ARTICLE
4 July 2025

İkli̇m Kanunu Taslaği 2053 Net Sifir Emi̇syon Hedefi̇ Ve İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇i̇le Mücadele Strateji̇leri̇

N
Nazali

Contributor

“Nazali is a law firm founded by Ersin Nazali, providing a wide range of legal services (consultancy and litigation in all areas of law) to its national and international clients, through its trustworthy and experienced legal team. There are thirteen partners, forty lawyers, four sworn financial advisors and ten certified public accountants working for Nazali. Our philosophy is quality in delivery, timely response and business minded approach.“
Bu makale, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında belirlenen "2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi"nin gerçekleştirilmesi adına 20 Şubat 2025...
Turkey Environment

ÖZET

Bu makale, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında belirlenen "2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi"nin gerçekleştirilmesi adına 20 Şubat 2025 tarihinde TBMM'ye teklif edilen İklim Kanunu Taslağı'nı, getirdiği yükümlülükleri ve idari yaptırımları incelemektedir.

GİRİŞ

İklim değişikliğinin küresel olarak tüm dünyada bir tehdit haline gelmesinden sonra, başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından olmak üzere birçok hukuki ve ekonomik adım atılmıştır. Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konumu gereği, Türkiye iklim değişikliklerinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu sebeple, Türkiye, 2004 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne, 2021 yılında ise Paris İklim Anlaşması'na taraf olmuştur. Paris İklim Anlaşması ile 2053 yılına kadar Net Sıfır Emisyon Hedefi konularak iklim değişikliği kapsamında gerekli adımların atılması için harekete geçilmiştir.

Bu hedef doğrultusunda, ulusal düzeyde iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik yasal, kurumsal ve stratejik çerçevenin oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Türkiye'de bu alandaki politika belgeleri ve eylem planlarının yanı sıra, bağlayıcı ve kapsamlı bir yasal düzenleme ihtiyacı açık şekilde hissedilmektedir. Bu çerçevede hem kamu hem de özel sektörün sorumluluklarının belirlenmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum mekanizmalarının geliştirilmesi amacıyla yeni bir yasal altyapı hazırlanmaya başlanmıştır.

20 Şubat 2025 tarihinde, 98 milletvekili imzasıyla İklim Kanunu Taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ("TBMM") sunulmuştur. İklim Kanunu Taslağı'nda:

  • İklim değişikliği ile mücadele kapsamında, herhangi bir coğrafi alan veya sektör ayrımı gözetmeksizin tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin iş birliği yapmasına yönelik çeşitli sorumluluk ve yükümlülükler,
  • 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda, sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri için bir çerçeve oluşturulması ile kamu kurumlarının kendi faaliyetlerini belirlenen stratejilere uyumlu hale getirmesine yönelik sorumluluklar yer almaktadır.

İklim Değişikliği Mücadelesi

İklim Kanunu Taslağı'nın temel yapı taşlarından biri de sadece teknik düzenlemeler değil aynı zamanda sosyal adalet perspektifiyle de şekillendirilmiş olmasıdır. Kanun taslağı, iklim değişikliği mücadelesini iklim adaleti ve adil geçiş ilkeleriyle birlikte değerlendirmektedir. Bu ilkeler, iklim değişikliğinin neden olduğu etkilerin adil ve eşit bir şekilde ele alınmasını tüm insanlar için eşit bir şekilde dağılmasını, kırılgan gruplardaki etkilerinin azaltılmasını; fosil yakıtlara dayalı ekonomiden daha sürdürülebilir bir ekonomiye geçişin sağlanmasını ifade etmektedir. Bu yaklaşım, çevresel mücadelenin hukuki temellerle desteklenmesi gerektiği fikrini güçlendirmekte ve Anayasal haklarla bağlantı kurulmasına zemin hazırlamaktadır.

Anayasa'nın 56. maddesinde, "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." hükmü yer almaktadır. İklim Kanunu Taslağı, bu maddeye atıfla, gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişilere de iklim değişikliği ile mücadele yükümlülüğü getirileceğini öngörmektedir. Bu doğrultuda, kamu idaresi içindeki yapılanmanın da iklim hedeflerine uygun şekilde şekillendirilmesi, etkin bir uygulama için zorunlu hale gelmektedir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda kurulan İklim Değişikliği Başkanlığı'nın çeşitli sektörler belirleyeceği ve bu sektörler için somut ve sayısal hedeflerle birlikte ulusal ve yerel düzeyde belirlenecek eylem ve hedeflere uyma zorunluluğu getirilerek emisyon azaltımının destekleneceği belirtilmektedir.

4 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile verilen görev kapsamında, kanun taslağında belirtilen yükümlülüklerin etkin koordinasyonu, planlanması, uygulanması ve raporlanması İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından sağlanacaktır. Bu yapı, yalnızca idari koordinasyon sağlamayı değil aynı zamanda kamu politikalarının çevresel etkilerini sürekli izlemeyi ve uyumlaştırmayı amaçlayan dinamik bir yönetişim modelini işaret etmektedir.

2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi

Türkiye'nin uluslararası iklim yükümlülüklerini iç hukuka yansıtma çabalarının bir parçası olarak, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi kritik bir yol haritası sunmaktadır. 2021 yılında Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı onaylayarak 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünde bulunmuştur. Bu taahhüt doğrultusunda hazırlanan kanun taslağında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ilgili kurumların görüşleri doğrultusunda kamu kurumlarının sera gazı azaltım politikalarını belirlemesi, yeşil dönüşümü teşvik etmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerini hayata geçirmesi öngörülmektedir. Kanun taslağında belirlenen hedeflerin sektörel bazda çeşitlendirilmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi için teknik ve operasyonel çerçeveler de detaylandırılmıştır.

Belirlenecek sektörler özelinde, yükümlülüklerin genel olarak,

  • Enerji, su ve hammadde verimliliği,
  • Kirliliğin kaynağında önlenmesi,
  • Karbon ayak izinin azaltılması,
  • Alternatif temiz veya düşük karbonlu yakıtların ve hammaddelerin kullanımı,
  • Temiz teknolojilerin kullanımının ve sıfır atık uygulamasının yaygınlaştırılması kapsamında olacağı belirtilmiştir.

Sera gazı emisyonlarının azaltılması amacıyla, kurum ve kuruluşların karbon dengeleme mekanizmalarını kullanması, yutak alanların ve korunan alanların korunarak genişletilmesi hedeflenmektedir. Bu hedefin başarılabilmesi için sadece çevresel değil aynı zamanda ekonomik ve teknolojik dönüşümün de sağlanması gerektiği açıktır. Bu bağlamda, sanayi politikalarının, enerji arz güvenliğinin ve finansal teşvik mekanizmalarının iklim hedefleriyle bütünleşik bir şekilde kurgulanması elzemdir. Ayrıca özel sektörün sürece aktif katılımı için öngörülebilirlik ve istikrar sağlayan düzenleyici çerçeve büyük önem taşımaktadır.

Emisyon Ticaret Sistemi

Net sıfır hedefinin ekonomik boyutunu düzenlemek üzere, piyasa temelli çözümlerin geliştirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu kapsamda, Emisyon Ticaret Sistemi devreye alınacaktır. Emisyon Ticaret Sistemi ("ETS"), sera gazı emisyonlarını kontrol altına almak ve azaltmak amacıyla oluşturulan piyasa temelli bir mekanizmadır. Bu sistemde, belirlenen sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere belirli bir emisyon kotası tahsis edilir. İşletmeler, kendilerine tanınan sınırı aşmamaya çalışırken, fazla emisyon haklarını satabilir veya emisyonlarını azaltamayan şirketlerden ek hak satın alabilirler. İklim Kanunu Taslağı'nda, Avrupa Birliği ("AB") tarafından uzun yıllardır uygulanan Emisyon Ticaret Sistemi'nin Türkiye için de hayata geçirileceği belirtilmektedir.

Bu sistemin finansal yapısı ve uluslararası entegrasyonu göz önüne alındığında, Türkiye ekonomisi için önemli bir adaptasyon süreci öngörülmektedir. ETS aracılığıyla başlayacak olan karbon fiyatlandırma uygulaması ile AB'ye ödenmesi gereken karbon maliyetinin Türkiye'de kalması ve belirlenen sektörlerin yeşil dönüşümüne katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Sistemin anlaşılmasını kolaylaştırmak adına kanun taslağı aşağıdaki örneği vermiştir:

"İhracatçımız, AB'de oluşacak bir ton karbondioksit fiyatı karşılığında, ülkemizde bir karbon fiyatı ödememiş ise, AB fiyatının tamamını ödemek durumunda kalacak, eğer ülkemizde ödediği bir karbon fiyatı var ise, AB fiyatı ile ödediği fiyat arasındaki farkı ödeyerek maliyetini azaltma imkanına sahip olacaktır.1 "

ETS sistemi aynı zamanda yatırım kararlarını ve yeni tesislerin kurulma süreçlerini de şekillendirecek kurallar içermektedir. 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda, ETS ile sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik olarak, yüksek maliyetli yatırımlar yerine ticaret yapma seçeneğiyle daha düşük maliyetli yatırımların teşvik edilmesi ve böylece ekonomik baskının azaltılması amaçlanmaktadır.

Bunun yanında, ETS sistemi üzerinden, sera gazı emisyonlarına neden olan işletmelerin, özellikle yeni kurulacak tesislerde üretim faaliyetleri için önceden sera gazı emisyon izni almaları gerekecektir. Gerçek veya tüzel kişilerin tabi olacağı bu iznin, değişen sera gazı emisyon miktarına göre sonradan güncellenebileceği veya iptal edilebileceği belirtilmektedir. ETS kapsamına dahil olan işletmelerden sera gazı emisyon izni almadan faaliyet gösteren veya süresi biten veya iptal edilen sera gazı emisyon izni ile faaliyetlerine devam edenlerden;

  • Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunan işletmelere, Başkanlığa son 5 yıl içerisinde sunulan en yüksek emisyon değerine sahip raporda yer alan her bir ton karbondioksit eşdeğeri emisyon miktarı başına 5 TL,
  • Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunmayan işletmelere 1.000.000 TL'den 10.000.000 TL'ye kadar idari para cezası verilecektir.

Emisyon sınırlarının Resmî Gazete'de yayımlanması ve izleme-raporlama sistemlerinin zorunlu hale gelmesiyle birlikte işletmelerin şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyi artırılacaktır. ETS kapsamında dahil olan yükümlü üretim tesisleri için belirlenen emisyon üst limiti, ülkenin iklim değişikliği politikalarına göre şekillenecek olup dönemsel olarak Resmî Gazete'de yayınlanacaktır. Bu limitlerin aşılmasını önlemek ve emisyon azaltım politikalarını uygulamak amacıyla tesislere kurulacak izleme, raporlama ve doğrulama sistemleri ile ETS sistemine emisyon verilerini girme yükümlülüğü getirilecektir. Bu kapsamda, elde edilen raporlar ile tesisler yıllık olarak saldıkları emisyona tekabül edecek sayıda tahsisatı dönem sonunda sunmakla mükellef olacaklardır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen işletmelere 500.000 TL'den 5.000.000 TL'ye kadar idari para cezası uygulanacak olup ilgili işletmenin ETS kapsamında olması halinde ceza iki katına çıkacaktır. Ayrıca karbon kredileri ve gönüllü taahhütlerle işletmelerin yükümlülüklerinin bir kısmını telafi etmesi öngörülmüş, böylece esnek uyum araçları da sisteme entegre edilmiştir.

Tahsisatın dağıtımı, temel olarak açık artırma ve ücretsiz tahsis yöntemleriyle gerçekleştirilecektir. Ücretsiz tahsisat, sektörlerin ETS sistemine uyum sağlamasını kolaylaştırmak ve yatırımların karbon fiyatlandırması olmayan ülkelere kaymasını önlemek amacıyla sağlanacaktır. Açık artırma yönteminde, belirli dönemlerde ihale düzenlenecek; ücretsiz tahsis yönteminde ise tarihsel emisyon verileri veya kıyaslama ölçütlerine göre işletmelere tahsisat verilebilecektir.

Ücretsiz verilen tahsisatların amacının;

  • Yatırımların karbon fiyatlandırması olan ülkelere kaymasını önlemek,
  • Karbon kaçağını önlemek,
  • Sektörlerin ETS sistemine uyum sağlamasını kolaylaştırmak olduğu belirtilmiştir.

İşletmelerin hesabına aktarılan ilk ücretsiz tahsisatların alım satıma konu edilmesi veya borç ödeme amacıyla kullanılması durumunda, bu tahsisatlar finansal bir ürüne dönüşecek ve bu durumda haczedilebilir hale gelecektir. İşletmenin ücretsiz tahsisatları finansal bir ürüne dönüştürmesi, herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacak olsa da ilgili tesisten dönem sonunda emisyon miktarı kadar tahsisatın idareye sunulması beklenmektedir.

Sera gazı emisyon değerlerine karşılık gelen tahsisatları teslim etme yükümlülüğü bulunan işletmelerin, bu yükümlülüklerinin bir kısmını, temin edecekleri karbon kredileriyle azaltabilmesi mümkün olacaktır. Bu krediler, sera gazı azaltım taahhütleri ile gönüllü taahhütler yoluyla da kullanılabilecektir.

İşletmelerden tüm bu süreçlerde sunulan bilgilerin doğruluğunun kontrolü de beklenmektedir. Aksi halde, ETS ve gönüllü taahhütler kapsamında yapılacak denkleştirme işlemleri için sunulan bilgi, belge ve verilerin hatalı/hileli olduğunun tespiti ile gerçek veya tüzel kişilere 170.000 TL idari para cezası verilecektir.

SONUÇ

Sonuç olarak, İklim Kanunu Taslağı, Türkiye'nin iklim politikalarında yeni bir dönemi başlatmayı hedeflemekte; çevresel, ekonomik ve sosyal dönüşümün yasal zeminini oluşturmaktadır. Henüz teklif aşamasında olmasına rağmen, Avrupa Birliği'nde uygulanan standartları esas alarak Türkiye'de iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik önemli adımlar atılmasını hedeflemektedir. 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda, gerçek ve tüzel kişilere yönelik belirlenen yüksek tutarlı idari yaptırımlar, caydırıcı bir sistem sunarak iklim politikalarının etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır. Bu düzenlemeler, sürdürülebilir bir gelecek için güçlü bir temel oluşturmayı ve çevresel sorumluluğu teşvik etmeyi hedeflemektedir.

Footnote

1 20.02.2025 tarihli 84 sayılı İklim Kanunu Teklifi

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More