- in United States
- within Antitrust/Competition Law, Corporate/Commercial Law and Real Estate and Construction topic(s)
02/10/2025 Tarihinde Resmi Gazete'de Yayımlanan 2021/59592 Başvuru Numaralı Anayasa Mahkemesi ("AYM") Kararının Hukuki İncelemesi Hakkında
I. GİRİŞ
Başvurucu, Anayasa Mahkemesi Kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle Anayasa ile güvence altına alınan bireysel başvuru hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesi'ne ("AYM") bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvuruya ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı ("Karar") 02/10/2025 tarihinde Resmî Gazete 'de yayımlamış olup işbu bilgi notunda kararın hukuki analizi yapılmıştır.
II. İNCELEME
a. Olayın Özeti
Başvurucu, Kırşehir Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Binasına iki adet pankart asıldığı 25.12.2024 tarihinde CHP'nin Kırşehir İl Başkanıdır. Başvurucunun, pankartlarda resmi bulunan müştekilere karşı hakaret suçunu işlediği kabul edilerek 2.180 TL adli para cezasıyla mahkumiyetine Kırşehir Aliye Ceza Mahkemesince 23.03.2016 tarihinde kesin olarak karar verilmiştir.
Başvurucu, 23.03.2016 tarihinde anılan hükme karşı bireysel başvuruda bulunmuş, 09.06.2021 tarihinde Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümünce Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir (Yılmaz Zengin B. No: 2016/5636, 9/6/2021)
Tespit edilen hak ihlalinin ortadan kaldırılması amacıyla başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, hak ihlaline yol açan mahkeme kararının ortadan kaldırılması ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesi gibi işlemlerin yerine getirilmesi için AYM Kararının bir örneği ilk derece mahkemesi olan Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Başvurucu hakkında mahkumiyet kararına konu adli para cezasının 18.05.2016 tarihinde infaz edildiğini belirleyen ilk derece mahkemesi, 22.09.2021 tarihli ek kararında, AYM'nin ihlal kararına rağmen, Başvurucunun cezasının infaz edildiği gerekçesiyle yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir.
Asliye Ceza Mahkemesinin kararına karşı Başvurucunun itirazını inceleyen Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi ayrı bir gerekçe açıklamadan 09.11.2021 tarihinde itirazı reddetmiştir. Başvurucu bu karara karşı bireysel başvuruda bulunmuştur (B. No: 2021/59592, işbu karar incelemesine konu AYM başvurusu).
b. Değerlendirme
Anayasa Mahkemesi kararında, Mahkeme tarafından verilen bir ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmemesinin ihlalin devam ettiği anlamına geldiğini ifade etmiştir. Kararda, AYM'nin görev alanına giren böyle bir iddiada ihlal kararının gereğinin yerine getirilip getirilmediği ve bu kapsamda Başvurucunun Anayasal haklarının ihlal edilip edilmediğiyle sınırlı olarak bir inceleme yapılacağı vurgulanmıştır.
Mahkeme, ihlal kararının gereği olarak yeniden yargılama yapılması ile infazı gerçekleştirilmiş cezanın iadesinin birbirinden farklı konular olduğunu belirtmiştir. Mahkeme, ihlale Başvurucu hakkında bir ceza hukuku müeyyidesine hükmedilmesinin neden olduğu durumlarda cezanın infazının tamamlanmış olmasının, yeniden yargılamanın yapılmasına engel olmadığı tespitinde bulunmuştur.
Kararda, Anayasa Mahkemesinin hükmettiği yeniden yargılama yapılması ile Usul Hukukundaki yargılamanın yenilenmesi kurumlarının birbirinden farklı olduğu belirtilmiştir. AYM'nin hükmettiği yeniden yargılamanın özellikleri şunlardır:
- Yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğinde, taraflarca ayrı bir başvuru yapılmasına gerek olmadan ilgili mahkeme yeniden yargılama işlemlerini başlatmak zorundadır.
- Dosya kendisine gönderilen derece mahkemesinin, yeniden yargılama sebebinin varlığı hususunda herhangi bir takdir yetkisi olmadığı gibi kabul edilebilirlik incelemesi aşaması da bulunmamaktadır.
- AYM'nin yeniden yargılama yapılmasına karar vermesi, muhakkak duruşma açılması gerektiği şeklinde anlaşılmamalıdır.
Anayasa Mahkemesi, bir ceza yargılaması sonunda hükmedilen mahkumiyet kararının tek sonucunun belirlenen ceza hukuku müeyyidesi olmadığını; mahkûmiyet kaydının adli sicil kaydından izlenebilmesi, daha önce verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararını kaldıran etkisi, tekerrür hükümlerine tabi olması, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakması gibi pek çok sonucunun olabileceğini ifade etmiştir. Kararda, Derece mahkemesinin ihlalin ve tüm bu sonuçların ortadan kaldırılması için yeniden yargılama işlemlerini başlatması, bu doğrultuda infaza neden olan hükmü ortadan kaldırması, infaz evraklarını geri alması, mahkûmiyet kararının adli sicil kaydından silinmesi için gereken yazışmaları yapması gerektiği vurgulanmıştır.
Mahkeme, Somut olayda ilk derece mahkemesinin AYM'nin ihlal kararına rağmen "cezanın infaz edilmesi nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığına karar vermesinin", AYM kararının uygulanmasından kaçınmak olduğunu ifade etmiştir. Kararda, Derece Mahkemesinin bu yaklaşımının, Anayasa'nın 148. Maddesinde düzenlenmiş Bireysel Başvuru Hakkının sağladığı güvenceleri anlamsız ve işlevsiz kıldığı belirlenmiştir. Ayrıca Mahkeme, ihlalin ortadan kaldırılması için derece mahkemesince yeniden yargılamanın yapılmamasının, Anayasanın 26. Maddesinde düzenlenmiş ifade özgürlüğünü de ihlal ettiği tespitinde bulunmuştur.
III. SONUÇ
Anayasa Mahkemesi, başvurucun hak ihlaline uğradığı yönünde verdiği ihlal kararının gereklerinin İlk Derece mahkemesince yeniden yargılama yapılarak giderilmemesinin ihlalin devam ettiğinin göstergesi olduğunu ifade etmiştir. Bu kapsamda AYM, başvurucunun Anayasa'nın 148. Maddesinde düzenlenen Bireysel Başvuru Hakkı ve 26. Maddesi ile güvence altına alınan İfade Özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varmıştır.
İncelemeye konu kararda AYM'nin ihlal kararı verdiği ceza mahkumiyetine ilişkin durumlarda, cezanın infaz edilmiş olmasının yeniden yargılama yapılmasının önünde engel olmadığı açık bir şekilde vurgulanmıştır. Kaldı ki ceza infaz edilmiş olsa bile; mahkumiyetin adli sicil kaydında yer alması, bu sicil kaydının ilgili kişinin geleceği üzerindeki etkileri, toplum nezdinde hükümlü sıfatının devam etmesi ve mahkumiyet hükmünün kişi üzerinde bıraktığı psikolojik etkiler de bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Yüksek Mahkeme kararının hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilmektedir.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.