ARTICLE
1 September 2025

Rekabet Kurumu Fintek Raporu'nun Ödemeler Ekosistemine Etkileri Bölüm X: Google Soruşturması

YA
Yuksel Attorneys at Law

Contributor

Yüksel Attorneys at Law is a dynamic and innovative law firm addressing the rapidly evolving needs of the technology and finance sectors. With expertise in financial technologies, technology law, data privacy, digital assets, and (e-)commerce, our firm provides agile, innovative, and up-to-date legal solutions to the fast-paced demands of the tech and finance industries.
22.08.2025 tarihinde Rekabet Kurumu ("Kurum") tarafından yapılan açıklama ("Açıklama") ile Alphabet Inc., Google Ireland Limited, Google LLC, Google International LLC ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd.
Turkey Antitrust/Competition Law

22.08.2025 tarihinde Rekabet Kurumu ("Kurum") tarafından yapılan açıklama ("Açıklama") ile Alphabet Inc., Google Ireland Limited, Google LLC, Google International LLC ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti.'den Oluşan Ekonomik Bütünlük ("Google") hakkında soruşturma ("Soruşturma") açılmasına karar verildiği kamuoyu ile paylaşılmıştır[1].

Dijital ekonominin hızla büyümesi, geleneksel rekabet hukuku ilkelerinin yeniden yorumlanmasını gerektiren karmaşık piyasa yapılarını beraberinde getirmiştir. Bu yeni yapının en belirgin unsurları, mobil işletim sistemleri (Android, iOS) ve bunlara bağlı uygulama mağazaları (Google Play, App Store) gibi platformlardır.

Bu platformlar, kullanıcılar ile uygulama geliştiricileri arasında kritik birer geçit veya eşik bekçisi rolü üstlenerek, kendi ekosistemleri içinde kurdukları tekel benzeri hâkimiyet, rekabet hukuku açısından dikey entegrasyon ve kendi hizmetini kayırma gibi potansiyel ihlal risklerini doğurduğu kabul edilmektedir.

Tam da bu eksende Rekabet Kurumu tarafından Açıklama'da Soruşturma'nın konusunun, Google tarafından uygulama mağazası Play Store'da uygulama dağıtmak isteyen uygulama geliştiricilerinin, uygulama içi satın alma işlemleri için geliştirilen ödeme altyapısı olan Google Play Faturalandırma'yı kullanmaya zorlanması ve yine uygulama geliştiricilerinin alternatif ödeme kanalları hakkında kullanıcılarını bilgilendirmelerinin engellenmesi suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanunu'nun ("Kanun") 6. maddesinin ihlal edildiği iddiası olduğu paylaşılmıştır.

Bu durum, daha önce Apple'a yönelik birebir benzer gerekçelerle başlatılan soruşturma ile doğrudan bir paralellik göstermektedir. Bu eşzamanlı ve benzer soruşturmalar, dijital platformların pazar gücünü denetlemede sistematik bir yaklaşımın benimsendiğini göstermektedir.

Bu makalemizde, Rekabet Kurumu'nun Google Play'e yönelik yakın zamanda başlattığı soruşturmayı merkeze alarak, bu olayın münferit bir durumdan ziyade, Kurum'un dijital piyasalara yönelik tutarlı ve stratejik bir regülasyon yaklaşımının en güncel yansıması olmasını ele alacağız. Bu yaklaşım, daha önce;

· Apple'a karşı, App Store'daki alternatif ödeme sistemlerine izin verilmemesi ve geliştiricilere yönlendirme karşıtı hükümler uygulanması gibi benzer gerekçelerle yürütülen soruşturmalarla[2]

· Kurum'un 2021 tarihli 09.12.2021 yılında yayımlamış olduğu Ödeme Hizmetlerindeki Finansal Teknolojilere Yönelik İnceleme Raporu [3] ("Fintek Raporu") gibi önceki çalışmalarıyla paralellikler taşımaktadır. Hatırlanacağı üzere Rapor, ödeme hizmetlerindeki FinTek ekosisteminin güncel durumunu ve rekabete etkilerini incelemek amacıyla hazırlanmıştı.

Ayrıca, bu vakaların Avrupa Birliği'ndeki ("AB") emsal kararlar ve Dijital Piyasalar Yasası ("DMA") kapsamındaki düzenlemelerle gösterdiği benzerlikler, küresel bir regülatörler arası konsensüsün oluştuğunu işaret etmektedir.

Rekabet Kurumu'nun Ödemeler Ekosistemine Geniş Açıdan Bakışı

Rekabet Kurumu'nun dijital platformlara yönelik aldığı kararlar, ödemeler ekosistemini mercek altına alan uzun soluklu ve stratejik bir yaklaşımın parçası olduğu kabul edilebilecektir.

Hatırlanacağı üzere Kurum, Fintek alanındaki sorunları sadece mobil uygulama mağazalarıyla sınırlı tutmamış, küresel ödeme devleri Visa ve Mastercard hakkında başlattığı soruşturmada, adı geçen şirketlerin Türkiye'deki ödeme kuruluşlarının yurt dışında yerleşik iş yerlerine hizmet sunmasını engellemesi ve alternatif ödeme çözümlerini dışlaması iddiaları üzerine yoğunlaşmıştır.

Aynı zamanda Kurum, geçmiş çalışmalarında yerel aktörlerin pazara girişini kolaylaştırmak için de adımlar atmıştır. 2017 yılında alınan bir kararla, ödeme kuruluşlarının "Bonus" platformuna erişiminin önündeki engeller kaldırılmış, bankaların yanı sıra ödeme kuruluşları da POS hizmeti sunmada daha aktif bir rol üstlenmiş ve pazardaki rekabet koşulları iyileştirilmiştir. Bu durum, özellikle KOBİ'ler ve tüketiciler için daha uygun fiyatlı hizmetlere erişim imkanı sağlamıştır.

Ayrıca, Bankalararası Kart Merkezi'nin "Türkiye'nin Ödeme Yöntemi" ("TROY") markasıyla ulusal bir kartlı ödeme sistemi oluşturmasına yönelik 2016 yılındaki muafiyet kararı, Rekabet Kurumu'nun yerel ödeme çözümlerini destekleyerek küresel sistemlerle rekabet edebilir bir ortam yaratma vizyonunun en somut göstergelerindendir.

Rekabet Kurumu'nun çalışma, soruşturma ve kararlarının tamamı birlikte değerlendirildiğinde Google ve Apple soruşturmalarının münferit vakalar olmadığı, aksine, dijitalleşen ödemeler ekosisteminde rekabeti teşvik etmeye yönelik tutarlı bir stratejinin devamı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Rekabet Kurumu'nun Google Play Soruşturması: Gerekçe ve Hukuki Analiz

Google'a yönelik başlatılan soruşturma, özellikle dijital pazarın dinamiklerini yakından ilgilendiren ödeme hizmetleri pazarındaki davranışlara odaklanmaktadır. Soruşturmanın temel gerekçesi, Google'ın, uygulama geliştiricilere, kullanıcılarından gelen uygulama içi satın alma işlemlerinde yalnızca Google Play Faturalandırma sistemini kullanma zorunluluğu getirmesi ve bu zorunluluğun, diğer ödeme hizmeti sağlayıcılarını piyasadan dışlayıcı bir etki yaratmasıdır. Bununla birlikte, geliştiricilerin kendi kullanıcılarına, uygulama dışı alternatif ve potansiyel olarak daha uygun fiyatlı ödeme kanalları hakkında bilgi vermesinin de engellendiği tespit edilmiştir.

Bu eylemler, rekabet literatüründe yönlendirme karşıtı hükümler olarak adlandırılan ve tüketici tercih özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalar olarak kabul edilmekte olup, Kanun'un hâkim durumun kötüye kullanılmasını düzenleyen 6. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Kanun'un 6. maddesi, bir teşebbüsün ilgili pazarda hâkim durumda olması halinde, bu gücünü rakiplerini dışlayacak veya tüketicilere zarar verecek şekilde kullanmasını yasaklamaktadır.

Kurum tarafından yapılan ön araştırmada elde edilen bulgular, Google'ın bu davranışlarının ilgili maddeyi ihlal ettiğine dair ciddi ve yeterli endişeler taşıdığına işaret etmiş ve bu nedenle Rekabet Kurulu tarafından resmen soruşturma açılmasına karar verilmiştir.

Google'a yönelik bu soruşturma, aslında münferit bir vaka değildir. Rekabet Kurumu, Google'a daha önce de farklı pazar alanlarındaki hâkim durumunu kötüye kullanması gerekçesiyle soruşturmalar açmış ve idari para cezaları kesmiştir.

Kurum Başkan Yardımcısı Ferhat Topkaya'nın açıklamaları da bu durumun sürekliliğini desteklemektedir. Topkaya, büyük teknoloji şirketleri için kesilen para cezalarının tek başına caydırıcı olmadığını, şirketlerin bu cezaları kolayca ödeyerek ihlali sürdürme eğiliminde olduğunu belirtmiştir.[4]

Bu açıklamalar, Kurum'un geleneksel para cezası yaklaşımından vazgeçtiğini ve bu döngüyü kırmak için "davranışsal ve yapısal tedbirler" gibi yeni yöntemlere başvurduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, Google Play soruşturması, sadece spesifik bir ihlalin kovuşturulması değil, aynı zamanda Kurum'un dijital piyasalardaki kronik sorunlara yönelik köklü bir çözüm arayışının bir parçası olarak değerlendirilebilecektir. Bu yaklaşımın, dijital platformların karmaşık yapısına uyum sağlama çabasının bir göstergesi olduğu kabul edilebilecektir.

Benzer Vaka: Apple Soruşturması

Rekabet Kurumu'nun Google Play'e yönelik soruşturması, Apple hakkında daha önce başlatılan soruşturmayla gerekçe açısından neredeyse birebir örtüşmektedir. Rekabet Kurulu, App Store'da alternatif ödeme sistemlerine izin verilmemesi ve mobil uygulama geliştiricilere kullanıcıları farklı ödeme kanallarına yönlendirmeyi yasaklayan hükümler uygulanması nedeniyle Apple'a soruşturma açmıştır. Bu iddialar, her iki platformun da kendi ödeme sistemlerini dayatması ve geliştiricilerin daha düşük komisyon oranlı alternatifleri kullanmasını engellemesi üzerine yoğunlaşmaktadır.

Kurum'un Apple soruşturmasına ilişkin değerlendirmelerimize, "Avrupa Komisyonu'nun Apple Pay Kararı ve Rekabet Kurumunun Apple Soruşturmasının MobilPOS/TaptoPay/SoftPOS'a Etkisi" başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz. https://medium.com/yüksel-attorneys-at-law/avrupa-komisyonunun-apple-pay-kararı-ve-rekabet-kurumunun-apple-soruşturmasının-4df2263cef5d

Apple hakkında Ödeme Sistemleri ve Yönlendirme Soruşturması: Google ile tamamen aynı gerekçelerle, Mobil Ekosistemler Sektör İncelemesi[5] ("İnceleme") kapsamında başlatılan ve App Store'daki kısıtlamaları inceleyen soruşturma, Kurum'un mobil ekosistemlerin yapısını sistematik olarak incelemesi sonucunda proaktif bir şekilde başlatılmıştır.

Apple'a yönelik ödeme sistemleri soruşturmasının, İnceleme'den elde edilen bulgularla tetiklenmiş olması, Kurum'un dijital pazarlara yönelik proaktif ve sektörel incelemeye dayalı yeni bir yaklaşım benimsediğini teyit etmektedir. Bu durum, regülasyonun sadece şikayet mekanizmasıyla sınırlı kalmadığının, aynı zamanda Kurum'un kendi inisiyatifiyle derinlemesine analizler yaparak potansiyel ihlalleri önceden belirlemeye çalıştığının bir kanıtıdır.

Soruşturmaların Fikri Altyapısı: Fintek Raporu

Rekabet Kurumu'nun dijital platformlara yönelik son yıllarda attığı adımların stratejik altyapısı olarak, 09.12.2021 yılında yayımlamış Fintek Raporunun yattığı kabul edilebilecektir. Rapor, Türkiye'deki FinTek ekosisteminin mevcut durumunu, rekabet koşullarını ve karşılaşılan engelleri kapsamlı bir şekilde incelemiştir.

Kurum'un, Fintek Raporunda Avrupa Komisyonu tarafından açılan soruşturmaları ele aldığı ve Apple'ın ödeme ekosistemlerinin üçüncü taraf hizmet sağlayıcılara açılmasının daha sağlıklı işleyen bir yapı olarak kabul ettiği görülmektedir.

Rapor, veri ve ağ etkilerinin, finansal hizmetler pazarındaki rekabeti nasıl şekillendirdiğini mercek altına almıştır. Raporda, FinTek şirketlerinin faaliyetlerini yürütebilmek için bankacılık altyapısına bağımlı olmaları nedeniyle oluşan dikey ilişkinin, potansiyel rekabet sorunları doğurabileceğine de yer verilmiştir.

Fintek Raporu, Google ve Apple'a yönelik ödeme sistemleri soruşturmalarının stratejik temelini oluşturmaktadır. Raporun yayımlandığı Aralık 2021'den sonraki süreçte başlatılan Rekabet Kurumu soruşturmaları, Fintek Raporu'nda teorik olarak ortaya konan "dikey entegrasyon" ve "dışlayıcı eylemler" sorunlarının somut birer uygulaması olarak kabul edilebielcektir.

Bu durum, Rekabet Kurumu'nun dijital piyasalara yönelik yaklaşımının rastgele şikayetlere değil, derinlemesine sektörel analizlere ve stratejik bir öngörüye dayandığını gösteren güçlü bir argüman olup, Kurum'un hazırladığı yol haritasını takip ederek, tespit ettiği sorun alanlarına somut müdahaleler gerçekleştirdiği görülmektedir.

Uluslararası Hukuki Ortam: Avrupa Birliği Uygulamaları

Türkiye'deki soruşturmalar ve gelişmeler, uluslararası hukuki trendlerle de büyük bir paralellik göstermektedir. AB, geleneksel rekabet hukukunu tamamlayıcı nitelikte olan ve olay öncesi bir düzenleme yaklaşımı benimseyen Dijital Piyasalar Yasası'nı yürürlüğe koymuş, Alphabet (Google), Apple, Meta gibi belirli büyüklükteki teknoloji şirketlerini "eşik bekçisi" olarak tanımlayarak katı yükümlülükler getirmiştir.

AB Komisyonu tarafından, DMA kapsamında Alphabet ve Apple hakkında uyumsuzluk soruşturmaları başlatılmıştır. Google'a yönelik soruşturma, Google Play'deki yönlendirme kuralları ve Google Arama'da kendi hizmetlerini kayırma iddialarını içermektedir. Apple soruşturması ise App Store'daki yönlendirme kuralları ve Safari tarayıcısındaki kısıtlamalar üzerine odaklanmıştır. Bu soruşturmaların iddiaları ile Rekabet Kurumu'nun soruşturma gerekçeleri büyük ölçüde benzerlik taşımaktadır.

Bu benzerliğin en somut kanıtı, AB'nin Apple'a müzik yayın pazarındaki rekabet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle verdiği 1.84 milyar Avro tutarında para cezasıdır. Bu ceza, Apple'ın dijital müzik ve podcast uygulaması Spotify'ın ve diğer müzik platformlarının müşterilerini App Store dışındaki ödeme seçenekleri hakkında bilgilendirmesini engellemesi nedeniyle verilmiştir.

Aşağıdaki tablo, Türkiye ve AB'deki başlıca soruşturmalar arasındaki temel paralellikleri ve farklılıkları özetlemektedir.

1670206a.jpg

Değerlendirme ve Potansiyel Sonuçlar

Rekabet Kurumu tarafından başlatılan Soruşturmanın Google'ın Kanun'u ihlal ettiği, Kanun kapsamında ceza yaptırımı ile karşı karşıya kaldığı veya kalacağı şeklinde yorumlanamayacağını paylaşmak isteriz.

Google Play soruşturmasının sonucunda, Rekabet Kurumu'nun ihlal tespit etmesi halinde Google'ı uygulama geliştiricilere alternatif ödeme sistemleri sunma zorunluluğu getirmeye zorlaması muhtemeldir. Bu, pazardaki rekabeti artırarak hem geliştiriciler için daha adil bir ortam yaratacak hem de tüketicilere daha düşük fiyatlı seçeneklere erişim imkanı sunabilecektir.

Olası bir ihlal tespiti durumunda, Kurum Başkan Yardımcısı'nın geleneksel para cezaları, milyar dolarlık cirolara sahip teknoloji devleri için yeterince caydırıcı olmadığı, şirketlerin cezayı ödeyip, kâr marjları daha yüksek olduğu için rekabete aykırı davranışlarını sürdürme riskini beraberinde getirdiği tespitinden yola çıkarak, Kurum'un bu riskin üstesinden gelmek için Google'a daha önce otel sorguları soruşturmasında uygulanan ve ihlal devam ettiği sürece uygulanan günlük para cezası gibi bir uygulama ile karşılaşılabilineceği görüşünde olduğumuzu paylaşmak isteriz.

Rekabet Kurumunun Merceği Altındaki Ödemeler Ekosisteminde Yeni Bir Dönem

Rekabet Kurumu'nun Google Play ve Apple App Store soruşturmaları, Türkiye'nin dijital ekonomideki rekabetin korunması alanında sadece takipçi değil, aynı zamanda proaktif ve etkin bir aktör olduğunu göstermektedir.

Bu soruşturmaların, Kurum'un Fintek Raporu gibi önceki sektörel incelemelerinden beslenen, reaktif olmaktan çok proaktif bir yaklaşımın somut bir sonucu olduğunu kabul etmek gerekir.

Bu gelişmelerin, fintek ekosisteminde faaliyet gösteren tüm teşebbüsler için geleceğe yönelik önemli bir uyarı niteliği taşıdığının kabulü gerekmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More