka açık şirketlerden beyan sınırını aşan 3,6 milyar liralık kar payı (temettü) kazanmalarına rağmen bu geliri beyan etmedikleri tespit edilmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı, halka açık şirketlerden elde edilen kar paylarına ilişkin geniş çaplı bir denetim çalışması yapmış olup 2022, 2023 ve 2024 yıllarını kapsayan çalışmada, halka açık şirketlerce yapılan kar payı ödemeleri incelenmiştir.
Bilindiği üzere, tam mükellef kurumlardan elde edilen, 193 sayılı GVK'nın 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Madde hükmüne göre, kaynağı ne olursa olsun menkul sermaye iradı sayılan iratlar şunlardır; her nevi hisse senetlerinin kâr payları, iştirak hisselerinden doğan kazançlar ve Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları.
İstisna edilen tutar üzerinden GVK'nın 94. maddesi uyarınca tevkifat yapılmakta ve tevkif edilen verginin tamamı, kâr payının yıllık beyanname ile beyan edilmesi durumunda yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir.
Gerçek kişilerce, tam mükellef kurumlardan elde edilen söz konusu kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutar vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır. Beyana tabi başka gelirlerin bulunmaması halinde, kar paylarında vergiye tabi gelir 2024 yılı için 230.000 TL'yi (2025 yılı için bu tutar 330.000 TL'dir) aşıyor ise yıllık beyanname ile beyan edilecektir.
Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamelerle ilgili kurumlardan aldığı bilgileri dikkate alarak yaptığı analiz çalışmasında, halka açık şirketlerin hisse senedine sahip olan kişilere dağıtılan kar payı tutarları ve bu ödemeleri alan kişileri detaylı şekilde incelenmesi sonucunda söz konusu ödemelere ilişkin daha önce gerçekleştirilen gelir vergisi kesintileri dikkate alınarak brüt kar payı tutarlarını belirlemiştir.
Gelir Vergisi Kanunu uyarınca gerçek kişilerin elde ettiği kar paylarının yarısının gelir vergisinden istisna olması nedeniyle bu istisna uygulandıktan sonra kalan gelirlerin yıllık beyan sınırlarını aşıp aşmadığı kontrol edilmiştir. Kontrol sonucunda, 2022, 2023 ve 2024 yıllarında gelir vergisinden istisna edilen tutar sonrasında kalan kar payı gelirleri beyan sınırını aşmasına rağmen yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyen 1.725 kişi tespit edilmiştir.
Yapılan analizler sonucunda, gerçek kişiler tarafından 3,6 milyar liralık kar payının yıllık beyanname ile beyan edilmediği ve buna bağlı olarak da yaklaşık 200 milyon liralık verginin ödenmediği tespit edilmiştir. Halka açık şirketlerden beyan sınırının üzerinde hisse senedi kar payı elde etmesine rağmen gelir vergisi beyannamesi vermeyen kişiler ilgili vergi dairelerine bildirilmiştir.
- "Önleyici Denetim Modeli" kapsamında düşük beyanda bulunan doktorların gönüllü uyum kapsamında beyanlarını artırmasının sağlanması
2025 yılında önleyici denetim ve gönüllü uyum kapsamında serbest meslek erbabı olan doktorların beyanlarının risk analizine tabi tutularak vergi incelemesi öncesinde gönüllü uyum kapsamında pişmanlıkla beyanname vermeleri sağlanmış ve mükelleflerin beyanları gerçek durumu yansıtmaya başlamıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, yapay zeka destekli sistemle, özel muayenehanesi bulunan 28 bin 931 doktoru taramış, sisteme takılan doktorlar, gönüllü uyumla 2,1 milyar liralık matrah artışı yapmıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülen analiz çalışması, serbest meslek grubu içinde en yüksek potansiyele sahip doktorlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu kapsamda, özel muayenehanesi bulunan 28 bin 931 doktora yönelik "Doktorluk Faaliyetinde Bulunan Serbest Meslek Erbaplarına İlişkin Analiz Çalışması" yapılmıştır. Bu çalışmada, yapay zeka ve makine öğrenmesi algoritmaları devreye alınmış, çok değişkenli veri kümeleriyle çalışan risk senaryoları oluşturulmuştur. Yapay zeka destekli senaryolarla mükelleflerin risk düzeyleri değerlendirilmiştir. Analizler sonucunda 3 bin 663 doktor, vergi uyumu açısından "yüksek riskli" olarak tanımlanmıştır. Ancak bu mükelleflere doğrudan bir cezai işlem yapılmamakta olup bunun yerine, önleyici denetim ve gönüllü uyum yaklaşımı tercih edilmiştir.
Özetle, doktorlara vergi mevzuatı açısından gerekli bilgilendirme ve yönlendirmeler yapılmış ve riskli gruptaki mükellefler bilgilendirilerek pişmanlıkla beyanlarını güncellemeye davet edilmiştir. Bu uygulama sonucunda, riskli olarak değerlendirilen 3 bin 663 doktordan 1701'i pişmanlık hükümlerinden yararlanarak gelir vergisi beyannamesi vermiştir. Bu beyanlar kapsamında 1,7 milyar lira matrah bildirilmiştir. Beyan edilen tutar üzerinden yapılan hesaplamaya göre, mükellef başına ortalama matrah uyum öncesine göre 5 kat artış göstermiştir (https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/maliyenin-analizine-takilan-doktorlar-gonullu-uyumla-2-1-milyar-liralik-matrah-artirdi/3585146, 31.05.2025).
- Çeşitli branşlarda profesyonel faaliyet gösteren bazı sporcuların beyan etmediği kazançları için yapılan gönüllü uyum çalışması
2025 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan çalışmaya göre, Türkiye'de çeşitli branşlarda faaliyet gösteren 4 bin 588 sporcu risk analizine tabi tutulmuş olup gelirlerini vergi dışı bırakan sporcuların büyük bölümünün ise futbolculardan oluştuğu görülmüştür. Yapılan çalışma sonucuna göre, çeşitli branşlarda profesyonel faaliyet gösteren bazı sporcuların yaklaşık 5,3 milyar lira ücret mahiyetindeki gelirini beyan dışı bıraktığı tespit edilmiştir.
2024 yılı gelirlerinin Mart/2025 yılında beyanı sonrasında beyanda bulunmayan sporcular risk analizine tabi tutulmuştur. Bilindiği üzere 2024 yılında elde edilen ve tutarı 3 milyon lirayı aşan ücret gelirleri için yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda 310 sporcu, 2024 yılına yönelik beyan dışı bıraktıkları ücret gelirlerine açıklama getirmek üzere izaha davet edilmiştir. Riskli bulunan kazancın 3,7 milyar liralık kısmının futbolculara ait olduğu görülmüştür. Futbolcuları 1,15 milyar lira beyan dışı bırakılan ücret geliriyle basketbolcular izlerken kalan kısım diğer branşlarda faaliyet gösteren sporcuların gelirlerinden oluşmuştur.
- Gayrimenkuller üzerinden gelir elde edip vergisini vermeyenlerin Mekansal Veri Analiz (MEVA) Sistemi ile takibi
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi kayıp ve kaçağını önlemek, kayıt dışı ekonomiyle daha etkin mücadele etmek ve gönüllü uyumu teşvik etmek amacıyla GİB Teknoloji tarafından geliştirilen Mekânsal Veri Analiz Sistemi (MEVA), 81 il merkezinde aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında gayrimenkullerin alınıp satılması ya da kiraya verilmesiyle elde edilen gelirler ile ödenmesi gereken vergi ve harç gibi yükümlülüklerin takibi amacıyla MEVA Sistemi'ni devreye alınmıştır. Mekansal Veri Analiz Sistemi ile 2025 yılında 16 binden fazla taşınmaz taranmış, tapuda beyan edilen değer ile gerçek alım satım bedeli arasında fark olduğu tespit edilenlere ilişkin 9 bin 150 kişiden açıklama istenmiştir. Yapılan çalışmaya göre, ilk aşamada eksik beyan edilen 5,9 milyar liralık tapu harcı matrahı gönüllü olarak artırılmıştır.
Haklarında tespit yapılan mükellefler uyum göstermek suretiyle zamanında ödemedikleri eksik vergiyi pişmanlıkla beyan ederek ödeyebilmektedir. Uyum göstermeyen mükellefler hakkında ise vergi incelemesine başlanacaktır. Gelir İdaresi Başkanlığının dijital uygulamalarını geliştiren GİB Teknoloji ekipleri tarafından coğrafi bilgi sistemi temelli bir yazılımla hayata geçirilen MEVA uygulamasında, Gelir İdaresi Başkanlığının bünyesinde bulunan beyanname, bildirim, yoklama gibi bilgilerin yanı sıra tapu ve kadastro, ikametgah ve yapı belgeleri, banka kredisi ve gayrimenkul ilan bilgileri ile değerleme uzmanları tarafından düzenlenen raporlara ilişkin bilgiler kullanılmaktadır.
Birçok bilginin analizine imkan sağlayan MEVA, gayrimenkullerin gerçek piyasa değerlerini tespit ederek denetim süreçlerine önemli katkı sağlıyor. Gerçek ve güncel satış değerlerinin tespiti için son aylarda gerçekleşen alım satım işlemleri MEVA üzerinden analiz edilerek, tapuda gösterilen bedeller ile gerçek alım satım tutarları karşılaştırılıyor. Bu analizler sonucu, tapuda gerçek satış değerinden daha düşük bedelle işlem yapılan taşınmazlar tespit edilerek, alıcı ve satıcılardan açıklama isteniyor. Kendisinden açıklama istenilen kişiler, herhangi bir ceza olmaksızın pişmanlık hükümlerinden yararlanarak eksik ödedikleri harç miktarını yatırabiliyor. Açıklamaları yeterli olmayan ve gönüllü olarak harç miktarını artırmayan kişiler vergi incelemesine sevk ediliyor.
Önümüzdeki süreçte, MEVA'nın kısa süre içinde ülke genelindeki tüm vergi dairelerinde kullanılmaya başlanması planlanmakta olup böylece her vergi dairesi sorumlu olduğu alan içindeki tüm gayrimenkulleri harita üzerinden birçok bilgiye anında ulaşarak takip edebilme imkanına kavuşacaktır. Bu sayede alım satım işlemlerinin gerçek değerler üzerinden yapılmasının yanı sıra kiraya verilerek gelir elde edilen ve beyanname verilmesi gereken gayrimenkuller de kolaylıkla tespit edilerek gerekli işlemler hızlıca yapılabilecektir. Gayrimenkul alım satım işlemlerinde tapuda gerçek satış bedelinden daha düşük bedel üzerinden işlem yapanlar kendilerinden açıklama istenmesini beklemeden harçlarını pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezasız olarak ödeyebilmektedir.
(https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/gayrimenkuller-uzerinden-gelir-elde-edip-vergisini-vermeyenler-mevaya-takildi/3581540, 28.05.2025)
4. Önleyici Denetim Faaliyeti Kapsamında İzaha Davet Edilen Mükelleflerin İzleyeceği Süreç
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "370 inci maddesinde "İzaha Davet" müessesesi düzenlenmiştir. İzaha davet uygulaması, mükelleflerin talebi ile değil, Vergi İdaresinin ön tespitleri ile başlatılan idari bir çözüm yolu olup ön tespit ve izaha daveti ancak Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde kurulan Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonları yapabilmektedir. Yani bu uygulama mükellefin haklarından olan pişmanlık, cezalarda indirim ve dava açma gibi kanuni yollarda olduğu gibi mükellefin başvurusu ile başlayan bir süreç değil, tam tersi Vergi İdaresinin başlattığı bir süreçtir.
Dolayısıyla, Vergi İdaresi tarafından mükellefe yapılan izaha davet yazısının tebliği sonrasında, mükellefin izahta bulunması veya bulunmaması tamamen ihtiyari bir durumdur. 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre; Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı ilgili birimlerce, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi nedeniyle, ziyaa uğradığına dair emareler bulunduğu yönünde yapılan çalışmalar neticesinde belirlenen konulara ilişkin olarak haklarında ön tespit yapılanlar izaha davet edilirler.
İzaha davet kurumunu düzenleyen VUK'un 370 inci maddesinde, kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz. İdari bir işlem olan izaha davet uygulaması, daha başlangıçta mükellefi ve Vergi İdaresini uzun süren inceleme ve matrah takdiri süreçlerinden kurtarmakta, pişmanlık müessesesinden yararlanamayan mükelleflere büyük bir imkan sunmaktadır.
Mükelleflerin 30 gün içinde yapmış olduğu izahın kabul edilmesi ve yeterli bulunması durumunda, komisyon tarafından yapılan değerlendirme sonucunu içeren yazı mükellefe tebliğ edilir ve mükellef hakkında söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine ve takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmaz.
İzaha davet edilen mükelleflerin 30 gün içinde yaptığı izahın yeterli bulunmaması durumunda, komisyon tarafından izaha davet yazısında yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarının beyan edilmesi gerektiğine karar verilecektir. Bu durumda, 30 gün içerisinde beyanname verilmesi veya verilen beyannamenin düzeltilmesi, ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, gecikme zammı oranındaki izah zammıyla ödenmesi şartlarıyla vergi ziyaı cezası %80 indirimli yani %20 oranında kesilmektedir.
5. Sonuç ve Genel Değerlendirme
Ülkemizde de son yıllarda Vergi İdaresi tarafından kayıt dışılıkla mücadele alanında kamuoyu ile çok görünür bir iletişim strateji uygulanmaktadır. Birçok kamu kurum ve kuruluşlarından her türlü veriyi toplama imkanı olan Hazine ve Maliye Bakanlığı teknolojinin sunduğu tüm imkanlardan yararlanarak vergisel yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeyen mükelleflere yönelik risk analiz çalışmalarını son yıllarda artırmış bulunmaktadır.
Bizzat Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK tarafından, yapılan denetimler ve bulunan matrah ve vergi farkları, gönüllü uyum çalışmaları ve de vergide adaletin sağlanması için yapılan önleyici denetim faaliyetleri kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmakta (basın organları, TV kuruluşları ve sosyal medya hesaplarında) ve vergi konusunda toplumsal farkındalık sağlanmaktadır.
Gerçekten de çok kazandan çok az kazanandan az yani herkesin mali gücüne göre vergi ödemesini esas alan Hazine ve Maliye Bakanlığı vergiye gönüllü uyum kapsamında beyanda bulunmayan veya eksik beyanda bulunan vergi mükelleflerini izaha davete ve pişmanlıkla beyana davet etmek suretiyle eksik beyanlarının vergi incelemesine ve cezalı tarhiyata gerek kalmadan düzeltilmesi sağlanmaktadır.
Özellikle toplumda vergi algısının/ahlakının/kültürünün oluşması ve vergi bilincinin geliştirilmesi için vergi konusu gündemde tutulmakta ve toplumsal farkındalık yaratılmaktadır. Dolayısıyla herkesin mali gücüne göre gelir ve kazançları üzerinden vergi ödemesi gerektiği vurgulanmakta ve vergiye gönüllü uyum sağlanmaktadır. Vergiye tabi gelir/kazanç sahibi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin beyanname verilmediklerinde veya eksik beyanda bulunduklarında denetlenecekleri ve ceza ödemek durumunda kalacakları ile beyan süresini kaçıranların pişmanlıkla beyanname verebileceklerinin sürekli olarak vurgulanması toplumsal vergi bilinci için çok önemlidir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2025 yılında Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından önleyici denetim faaliyetleri kapsamında davranışsal yaklaşımları da kullanarak mükelleflerin doğru beyanda bulunmalarına yönelik olarak birçok projeyi hayata geçirmekte ve vergiye gönüllü uyumu sağlamaktadır. Yapılan önleyici denetim ve gönüllü uyum çalışmaları ile mükelleflere tercih hakkı sunulmak suretiyle asla zorlama yapılmadan mevcut verilerden hareketle mükelleflerin gönüllü olarak doğru beyanda bulunmaları sağlanmaktadır. Mükellefleri vergi incelemesine tabi tutmadan elde edilen bu etkili sonuçlar vergi toplama maliyetini düşürmekte ve vergilemede etkinlik sağlanmaktadır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından 2024 yılında gerçekleştirilen vergi incelemeleri neticesinde farklı sektörlerdeki 78 bin 187 mükellefin 159,8 milyar liralık vergi matrahını eksik beyan ettiği belirlenmiş bulunmaktadır. 2025 yılında önleyici denetim faaliyetleri kapsamında davranışsal yaklaşımlarda kullanılarak yapılan gönüllü uyum çalışmaları sonucunda, vergi incelemesi yapılmadan sağlanan vergi beyan ve tahsilat artışı son derece anlamlı bulunmaktadır.
Kayıtdışı ekonomiyle mücadele için davranışsal yaklaşım kapsamında söz konusu gönüllü uyum çalışmalarına ara vermeden devam edilmesinde fayda vardır. Ülkemizdeki toplumsal vergi bilincinin ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya gibi ülkelerde olduğu gibi olmasını istiyorsak bu çalışmalara vergide adalet ve eşitlik ilkesinin yerleşmesi için toplumun tüm kesimlerinin destek vermesi gerekmektedir.
Sonuç olarak gerek önleyici denetim faaliyetleri gerekse yaygın yoğun denetim ekiplerinin sahada yaptıkları denetimler hem toplumda vergi algısını pekiştirmek suretiyle kayıtdışılığı azaltmakta hem de mükelleflerin gelecek dönemlerdeki vergi uyumunu artırmaktadır. Toplumsal vergi bilincinin artmasının, ülke kalkınmasının temeli olduğu unutulmamalıdır.
*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.
KAYNAKÇA
- 2023-2025 Dönemi Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı 8 Nolu Eylem
- www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/user_upload/VI/AIGMS/2025/TABLO_5.xls.htm
- İmdat Türkay, Dünyada Ve Türkiye'deki Davranışsal Politikaların/Yaklaşımların Vergiye Gönüllü Uyuma Etkisi, 12.06.2023, https://nazaligundem.com/tr/makaleler?index=4&keyword=&year=&tm=&onlyTm=
- İmdat Türkay, OECD Üyesi Bazı Ülkelerde ve Türkiye'de Mükellef Hizmetleri Uygulama Örnekleri, https://nazaligundem.com/tr/makaleler, Haziran 2025
- https://www.aa.com.tr
- İmdat Türkay, Mükellef Hakları Kapsamında İzaha Davet Müessesesinin Mükellefe Sağladığı Hakların Değerlendirilmesi, Vergi Dünyası, Kasım 2020
- İmdat Türkay, İzaha Davet Sisteminin Mükelleflere Sağladığı Avantajlar, Gündem Nazalı, 02.12.2022, https://nazaligundem.com/tr/yayinlar/izaha-davet-sisteminin-mukelleflere-sagladigi-avantajlar#
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.