4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca vakıflar; gerçek veya tüzel kişilerin, yeterli malvarlığı ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleri suretiyle oluşturulan, tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olarak tanımlanmaktadır. TMK ile vakıf kurma hakkı tanınmış olup, bu hak ve vakıflara ilişkin diğer usul ve esaslar 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ile Vakıflar Yönetmeliği'nde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
A. Vakıf Kurma Şartları:
Vakıflar mal varlığı topluluğu olduğundan en az bir gerçek veya tüzel kişi ile kurulabilir. Vakıf kurmak için belirli şartların bir arada bulunması gerekmektedir:
1. Sermaye Şartı
Vakıf kurulabilmek için gerekli şartlardan biri vakfın kuruluş amacını gerçekleştirmeye yeterli sermayeye sahip olmasıdır. Bu sermayenin asgari tutarı her yıl Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı Vakıflar Meclisi (“Vakıflar Meclisi”) tarafından belirlenmektedir. Bununla beraber toplam sermaye tutarının, vakfın amacını gerçekleştirmeye yeter miktarda olması gerekmekte olup bu sebeple sermaye miktarı her bir vakıf ve vakfın amacı açısından ayrı belirlenecektir. Ayrıca bu mal varlığının, vakfın kuruluş amacına özgülenmesi gerekmektedir. Buna göre taşınır veya taşınmaz mallar ile gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar da bu sermayenin içine girebilecektir.
Vakfın kuruluş amaçlarına özgülenmesi gereken asgari mal varlığı 2025 yılı için 2.000.000-TL (iki milyon Türk Lirası) olarak belirlenmiştir. Buna göre 2.000.000,00 TL nakit ile vakıf kurmak isteyen kurucular, bu parayı vakıf kurma amacıyla bir bankaya depo etmesi gerekmektedir.
2. Amaç Şartı
Kurulacak vakfın, hukuka uygun, anlaşılır, sürekli ve belirli bir amaca sahip olması gerekmektedir. Kurulacak vakıf, Anayasanın temel ilkelerine hukuka, ahlaka aykırı nitelikte olmamalıdır. Vakıflar ticari kazanç amacıyla kurulamazlar. Yıl sonlarında kar dağıtımı yapamazlar. Örneğin bir vakfın amacı eğitim, sağlık veya yardımlaşma olabilir.
3. Vakıf Kurma İradesi
Vakıf kurma ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişi ya da kişiler, vakıf kurma iradesini kanunda belirlenen usuller çerçevesinde açıklamalıdır. Bu husus resmi senetle olabileceği gibi vakfedenin ölüme bağlı tasarrufu ile de olabilecektir.
Kurucunun gerçek kişi olması halinde, vakıf kurabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Kurucunun tüzel kişi olması durumunda ise, vakıf kurma işlemleri tüzel kişiliğin yetkili organları aracılığıyla yürütülmekte olup, ilgili organlarca vakıf kurulmasına ve vakfa malvarlığı tahsis edilmesine ilişkin usulüne uygun bir karar alınması zorunludur.
B. Vakıf Kurma Şekli
Vakıf kuruluşu resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilir.
1. Resmi Senetle Vakıf Kurmak
Vakıf, resmi senet düzenleme yolu ile kurulabilir. Burada vakıf kuracak kişi sağlığında hüküm ifade etmek üzere vakıf kurma iradesini açıklayacak ve noter vasıtası ile vakıf senedi düzenlenecektir. Vakıf senedi, vakıf kurma iradesinin yer aldığı yazılı belgedir. TMK'nın 106. maddesi uyarınca vakıf senedi içeriğinde bulunması gereken unsurlar aşağıda detaylıca açıklanmaktadır:
i. Vakfın Adı: Vakfın adı ahlaka ve kanuna aykırı olmamalı ve kuruluş amacı ile benzer nitelikte olmalıdır. Bununla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının adı vakıf adı olarak kullanılamayacaktır.
ii. Vakfın Amacı: Vakfın amacı vakıf senedinde açıkça belirlenmiş olmalıdır. Vakfın amacı; hukuka uygun, belirli, anlaşılabilir olmalı ve devamlılık arz etmelidir. Cumhuriyetimizin Anayasa ile kanunlarda belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, millî birliğe ve millî menfaatlere aykırı veya belli bir ırk, köken ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz. Vakfa özgülenecek malvarlığı ise vakfın amacını gerçekleştirmeye olanaklı olmalı, vakfın amaç veya devamını imkansız veya yararsız hale getirmemelidir.
iii. Vakfa Özgülenecek Mal ve Hizmetler: Vakfın kuruluş şartlarından biri olan vakfın amacına özgülenecek mal varlığı vakıf senedinin en önemli unsurlarından biri olup vakfa özgülenecek mal ve hizmetler vakıf senedinde açıkça belirlenmiş olmalıdır. Bu asgari miktardan fazla nakdi bir para olabileceği gibi aynı değeri karşılar arsa, tarla, konut, araç vb. ayni mallar da olabilir. Söz konusu bu mallar veyahut haklar vakfedene yani vakıf kurucusuna ait olmalı yine bu mallar amacın gerçekleşmesi için en azından asgari düzeyde olmalıdır.
iv. Vakıf Organları: Vakfın tek zorunlu organı yönetim kurulu olup, diğer organlar isteğe bağlı bir şekilde oluşturulabilecektir. Yeni kurulacak vakıfların yönetim organlarında görev alanların çoğunluğunun Türkiye'de yerleşik bulunması gerekmektedir.
v. Vakıf Adresi: Vakıf senedinde vakfın yerleşim yeri açık ve ayrıntılı adres bilgisi şeklinde yazılmalıdır. Vakfın yerleşim yeri faaliyetlerini yürüttüğü merkezin bulunduğu yerdir.
vi. Diğer Konular: Yukarıdaki konular dışında vakıf senedine özellik gösteren vakfın toplantı zamanları, tasfiyeye ilişkin hükümler, vakfın gelir ve giderleri gibi diğer hususlar hakkında da hüküm konabilir. Bu doğrultuda vakıf senedinde, bir konu sınırı bulunmamakta olup vakfın işleyişi ve faaliyetleri ile alakalı hususlar da ele alınabilir.
Burada önemli olan husus vakıf senedinde vakfın amacı ile bu amaca özgülenen malvarlığının yeterince açık bir şekilde belirlenmiş olmasıdır. Bu hususların net bir şekilde ifade edilmesi halinde, vakıf senedinde bulunması gereken diğer unsurlara ilişkin bir eksiklik olsa bile mahkemece yapılan başvuru reddedilmeyecek, mevcut eksikliklerin tamamlattırılmasına karar verilecektir.
Vakıf senedinin gerekli şartları sağlaması ile birlikte düzenlenen vakıf senedi noterde düzenlenmelidir. Vakıf senedi noterde onaylama şeklinde değil düzenleme şeklinde olmalıdır. Noterde resmi senet düzenlenerek vakıf kurma iradesi beyan edildikten sonra noterde hazırlanan resmi senedin bir örneği, yedi gün içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilir.
Ardından kurulacak olan vakıf merkezinin bulunduğu yerdeki en yakın asliye hukuk mahkemesine, vakfın sicile tescili için başvuruda bulunulur. Mahkeme tarafından herhangi bir vakıf kuruluşunu engelleyecek bir eksiklik olmaması durumunda, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün görüşü alınarak ve gerekirse vakfeden ve bilirkişi dinlenilerek, vakfın sicile tesciline karar verir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de mahkeme tarafından tebliğ edilen karar ile, resmi gazete gerekli ilanın yapılması sonucunda vakfın kurulduğunu açıklar.
Vakıf senedinde sonradan değişiklik yapmak mümkün olup bu değişiklik, mahkeme kararı ile olacaktır. Yapılmak istenen değişiklik haklı sebeplerin varlığı halinde vakfın yönetimi ile ilgili olabileceği gibi vakıf senedinde yazılı amacın veya yine haklı sebeplerin varlığı halinde vakfın mal varlığı gibi hususlarda da olabilir. Bu durumda mahkeme vakfın, yönetim organı veya denetim makamının istemi üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra gerekli değişikliklere izin verecektir. Burada denetim makamından kast edilen Vakıflar Genel Müdürlüğü olup, vakıf senedinde değişiklik yapmak için bu prosedürün işletilmesi gerekmektedir.
2. Ölüme Bağlı Tasarruf İle Vakıf Kurmak
Ölüme bağlı tasarruf ile vakıf kurma yolunda ise vakfeden sağlığında, ölümünden sonra hüküm ifade etmek üzere vakıf kurma iradesini açıklayacaktır. Burada vakıf kurma iradesinin, vakfın amacının ve bu amaca özgülenen mal ve hakların yeterince açık bir şekilde belirlenmiş olması gerektiğine dikkat edilmelidir. Vakıf kurma iradesi vasiyetname ile açıklanacak olup vakıf kuracak kişinin vasiyetname düzenleme ehliyetine sahip olması yeterlidir. Ölüme bağlı tasarruf yoluyla kişi terekesindeki malvarlığını vakfedebilecektir.
C. Vakıf Tescil Davası
Resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurma iradesinin açıklanmasının akabinde vakfın tescili için görevli ve yetkili mahkemede vakıf tescil davası açmak gerekmektedir. Mahkemeye başvuru resmi senedin düzenlenmesinden sonra vakfedenler tarafından, ölüme bağlı tasarrufta ise, ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından re'sen yapılacaktır. Mahkemece yargılama sürecinde vakfın amacı, amacının hukuka aykırı bir nitelik taşıyıp taşımadığı, amaca özgülenen malvarlığının yeterliliği, şekil ve ehliyet gibi unsurlar incelenecek ve bu inceleme sonucunda tescile yönelik bir karar verilecektir. Bu doğrultuda yargılama sürecinde mahkeme, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne yazı yazabilir, gerekli durumlarda vakfedeni dinleyebilir ve dosya açısından önem taşıyan bilirkişi incelemesi gibi diğer işlemleri yapabilir.
Vakıf tescil davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi yetkili mahkeme ise vakıf kuran kişinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Dava açarken mahkemeye noterde düzenleme şeklinde hazırlanan vakıf senedi örneği, nakdi sermaye ile kurulacaksa banka evrakları, ayni sermaye ile kurulacaksa tapu ya da araç bilgileri sunulmalıdır.
Mahkeme kararının iptali mümkün olup TMK'nın 103. maddesinde düzenlenmektedir. Madde hükmüne göre vakfın tesciline ilişkin açılan davada mahkemece davanın reddine ya da vakfın tesciline ilişkin vereceği karar, tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde, başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilebilir. Aynı şekilde, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı halinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ilgililer, iptal davası açabilirler.
D. Vakfın Tüzel Kişilik Kazanması
Mahkeme tarafından kararın bir örneği Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilir. Böylece tüzel kişilik kazanan vakıf yerleşim yeri mahkemesinde tutulan sicil defterine tescil edilir. Merkezi sicile kaydedilen vakıf, resmi gazetede ilan edilir.
Vakfın amacına özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, vakfın tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçecektir. Bu doğrultuda vakfa özgülenen malvarlığı, vakfın tüzel kişilik kazanmasıyla başka bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden vakfa intikal edecektir.
E. Vakıfların Şube ve Temsilcilik Açması
Vakıfların şube ve temsilcilik açması mümkündür. Vakıf senedinde bu yönde bir hüküm varsa vakıflar amacını gerçekleştirebilmek için şube veya temsilcilik açabileceklerdir. Şube ve temsilcilikler, faaliyetlerini bağlı oldukları vakıf adına yürütürler ve faaliyetlerinde vakfı temsil ederler. Şube ve temsilciliklerin çalışma sınırları ve faaliyetleri vakıf merkezince düzenlenir. Şube ve temsilcilikler; yazışmalarını merkez vakıf üzerinden yaparlar ve vakıf senedine uygun hareket ederler.
F. Vakfın Sona Ermesi
Vakıf tüzel kişiliği sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi ile sona erer. Vakıf senedinde vakfın sona erme nedeni düzenlenmiş ise bu nedenin gerçekleşmesi ile vakıf sona erer. Vakfı kuran kişinin vakfın faaliyetinin süre ile veya belirli bir faaliyetin/amacın gerçekleşmesi ile sınırlamış olması ve vakıf senedine bu yönde bir hüküm koymuş olması mümkündür. Bu sürenin dolmasıyla veya faaliyetin/amacın gerçekleşmesi ve tamamlanmasıyla da vakıf sona erebilir.
Vakıf ayrıca kendiliğinden de sona erebilir. Kendiliğinden sona erme vakfın amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde meydana gelir (TMK m. 116/I). Amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.
Yargıtay uygulamasında vakıf, vakıftan yararlanmaları öngörülmüş olanların tamamının ölmüş veya kuruluş amacının gerçekleşmiş olması yahut aciz (ödeme güçsüzlüğü) haline düşmüş bulunması hallerinde de kendiliğinden ortadan kalkmış sayılmaktadır (Y HGK., E. 2012/1929 K. 2013/782 T. 29.5.2013).
Vakıf ayrıca mahkeme kararı ile de sona erebilir. Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, millî birliğe ve millî menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz (TMK m. 101/IV). Böylesi bir yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır (TMK m 116/II). Vakfın sona ermesi ancak yönetim kurulunun veya mütevelli heyet üye tamsayısının en az yarısından bir fazlasının yazılı teklifi ve mütevelli heyet üye tamsayısının üçte ikisinin (2/3) onayı ve mahkeme tarafından verilecek karar ile mümkündür.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.