Anonim şirketlerde pay, şirketin kuruluşunda veya sermaye artırımlarında tescil edilerek oluşmaktadır. Pay sahibi gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilmektedir. Pay sahibi olan kişi payın tüm haklarına sahip olup başka kişilerce bu hakların kullanılması mümkün olmamaktadır. Ancak devir serbestliği ilkesi uyarınca pay sahibi payını diğer ortakların onayına tabi olmadan devredebilmektedir. Ancak pay devrinin bazı durumlarda esas sözleşme ile sınırlandırılması mümkündür. Sözleşme tarafları, sözleşmede önalım hakkına ilişkin hükümler ile pay devrine ilişkin kısıtlamalar getirebilmektedirler.

ÖNALIM HAKKI NEDİR?

Önalım hakkı, yükümlünün bir şeyi satması ya da satım sonucu doğuracak şekilde devretmesi halinde, hak sahibinin o şeyi iktisap etmesini sağlamaya yönelik bir yetkidir. Önalım hakkı, yenilik doğurucu bir hak olup sahibine tek taraflı irade beyanı ile hakkın konusu şeyin kendine devredebilmesini talep etme hakkını doğurmaktadır.

Hukukumuzda önalım hakkı ile ilgili Türk Medeni Kanununda ve Türk Borçlar Kanununda düzenlemeler bulunmaktadır. TMK madde 732 vd. yasal önalım hakkını düzenlerken TBK madde 237 vd. sözleşmeden doğan önalım hakkını düzenlemektedir.

1) Yasal Önalım Hakkı

Yasal önalım hakkı TMK madde 732 vd. düzenlenmektedir. Yasal önalım hakkının kullanılabilmesi için paylı mülkiyet durumu olması gerekmektedir. TMK madde 732 uyarınca, paylı mülkiyette bir paydaşın payını tamamen veya kısmen üçüncü bir kişiye satması, devretmesi halinde diğer paydaşlar pay üzerinde önalım haklarını kullanabilmektedirler. İşbu düzenleme ile kanun, paylı mülkiyette pay sahibinin payını istediği üçüncü bir kişiye satmasına, devretmesine kısıtlama getirmektedir.

Yasal önalım hakkı, paylı mülkiyet söz konusu olduğunda kendiliğinden doğan bir haktır. Söz konusu payın devri ile birlikte önalım hakkı yeni pay sahibine geçmektedir. Yani diğer bir deyişle yasal önalım hakkı kişiye değil, paya bağlı bir haktır. Yasal önalım hakkı, hem payın tamamının satılması halinde hem de payın kısmen satılması halinde kullanılabilecek bir haktır.

Bu hak pay sahibinin pay devrini tamamen engelleyici olmayıp yalnızca devir serbestliği ilkesini kısıtlayıcı bir hak olarak değerlendirilebilmektedir. Şöyle ki, önalım hakkına sahip diğer paydaşlardan herhangi biri satışa konu payı almayı talep etmediği takdirde pay sahibi payını istediği bir üçüncü kişiye devretme imkanına sahip olacaktır. Yani paylı mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda, paydaşlardan birinin satılan payı almayı talep etmemesi o payın satışını tamamen engelleyici bir durum doğurmamaktadır. Pay sahibinin payını diğer bir pay sahibine satması halinde ise diğer pay sahipleri önalım hakkını ileri süremeyeceklerdir. Yani aslında yasal önalım hakkı ile paylı mülkiyete dışardan bir üçünü kişinin dahil olmasının diğer paydaşların rızası olmadan engellenmesi amaçlanmıştır.

Tek bir paydaş yasal önalım hakkını kullanabileceği gibi birden çok paydaş da bu hakkı kullanabilmektedir. Bu durumda, paydaşlar satın alınacak payda kendi payları oranında değil eşit oranda hak sahibi olacaklardır.

Pay sahibinin payını paydaşlara bildirmeden üçüncü bir kişiye satması durumunda ise, paydaşlar önalım hakkını dava yolu ile birlikte kullanabileceklerdir. Türk Medeni Kanunu uyarınca yapılan pay satışı, alıcı veya satıcı tarafından noter aracılığı ile diğer paydaşlara bildirilmelidir. Ön alım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihten itibaren üç ay içinde ve her halükarda iki yıl içinde kullanılmadığı takdirde düşecektir.

Pay sahipleri, yasal önalım hakkından resmi şekilde yapılacak bir sözleşme ile ya da tapuya verilecek şerh ile feragat etme hakkına sahiptirler. Yapılacak sözleşme ise yazılı şekle tabidir. Aksi takdirde feragat geçerli olmayacaktır.

2) Sözleşmesel Önalım Hakkı

Önalım hakkı, kanundan doğabileceği gibi tarafların karşılıklı anlaşmaları sonucunda da doğabilen bir haktır. Tarafların karşılıklı irade beyanları ile önalım hakkına ilişkin anlaşmaları halinde önalım sözleşmesi meydana gelmektedir. Sözleşmesel önalım hakkı TBK madde 240 vd. düzenlenmektedir.

Önalım sözleşmesi, satışa konu şeyin maliki ile önalım hakkı tanınacak kişi arasında akdedilecek bir sözleşme olup adi yazılı şekle tabidir. Kanundan doğan önalım hakkında olduğu gibi burada da hak sahibi tek taraflı irade beyanı ile hakkın konusu şeye malik olmayı talep edebilmektedir. Önalım sözleşmesinde hakkın kullanılma şartları ya da bedeli belirtilmek zorunda değilken, hakka konu şeyin belirtilmesi gerekmektedir.

Önalım hakkının kullanılması şarta bağlı bir hak olarak değerlendirilmektedir. Şöyle ki, hak sahibinin hakkını kullanabilmesi ancak hakka konu şeyin satılması ile birlikte mümkün olmaktadır. Dolayısı ile hakkın satışına ilişkin satış sözleşmesinin geçersiz veya yok hükmünde olması halinde önalım hakkı da kullanılamayacaktır. Ancak önalım hakkının kullanıldıktan sonra satış sözleşmesinden dönülmesi ya da sözleşmede geçersizlik hallerinin olması durumunda bu durum önalım hakkı sahibine karşı ileri sürülemeyecektir.

Önalım sözleşmesinin en fazla on yıllık süre için yapılması mümkündür. Sözleşme tarihinden itibaren on yıl içerisinde önalım hakkına konu şeyin satışı yapılmaması halinde bu hak düşecektir. Kanundan doğan önalım hakkında olduğu gibi burada da, üçüncü kişiye yapılan satışın alıcı ya da satıcı tarafından noter aracılığı ile hak sahibine bildirilmesinden itibaren üç ay herhalde iki yıl içinde hak sahibi dava açma hakkına sahiptir. İşbu sürelerin dolması ile birlikte artık hak sahibi hakkını kullanamayacaktır.

ANONİM ORTAKLIKTA PAY ÜZERİNDE ÖNALIM HAKKI

Anonim ortaklıkta pay sahipliği aslen ve devren kazanılmaktadır. Kuruluşta ve sermaye artırımında oluşan payların edinilmesiyle aslen kazanma gerçekleşirken; payın başkasından satın alınması, bağışlanması vb. durumlarında devren kazanma gerçekleşmektedir. Anonim ortaklıkta payın serbestçe devredilmesi ilkesi geçerli olup pay sahibi, payı senede bağlanmış olsun veya olmasın fark etmeksizin kanunun öngördüğü istisnalar haricinde istediği bir üçüncü kişiye devredebilmektedir. Kanunun öngördüğü haller dışında ise, ortaklar esas sözleşmeye koyacağı hükümler ile de işbu pay devrine kısıtlamalar getirebilmektedirler. Bu kısıtlamalardan biri de yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız önalım hakkına ilişkin kısıtlamadır.

Anonim ortaklıkta pay devrinde paydaşların kanundan doğan önalım hakkı bulunmamakla birlikte sözleşme ile önalım hakkını kararlaştırabilmektedirler. Önalım hakkı, esas sözleşmede hüküm altına alınabileceği gibi ayrı bir sözleşme ile de hüküm altına alınabilmektedir. Esas sözleşmesel önalım hakkı uyarınca bir ortağın payını devretmek istemesi halinde payını öncelikle mevcut ortaklara teklif etmesi gerekmektedir.

Burada asıl dikkat edilmesi gereken konu esas sözleşmeye eklenen ve diğer ortaklara sağlanan önalım hakkı hükümlerinin şirket organlarını bağlayıcı bir etkisi bulunmadığı noktasıdır. İşbu önalım hakkı, borçlar hukuku kapsamında sözleşme kaynaklı bir hak olduğundan yalnızca sözleşmenin taraflarını bağlayıcı bir hak niteliğindedir. Yani pay sahibinin, diğer paydaşların önalım hakkını gözetmeksizin payını üçüncü bir kişiye devretmesi halinde paydaşların, payı alan üçüncü kişiye başvurarak önalım hakkını ileri sürmesi bu noktada mümkün olmamaktadır.

Yani pay sahibinin, önalım sözleşmesine aykırı davranarak payını başka bir üçüncü kişiye satması halinde, yalnızca sözleşmeden doğan borca aykırılık söz konusu olacaktır. Bu doğrultuda hak sahibi, borca aykırılık sebebi ile pay sahibine karşı tazminat ve eğer sözleşmede kararlaştırılmışsa cezai şart talep etme hakkına sahip olacaktır.

SONUÇ

Önalım hakkı yasal önalım hakkı ve sözleşmesel önalım hakkı olarak ayrılmaktadır. Anonim şirketlerde pay devri söz konusu olduğunda ise yalnızca sözleşmesel önalım hakkı mümkün olmaktadır. Bu doğrultuda pay sahipleri esas sözleşmeye koyacağı hükümler ile ya da ayrı bir sözleşme ile önalım hakkını düzenleyebilmektedir. Ancak, anonim ortaklıkta pay devrine ilişkin önalım sözleşmeleri yalnızca borçlar hukuku çerçevesinde değerlendirilebilecektir. Yani yapılan sözleşme sadece tarafları bağlayacak, şirket bakımından herhangi bir borç ve yükümlülük doğurmayacaktır. Hakkı ihlal edilen taraf yalnızca sözleşmeden kaynaklı borca aykırılık sebebi ile karşı taraftan tazminat ve eğer sözleşmede kararlaştırılmış ise cezai şart var ise onu talep edebilecek, şirkete karşı herhangi bir hak talebinde bulunamayacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.