Anayasa Mahkemesi, Mart 2022 tarihli kararı ile mesai takibi amacıyla başvurucunun biyometrik veri niteliğindeki parmak izi verisinin toplanmasını, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı bakımından Anayasa'ya aykırı buldu.

Başvuruya konu olayda, ilgili kişinin memur olarak çalıştığı belediye, çalışanlarının mesai saatlerini takip etmek amacıyla parmak izi sistemi kurmuş ve tüm çalışanlarının parmak izlerini okutmasını zorunlu kılmıştır. İlgili kişi başta belediye başkanlığına itirazda bulunmuştur, itiraz talebinin reddedilmesi üzerine İdare Mahkemesinde anılan idari işlemin iptali talebiyle dava açmıştır. İdare Mahkemesinin vermiş olduğu iptal kararı istinafa taşınmış ve istinaf başvurusu kabul edilmiştir, bunun üzerine ilgili kişi, özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

Anayasa Mahkemesi, belirli veya belirlenebilir bir gerçek veya tüzel kişi hakkındaki her türlü bilgiyi kişisel veri olarak tanımlamış ve Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden inceleme yapılabileceğine karar vermiştir. Anayasa md. 20 uyarınca kişisel veriler “ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla” işlenebilir. AYM daha sonra Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 6. maddesinde tahdidî olarak sayılan özel nitelikli kişisel veriler arasında biyometrik verilerin sayıldığını belirtmiştir. Biyometrik veri bir kişinin diğer şahıslardan ayrılmasını ve bizzat kişinin kimliğinin tanımlanmasını sağlayan, bu kişiye ait bir biyolojik veya davranışsal bilgi içeren verilerdir; AYM, parmak izinin sadece o kişiye ait olan ve kişinin kimliğini doğrudan tanımlamaya yarayan fizyolojik bilgi içerdiği için biyometrik veri olduğunu saptamıştır. Özel nitelikli kişisel veri kapsamındaki biyometrik verilerin kişinin açıkça rıza göstermesi durumunda veya diğer bir kanunda açıkça öngörülmesi hâlinde rıza aranmadan işlenebileceği söylenebilir. Rıza aranmadan veri işleme nedenleri arasında kurum veya kuruluşların mesai düzeni yer almamaktadır, yani parmak izlerinin kaydedilebilmesi ve bu verilerin kullanılabilmesi için bu durumun ayrıca ve açıkça bir kanun ile düzenlenmesi veya çalışanların açık rızalarının varlığı gerekir. Başvurucunun rıza göstermediği hususunda bir ihtilaf yoktur, çalışanın mesaiye uyumunun kontrolünde biyometrik verilerin işlenmesinin ve kullanılmasının kanunlar ile ayrıca ve açıkça öngörülmediği de anlaşılmaktadır. Ayrıca AYM, kanunda açıkça öngörülmesi hâlinde rıza aranmadan verilerin işlenebileceği noktasında da kanunun gereklilik ve ölçülülük kriterlerine uygun olması gerektiğini hatırlatır, veri işleme faaliyeti ile gerçekleştirilmesi istenen amaç arasında makul bir denge kurulmalıdır.

Sonuç olarak; kanunda bu yönde bir düzenleme öngörülmemişse kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez. Ayrıca kanunla düzenlenmiş olması ihtimalinde de veri işlenmesinin ölçülü ve gerekli olması koşulu aranır; veri işleme faaliyeti ile gerçekleştirilmesi istenen amaç arasında makul bir denge kurulmalıdır, veri sorumlusu amacı çerçevesinde ölçülülük ilkesine uygun olarak ilgili kişiden minimum düzeyde bilgi talep etmelidir, bunun dışındaki amaç için gerekli olmayan verileri işlemeden kaçınmalıdır, veri sorumlularının kişisel veri işlerken en az müdahale oluşturan yolu seçmelidir.

Anayasa Mahkemesi bu kararı ile biyometrik veri ve benzer olarak özel nitelikli verilerin işlenmesi konusunda ilkeleri belirlemiştir. Bununla beraber yasama organına bir yol göstererek, özel nitelikli veri işlenmesine ilişkin bir Kanun çalışması yapıldığında hangi yolu seçmesi gerektiğini net bir şekilde ifade etmiştir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.