Anonim şirketlerde sermaye artırımı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (“TTK”) yer alan usule uygun olarak gerçekleştirilir ve anonim şirketlerde yapılan sermaye artırımları birçok farklı nedene dayanabilir. Sermaye artırımlarının genel sebebi finansal niteliklidir ve daha çok şirkete kaynak sağlamak için sermaye artırımı yapılmaktadır. Sermaye artırımı ile şirketlerin faaliyet alanları ile ilgili sermaye ihtiyaçları karşılanmak istenir, şirketin gelişimini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi ve şirketin rekabet ortamında faaliyetlerine devam edebilmesi amaçlanır, şirketin borçları ödenir, bazen de zararlarla yitirilen sermayenin tamamlanması yasal bir gereklilik oluşturabilir. Anonim şirketlerde sermaye artırımı dış kaynaklardan yapılabileceği gibi şirketin iç kaynaklarında yer alan yedek akçelerden veya dağıtılmayan karlardan da yapılabilir.
Sermaye sistemine göre ve artırımın şarta bağlı olması bakımından artırım üç türlü yapılabilmektedir. Bunlar; esas sermaye sisteminde artırım, kayıtlı sermaye sisteminde artırım ve şarta bağlı sermaye artırımı sisteminde artırımdır. TTK düzenlemeleri çerçevesinde esas sermaye sisteminde sermaye artırımı; sermaye taahhüdü yoluyla veya iç kaynaklardan olabilir. Sermaye taahhüdü yoluyla artırım ise üç şekilde gerçekleştirilebilir. Bunlar; nakdi artırım veya ayni sermaye koyularak veya hem nakdi hem de ayni sermaye taahhüdü yolu ile artırımdır.
TTK madde 456 uyarınca iç kaynaklardan yapılan artırım hariç olmak üzere payların nakdi bedelleri tamamen ödenmeden sermaye artırımı yapılamaz. Ancak TTK'da sermayeye oranla önemli sayılmayan tutarların ödenmemiş olmasının sermaye artırımını engellemeyeceği de düzenlenmektedir. TTK'da yer alan bu hükümle birlikte, ödenmeyen cüzi tutarlar nedeniyle sermaye artırımı yapılamayacağına yönelik iddialar ile karşılaşmanın önü kesilmek istenmiştir. Ancak TTK'da önemli sayılmayan tutardan neyin öngörülmesi gerektiği de açıkça düzenlenmemiştir, bu oran olay bazında farklı yorumlara sebebiyet verebilecektir.
TTK madde 462/f.3 bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermayenin artırılamayacağını düzenlemektedir. Ancak hem bu fonların sermayeye dönüştürülmesi hem de aynı zamanda ve aynı oranda sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılabilir. Bu hüküm ile öncelikle söz konusu fonların sermayeye eklenmesi sağlanmakta ve böylelikle de rüçhan hakkını kullanamayacak pay sahipleri korunmaktadır.
Esas sermaye sisteminde sermaye artırımına genel kurul karar vermektedir. Böylelikle, anonim şirkette bir sermaye artırımı yapılacak ise ve kayıtlı sermaye sistemi bulunmuyor ise sermaye artırımı genel kurul kararı ile alınır. Ayrıca, TTK madde 456/f.2. çerçevesinde esas sözleşmenin ilgili hükümlerinin, gerekli olduğu hâllerde izni alınmış bulunan değişik şekli, genel kurulda değiştirilerek kabul edilmişse, bunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca onaylanması şarttır. Artırımın genel kurul tarihinden itibaren 3 ay içerisinde tescil edilmesi gerekir. Eğer 3 ay içerisinde tescil edilmez ise genel kurul kararı ve alınmışsa izin geçersiz hale gelir ve TTK madde 345 uyarınca sermaye artırımı için bankaya yapılan ödemeler sahiplerine geri verilir.
Tüm sermaye artırımlarında, TTK madde 457 uyarınca yönetim kurulu tarafından sermaye artırımının türüne göre bir beyan imzalanır. Bu beyan, bilgiyi açık, eksiksiz, doğru ve dürüst bir şekilde verme ilkesine göre hazırlanır.
Ayni sermaye artırımlarında, TTK madde 342 ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurlarını düzenlemektedir. TTK madde 342 çerçevesinde üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. TTK çerçevesinde aynın sermaye olarak kabul edilebilmesi için söz konusu nesnenin değeri ile birlikte esas sözleşmeye yazılması, eğer bu nesne bir taşınmaz ise o taşınmazın anonim şirkete sermaye olarak konulduğunun tapuya verilecek bir şerh ile belirtilmesi ve TTK madde 128/f.5 uyarınca taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine kaydedilmeli ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edilmelidir aksi takdirde ayni sermaye olarak kabul edilemezler.
TTK konulan ayni sermayenin anonim şirketin merkezinin bulunduğu ticaret mahkemesince değer biçilmesini aramaktadır. Bu düzenleme ile, şirket malvarlığının korunması hedeflenmektedir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve TTK madde 342'de belirtilen unsurlara uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bilirkişi tarafından hazırlanan bu rapora itiraz edilebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir. Bilirkişi incelemesi yapılmadan ayni sermaye konulması ve/veya mahkeme bilirkişi dışındaki kişilerce yapılan değerleme ile ayni sermaye taahhüdünde bulunulması geçersizdir.
Anonim şirketlerde artırımın dış kaynaklardan sermaye taahhüdü yoluyla yapılması halinde her pay sahibinin yeni çıkarılan payları, mevcut paylarının sermayeye oranına göre alma hakkı bulunmaktadır. Bu hakkın öngörülme amacı, pay sahibinin şirketteki sermaye oranını koruyabilmesidir. Ayni sermaye artırımı yapılacağı zaman bu artırımın yalnızca ayni sermayeye özgülenip özgülenmeyeceği sorunu uygulamada gündeme gelmektedir, yani pay sahiplerinin belirli kategoride ayın taahhüt etmekle zorunlu tutulup tutulmayacaklarıdır. Azlık pay sahiplerinin şirketteki hissedarlık oranını düşürmek veya azlık pay sahiplerini bertaraf etmek amacıyla diğer pay sahipleri artırımı yalnızca ayni sermayeye özgüleyerek genel kurulda karar alabilecektir. Bu durumda azlık pay sahipleri sermaye olarak konulabilecek ayına sahip olmadıklarından rüçhan haklarını kullanamayacaklardır. Doktrindeki hakim görüş çerçevesinde bu şekilde yapılacak olan sermaye artırımları geçersizdir. Bu şekilde yapılan sermaye artırımlarında bir kısım pay sahiplerinin rüçhan hakları dolaylı yoldan kaldırılmaktadır. Bu durum da TTK madde 461/f.2.'de düzenlenen rüçhan hakkının sınırlandırılmasına ilişkin hususlara aykırılık teşkil etmektedir.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.