ARTICLE
9 June 2025

Geçici vergi ile ilgili taleplere kulak verilmelidir!

B
BDO TURKIYE (DENET YEMINLI MALI MUSAVIRLIK A.S.)

Contributor

BDO Turkiye is an audit and consultancy firm offering professional services in: audit, tax, accounting and advisory service lines. Our main objective since day one is to be a reliable consultant to our clients, and offer the most beneficial solutions appropriate to their needs, with the help of close collaboration.
Değerli okurlar; geçici vergi, gelir (ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının) ve kurumlar vergisi mükelleflerinin içinde bulundukları vergilendirme...
Turkey Tax

Geçici vergi diğer iade işlemlerinden farklıdır, GEKSİS sisteminden çıkarılmalıdır! Eğer bu yapılmayacaksa, iade süresini hızlandırmak için geçici vergi iadesinde Yeminli Mali Müşavir Raporu düzenletilebilmesine olanak sağlanabilir

Değerli okurlar; geçici vergi, gelir (ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının) ve kurumlar vergisi mükelleflerinin içinde bulundukları vergilendirme döneminin gelir ve kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere 3'er aylık kazançları üzerinden ödenen bir "peşin vergi" uygulamasıdır.

Bağımsız bir mükellefiyet değildir. Yıllık gelir veya kurumlar vergisinin, yılın bitmesini beklemeden ve gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi verilmeden dönem içinde tahsil edilmesini sağlayan bir mekanizmadır.

Yıl kapandıktan sonra tahsil edilecek gelir veya kurumlar vergisinin, yıl kapanmadan 3'er aylık dönemler itibariyle tahsil edilmesi tabii ki devletin çok lehinedir. Bu uygulamadan mükelleflerin hiçbir yararı yoktur. İlk zamanlarda belki muhasebe kayıtlarının daha erken ve sağlıklı oluşmasına katkı sağlamış olsa da günümüzde artık böyle bir katkıdan söz edilemez.

Son iki yılda enflasyon düzeltmesi de geçici vergi beyanlarını hazırlamanın mükellef ve mali müşavirleri ne derece zorladığını göstermiştir.

Bu nedenle özellikle son günlerde geçici vergiye karşı önemli bir tepki söz konusudur. Devletin artık geçici vergide mükellefleri ve mali müşavirleri daha az uğraştıran bir modele geçmesinin zamanı gelmiştir.

Talepler birkaç noktada toplanıyor.

Geçici vergi beyan dönemi 6 ay olarak belirlenmelidir!

Çoğunluk, geçici vergi beyan dönemlerinin 3 ay değil 6 ay olarak belirlenmesini istiyor.

Kanunda geçici vergi beyan dönemi 6 ay olarak düzenlendiği halde geçmişte Bakanlar Kurulu bunu 1 Ocak 2001 tarihinden itibaren 3 aya indirmişti. 20 yılı aşkın süredir mükellefler ve beyannameleri hazırlayan, hazırlanmasına yardım eden veya denetleyen mali müşavirler (SMMM'ler ve YMM'ler) 4 geçici vergi ve 1 yıllık beyanname olmak üzere 5 defa dönem sonu kapanışı yapıyorlar. Bunun nasıl bir emek gerektirdiğini sanırım anlatmaya gerek yok…

2022 yılından itibaren 4 olan geçici vergi dönem sayısı 3'e düşürüldü. Son dönem geçici vergi beyanname verme yükümlülüğü kaldırıldı. Halen yılın ilk 9 ayı için belirlenen 3'er aylık kümülatif dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeniyor.

Beyan döneminin 3'e düşürülmesi başlangıçta olumlu karşılanmıştı, ancak birkaç yıllık deneyim gösterdi ki bu düzelmemenin de yarattığı bazı sorunlar var. Öncelikle eskiden dördüncü (son) dönem için geçici vergi beyannamesinin verilmesi dönem sonu için önceden hazırlık yapılmasını sağlıyor ve yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin hazırlanmasını kolaylaştırıyordu. Maalesef son çeyrek için geçici vergi beyanının kaldırılması mükellefleri ve müşavirleri rahatlattı, başka bir ifade ile tembelleştirdi. Bu da yılık gelir ve kurumlar vergisi beyanname çalışmalarının gecikmesine ve aksamasına neden oluyor.

Eğer 3 dönem esası uygulanmaya devam edecekse, ilk 3 aylık geçici vergi döneminin kaldırılması, son üç aylık dönemin ise yeniden getirilmesi daha doğru olur. Çünkü ilk 3 aylık dönemde hem ilk 3 aylık geçici vergi hem de önceki yıla ait gelir veya kurumlar vergisi beyan hazırlıklarını yapmak gerçekten çok zorluyor mükellefleri ve artık tatil yapmayı unutmuş mali müşavirleri...

Üstelik eski uygulama son beyannamede 12 aylık yıllık kazanç üzerinden geçici vergi ödenmesine neden olduğu için yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ile uyumlu geçici vergi tahakkukunu sağlıyor, geçici vergide iade konusunu istisnai hale getiriyordu.

Yeni durumda son geçici vergi tahakkuku 9 aylık kazanç üzerinden yapıldığı için geçici vergide önemli bir iade sorunu yaşanıyor. Maliyenin geçici vergide iade konusunu da kolaylaştırması lazım.  

Kurumlarda geçici vergi oranı düşürülmelidir!

Geçici vergi oranı, gelir vergisi mükellefleri için ilk gelir dilimine uygulanan oran (yani yüzde 15) iken, kurumlarda geçerli kurumlar vergisi oranıdır. Kurumlar vergisi oranı normalde yüzde 25'tir, ancak bazı mükellefler için artırımlı yüzde 30 oranı uygulanırken, bazı mükelleflerde indirimli oranlar söz konusudur.

Bu çifte standart, hem kurumlar vergisi mükellefleri için haksız bir durum yaratırken hem de kurumlar vergisinde geçici vergi iadesi sorununu artırmaktadır. Geçici vergi iadesi bu kadar yaygın olduğuna göre kurguda bir sorun var demektir. Bu nedenle öncelikle kurum geçici vergi oranının düşürülmesine şiddetle ihtiyaç vardır. Kurumlar vergisi mükelleflerinde de geçici vergi için genel oran yüzde 20 olarak esas alınabilir. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri arasında böyle bir ayırım yapmanın haklı ve geçerli bir sebebi yoktur. 

Cumhurbaşkanının geçici vergi oranlarını 5 puan azaltma yetkisi vardır. Bu haksızlık yasal değişikliğe gerek olmadan kolaylıkla giderilebilir.

Geçici vergide ceza uygulaması kaldırılmalıdır!

Yukarıda ifade ettiğim üzere geçici vergi, bağımsız bir mükellefiyet değildir. Yıllık gelir veya kurumlar vergisinin, yılın bitmesini beklemeden dönem içinde tahsil edilmesini sağlayan bir peşin vergi uygulamasıdır.

Vergi sistemimizde 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde bir verginin beyan edilmediği veya eksik beyan edildiği saptandığında, eksik alınan verginin yanısıra 1 kat (bazı ağırlaştırılmış fiillerde 3 kat) vergi ziyaı cezası ve verginin geç tahakkuk ettirilmiş olması gerekçesiyle gecikme faizi uygulanır.

Bu ceza sistemi beyan esasının doğal bir gereğidir. Yani mükellefin beyanına itibar edilerek tahakkuk ettirilen verginin sonradan eksik beyan edildiğinin tespiti halinde ceza ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesi doğru ve haklı bir uygulamadır.

Hatta saptanan matrah farkı KDV gibi başka bir vergiye de tabi ise, eksik tahakkuk ettirilen bu vergiler için ayrıca ceza ve gecikme faizi uygulanması da doğrudur.

Ancak tek bir fiil ile hem gelir- kurumlar vergisi hem de geçici vergi için ceza kesilmesini ceza hukukunun ilkelerine uygun bulmuyorum.

Böyle bir ceza uygulamasında mükerrerlik olduğunu ve kanunda 1 kat uygulanacağı öngörülen cezayı fiilen kanuni oranın üzerine çıkardığını düşünüyorum.

Bu nedenle mahsup süresi geçmiş geçici vergiler için sadece gelir veya kurumlar vergisine ceza uygulanması ile yetinilmesi ve geçici vergiye ceza uygulanmaması gerekir.

Çünkü asıl ve nihai tarhiyat gelir- kurumlar vergisi tarhiyatı olduğu için bu tarhiyatın yapılması yeterlidir ve bu tarhiyat geçici vergiyi de içerir. Zaten geçici vergi ödeme tarihi ile kurumlar vergisi ödeme tarihi arasındaki zaman farkı nedeniyle oluşan Hazine zararı gecikme faizi ile karşılanmaktadır. Ayrıca geçici vergi tarhiyatı yapılması ve tarh edilmesine rağmen aslı aranmayan geçici vergi tutarı üzerinden bir kat ceza kesilmesi hem hakkaniyete hem de vergileme ve ceza ilkelerine aykırıdır.

Henüz mahsup süresi geçmemiş (yani gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi verilmemiş) iken tespit edilen geçici vergi eksikliklerine ceza uygulanacağı tabiidir. Bunları kastetmiyorum. Bu durumda zaten gelir veya kurumlar vergisi için ceza uygulanmayacak, dolayısıyla mükerrerlikten söz edilemeyecektir.

Yıllık vergide uygulanan tüm istisna ve indirimler istinasız geçici vergide de uygulanmalıdır!

Kanunda, geçici vergi matrahının hesaplanmasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları ile özel kanunlarda düzenlenen indirim ve istisnaların dikkate alınacağı açıkça yazılmış bulunuyor.

Nitekim 217 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, bu genel ilke açıkça belirtilmiştir. Buna göre geçici vergiye tabi kazançların belirlenmesinde, ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanunu'nda yer alan hükümlere uyulacaktır. Kurumlar vergisi mükellefleri ise Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin yanı sıra, safi kurum kazancının tespitine ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan hükümleri de dikkate alacaklardır. Böyle olunca, yıllık gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde geçerli olan tüm kuralların, tüm indirim ve istisnaların, geçici vergi matrahlarının tespitinde de uygulanabilmesi gerekir.

Buna rağmen Maliye bazı istisna ve indirimlerin uygulanmasını kanuna aykırı olarak engelliyor.

Örneğin,

- Nakit sermaye artırımında faiz indirimine geçici vergide izin verilmiyor. Oysa kanuni düzenleme tüm geçici vergi dönemlerinde uygulama yapılmasına uygun. İlgili tebliğin değiştirilmesi suretiyle önceki geçici vergi dönemlerinde de indirim olanaklı hale getirilebilir.

- Uyumlu mükelleflere sağlanan yüzde 5 vergi indirimi sadece yıllık beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen vergilere uygulanıyor, geçici vergide uygulaması kabul edilmiyor. Bu durum yüzde 5 indirimin sınırlı bir sürede mahsup yoluyla kullanımına neden oluyor, bu da gerek vergi dairelerini gerekse mükellefleri zorluyor.

Eğer bu uyum sağlanabilirse geçici vergide iade sorunu da azalacaktır.

Geçici vergi iade süresi kısaltılmalıdır!

Geçici vergi, yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben alındığına göre yıllık vergiden fazla ödendiği tespit edilen geçici verginin derhal iadesi gerekir. Bu durum da yıllık beyannamenin verilmesi ile tespit edilmektedir.

Mademki mükellefin beyanına itibar ederek gelir veya kurumlar vergisini yıllık beyanname üzerinden tahakkuk ettiriyoruz. Bu beyannamede geçici vergiden iade çıktığında da bu iadeyi başkaca bir işleme gerek kalmadan yerine getirmeliyiz.

Nitekim 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, geçici vergiden kaynaklanan iade taleplerinin, teminat aranmaksızın ve inceleme yapılmaksızın yerine getirileceği belirtilmiştir.

Bu açık düzenlemeye rağmen Maliye geçici vergi iade taleplerinde de GEKSİS1 sistemini uygulatıyor ve vergi incelemesi yapılmasa da vergi daireleri iade işlemlerini kontrol ediyorlar.

GEKSİS ile gelir ve kurumlar vergisi iade işlemlerine hız kazandırılması, iade işlemleri açısından asgari bir standart getirilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmış ise de hız kazandırma amacına ulaşılamadığını, aksine iade süresinin uzadığını söyleyebiliriz. İade süresinin uzaması özellikle enflasyonist dönemlerde mükellefleri daha çok mağdur etmektedir.

Netice olarak geçici vergi diğer iade işlemlerinden farklıdır, GEKSİS sisteminden çıkarılmalıdır!

Eğer bu yapılmayacaksa, iade süresini hızlandırmak için geçici vergi iadesinde Yeminli Mali Müşavir Raporu düzenletilebilmesine olanak sağlanabilir.

Footnote

1. EKSİS, Gelir ve Kurumlar Vergisi İade işlemlerine asgari bir standart getirilmesi ve yurt çapında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla iadelerin elektronik ortamda kontrol ve analizinin yapılarak mükellef ve iade yapacak birimlere raporlanmasını sağlayan bir sistemdir. 99 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirküleri ile gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2015 ve izleyen vergilendirme dönemlerine yönelik iade taleplerini Gelir ve Kurumlar Vergisi Standart İade Sistemini (GEKSİS) kullanmak suretiyle yapmaları zorunluluğu getirilmiştir.

Originally Published by T24

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More