I. GİRİŞ
Yapay zeka, modern dünyada pek çok alanda yenilikler sunarak hem iş gücünü hem de insanın günlük yaşamını yeniden şekillendirmektedir. Günümüzdeki gelişmelerle birlikte, yapay zekanın artık yaratıcı süreçlere dahil olarak fikri ürünler ortaya çıkarabilmesi de dikkat çekmektedir. Ancak, bu yeni fikri ürünlerin yasal statüsü, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda ("FSEK") henüz bir karşılık bulmamıştır. Teknolojinin bu denli hızlı ilerlemesi göz önüne alındığında, yapay zekaya yönelik hukuki düzenlemelerin yakın gelecekte kaçınılmaz olacağı açıktır. Gelecek düzenlemelerde çözülmesi gereken en temel mesele, yapay zeka tarafından üretilen bu fikri ürünlerin hukuki tanımlanması ve bu ürünlerin sahipliği konusudur. Bu çerçevede yapay zekanın ortaya koyduğu fikri ürünlerin hukuki boyutlarını değerlendirmek gerekmektedir.1
1. Yapay Zekanın Meydana Getirdiği Fikri Ürünlerin Hukuki Niteliği
Yapay zeka, ulaşımdan sağlığa kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösterirken, günümüzde müzik, resim, portre, şiir, roman ve hikâye gibi birçok yaratıcı eserin de üreticisi haline gelmiştir. Obvious adlı bir Fransız sanat kolektifinin ürettiği ve Christie's müzayede evinde satılan "Portrait of Edmond de Belamy" adlı yapay zeka algoritması tarafından üretilen ilk eser olarak sanat dünyasında yankı uyandıran tablo beklenenin 45 katı bir değere ulaşarak 432 bin dolara satılarak tarihinde bir ilki gerçekleştirmiştir.2 Rutgers Üniversitesi'nden "Ahmed Elgammal" ve ekibi, yapay zeka ile sanatın buluşması üzerine yapılan araştırmalar sonucunda "AICAN" adlı algoritmayı geliştirerek 15 ila 20. yüzyıl batı sanatını yansıtan eserlerle beslenmiş "Bir Tüccarın Yüzü Olmayan Portresi" ve "Zamanı Aşan Yüzsüz Portreler" sergisinde sergilenmiştir ve algoritma tarafından üretilen eserlerin, kendisine temel oluşturan resim kümesinden tamamen farklı olduğu iddia edilmektedir. Bir diğer örnekte ise yapay zeka tarafından üretilen bir şarkı, Grammy ödüllerine aday gösterilmiştir. Ghostwriter adlı anonim sanatçının tasarladığı "Heart on My Sleeve" adlı şarkı YouTube ve dijital müzik platformlarında yayımlandıktan sonra Universal Music, dijital yayın sağlayıcılarına "erişimden kaldırma bildirimleri" göndererek hemen kaldırmıştır. 3 Örneklerden de görüldüğü üzere, yapay zekanın bu tür yaratıcı ve zeka ürünü olarak kabul edilen eserleri ortaya koymasıyla birlikte, bu eserlerin yasal sahibinin kim olacağı, hakların nasıl kullanılacağı ve sorumluluğun nasıl belirleneceği konuları yoğun tartışmalara konu olmuştur.
2. Yapay Zeka İle Meydana Getirilen Fikri Ürünlerin Eser Niteliği ve Hak Sahipliği
Mevcut hukuk kuralları çerçevesinde yalnızca "gerçek kişiler" eser sahibi olarak kabul edildiğinden, yapay zekanın ürettiği eserler için bu tanımın geçerli olup olmadığı şu an için olumlu bir yanıt bulmamaktadır. Bununla birlikte, doktrinde yapay zekanın yaratıcısı, kullanıcısı, sahibi ya da eser üzerindeki hak sahipliği gibi farklı alternatifler tartışılmaktadır. Hatta, yapay zekanın ürettiği eserlerin sahibinin bizzat yapay zekanın kendisi olabileceği önerisi, yenilikçi bir yaklaşım olarak sunulsa da çeşitli eleştirilere maruz kalmıştır.
Yapay zekanın yarattığı ürünlerin eser olarak kabul edilip edilmeyeceği, ülkelerin hukuk politikalarına bağlı olarak değişmektedir. İlk olarak, birçok ülkenin hukuk sistemi bu tür bir çözümü benimsemeye uygun değildir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde görülen Feist Publications v. Rural Telephone Service Company Inc. (1991) ve Naruto v. Slater (2018) davaları, yalnızca insanların eser sahibi olabileceğini açıkça ortaya koymuştur. Amerika Birleşik Devletleri Telif Hakları Ofisi'nin uygulamaları, yalnızca insanlar tarafından üretilen eserleri tescil edeceğini açıkça belirtmektedir. Aynı durum, Avustralya'da Acohs Pty Ltd v. Ucorp Pty Ltd davasında da vurgulanmıştır4. Japonya ve Almanya gibi diğer ülkelerde de benzer düzenlemeler mevcut olup, yapay zekanın eser sahibi olabilmesi için bu kurallarda önemli değişiklikler yapılması gerekecektir. Türkiye'de FSEK 1/B maddesi, eserleri "sahibinin hususiyetini taşıyan" yaratımlar olarak tanımlar ve eser sahibini "eseri meydana getiren kişi" olarak ifade eder. Bu tanım, hukukumuzda kişilik tanınmayan yapay zekanın eser üzerinde hak sahibi olmasını hukuken mümkün kılmamaktadır. FSEK'in 70 yıllık tarihine bakıldığında, birçok değişikliğe uğramasına rağmen kanunun özü korunmuştur. Mevcut yargı kararları ve öğretinin aksine, yapay zeka ürünlerinin eser olarak kabul edilebilmesi için açık bir düzenleme gerekmektedir. Bu türden eserlerin açıkça düzenlenmediği sürece eser olarak kabul edilmesi zor görünmektedir.
Buna karşın, bazı yargı bölgeleri farklı bir yaklaşıma sahiptir. Örneğin, Birleşik Krallık, Hong Kong, Hindistan, İrlanda ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde, yapay zeka tarafından üretilen eserler üzerinde telif hakkı yapay zekanın yaratıcısına tanınmaktadır. Birleşik Krallık'taki bazı akademisyenler, bu tür eserler için "yapay zeka ile/yardımıyla oluşturulan eser" terimini kullanarak, yapay zekanın telif hakkı sahibi olup olmayacağına dair tartışmaların önüne geçmeyi amaçlamaktadırlar.5 Ancak, genel olarak uluslararası hukuk düzenlemelerinde, yapay zekanın eser sahibi olmasını kabul eden bir uygulama henüz mevcut değildir.
3. Yapay Zekanın Meydana Getirdiği Fikri Ürünler Üzerindeki Hak Sahipliği Sorununa İlişkin Çözüm Önerileri
Yapay zekanın yarattığı fikri ürünler üzerinde hak sahipliği, sürece birçok paydaşın dahil olması nedeniyle oldukça karmaşık bir meseledir. Bu bağlamda, yapay zeka yazılımını geliştiren kişi, yapay zeka teknolojisine yatırım yapanlar ve hatta tamamen otonom çalışması ve hukuki kişiliğe sahip olduğu varsayımı altında, yapay zekanın kendisi dahi ürün üzerinde hak talebinde bulunabilir. Bu durumda, bu paydaşlardan birini diğerlerine üstün tutarak hak sahibi olarak tanımlamak mı, yoksa birden fazla paydaşı hak sahibi olarak kabul etmek mi gerektiği sorusu gündeme gelmektedir. Farklı ihtimaller göz önüne alınarak konuya yönelik çözüm önerilerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
3.1. Kamunun Hak Sahibi Olması
Yapay zeka tarafından üretilen ürünlerin kamuya ait sayılması, hak sahipliği sorununu ortadan kaldırabilir. Ancak bu durumda, yapay zeka teknolojilerine yatırım yapan şirketler için teşvik edici bir ortam kalmayabilir. Ayrıca, yapay zeka ürünleri giderek ticarileştiğinden, bu ürünlerin kamuya ait olması, piyasa dengesini bozabilir.
3.2. Fikri Ürünün Meydana Getirilmesi İçin Gerekli Ayarlamaları Yapan Kişinin Hak Sahibi Olması
Bazı ülkelerde (İngiltere, İrlanda, Yeni Zelanda), bilgisayar üretimi olan fikri ürünlerde, ürünü meydana getirmek için gerekli ayarlamaları yapan kişi hak sahibi kabul edilmektedir. Bu sistem, yapay zeka ile üretilen ürünlerde esnek bir yaklaşım sağlarken, Anglo-Sakson hukuk sistemine özgüdür. Türk hukukunda ise kesin bir hak sahibi belirlenmesinin daha uygun olacağı düşünülmektedir.
3.3. Yapay Zeka Yazılımcısının Hak Sahibi Olması
Yapay zekayı programlayan yazılımcının hak sahibi sayılması, yapay zeka programlarının eseri niteliğinde kabul edilmesine bağlıdır. Ancak yapay zeka, geleneksel yazılımlardan farklı olarak kendini geliştirebildiği ve öngörülemeyen sonuçlar ürettiği için, yazılımcının üretilen ürünler üzerindeki hak iddiası dayanağını yitirebilir. Kaldı ki, yazılım sadece bir araç olarak kullanılmış ve yapay zekanın o eseri meydana getirmesi yapay zekayı kullanan/işleten kişinin teşebbüsüyle de gerçekleşmiş olabilir.
3.4. Yatırımcının Hak Sahibi Olması
Yapay zekaya yatırım yapan kişinin hak sahibi olarak tanınması, yatırımcının bağlantılı hak sahibi ya da sui generis (kendine özgü) hak sahibi olarak tanınması seçenekleriyle değerlendirilebilir. Yapay zeka ürünlerine özel bir koruma rejimi geliştirilerek, ürünlerin koruma süresi insan eserlerine göre daha kısa tutulabilir. Bu yaklaşımla, yapay zekanın ürettiği ürünlerin eser olarak kabul edilip edilmeyeceğine dair tartışmalar da çözülebilir.
3.5. Yapay Zekanın Tek Başına Hak Sahibi Olması
Yapay zekanın hak sahibi olabilmesi için, önce hukuki kişiliğe sahip olması gerekmektedir. Bu konuda, yapay zekaya tüzel kişilik değil, elektronik kişilik verilmesi önerilmektedir. Ancak, bu durumda dahi yapay zekanın sorumluluğu ve hak devri gibi sorunların çözümü karmaşık kalacaktır6.
4. DünyaGenelinde Yapay Zekanın Fikri Mülkiyet Haklarına Etkisine İlişkin Güncel Gelişmeler
Yapay zekanın gelişimi, fikri mülkiyet hakları alanında küresel çapta önemli tartışmaların doğmasına neden olmuştur. Bu teknolojinin yarattığı eserlerin telif haklarına konu olup olamayacağı, hak sahipliğinin kimde olacağı gibi sorular, birçok ülkenin hukuk sisteminde ele alınmakta ve çözüm arayışları sürmektedir. 7 Aşağıda, dünya genelinde yapay zekanın fikri mülkiyet haklarına etkisine dair bazı önemli güncel gelişmelere yer verilmiştir.
Avrupa Birliği
Avrupa Birliği'nde yapay zeka konusunda tartışmalar daha çok etik ve veri gizliliği konusunda yoğunlaşmış olsa da telif hakkı ile ilgili gelişmeler de mevcuttur. Nitekim Avrupa Parlamentosu, 2017 yılında kabul ettiği raporunda yapay zeka ile ilgili sorumluluk, fikri mülkiyet hukuku ve etik gibi konularının daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiğini belirtmiş ve yapay zekaya elektronik kişilik tanınması önerisine yer vermiştir. 8 Yine Avrupa Telif Hakları Topluluğu da 2018 yıllında düzenlenen "Avrupa Birliği Telif Hakları Nereye Gidiyor? Mevcut AB Telif Hakları Paketi ve Yapay Zeka ve Karşılaşılan Zorluklar" konulu telif hakları zirvesinde yapay zeka tarafından üretilen eserlerin telif hakkının konusu olup olamayacağı ve bu eserler üzerinde telif hakkı sahibinin kim olması gerektiğini tartışmıştır.9
AIPPI
Uluslararası Fikrî Mülkiyet Hakları Koruma Derneği'nin ("AIPPI") Türkiye'nin de dahil olduğu 30 ülkenin katılımı sonucunda oluşturduğu önergesinde yapay zeka tarafından meydana getirilen eserlerin ancak süreçte insan müdahalesi varsa ve diğer şartlar da sağlanmışsa telif hakkına konu olup korunabileceği yönündeki değerlendirmesi de, eser tanımında yer alan sahibinin hususiyetini yansıtma yani gerçek kişi tarafından meydana getirilme kriterinin teknolojik gerekliliklere göre esnetilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.10
Amerika Birleşik Devletleri
Tennessee eyaleti, "Elvis Yasası"nı imzalayarak, yapay zeka tarafından yetkisiz bir şekilde üretilen ses kayıtlarının izinsiz kullanımını önleyen ilk eyalet olmuştur. ABD Patent ve Marka Ofisi (USPTO) ise yapay zeka destekli buluşların, önemli bir insan katkısı olması durumunda patent alabileceğini belirten bir kılavuz yayımlamıştır.11
Çin
Çin'de akademisyenler tarafından hazırlanan bir taslak yasa, yapay zekanın genel ilkelerini, hakların korunmasını ve hukuki sorumlulukları düzenlemektedir. Guangzhou İnternet Mahkemesi, 8 Şubat 2024'te, Ultraman serisinin Çin'deki lisans sahibi bir ajansının açtığı davada, bir GenAI hizmet sağlayıcısını telif hakkı ihlalinden sorumlu bulmuştur. Davacı, yapay zeka hizmetinin Ultraman görüntülerine özdeş ya da benzer görseller ürettiğini iddia etmiştir. Mahkeme, davalıyı GenAI Tedbirleri'ne uymadığı için cezalandırmış ve yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin etiketlenmesi, kullanıcı sözleşmelerine risk uyarıları eklenmesi gibi yükümlülüklerin yerine getirilmediğini belirtmiştir. Bu karar, Çin'in yapay zeka ve fikri mülkiyet koruma çabalarını pekiştirmektedir.12
Türkiye
Türkiye'de ise yapay zeka ve telif hakkının kesiştiği konulara ilişkin içtihat henüz oluşmamış olsa da, uluslararası platformlarda olduğu gibi Türk doktrininde de bu durum sıkça tartışılan bir konu haline gelmiş ve yapay zekaya ayrı bir tüzel kişilik veya elektronik kişilik tanımak, yapay zekanın ortaya çıkardığı çalışmalardan kaynaklı hak/sorumlulukları yapay zekanın sahibi ve programlayıcısına tanımak veya yapay zekanın meydana getirdiği ürünü kamuya mal etmek gibi farklı görüşler de tartışılır olmuştur.
II. SONUÇ
Sonuç olarak, yapay zeka hayatımızda giderek daha önemli bir aktör haline gelirken, mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliği ve bu yeni teknolojinin ihtiyaçlarına uygun çözümler üretilmesi gerekliliği, özellikle fikri mülkiyet hukuku alanında çözümlenmesi gereken bir mesele olarak öne çıkmaktadır. Yapay zekanın ürettiği ürünlerin eser olarak kabul edilip edilmeyeceği, yapay zekanın eser üzerindeki hak sahipliği ve sorumluluk konuları gibi konular doktrinde geniş bir tartışma alanı bulsa da dünya genelinde pozitif hukuk kuralları çerçevesinde henüz somut bir adım atılmamıştır. Ancak, ülkemiz dahil pek çok ülkede bu alanda istişareler yapılmakta, girişimler başlatılmakta ve öneriler sunulmaktadır. Mahkemeler bugüne kadar verdikleri kararlarda, yapay zekanın ürettiği ürünlere eser niteliği tanımamış olsalar da bu ürünlerin bir tür koruma altına alınması gerektiği yönündeki yorumları, bu alanda ilerlemenin hız kazanacağını göstermektedir. Fikri mülkiyet hukuku açısından ise, yapay zekanın klasik kuralları ve değerlendirme kriterlerini temelden değiştirecek yenilikler getireceği de kaçınılmazdır.
Footnotes
1 Gözübüyük, B. Yapay zekanın meydana getirdiği fikri ürünlere ilişkin 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunundaki sorunlar ve çözüm önerileri. Nisan 2021.
3 https://fikrimulkiyet.com/yapay-zeka-ve-telif-uyusmazliklari-2/.
4 The U.S. Copyright Office will register an original work of authorship, provided that the work was created by a human being.", Amerikan Telif Hakları Ofisi, Compendium of U.S. , Ocak 2021, pr. 306, https://www.copyright.gov/comp3/docs/compendium.pdf.
6 "Yapay Zekanın Meydana Getirdiği Fikri Ürünlere İlişkin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri.". Gözübüyük, Barış. 2021.
7 https://fikrimulkiyet.com/yapay-zeka-gelismeleri-iv/.
8 European Parliament Resolution with recommendations to the Commission on Civil Law Rules on Robotics, 2017.
9 International Conference, EU copyright, quo vadis? From the EU copyright package to the challenges of Artificial intelligence, 2018.
10 https://aippi.org/library/copyright_in_artificially_generated_works/.
12 https://techinsights.linklaters.com/post/102j4cb/china-first-ai-output-copyright-infringement-case
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.