ÖZET

15.03.2018 tarih ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile borca batık durumdaki sermaye şirketi veya kooperatiflerin, mali darboğazı aşması ve ekonomi içindeki üretkenliğini sürdürmesi amacıyla kabul edilen "iflasın ertelenmesi" kurumu, uygulamada ortaya çıkan sorunlar nedeniyle kaldırılmıştır.

İflas ertelemesinin görevini üstlenmesi amacıyla usul ve esasına yönelik değişiklikler yapılarak "konkordato" kurumu ön plana çıkarılmıştır. Konkordatonun usulüne uygun şekilde uygulanması ile borçlu ve alacaklılar açısından borç ve alacakları ile ilgili hususlarda önemli değişiklikler oluşmaktadır. Bu değişikliklerin vergilendirme ile ilgili sonuçları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ("VUK") kapsamında düzenlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Konkordato, Konkordatonun Sonuçları, Değersiz Alacaklar, Vazgeçilen Alacaklar, Vergi Usul Kanunu, İcra İflas Kanunu.

GİRİŞ

Konkordatonun usulüne uygun şekilde uygulanması durumunda alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçmiş (kaybetmiş) ve borçlu ise borcunun bir bölümünü ödemekten kurtulmuş olmaktadır. Vazgeçilen ilgili alacaklar ve borçlar, alacaklının ve borçlunun kayıtlarında gider ve gelir olarak VUK hükümlerine göre kaydedilecektir. Vazgeçilen ve değersiz alacaklar ile ilgili düzenlemeler VUK'un "Alacaklarda ve Sermayede Amortisman" bölümünde yapılmıştır. VUK'un 324. maddesinde vazgeçilen alacak ve 322. maddesinde değersiz alacak olarak düzenlenen kurumlar, doğrudan konkordatonun sonuçları açısından önem taşıyan iki unsur olarak makalemiz kapsamında ele alınacaktır.

I. VAZGEÇİLEN ALACAKLAR VE GELİR YAZILMASI

Vazgeçilen alacaklar VUK'un 324. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

"Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kâr hesabına naklonulur."

Kanun metni uyarınca borçlu, ödemekten kurtulmuş bulunduğu borcunu doğrudan gelir yazmayıp bilançosunda özel bir karşılık hesabında üç yıl boyunca bekletme yani vergi erteleme imkanına kavuşmuştur. Söz konusu madde uyarınca üç yıl boyunca oluşacak zararlardan bu karşılık mahsup edilecek ve üçüncü yıl sonunda ise bakiye kalan artı her hal ve şekilde gelir yazılacaktır.  Burada dikkat edilmesi gereken, zarar mahsubunun üç yıl boyunca oluşacak zararlardan yapılabileceği, geçmiş yıl zararlarından mahsubun yapılamayacağıdır.

Mahsup edilecek olan zarar işletmenin ticari zararı değil vergi kanunları kapsamında gerekli indirim ve ilaveler yapıldıktan sonra ulaşılan mali zarardır.

VUK'un 324. maddesi kapsamında üç yıllık süre hesabında, kayıt yapılan cari yıl birinci yıl olarak kabul edilerek hesap yapılmalıdır. Kanun metninde yer verilen "alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde" ifadesi bunu anlatmaktadır. Bu konuda üç yıllık sürenin kayıt yapıldığı yılı birinci yıl olarak kabul eden görüşler olmakla birlikte üç yıllık süreyi takip eden yıldan başlatan görüşler de söz konusudur. Belirtmek gerekir ki, İdarenin bu konudaki görüşü birinci görüş yönündedir.

II. DEĞERSİZ ALACAKLAR VE GİDER YAZILMASI

Değersiz alacak, lafzından da anlaşılacağı üzere, işletme için bir değeri kalmamış, tahsili imkansızlaşmış alacaklardan oluşur. Değersiz alacaklar, değersiz alacak olarak kazai bir hükme veya kanaat verici bir belgeye dayanarak belgelendirildikleri vergilendirme döneminde zarar yazılır. Başka bir hesap döneminde zarar veya gider yazılmalarına olanak yoktur. Değersiz alacaklar VUK'un 322. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

"Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybedeler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilir."

Madde metninden anlaşıldığı üzere, bir alacağın değersiz alacak olabilmesi için kazai bir hüküm veya kanaat verici vesika ile belgelenmesi şartı aranmaktadır.

Kazai bir hüküm ifadesi ile anlatılmak istenen, alacakla ilgili olarak yapılan takip sonucunda (dava ve icra) yargı organlarınca verilmiş kararla birlikte alacağın tahsiline imkan kalmadığının ispatıdır.

Kanaat verici vesikanın niteliği ve çeşitleri ise Kanun'da açıkça belirtilmemiştir. Söz konusu alacağın tahsil imkanı kalmadığına kanaat getirilmesini sağlayacak her türlü vesikanın bu kapsamda değerlendirilmesi Kanun'un amacına uygun düşecektir. Buna göre alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşmasının öne sürülmesi kanımızca bu kapsamda değerlendirilebilecektir. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 20.06.2017 tarihinde yayınlanan özelge ile kanun metnindeki "kanaat verici evraklar"a örnek olarak "Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması"' verilmiştir.

Değersiz hale gelen bir alacağı, alacaklı zarar yazarken, bu alacağın borçlusunun da ödemekten kurtulduğu borcu kâr yazması gerekir. Değersiz alacak ile vazgeçilen alacak birbirlerinin karşılığı olacak şekilde hesaplanmalıdır.

III. DİĞER SONUÇLAR

Konkordato projesinin tasdik edilmesiyle birlikte; yapılacak işlemler, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na tabi harçlardan; bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, damga vergisinden; alacaklılar tarafından tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden; borçluya kullandırılacak krediler, kaynak kullanımı destekleme fonundan istisnadır. Bu istisna hükümleri konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılara özgü olarak uygulanır. Üçüncü kişiler bu istisna hükümlerinden yararlanamazlar. Bu hüküm ile konkordatoyu kolaylaştırmak amacıyla birtakım harç ve vergi istisnaları ve teşvik belgelerinde süre uzatımı imkanı getirilmektedir.

SONUÇ

Konkordato'nun uygulanması ile birlikte, alacaklılar ve borçlular açısından, söz konusu alacak ve borçlara ilişkin uygulanması gereken değersiz alacak ve vazgeçilen alacak kavramı, VUK kapsamında açıkça düzenlenmiş olup, mevcut ekonomik şartlar altında sıkça başvurulması öngörülen konkordato kurumundan faydalanacak alacaklıların ve borçluların ilgili düzenlemelere gerekli özeni göstermeleri gerekmektedir. Buna ek olarak kanun koyucu, borçlu ve alacaklılara yönelik istisna hükümleri getirerek konkordato kurumunu cazip kılmayı amaçlamıştır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.